DÜZENSİZ YAŞAM TETİKLİYOR

İstanbul Sanayi Odası Dergisi Ekim 2009 (İso sanayi)

Mevsimsel depresyonun sebep ve belirtileri nelerdir? Bu duygulanım rahatsızlığından korunmanın yolları ve iş yerinde verim artırıcı önlemler nelerdir?

Mevsimsel depresyon, eylül ayında başlayıp nisan ayında geçtiği düşünülen fakat kış ya da yaz aylarında da görülebilen, evvelden bahar depresyonu olarak adlandırılan bir duygulanım rahatsızlığı. Memory Center Nöropskiyatri Merkezi'nden Uzman Psikolog Yıldız Burkovik ile mevsimsel depresyonun sebep ve belirtileriyle, bu duygulanım rahatsızlığından korunmanın yollarını ve iş yerinde verim artırıcı önlemleri konuştuk.

MEVSİMSEL DEPRESYON YA DA MEVSİMSEL DUYGULANIM BOZUKLUĞU (SAD) NEDİR? SEBEPLERİ VE BELİRTİLERİ NELERDİR?

Mevsimsel depresyon, eylül ayında başlayıp nisan ayında geçtiği düşünülen ancak sadece sonbaharda çıktığı varsayılmayan, kış ya da yaz aylarında da görülebilen, daha önceki yıllarda bahar depresyonu diye adlandırdığımız bir duygulanım rahatsızlığıdır. Hastalığın son zamanlarda artık mevsimsel bir döngü içinde olabildiği de belirlendi. Güneş ışığından uzak kalmak vücudun enerjisinin düşmesine sebep oluyor. Bu sebeple depresyonun en çok uğradığı alanlar, güneşin girmediği ev ya da yöreler olarak belirleniyor. Hastalığın belirtisi olarak duygular dep-resyondakine benzer şekilde ağırlaşmaya başlıyor. Bunun ana sebebi, ışığın miktarını kaybetmesi ve kişiye gereken enerjiyi verememesidir. Kişilerin yetersiz güneş ışığı alması beynin bazı kimyasal maddelerinin düzeylerini ve dağılımlarını da bozar. Bu bozulmalar yüzünden kişide motivasyon kaybı ve enerji düşüklüğü görülebilir. Bunun da sonucunda kişi depresyona aday haline gelir ve bu durumun ilerlemesi çok ciddi sonuçlar meydana getirebilir. Depresyonun göz ardı edilmesi ve tedavi edilmemesi tablonun ilerlemesine sebep olan başlıca unsurdur. Güneş enerjisi beyin yapısını olumlu etkilediğinden güneş enerjisinin azaldığı sonbahar aylarında insanların depresyona girme olasılığı diğer mevsimlere göre daha yüksek. Ancak bu durum her birey için geçerli değil. Zira fazla güneş de bazı kişilerin daha kaygılı olmalarına sebep olabiliyor. Hastalığın belirtileri kişilerin hayat ve davranışlarını nasıl etkiler? Hastalığın belirtilerinin tamamının kişide çıkması beklenmez. Hastalık kendisini en çok, sürekli yorgunluk ve sürekli halsizlik şeklinde gösterir. Kişiden kişiye şiddeti değişebilir. Daha önce yaşanmış depresyon, hamilelikte ve/veya loğusalıktaki halsizliklerle birleşme durumunda kişi çok daha yoğun şekilde bu duygunun içinde kalabilir. Atmosferdeki basıncın değişimi, havanın aşırı nemli olması, fazla elektrik yüklü olmak da kişilerin bedenlerinin farklı ritimlerde olmasına sebebiyet verdiği için kişiler farkında olarak ya da olmayarak bundan etkilenir. Birçok kişinin yer hareketlerini dahi hissettiğini söylediğine şahit oluyoruz. Yağmur öncesinde ağrıların artması, hatta ameliyat yeri ya da daha önce vücutta kırık olup kaynayan kemiklerin sızlaması şeklinde bedensel duyarlılıkları olan kişiler de var. Mevsimsel duygulanım bozukluğunun ortaya çıkma nedeni sadece mevsim dönümleri.

MEVSİMSEL DEPRESYONUN BELİRTİLERİ

- Halsizlik, çabuk yorulma ya da enerji kaybı

- isteksizlik, gündelik işleri erteleme

- Değersizlik hissi

- İçe kapanıklık

- Mutsuzluk, hayattan keyif alamama, beklentinin giderek azalması

- Uyku düzeninin bozulması, sabahları zor uyanma, çok fazla uyunduğu halde uykunun tam olarak alınamaması

- İştahın ya çok düşük ya çok fazla olması, bulantı

- Cinsel isteksizlik

- Dikkatini toplayamama, dikkat dağılması ve unutkanlık

- Sosyal ilişkilerin bozulması, iş performansının düşmesi

- Kaygının artışıyla birlikte yaşam sorumluluklarını yerine getirmekte zorlanma

BAŞ AĞRISI VE KAS AĞRILARI GİBİ BEDENSEL AĞRILAR, MİDE BAĞIRSAK ŞİKAYETLERİ MİDİR?

Mizaç, aile hikâyesi ya da beslenme gibi genetik çevresel faktörlerin de buna etkisi var mı?

Mevsimsel duygulanım bozukluğunun ortaya çıkma nedenlerinin çeşitli olduğunu biliyoruz. Kış aylarıyla birlikte vücuttaki serotonin üretiminin azalması kişiyi depresyona sürükler; onu sinirli, huzursuz, mutsuz yapar. Mevsimsel depresyonda genetik yönün olabileceğini gösteren çalışmalar da bulunuyor. Ailede bir ya da birkaç bireyin bu şekilde bir rahatsızlığının olması belirleyici olabiliyor. Hastalıkta beslenme şekli de önem kazanıyor. Karbonhidratlı yiyecekler vücudu ağırlaştırdığı ve enerjiyi tükettiği için doğru orantılı beslenmek de önemli. Obezite vücudun daha çok ağırlaşmasına neden olduğundan hareket kısıtlanıyor. Kişi fiziksel görüntüsü nedeniyle sosyal yaşamdan ve sosyal olaylardan uzak kalabiliyor ve bu durum kişinin içe kapanmasına sebebiyet verebiliyor. Tüm rahatsızlıklarda nefesin hatalı kullanımı, vücutta dolaşan oksijen miktarının farklılığı da çok önemli. Göğüsten nefes almak kişiyi yorar, en sağlıklı nefes diyaframdan alınan nefestir.

Eğer nefes göğüsten alınırsa beyine oksijen yetersiz gideceğinden yorgunluk ve dikkatsizlik dalgınlık daha çok görülür ve terleme, kızarma, titreme, çarpıntı gibi bazı bedensel tepkiler ortaya çıkabilir. Bu durum kişiyi sıkıntıya sokacağından, kişide depresif duygu durum hali gözlenebiliyor. Günlerin kısalması ve güneş ışığının azalması da melatonin üretimini artırarak kişiyi daha az enerjik; yorgun ve isteksiz yapar. Bu da mevsimsel depresyona yol açabilir. Bu nedenle kış ayları, dikkat edilmesi gereken aylar olarak karşımıza çıkıyor.

MAJÖR YA DA MİNÖR DEPRESYON İLE MEVSİMSEL DEPRESYONUN ARASINDA ORTAYA ÇIKIŞ, YOĞUNLUK YA DA SEMPTOM AÇISINDAN HERHANGİ BİR FARK MI?

Depresyonun varlığı, tedavi edilmediği durumda, niteliği ne olursa olsun kişi için ciddi bir tehdit oluşturabilir. Yapısal farklılıklar ve genetik, stres yaratan sosyal olaylar gibi birçok farklı neden, kişilerin depresyonun herhangi bir çeşidi içinde olmasına sebep olabilir, iki durumun belirtileri birbirinin içine girebilir. Ancak ayırıcı tanı için detaylı bir anamnez (hastanın, hastalığı ve çevresi hakkında verdiği bilgi) almak, gereken psikolojik testleri uygulamak, beynin işleyiş fonksiyonlarını gösteren beyin çekapı yapılması faydalı olacaktır. Böylece tanının daha kolay konulması ve ona yönelik tedavi sürecinin de daha belirli olması sağlanabilir.

MEVSİMSEL DEPRESYONUN TEDAVİ YÖNTEMLERİ NEDİR? İLAÇ TEDAVİSİ Mİ YOKSA TERAPİ Mİ DAHA ETKİLİ BİR ÇÖZÜMDÜR?

Tedavide öncelikle ışığın ve ısının sağlıklı olması gerekiyor. Depresyon karanlığı sevdiği için kişi özellikle ışıklı ortamlarda bulunmalı. Sabahları gün ışığından faydalanmak oldukça önemli. Işık terapisi diye "Tedavide öncelikle ışığın ve ısının sağlıklı olması gerekiyor. Depresyon karanlığı sevdiği için kişi özellikle ışıklı ortamlarda bulunmalı. Sabahlan gün ışığından faydalanmak oldukça önemli. Işık terapisi diye adlandırılan fototerapinin de kullanılması fayda sağlayabilir."

Kişiler evlerinde dahi bunu kullanabilirler. İlaç tedavisinin yanı sıra özellikle psikoterapi çok önemli, ilaç tedavisi yeterli değil zira depresif duygunun ortaya çıkış sebepleri de bulunuyor. Aileden gelen yatkınlık, sosyal çevre içindeki beklentilerin karşılanmaması, yaşanan hayal kırıklıkları, iş ya da ev ya-şantısındaki mutsuzluklar, anlaşılamamak, sürekli kendinden iş beklenmesi ve kendini anlatamaması, kişileri çaresizliğe sürükleyebilir, ilaç ve psikoterapi birlikte götürüldüğünde kişiye doğru tedavi imkânı verir. Yapılacak bazı egzersizler ve terapötik farklı yaklaşımlar, kişilerin belirli dönemlerde depresif duruma gireceklerini hissettiklerinde kendilerini koruma ve yönetme özelliğini ellerinde tutmalarını sağlar ve yeniden ilaç kullanımını çoğu zaman engeller. Bireyin kendisi ya da çevresindekiler, mevsimsel depresyonla ilgili olarak bir uzmandan yardım almayı gerektirecek duruma gelindiğini nasıl anlayabilir? Eğer kişilerin hiçbir şekilde enerjisi yoksa, konuşacak gücü dahi bulamıyorlarsa, sürekli uyuyorlarsa, iştah düzenleri bozulmuşsa kesinlikle bir uzmana başvurulmalı, işaretleri fark edip görmezden gelenler çoktur, fakat kişinin hastalık hastası olduğunu düşünmek kayıplara yol açabilir. "Keşke" dememek adına bir uzmana götürüp oradan doğru bilgiyi almak o kişilerle birlikte yaşayan kişilerin de huzurlu bir yaşam sürmesini sağlayacaktır.

MEVSİMSEL DEPRESYON DAHA CİDDİ HASTALIKLARIN HABERCİSİ YA DA TETİKLEYİCİSİ OLABİLİR Mİ?

İşin içine depresyon kelimesi girdiğinde özellikle dikkat etmek gerekiyor. Kişiler genellikle halsiz ve yorgun olduklarından gözden kaçan rahatsızlıklar aslında başlamış olabilir ve bu durum aslında kişinin genel sağlığını da etkiler hale gelebilir. Birçok bedensel rahatsızlık yorgunluk, uykusuzluk ve halsizlikle kendisini gösteriyor. Bağışıklık sisteminin zedelendiğine bile şahit oluyoruz. Her mevsim değişiminde bedenimiz de aynı şekilde yenilenebilir ya da bakımsız düşebilir. Her yeni mevsimin başlangıcında bedenimizi adeta bahar temizliğinden geçirmeli, güçlendirmeli, hayatın fırtınalarından, kasırgalarından ve hatta bazen aşırı durağanlığından kurtulabilmek için çeşitli değişimler içine girmeliyiz.

TÜRKİYE'DE VE DÜNYADA MEVSİMSEL DEPRESYONA YAKALANMA ORANI HAKKINDA İSTATİSTİKİ BİLGİ VEREBİLİR MİSİNİZ?

Yapılan araştırmalar ABD'de 10 milyondan fazla kişinin her sene bu rahatsızlıkla karşılaştığını gösteriyor. Hatta çalışmalar, ABD'de hastalığa yakalananların yüzde 6 ila 35'inin, hastanede yatarak tedavi gördüğünü ortaya koyuyor. Benim bildiğim kadarıyla Türkiye'de bu konuda istatistiksel bir çalışma yok. Genel olarak Türkiye'nin gün ışığına daha çok maruz kalması, ülkemizde yaşayanları mevsimsel depresyon riskinden koruyor diyebiliriz. Dünyada ise mevsimsel depresyon farklı şehirlerde, farklı iklimlerde yaşayan milyonlarca insanı etkiliyor. Norveç ve isveç gibi kış aylarında gün ışığının daha az olduğu yerlerde bu rahatsızlık daha da yüksek oranlarda görülebiliyor. Şu halde, gün ışığının az olduğu ülkeler risk taşıyor diyebiliriz.

KADINLAR MI YOKSA ERKEKLER Mİ MEVSİMSEL DEPRESYONDAN DAHA ÇOK ŞİKAYET EDİYORLAR?

Rahatsızlık birçok kişide görülmekle birlikte bu durumu yaşayan kişilerin çoğunlukla kadın olduğu dikkati çekiyor. Kadınlardaki hormonal değişikliğin bu durumda etkin olduğu düşünülüyor. Ayrıca ergenlik döneminden itibaren kadınların yüklendikleri sorumluluklar, adet dönemindeki duygusal değişimler, hamilelik, loğusalık ve hamilelik sonraki dönemde yüklenilen sorumluluklar, adetten kesilme dönemindeki hormon değişiklikleri gibi birçok etken kadının daha çok bu yorgunluk içinde olmasına sebep oluyor.

MEVSİMSEL DEPRESYONUN ÖZELLİKLE İŞ HAYATIMIZI VE İŞ HAYATINDAKİ VERİMİMİZİ ETKİLEMEMESİ İÇİN BU HASTALIK KARŞISINDA ALMAMIZ GEREKEN ÖNLEMLER NELERDİR?
Çok yoğun çalışan iş adamlarının mevsimsel depresyonu önlemek adına her gün yapmalarını tavsiye edeceğiniz küçük ipuçları nelerdir? Öncelikle vücudun ışık almasını sağlamak, temiz hava almak, ortamda nemin fazla olmamasına dikkat etmek, ağır kokulardan uzak kalmak son derece önemli. Sigara dumanı ya da ağır yemek kokuları bile gerginlik verici, vücudun rahatlığını bozacak seviyede olduğu zaman kişiyi huzursuz kılacağından, iş verimini de düşürüyor, Gürültü kirliliğinden arındırılmış bir ortamda çalışmakta fayda var. Her gün mümkünse yürüyüş yapmak, en azından belli zamanlarda yürümek, odaları havalandırmak çok önemli. Hava filtrelerinin kullanıldığı, havalandırmanın yapılıp camların açılmadığı ortamlarda kişiler gün içinde az da olsa mutlaka temiz hava solumalı. Nefes egzersizleri ve nefes çalışmaları son derece önemli, ancak doğallığı bozmayacak nitelikte çalışma yapılmalı.

Vücudun, kanımızın ve doğal olarak beynimizin oksijen seviyesi sağlıklı olmalı. Alınan gıdalara dikkat edilmeli, zira fazla karbonhidratlı ve fazla şekerli yiyecekler vücut direncini olumsuz etkiler. Uyku düzeninin bozulmaması da bir diğer önemli faktör; özellikle gece 01.00-05.00 saatleri arasında uykuyu tam almak, bağışıklık sistemini de güçlendirir. Ayrıca kişilerin düşüncelerini içlerine atmaları da çok zararlı. Bu düşünce ve duygular birikip kişinin kendini sabote etmesine sebep olabilir. Öfke, kızgınlık, kaygı gibi olumsuz duygu birikimleri duygusal patlamalara yol açabilir. Aslında, her çalışanın bir psikoterapisti olması kişiye fayda sağlayabilir, bireysel faydalar kurumsal faydalar haline dönüşebilir. Bu nedenle belirli aralıklarda psikoterapiste gitmeyi alışkanlık haline getirmek gerek. Ayrıca özellikle iş adamlarına, senelik izinlerini ve tatillerini mümkün olduğunca güneşin ve ışığın çok olduğu bölgelerde yapmalarını öneriyoruz.

"Her yeni mevsimin başlangıcında bedenimizi adeta bahar temizliğinden geçirmeli, güçlendirmeli, hayatın fırtınalarından, kasırgalarından ve hatta bazen aşırı durağanlığından kurtulabilmek için çeşitli değişimler içine girmeliyiz."


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:16 Ekim 2009

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.