Karanlığın 7 atlısı ve dindar nesil tartışmaları

Değerler erozyonunun yaşandığı günümüzde insani değerlerin yüceltilmesi gerektiği bilim çevrelerince destekleniyor ama sağduyulu kalemleri bile konuya şaşı bakıyorlar.

Değerler erozyonunun yaşandığı günümüzde insani değerlerin yüceltilmesi gerektiği bilim çevrelerince destekleniyor ama sağduyulu kalemleri bile konuya şaşı bakıyorlar. 11Haberi KaydetArkadaşına Gönder06 Şubat 2012 08:48 - 3 Yorum - 3,065 Okunma   Tanzimat Zihin Yapısı’nın toplum ruhuna zerk ettiği olumsuz duyguların günümüze yansıyan hastalıkları siyasetin dindar nesil isteme talebi karşısında tekrar depreşti. Bazı duygular konulara şaşı bakılmasına neden olur. Karanlığın 7 atlısı denilen ‘Kin, Korku, Öfke, Nefret, Düşmanlık, Hırs, Kıskançlık’  bu duygulardandır. Mevlana’nın basiret gözü şaşı olanların halini anlatmak için örnek verdiği bir hikâyesi vardır. Bir şaşıya efendisi emretmiş “içeriye gir de şişeyi al getir” Şaşı eve girmiş tek şişeyi iki görüp dönmüş efendisine sormuştu; “İçeride iki şişe var hangisini getireyim?” Efendi ısrar eder “Şişe birdir sen şaşı olduğun için öyle görüyorsun.” Şaşı ısrar eder “ Efendim bana kızmayın şişeler gerçekten bir değil ikidir” Efendi yardımcısını ikna etmek için “O halde iki şişeden birini kır kalanı getir” demiş. Yardımcı gitmiş birini kırarken ikincisinin yok olduğunu görmüş ama olan şişeye olmuş. ‘İyi insan yetiştirme’ idealinin özellikle modern bilimle doğrulandığı günümüzde ziyan edilmesinden endişe ediyorum. Günümüzde bu konunun dindarlığa siyasi anlam yüklenerek tartışılması çok tehlikeli ve zarar vericidir. Türkiye’nin en sağduyulu kalemleri bile bu konuya maalesef şaşı bakıyorlar. Bu memlekette ebeveynlerin çocuklara dinini öğretme çabasının ne kadar yasaklandığı, tehlikeli görüldüğü, hatta suç sayıldığı dönemleri hepimiz biliyoruz. Akıl gözü şaşı olanlar karanlığın yedi atlısından birinin etkisindedirler ve bu kişilerde ‘Kognitif Distorsiyon’ denilen realiteyi görememe ve çarpıtma ortaya çıkar. Korku veya öfkenin etkisi ile yanlış niyet okuyarak cebinden bir şey çıkarıp vermek isteyene silahını boşaltır. Kin ve nefretinin etkisi ile dost ve düşmanını karıştırır dostlarını uzaklaştırır ve yalnız kalır. Karanlık duyguların etkisi ile gerçeği tam göremez, varsayımlarla zihnindeki eksiği tamamlamaya çalışır. Yanlış varsayımla dindar insanın tehlikeli insan olduğu şaşı bakışına yönelir. Değerler erozyonunun yaşandığı günümüzde insani değerlerin yüceltilmesi gerektiği bilim çevrelerince destekleniyor. Çoklu Zeka kavramını geliştiren Howard  Gardner’ın ‘Çoklu Zeka’ya son yaptığı ilave ‘Ahlaki Zeka’ kavramı oldu. Bazı araştırmacılar ‘Vicdani Zeka’ olarak da tanımlıyorlar. Karakter eğitimi amaçlı kavram eğitiminde bazı insani değerlerin kavramsal olarak çocuklara öğretilmesi istenmektedir. Bu kavramlarla ilgili ‘Ahlakın Nörobiyolojisi’ bilimsel çalışmaları referans oldu. Aşağıdaki değerlerin hangisinin toplumda yaygınlaşmasına karşı çıkarız.  BAZI VİCDANİ ZEKA DEĞERLERİ -İç sesi dinleyebilmek, -İç disiplin ve iç sorumluluk  geliştirmek, -Hesap verebilirlik, -Ahlaki akıl yürütmeyi kullanmak, -Aşkın güce karşı sorumluluk hissetmek, -Etik değerlere sahip olmak, -Bilgeliği amaçlamak, -Alçak gönüllülükle birlikte doğruluk için de cesur olmak, -Dürüst ve ilkeli olmayı yöntem olarak benimsemek… Eğer bu değerleri dini gerekçelerle savunanlar varsa onların da bunu savunma özgürlükleri vardır. Zorla dayatmadıkları müddetçe siyasi anlam yüklemek akıl gözü şaşılığıdır. Eğitimin genel kabul gören tarifi  ‘Bireyin davranışında, kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istenilen yönde değişmeler meydana getirme süreci’ şeklindedir. Bireyin davranışında olumlu değişmeler meydana getirme devletin sorumluluğunda değil mi? İtiraz neden bir yazar çıkıyor “Kemalizm yerine dindarlık dayatılıyor” diye akıl gözü şaşılığı ile hareket ediyor, diğer bir yazar çıkıyor  “Oğlumun muhafazar olmasını istemem” diyor, bir başkası ise “Ben ateist olmak istiyorum “ diyor. Sanki bazı kişileri muhafazakar olmaya, dindar olmaya zorlayanlar var gibi… Bazı kişiler “Bu sunni İslam dayatmasıdır” diyorlar. Dini kimlikle karekter eğitiminde dinin rolünü karıştıran cahilliklerinin diz boyu olduğunu görüyoruz. Bütün sorun alıngan ve vehimli bakışın ‘algıları olgu sanma’ şaşılığı, başka bir şey değil. Tabi kötü niyet yoksa. Tıpkı akıl gözünün şaşı olması nedeniyle başörtülü birini görünce “Bana din propagandası yapılıyor” diyen algı yönetimi kusurlu kişide  olduğu gibi. Eğitim konularını tartışırken şişeleri kırmamaya özen göstermek herkesin sorumluluğudur. HABER 7.COM

 

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:25 Temmuz 2023Yayınlanma Tarihi:06 Şubat 2012

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.