

UC Berkeley araştırmacıları, “aşk hormonu” olarak bilinen oksitosinin sadece romantik ilişkilerde değil, hızlı ve güçlü arkadaşlık bağlarının oluşumunda da kritik rol oynadığını keşfetti. Oksitosin eksikliği, bağ kurma süresini uzatıyor ve uzun vadeli arkadaşlık ilişkilerini zayıflatıyor.
Oksitosin, halk arasında “aşk hormonu”, “sarılma hormonu” veya “mutluluk hormonu” olarak bilinse de bilim dünyası bu hormonu yeniden tanımlıyor. UC Berkeley’de yapılan son araştırma, oksitosinin yalnızca romantik ilişkilerde değil, arkadaşlık bağlarının hızlı ve sağlam şekilde oluşmasında da kritik bir görev üstlendiğini ortaya koydu.
Çayır sıçanları üzerinde yapılan deneylerde, oksitosin reseptörleri olmayan bireylerin, sosyal bağ kurma süreçlerinin normalden iki kat daha uzun sürdüğü görüldü. Ayrıca bu hayvanlar, yakın arkadaşlarını yabancılardan ayırmada zorlandı.
Oksitosin, beyinde cinsel ilişki, doğum, emzirme ve sosyal etkileşimler sırasında salgılanır. Güven, bağlılık, yakınlık hissini artırır. Dokunma, müzik dinleme ve egzersiz gibi aktiviteler, oksitosin seviyelerini yükseltebilir.
Ancak yeni bulgular, bu hormonun arkadaşlık seçiciliğinde de önemli olduğunu, eksikliğinde sosyal bağların daha zayıf oluştuğunu gösteriyor.
Arkadaşlıkların Oluşma Süresi Uzuyor: Oksitosin reseptörü eksikliği, akran bağlarının oluşmasını geciktiriyor.
Seçicilik Zayıflıyor: Bu bireyler, arkadaşlarını yabancılardan ayırmada zorlanıyor.
Sosyal Ödüller Azalıyor: Arkadaş yakınlığı daha az ödüllendirici hale geliyor.
Yabancılara Karşı Daha Az Kaçınma: Oksitosin eksikliği, yabancılara karşı mesafeyi ve saldırganlığı azaltıyor.
Araştırmacılar, oksitosinin yalnızca bağlanma hızını değil, sosyal seçiciliği de etkilediğini belirtiyor. İnsanlarda da benzer şekilde, oksitosin seviyesindeki düşüklük sosyal bağların zayıf olmasına yol açabilir.
Bu bulgular, sosyal etkileşim zorlukları yaşayan otizm ve şizofreni gibi durumların anlaşılmasına da katkı sağlayabilir.
Daha önceki çalışmalar, oksitosin eksikliğinin tek eşlilik ve ebeveynlik davranışlarını tamamen ortadan kaldırmadığını, ancak bağ kurma süresini uzattığını göstermişti. Bu çalışma ise, aynı durumun arkadaşlık ilişkileri için de geçerli olduğunu kanıtladı.
UC Berkeley laboratuvarında geliştirilen oksitosin nanosensörleri ile yapılan incelemelerde, oksitosin eksikliği olan bireylerin beyninde bu hormonun daha az ve sınırlı bölgelerden salgılandığı görüldü. Özellikle sosyal ödül merkezlerinden biri olan çekirdek akumbens bölgesinde bu eksiklik belirgindi.
1. Oksitosin sadece romantik ilişkilerde mi etkilidir?
Hayır. Yeni araştırmalar, oksitosinin arkadaşlık bağlarının hızlı kurulmasında da kritik rol oynadığını gösteriyor.
2. Oksitosin seviyemi doğal yollarla artırabilir miyim?
Evet. Dokunmak, sevdiklerinizle vakit geçirmek, müzik dinlemek ve spor yapmak oksitosin salgısını artırabilir.
3. Oksitosin eksikliği sosyal yaşamımı nasıl etkiler?
Bağ kurma süresini uzatabilir, arkadaşlık seçiminde zorluk yaşanmasına ve sosyal ilişkilerin zayıflamasına yol açabilir.
4. Bu araştırma hangi hastalıklarla ilişkilendirilebilir?
Otizm spektrum bozukluğu, şizofreni ve sosyal anksiyete gibi sosyal etkileşim bozukluklarıyla ilişkili olabilir.
https://www.sciencedaily.com/releases/2025/08/250813083608.htm
Paylaş