FAZLA ALINGAN OLMAYIN

Alınganlık, herkesin yaşadığı sosyal bir fobi olarak değerlendirilir ve içerdiği anlamlar bakımından yön değiştirir.

Aslında alınganlık düzeyimizi, yaşadığımız kültür ve toplum yapısının belirlediğini söyleyen Psikolog Serap Duygulu, fazla alıngan kişileri açıklamaları ile değiştireceğe benziyor.


Kendimizi ve alınganlığımızı tuhaf bir şekilde bu ölçütlere göre belirliyoruz. Yani eğer çevremiz en küçük sorunda şiddetli tepki veriyorsa biz de o ölçüde alıngan davranıyoruz ya da genel yapı olarak daha rahat, esnek davranan bir çevrede yaşıyorsak biz de daha rahat davranabiliyoruz. Bu değerler karıştığında işler de tersine dönüyor.

Daha hassas olan bir çevrede rahat davranıyorsak bu defa duyarsız olmakla suçlanıyoruz ya da esnek bir çevrede titiz, takıntılı olmakla eleştirilebiliyoruz. Bu dengeler arasında uyum sağlayamadığımızda ise durum gerçekten abartılı bir hal alıyor ve aşırı alınganlık dediğimiz sorun ortaya çıkıyor. Bu da bizi başka bir sonuca ulaştırıyor.

İKİLİ İLİŞKİLERDE ALINGANLIK SIKICI OLUYOR

Az ya da çok aslında hepimizin alıngan olması gerekiyor ya da böyle olması bekleniyor. İşin bu sosyal tarafı bir yana alınganlık, zaman zaman sıkıntı yaratan bir durum. Özellikle ikili ilişkilerde can sıkıcı olabiliyor. Taraflardan birinin gereksiz yere ya da anlamsız alınganlıkları ilişkiyi yaralayabiliyor. Çünkü alınganlık farklı duyguları da içeriyor; şüphecilik ve öz güven eksikliği gibi.

Çevremizde gördüğümüz alıngan insan örnekleri genel olarak bu iki duygu durumuyla yakından ilişkilidir. Hemen hemen herkesin davranışlarından ve sözlerinden farklı anlamlar çıkarmak ama özellikle de kendisine karşı olumsuz anlamlara yormak, alıngan insanlara özgü bir tavırdır.

Bu tip insanlara karşı savunmanız ne olursa olsun ikna etmeniz mümkün değildir. O bildiğini okumaya devam eder. İşin uzmanı değilseniz karşınızdaki insanın alıngan yapısı üzerine yapabileceğiniz fazla bir şey yoktur. Onu değiştiremezsiniz ancak kendi alınganlığınızla başa çıkma becerisini kazanabilirsiniz.

MÜKEMMELİYETÇİLİK ALINGANLIĞI DOĞURUYOR

Öncelikle alıngan insanlardaki ortak nokta, genellikle pek çoğunun mükemmeliyetçi bir yapıya sahip olmaları. Bu noktayı bildikten sonra da mükemmel kavramının tek bir karşılığı olmadığını da bileceğiz. Mükemmel olan doğanın ve Tanrı'nın yarattığı her şey aslında. Böyle düşündüğümüzde ve duruma böyle baktığımızda tek bir mükemmel olmadığını da görmek mümkün. Herkes ve her şey kendi içinde muhteşem, tek, biricik. Daha ötesi de yok.

HAYATINIZI BAŞKALARI YÖNLENDİRMESİN

Yaşanılan yere ve kültüre göre bütün kavramlar değişiyor, değerler değişiyor. Hayat bu kadar çeşitlilik gösteriyorken biz de başkalarının ne dediğine, ne düşündüğüne takılıp kalıyoruz. Bu başkaları bizim hayatlarımız üzerinde bu kadar etkili olmamalı.

Başkaları bizden daha önemli değil. Hayatlarımızın amacı da, bu dünyada yaşama nedenimiz de diğerlerinin ne düşündüğüyle, ne söylediğiyle ilgili değil.

Alınganlık başkalarının hayatımıza müdahale etmesine izin vermektir. Hepimiz kendi hayatımızın amacını bulmaya çalışsak ve ne istediğimizle, ne olmak ve ne yapmak istediğimizle uğraşsak pek çok şey de anlamını bulacak aslında.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:22 Mart 2011

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.