Metabolik Sendrom kentli kadınları tehdit ediyor!

Ülkemizde her 3 kadından 2'si ve her 2 erkekten biri Metabolik Sendrom için kriterlere sahip.Ülkemizde her 3 kadından 2'si ve her 2 erkekten biri Metabolik Sendrom için yüksek risk göstergesi olan şişmanlık kriterlerine sahip. Kalp damar hastalıkları ile diyabete yakalanma riskini ciddi oranda artıran Metabolik Sendrom her 3 kişiden birini etkisi altına alıyor. En çok da masa başında çalışanlar ve kentte yaşayan kadınlar bu hastalıkla savaşmak zorunda kalıyor. Haber1Metabolik Sendrom, kalp damar hastalıkları ve diyabet oluşumunu hazırlayan şişmanlık, yağ/kolesterol metabolizması bozuklukları, yüksek tansiyon ve şeker metabolizması bozukluklarının (gizli şeker problemleri) bir arada bulunduğu bir tablo olarak tanımlanıyor. Bu faktörlerin ortak noktaları ise insülin direnci yoluyla oluşmaları. Tüm dünyada ve ülkemizde Metabolik Sendrom görülme sıklığı hızla artıyor. Altta yatan neden ise bu sendromun en önemli kriteri olan ve çağımızın hastalığı olarak nitelendirilen obezite görülme oranının giderek artması. Acıbadem Fulya Hastanesi'nden Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Doç. Dr. Rüştü Serter, Metabolik Sendrom tanısı konmuş olan hastalarda diğer insanlara göre kalp damar hastalıklarının 2- 3 kat, diyabetin ise 3- 6 kat daha fazla görüldüğü uyarısında bulanarak, "İşte bu yüzden Metabolik Sendrom'un önlenmesi ya da erken dönemde tedavi edilmesi yaşamsal önem taşıyor. " uyarısında bulunuyor. HER 3 KADINDAN 2'Sİ BU HASTALIKLA SAVAŞIYOR Modern yaşam tarzı, artan teknoloji ve buna bağlı değişen alışkanlıklar ile azalan günlük hareket miktarı Metabolik Sendrom'un en önemli nedenlerden birini oluşturuyor. Bir diğer önemli sebep ise sağlıksız, yağdan ve kaloriden zengin hazır besinlerle beslenmedeki artış. Ülkemizde yapılan METSAR çalışmasına göre; 20 yaş üzeri erişkinlerde Metabolik Sendrom sıklığı erkeklerde yüzde 29 iken bu oran kadınlarda yüzde 41'e yükseliyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Doç. Dr. Rüştü Serter, bu artışı kadınlarda metabolizmanın daha yavaş çalışmasının sonucu obeziteye daha yatkın olmalarına bağlıyor. Ülkemizde kadınların çalışma hayatına katılımının düşük olması, teknolojik alanındaki gelişmelerin yaşamı kolaylaştırması ve sportif aktivitelere zaman ayırmama gibi nedenlerle özellikle kentte yaşayan kadınlarda Metabolik Sendrom daha sık görülüyor. BEL ÇEVRESİ GENİŞLİĞİ EN ÖNEMLİ RİSK FAKTÖRÜ Diğer risk faktörleri olmadan abdominal obezitenin (şişmanlık) tek başına tespit edilmesi Metabolik Sendrom gelişimi için önemli bir risk oluşturuyor. Yapılan çalışmalar kalp damar hastalıkları ile ilişkili olan abdominal obezitenin en önemli belirleyicisinin ise bel çevresi ölçümü olduğunu gösteriyor. Bunun sebebi ise Metabolik Sendrom'un temelini oluşturan insülin direncinin özellikle karın bölgesinde yerleşen yağlar ile artması. Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Doç. Dr. Rüştü Serter, insülin direncinin en kolay bel çevresi ölçümü ile belirlendiğini belirterek, "Bel çevresinin erkeklerde 102 kadınlarda ise 88 santim üzerinde olması riskin arttığını gösteriyor ve Metabolik Sendrom tanısı için gerekli kriterlerden birini oluşturuyor" diyor. Son yıllarda yapılan çalışmalar daha düşük ölçümlerde bile riskin arttığını gösteriyor. Dolayısıyla bu rakamlar daha da aşağı çekilerek bel çevresinin üst sınırının erkeklerde 94, kadınlarda ise 80 santim olması isteniyor. TANI İÇİN 3 KRİTER YETERLİ! Aşağıda yer alan ölçümlerden 3'ünün yüksek olması Metabolik Sendrom tanısı için yeterli geliyor. "Karın bölgesi şişmanlığın belirleyicisi olan bel çevresinin geniş olması, "Kan basıncının yüksek olması, " Kan yağlarından trigliseridin yüksek olması, " Faydalı yağ grubu HDL kolesterolün düşük olması, " Kan şekerinin yüksek olması. HÜRRİYET

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:14 Ekim 2011Yayınlanma Tarihi:12 Ekim 2011

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.