İnsan genomunun belirlenmesi yaşamı farklılaştırdı

İnsan genomunu nedir, insan hayatındaki önemi nedir? İnsan genomu yaşamı nasıl etkiliyor. İşte hepsinin cevabı.

İnsan genomunu nedir, insan hayatındaki önemi nedir? İnsan genomu yaşamı nasıl etkiliyor. İşte hepsinin cevabı.

Genom projesinin tamamlanmasının üzerinden neredeyse on yıl geçti. Artık moleküler biyoloji ve genetik bilgisayarla kurduğu ortaklıklar üzerinden hastalıkların tanı ve tedavisinde ölçek büyüttü. Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Psikiyatrist-Farmakolog Prof. Dr. M. Emin Ceylan insan genomunun önemini PSİKOHAYAT Dergisi’nin son sayısında anlattı. Genetik bilgilerimiz, hastalıkları kişiye özel olarak tanımaya ve onları yine kişiye özel biçimde tedavi etmeye başladı. Böylece her hasta daha az yanetkiye maruz kalıyor, daha sürdürülebilir bir tedaviyle karşılaşıyor,çok daha az riske maruz kalıyor, bütün bunlara bağlı olarak da doğrudan ve dolaylı tedavi maliyetleri düşüyor. İnsan ırkları arasında ilaca verilecek tedavi cevabı konusunda çok belirgin farklılıklar vardır. Mesela yavaş asetilleyici dediğimiz grup Türklerde % 60 iken, Japonlarda % 10’dur. Dolayısıyla ilaçların vücuttan atılımıfarklı insan topluluklarına göre farklılıklar göstermektedir.

KONTROLSÜZ İLAÇ KULLANIMI ÖLDÜREBİLİYOR

İlaçlara bağlı ölümler ilk beş ölüm nedeni arasında yer almaktadır. Bu nokta önemlidir çünkü ABD’de bir yılda doz aşımına bağlıilaç zehirlenmesinden yüz binin üzerinde ölüm ve iki milyonun üzerinde de ciddi yan etki görülmektedir. Kontrollü ilaç kullanımı, yalnızca doktorun ilacı reçete etmesi ve eczacının o ilacı vermesi değildir, aynı zamanda verilen ilacın kana ne kadar karıştığını n ve orada ne kadar kalacağının da belirlenmesidir. İşte bunu tedaviye dönük ilaç kan düzeyi ölçümleri ve yanı sıra kişinin bu ilaca karşıfenotipinin, dolayısıyla vereceği cevabın da belirlenmesi demektir. Vücutta izlenemeyen ilaç kör bir ilaçtır. Örneğin psikotik hastalıklarda kullanılan nöroleptiklere karşı kas rijiditesi oluşmaktadır bu durum genetik farklılığı olan bazı kişilerde yüksek ateşle beraberölümcül olabilmektedir, bu farklılığın farmakogenetik yolla öngörülmesi hastayı bazı kaçınılmaz sonuçlardan alıkoyacaktır.

UYGUN KİŞİYE UYGUN İLAÇ, UYGUN İLACA UYGUN DOZ

Testlerle genotipi ve fenotipi belirlenen kişilerin metabolizmalarına göre etkili ilaç kombinasyonları hazırlanabilir. Değişik testlerle belirlenen enzim yapıları ilaç cevabındaki farklılıkların üçte birinden ve yan etkilerin yarısından sorumludur. Farmakogenetik testlerin sonucunu yorumlayarak uygun kişiye uygun ilaç, uygun ilaca da uygun doz seçimi yapabiliriz. Farmakogenetik testler; ilaç yan etkilerinin, ilaçların birbirleri arasındaki etkileşimlerinin önemli bir kısmını ortadan kaldırma kapasitesine sahiptir.

HERKES EN AZ BİR KEZ FARMAKOGENETİK TEST YAPTIRMALI

Farmakogenetik testlerden elde edilecek bilgiler kişiye her gittiği yerde uygun dozda uygun ilaç kullanımında yön gösterici olur. Bunun için hastanın hem genotipinin hem de fenotipinin çıkartılmasıgerekir. Böylece kişinin bir ilaca sahip olduğu genetik yapı ve farklıçevresel koşullar altında nasıl cevaplar vereceği belirlenmiş olacaktır. Tedaviye cevap verenlerle vermeyenleri belirlemede, ilaçzehirlenmelerini önlemede, sigara içildiğinde oluşabilecek farklılıklarıtespit etmede elimizde yeterli dokümanolacak demektir.

SONUÇLARI UZMAN YORUMLAMALIDIR

Testler yorumlanmadan bir anlam taşımaz ve hatta farmakogenetik testlerde asıl önemli olanın yorum olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Günlük hayatta hepimizin karşılaştığı sigara, çay, kahve içmek, greyfurt suyu kullanmak gibi sayısız etmen ilaç metabolizmasını etkilemektedir. Dolayısıyla bu etmenleri ayıklayarak ve pek çok başka bilgiyi kullanarak testlere bir yorum getirmek uzmanlık konusudur. Ancak böyle bir uzman size, kişiye özel farmakogenetikraporunuzu verebilecektir.

FARMAKOGENETİKLE İLGİLİ DAHA FAZLA BİLGİ

Her birey, genleriyle çevresinin etkileşiminin ürünüdür. Farmakogenetik, hastaların ilaçlara verdiği cevapların oluşmasında temel rol oynayan genetik etmenleri inceleyen bilim dalıdır. Farmakogenetik testler kişilerarası DNA farklılıklarını saptayarak bireyin belli bir ilaca vereceği yanıtı önceden belirleyebilir. Böylece kişinin genetik yapısının hangi ilaca duyarlı, hangisine duyarsız olduğuna göre tedavi planı yapabiliriz. Mesela bir depresyon ilacı bir kişinin üzerinizde etkili oluyor ama diğerinin üzerinde etkili olmuyor, bunun nedenini ortaya çıkarmakta en etkili yöntem farmakogenetik testlerdir. Hastaların genetik özelliklerini bilirsek, genetik testin sonucuna göre hastaya doğru ilacıverebiliriz. Tedavi genetik testlere göre yapılırsa hasta zaman kaybetmeden tedaviden olumlu sonuç alır.

 FARMOGENETİK NEDİR, DAHA FAZLA BİLGİ ALIN

Şimdiki durumda birçok klinikte ilaçlar deneme yanılma yoluyla veriliyor. Onun için hastalar önemli yan etkilere, maddi kayıplara ve de tedavide başarısızlıklara maruz kalabiliyor. Farmakogenetik, kişilerin ilaçlara verdiği tedavi cevaplarının genetik değişkenlik üzerinden belirlenmesini sağlar. Mesela depresyon ilaçları karaciğerde genel olarak CYP2D6 ve CYP2C19 enzimleri üzerinden yıkılır. Bu enzimlerde görülen kişisel genetik farklılıklar söz konusu ilacın kandan hızlı mı yoksa yavaş mı atılacağını belirler. Genetik farklılığa göre kandan yavaş atılan bir depresyon ilacı doğal olarak daha uzun süre tedavi edici etki gösterirken yine aynınedenle daha uzun süre yan etki ve/veya toksik etki gösterebilir. O nedenle klinisyen bu ilacı hastaya daha düşük dozlarda vermek durumunda kalabilir. Buna karşılık genetik farklılığa göre kandan hızlı atılan bir ilaç da tedavi etkinliğini doğal olarak daha kısa ve daha zayıf gösterebilir, yine toksik etkilerini de ancak çok yüksek dozlarda ortaya çıkarabilir. Bu durumda bu ilacı söz konusu hastaya klinisyen daha yüksek dozlarda verecektir ya da belki asıl ilacı karaciğerdeki yıkım enzimlerini bloke eden bir başka ilaçla birlikte kullanma yoluna gidebilecektir. Bu nedenlerle farmakogenetik çalışmalarda hastanın tedaviye yönelik ilaç kan düzeylerinin ölçümü yaşamsal önem arzetmektedir. Klinisyenler uzun süre tedavi edemedikleri hastaların ilaç kan düzeylerini ölçtüklerinde zaman zaman bu düzeyin çok düşük kaldığınıgözlemekte ve ilacın dozunu arttırarak hastanın ilaca cevap vermesini sağlamaktadırlar. Klinik pratikte bu örnekler az değildir. Özellikle tedavi dozuyla toksik doz arasında küçük bir aralık bulunan duygudurum düzenleyici ve depresyon tedavi edici bir grup ilaçta tedaviye yönelik kan düzeylerinin belirlenmesi daha fazla önem arzeder. Çünkü ancak bu durumda klinisyen dozu nereye kadar yükselteceğini, nerede duracağını açık biçimde görebilir. PSİKOHAYAT

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:24 Aralık 2012Yayınlanma Tarihi:21 Haziran 2012

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.