Atasoy: İnsanoğlu Yaşadıkça Bağımlılık Devam Edecek

Prof. Sevil AtasoyÜsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Bağımlılık ve Adli Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sevil Atasoy, Dünya Sosyologlar Derneği (DUSODER)’in Instagram canlı yayın konuğu oldu.

“Bağımlılıkta Toplumsal Değişim ve Duyarlılık” başlığı altında önemli değerlendirmelerde bulunan Atasoy, bağımlılık konusunun insanoğlunun var olmaya başladığı günden beri toplumlarda yer ettiğine dikkat çekti. Atasoy; “İnsanoğlu var olduğundan bu yana bazı davranışlara, kimyasallara bağımlı olduğunu görüyoruz. Bu yeni bir mesele değil. İnsanoğlu var olduğu sürece devam edecek bir olgu.” Dedi.

“İnsanoğlu var olduğu sürece bağımlılık devam edecek”

İnsanoğlunun var olmasından bu yana bağımlılık davranışının geliştiğine dikkat çeken Prof. Dr. Sevil Atasoy; “Olay sadece madde bağımlılığı değil. İnsanoğlu var olduğundan bu yana bazı davranışlara, kimyasallara bağımlı olduğunu görüyoruz. Bu yeni bir mesele değil. İnsanoğlu var olduğu sürece, yaşadıkça devam edecek bir olgu. Ancak son yüzyılda bağımlılık bir hayli değişikliğe uğradı. Özellikle psikoaktif madde konusunda farklılaşmalar var.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Biz eskiden madde kullananlara bağımlı diyorduk. Şimdi ise maddenin kötüye kullanımı var ve madde kullanım bozuklukları var. Bu alanın profesyonelleri iki büyük sınıfa ayırıyorlar. Birincisi, tedaviye muhtaç olanlar, ikincisi ara sıra madde kullananlar. Bu ayrımın nedeni ceza yasaları. Yani hangi durumda suç kabul edileceği ve hangi durumda tedavi edilmesi gerektiği ayrımının yapılmasıdır. Mesele sadece tıbbi tasvir değil. Mesele toplumun, halk sağlığı açısından nasıl değerlendirileceğine ilişkin farklı boyutları ayırarak ele alınmasıdır.” İfadelerini kullandı.

“Bağımlılığı sosyolojik boyutuyla irdelemeliyiz”

İnsanların davranışlarını, karar vermesini, eğitimini, üretimini etkileyen bu maddeleri her toplumun az ya da çok bir şekilde kullandığını belirten Atasoy; “Bağımlılığa halk sağlığı meselesi olarak baktığımızda herkes bir hastalıkla mücadele eder gibi yaklaşıyor. Ama biz meseleyi sosyolojik boyutuyla irdelemeliyiz. Sosyolojinin, halk sağlığı için neler yapabileceğini konuşmak çok daha sağlıklı sonuçlar verebilir. Bizim toplum sorunlarını bilmemiz gerekiyor. Yani hangi sorunlar hangi madde bağımlılığına eviriliyor ve biz bunu nasıl durdurabiliriz gibi sorularla değerlendirmelerde bulunmalıyız.” Dedi.

“Çocuklarımıza hayır demeyi öğretmeliyiz”

Atasoy, bağımlılık iki farklı şekilde mücadele etmek gerektiğine dikkat çekerek; “Birincisi bilinçlendirmek, ikincisi kurumsal olarak mücadele etmek gerekiyor. Her şeyden önce dikkatli olmamız gerekiyor. Çocuklarımıza hayır demeyi öğretmemiz gerekiyor. Kendilerine uzatılan şeyin her ne olursa olsun sorunu çözmeyeceğini bilakis başka sorunları beraberinde getireceğini öğretmemiz lazım. Bu sorunların ailede, okulda çözülebilir olduğunu ve korkmadan doğru söyleyebileceğinin güvenini çocuklarımıza vermeliyiz.

Çocuk, hırpalanarak adam edilemez. Aile, bir eğitimin en önemli parçasıdır ve bu eğitim anlayışla, onun derdini anlayarak, çözüm bularak olmalıdır. Hiçbir insan kendini güvende hissettiği ortamdan kaçmak istemez. Eğer bir çocuk evinden kaçmak istiyorsa bunun sebeplerini iyi araştırmak gerek.” Şeklinde konuştu.

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:17 Temmuz 2023Yayınlanma Tarihi:10 Ağustos 2020

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.