Duygular Neden Kalıcı Hale Gelir?

Kısa Uyarılar, Uzun Süren Duygular: Stanford araştırması, olumsuz duyusal deneyimlerin beyin genelinde kalıcı duygusal tepkilere yol açtığını ve bu yapının hem insan hem farelerde ortak olduğunu gösterdi. Bu bulgular, depresyon, anksiyete, obsesif kompulsif bozukluk ve PTSD gibi psikiyatrik rahatsızlıkların kökenini anlamada çığır açabilir.

Duygular Neden Kalıcı Hale Gelir?

Duygular, kararlarımızı ve davranışlarımızı şekillendirir. Ancak uygunsuz ya da uzun süren duygular depresyon, anksiyete bozuklukları ve travma sonrası stres bozukluğu (PTSD) gibi psikiyatrik hastalıklara yol açabilir. Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden bilim insanları, insan ve farelerde aynı kalıcı duygusal beyin aktivitesi kalıplarını gözlemleyerek bu soruya önemli bir yanıt verdi.

İnsanlarla Fareler Arasındaki 70 Milyon Yıllık Duygusal Bağ

Stanford Medicine’in multidisipliner İnsan Sinirsel Devreleri programı kapsamında yürütülen çalışmada, fareler ve insanlar üzerinde aynı "hafif olumsuz" duyusal uyaranlar uygulandı. Her iki türde de beynin önce hızlı, sonra daha uzun süren bir duyusal-duygusal tepki verdiği keşfedildi. Bu ikinci, kalıcı faz, duyguların beyinde nasıl oluştuğuna dair önemli ipuçları sundu.

Göz Pufu Deneyi: Zararsız Ama Can Sıkıcı

Araştırmada kullanılan yöntem, göz doktorlarının kullandığı hava pufu testiydi. Katılımcılar bu uyaranı "rahatsız edici ama acı verici olmayan" olarak tanımladı. Ancak birden fazla tekrarlanan puflar, katılımcılarda artan rahatsızlık ve kalıcı duygusal değişikliklere yol açtı. Aynı etki farelerde de görüldü; ödül arama davranışları azaldı, bu da duygusal durumun değiştiğine işaret etti.

Beyin Aktivitesinde İki Fazlı Duygusal Tepki

Beyindeki ilk hızlı faz (yaklaşık 200 ms), uyarının yayılmasını sağlarken, ikinci faz (yaklaşık 700 ms) daha uzun süren ve duygularla ilişkili beyin bölgelerinde meydana geldi. Bu ikinci faz, duygusal durumların beyin genelinde nasıl yayıldığını ve kalıcı hale geldiğini gösteriyor.

Ketamin Deneyi: Duyguları ‘Susturmak’ Mümkün mü?

Araştırmacılar, duygu oluşumundaki bu kalıcı beyin aktivitesini test etmek için düşük doz ketamin kullandı. İlginç biçimde ketamin, uyarıya verilen duygusal yanıtı neredeyse tamamen bastırdı. Refleksler devam ederken, rahatsızlık hissi ve koruyucu davranışlar (göz kapama gibi) ortadan kalktı. Bu, ketaminin beyin genelindeki senkronizasyonu geçici olarak bozarak duygusal bütünlük oluşumunu engellediğini gösterdi.

Duyguların Süresi ve Psikiyatrik Bozukluklar Arasındaki Bağ

Çalışmanın en dikkat çekici bulgularından biri: Eğer ikinci faz beyin aktivitesi çok kısa sürerse, şizofrenide olduğu gibi parçalanmış benlik hissi ortaya çıkabilir. Eğer çok uzun sürerse ya da fazla güçlü hale gelirse, bu durum obsesif kompulsif bozukluk, depresyon, yeme bozuklukları gibi rahatsızlıklara yol açabilir. Ayrıca otizm spektrum bozukluğunda görülen hızlı bilgi işleme zorluklarının da bu kalıcılık ile ilişkili olabileceği düşünülüyor.

Gelecekte Psikiyatrik Tanılarda Zaman Temelli Yaklaşım Mümkün mü?

Araştırmacılar, beyin aktivitelerinin süresini ölçerek psikiyatrik bozuklukların tanı ve tedavisinde yeni bir dönem başlatabileceklerini düşünüyor. Zihinsel bozukluklar, sadece kimyasal dengesizlik değil, aynı zamanda “zamanlama hatası” olabilir.

Duygular, Beynin Zamanla Yarışı mıdır?

Sonuçlar, duyguların sadece bir anlık tepki değil, beyinde zaman içinde yayılan ve devam eden bir senkronizasyon olduğunu gösteriyor. Bu çalışma, depresyon, anksiyete ve travma sonrası stres bozukluğu gibi rahatsızlıkları anlamada devrim yaratabilir.

https://www.sciencedaily.com/


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:30 Mayıs 2025

© 2025e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.