Hastanızın yanında kötü şeyler konuşmayın

Hastaya özellikle gelecekle ilgili olumlu şeyler anlatılmalı. Başucunda ağlamak ya da olumsuz davranışlar, onu, umutsuzluğa sürükleyebilir. Hastanızın yanında kötü şeyler konuşmayın.

Hastaya özellikle gelecekle ilgili olumlu şeyler anlatılmalı. Başucunda ağlamak ya da olumsuz davranışlar, onu, umutsuzluğa sürükleyebilir. Hastanızın yanında kötü şeyler konuşmayın.

Medical Park Bahçelievler Hastanesi Yoğun Bakımlar Koordinatörü  Dr. Kadir Doğruer; yoğun bakımla ilgili sorularımızı yanıtlamaya devam ediyor. DERİN KOMADAKİ HASTA  KONUŞULANLARI  DUYABİLİR Mİ? Derin komadaki birinin hiçbir şeyi fark etmediği fikri doğru değil. Derin komadaki biri kesinlikle birçok şeyi algılar. Onların yanında kötü şeyler konuşmamalıyız. Onların uyanmasını sağlayacak destekler vermeliyiz. Onlarla güzellikleri,  heyecanları, umutları ve beklentileri paylaşmalıyız.

AİLENİN HASTAYI İSTEMEDİĞİ  DURUMLARA RASTLIYOR MUSUNUZ?

Hastayı sevmiyorsanız, ondan korkuyorsanız, “Ona nasıl bakarım?” diyorsanız iyileşmesi ya da  kaliteli iyileşmesi çok zor. Çünkü hasta dönmeyecektir, küskün kalacaktır. Bazen yaşlı diye hastayı istemiyorlar. Hatta şok olmuştum ama bir anne-babanın ‘sorunlu’ diye kızını istemediğini bile gördüm. Bu dramların ortasında kalmak çok büyük bir yük. Ziyaret saatlerinde bazı yakınların, yatan hastalarına sanki ölmüşler gibi ağıtlar yakması da var. Burada kültür birikimleri devreye giriyor. Geleneksel kültürümüz buna zaten meyilli ve eğitimimiz de eksik. O nedenle tepkilerimizi ifade edebilecek bir yol bulamadığımızda ağlamak, bağırmak ve ağıt yakmak noktasına geliyoruz. Böylece hasta da küsecek ve  “Gitmeliyim ki, rahat etsinler” diye düşünecek. “GEREKSİZ YERE UMUT VERİLMEMELİ” Yoğun bakım hekimleri hasta yakınlarına net şeyler söylemekten genellikle kaçınır. Çünkü biz matematiksel bir iş yapmıyoruz. Şu an söylediğimiz bir şey az sonra farklı bir kulvara girebilir. Yuvarlak konuşmayı tercih ederiz. Yoğun bakımda olan hasta, hayatı tehlikede olan hastadır. Ölümle cebelleşen hastanın yakınlarına, “Hastanız çok iyi, hayati tehlikesi yok” dersem, gerçek olmayan bir umut vermiş olurum ki, bu da etik açıdan çok yanlış.

“ZİYARET SAATLERİNE UYULMALI” Hasta yakınlarını belli gün ve saatlerde yoğun bakımlara almak zorundayız. Gönlümden geçen çok daha uzun süre yanlarında kalabilmeleri. Ancak bu çok fazla personelin çalışmasını gerektiriyor. Her giriş çıkış, büyük zaman alıyor.

Bu durumda başka bir kadronun ortaya çıkması gerekiyor. Psikologlar, psikoterapistler, sosyal iletişimciler gibi. Bu da çok mümkün olmadığı için hastaların ziyaretçilerle görüşmesi kısıtlı.

“ENFEKSİYON KÂBUSU”

Yoğun bakım enfeksiyonu, ülkemizde ve bütün dünyada yaygın bir sorun. Şu anda yoğun bakım hekimlerinin en çok savaştığı konuların başında geliyor. Yoğun bakımda yatan hastanın mevcut durumu, bağışıklık sistemini baskılar. Yoğun bakımlar, her türlü enfeksiyonun gelişmesine yatkın ortamlar. Bu ortamda yakalanılan enfeksiyonlar, şiddetli hatta ölümcül olur. Tedavileri de çok zordur. “GEREKSİZ ANTİBİYOTİK KULLANIMI İŞİMİZİ ZORLAŞTIRIYOR” Bilinçsiz antibiyotik kullananlar, yoğun bakım esnasında daha çok enfeksiyonla karşılaşır. Çünkü enfeksiyonlar artık antibiyotiklerin çoğunu tanır, onlara karşı antrenmanlıdır. Elimizdeki silahlar azalmıştır. O yüzden antibiyotik kullanırken dikkatli olun. MİLLİYET

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:15 Ağustos 2012Yayınlanma Tarihi:29 Ağustos 2012

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.