Darbecilik neleri deşifre etti dersiniz?

Darbe fırsatçılarına;

Küçük görülen ‘yurdum insanı’ ordunun şerefini kurtarmadı mı?
Halen baskıcılığın ve laikliği sopa olarak kullanmanın insanları takiyyeye sürüklediğini görmüyor musunuz?
FG ile birlikte Mevlâna’ya, Muhyittin-i Arabî’ye ve mezarının gizli olmasını isteyen Bediüzzaman’a ‘dini narsistlik yani kendini kutsallaştırma, şirk’ iddiası ile aynı anda vuran çarpık bakış ilmî cehalet değil mi?

“İlahi irade elinde kamışım,
 Ben ha yazmışım ha yazmamışım” diyen Necip Fazıl da mı müşrik?

Bir kimsenin ilmî tevazu olarak “Bu eserler ilhamla yazdırıldı, bana ait olamaz, ben sadece aracıyım” demesi neden Allah’a ortak koşmak olarak okunur? Ancak egosu yüksek insanlar bunu anlayamadıkları için öyle yorumlayabilirler. Takipçilerinin Mevlâna’yı kutsallaştırması neden Mevlâna’nın suçu olsun.

15 Temmuz 2016 başarısız darbe girişimi sonrası pek çok asker kökenli veya sivil kişi konuştu, yazdı. İki şey dikkatimi çekti. Birincisi Genelkurmay Başkanlığı yapanlar dahil pek çoğunun darbe tanımlamasının net olmadığını gözlemlemek artık sır değil. İkincisi hemen her şey üst akla ve dış veya yanlış nedene bağlanıyor.

Tıpta 3T kuralı vardır. Teşhis, Tedavi ve Takip. Sosyal hastalıklar için de bu kural geçerlidir. Teşhisiniz yanlışsa doğru strateji kuramazsınız, takibiniz yoksa stratejik planlar boşa gider.

YAZININ TAMAMI İÇİN...

 


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:15 Temmuz 2017Yayınlanma Tarihi:31 Ağustos 2016

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.