Kişilik özellikleri bebeklikte belli oluyor

Karakterimiz ilk ne zaman şekillenmeye başlar? Örneğin bugün utangaç olan biri çocukluğunda da mı utangaçtır?

Kişiliğimizi şekillendiren birçok etken vardır. Genlerimiz, arkadaşlarımız, gittiğimiz okul ve başka birçok faktör bizi biz yapar. Peki karakterimiz ilk ne zaman şekillenmeye başlar? Örneğin bugün utangaç olan biri çocukluğunda da mı utangaçtır?

Evet, öyledir. Araştırmalar, birkaç aylıkken gösterdiğimiz davranış eğilimleri ile daha sonraki kişiliğimiz arasında önemli bağlantılar olduğunu gösteriyor. Bu, kişiliğimizin daha o zaman kesin olarak oturmuş olduğu anlamına gelmez, ama bugünkü halimizin kökeni hayata adım attığımız ilk dönemlere kadar uzar.

Bebekler üzerinde çalışan psikologlar genellikle kişilik yerine "mizaç, tabiat, huy" terimlerini kullanır. Bu konudaki ilk araştırmalardan biri 1950'lerde yapılmış ve 133 kişi doğumdan 30 yaşına kadar gözlem altında tutulmuştu. Araştırmacılar aktivite seviyelerine, ruh hallerine ve dikkat durumlarına göre bebeklerde dokuz farklı huy tespit etmiş ve bugün bize doğru ifade edilmemiş gelse de "kolay çocuklar", "zor çocuklar" ve "ağırkanlı çocuklar" gibi kategoriler belirlemişti.

Bu çalışmada, çocuklukta sergilenen kişiliğin yetişkinlikteki kişilikle bağlantısına bakılmamış, ancak üç yaşındayken kolay ya da zor olarak tanımlanan çocukların yetişkinlikte de aynı kategoride değerlendirildiği görülmüştü.

Ebeveynler çocuklarının davranışlarından sonraki kişiliklerinin belirtilerini görmeye çalışır.

Aslında uzun zaman boyunca küçük çocukların huylarını araştıranlar ile yetişkinlerin kişiliğini araştıranların birbiriyle pek bağlantısı olmadı. Fakat son on yıldır bu durum değişti ve bebeklikteki huylar ileri yaştaki kişiliğin tam bir göstergesi olmasa da ikisi arasında kesin bir bağ olduğu ortaya çıktı.

Huyları kategorize etmede kullanılan yöntemler zaman içinde değişti ve başlangıçta belirlenen dokuz tanım bugün üç geniş alana indirgendi:

◾ "Çabayla kontrol": Küçük çocukların öz kontrolünü ve odaklanma yeteneğini ifade eder (örneğin, güzel bir oyuncağın cazibesine direnme);

◾ "Negatif duygulanma": Korku ve öfke gibi negatif duygu derecesini ifade eder;

◾ "Dışa dönüklük": Aktivite seviyesini, heyecan ve hoş sohbetli olmayı ifade eder.

Bu yıl internette yayınlanan bir Rus araştırması ise 45 ebeveynin çocukları yedi aylıkken ve sekiz yaşındayken onların kişiliğini nasıl değerlendirdiklerine baktı. Değerlendirmede dışadönüklük ve duygusal dengesizlik gibi yetişkinlerin kişilik özellikleri temel alınmıştı.

Küçük yaşta dışa dönüklük belirtisi gösteren çocuklar ileri yaşlarda daha az duygusal dengesizlik gösteriyor.

İki dönemdeki sonuçların birçok bakımdan birbiriyle tutarlı olduğu görüldü. Örneğin bebekken daha fazla gülümseme gibi dışadönüklük belirtisi gösterenler sekiz yaşındayken duygusal dengesizlik belirtisi göstermiyor, ya da "çabayla kontrol" özelliği bakımından fazla puan alan bebekler büyüdüğünde daha güçlü bir sorumluluk duygusu sergiliyordu.

Fakat her bakımdan tutarlılık göstermeyen özellikler de vardı. Örneğin daha fazla gülümseyen, dış dünyaya daha açık bebeklerin tümü sekiz yaşında dışadönüklük özelliği bakımından daha fazla puan almamıştı. Bu da bebeklikteki huyların insanın kaderi anlamına gelmediğini gösteriyor. Fakat sonuçlar bir bütün olarak, bebeklikte sergilenen özelliklerin ileri yıllardaki kişiliğin temelini oluşturduğu yönündeki görüşleri destekliyor.

2007'de Çek Cumhuriyeti'nde yayınlanan bir araştırmada da 12-30 aylık çocukların bazı özellikleri ile 40 yıl sonraki özellikleri arasında belirgin bir bağlantı olduğu görüldü.

İlk çocukluk döneminde daha aktif ve iddialı olan çocukların yetişkinlik döneminde de daha dışadönüklük ve özyeterlik özellikleri bakımından daha yüksek puan kaydettikleri dikkat çekti.

BBC TÜRKÇE


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:18 Kasım 2018Yayınlanma Tarihi:20 Eylül 2016

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.