Gerçek aşkı ODTÜ bilir
ODTÜ'lü araştırmacılar, beyin verilerini kullanarak, duyguları sınıflandırabilen bir bilgisayar programı geliştirdi.

ODTÜ'lü araştırmacılar, beyin verilerini kullanarak, duyguları sınıflandırabilen bir bilgisayar programı geliştirdi.
Yöntem, MR'la beyin sinyalleri görüntülenen kişinin mutlu, yılgın, sinirli ya da huzurlu olup olmadığını da kestirebiliyor. Sistem, aşkın ya da diğer duyguların yoğunluğunu da derecelendiriyor.
"SEVİYOR MU NEFRET Mİ EDİYOR" TESTE TUTUYOR
Bilgisayar yazılımının soyut duygu durumlarından kişinin mutlu, yılgın, sinirli olup olmadığını, tiksinti, nefret, huzur, mutluluk gibi ruh hallerini yaşayıp yaşamadığını belirleyebildiğini ifade eden Vural, "Bu testleri MR'da yapıyoruz. Örneğin; kişide stres yaratacak korku filmi ya da yangın gibi resimler gösteriyoruz. Başka bir deneyde ise sevgi, aşk ve beğenme gibi güzel duyguları yaratacak görüntüler gösteriyoruz. Beynimizin bu duygularla ilgili bölgeleri aktive oluyor, diğer kısımları daha suskun kalıyor. Her iki durumda da beynin sinyallerini ayırabiliyoruz" dedi. Vural, deney düzeneğinin bir kişinin gerçekten sevilip sevilmediğini, o kişiye gerçekten aşık olunup olunmadığının test etmek için de kullanılıp kullanılamayacağının sorulması üzerine, şöyle konuştu: "Bizler tabii bilimsel deneyler yapıyoruz. Buradan bir sonuca varmaya çalışıyoruz. Ama evet, bir kişinin aşkının gerçek olup olmadığını bir takım deneylerle test edebiliriz Ona bir takım resimler göstererek beyninin sevgiyle ilgili davranış biçimini buluruz. Ondan sonra bu sevgisinin derecesini bile ölçebiliriz. Aşk dediğimiz duygu, beynimizin bazı bölgelerindeki elektro-kimyasal bir aktiviteye karşılık geliyor. Bu aktiviteleri bir dereceye kadar ölçebilen cihazlar var. Biz bu cihazlardan elde edilen sinyallerin matematiksel modellerini çıkarabiliyor ve bilgisayara tanıtabiliyoruz."BEYİN NEFRETİ BASKILAMAYA ÇALIŞIYOR
Prof. Dr. Vural, sevgi ve nefret duygularının birbirine oldukça benzediğini, ancak, aralarında temel bir fark olduğunu belirterek, "Sevgi ve nefret duyguları sırasında beynimizin hemen hemen aynı bölgeleri aktive oluyor. Ancak, nefret duygusunda, ürettiğimiz sinyale ek olarak, beynimizin mantıksal bazı bölümleri de aktive olarak nefret sinyallerini kontrol etmeye çalışıyor" dedi. Bunun bir bakıma beynin doğal duruma dönme çabası olduğunun altını çizen Vural, aşk ve sevgi gibi duygu durumlarında ise tam tersine beynin diğer bölümlerinin sakin kalarak adeta bu duyguyu desteklediğini de kaydetti. Vural, deneylerde tahmin oranlarının yüzde 70-90 arasında olduğunu bildirdi. Çalışma sonuçlarını çeşitli bilimsel dergilerde yayımlayarak bilim dünyasına duyurduklarını aktaran Vural, bu sonuçlardan tüm bilim dallarının yararlanabileceğini söyledi. Dünya literatürüne göre, akıl okuma oranlarında en yüksek tahmin seviyelerine çıktıklarını ifade eden Vural, "Bütün bilişsel durumları modelleyebilen nöronlar arasındaki bağlantıları kurabilen matematiksel modeller kurmak istiyoruz. Şimdilik belli bir yol katettik. Ancak, hala yolun çok başındayız, ama yolun sonunda, akıl okuyabilen matematiksel modele doğru ilerliyoruz. Akıl okumak derken, gördüğünüz duyduğunuz dış dünyanızla ilgili duygularınız da olabilir. Ama bunları da çözümleyebileceğimizi düşünüyoruz" diye konuştu. HÜRRİYET 08 Şubat 2014 Cumartesi, 18:30
Bu yazı 2056 kez okundu