TÜP BEBEKTE ÇOĞUL GEBELİK BİTİYOR

TÜP BEBEKTE ÇOĞUL GEBELİK BİTİYORKısırlık tedavisinde çoğul gebeliğin önlenmesine dair çalışmalar sonuç buldu.

Op.Dr. Osman Denizhan Özgün, bebek ölümlerinde de sıkça gündeme gelen, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de son yıllarda artış gösteren kısırlık tedavisinde, çoğul gebeliklerin önlenmesine yönelik ‘tek embriyo transferi’ çalışmalarının sürdüğünü söyledi. Op. Dr. Özgün, tüp bebek tedavisinde ortaya çıkan ve birçok riski de barındıran çoğul gebelikleri sonlandırmak için Amerika ve Avrupa’daki kliniklerle ortak yapılan tek embriyo transferi çalışmasının, en kısa süre içinde bilim dünyası ile paylaşılacağı müjdesini verdi.

Op.Dr. Osman Denizhan Özgün, gebe rahminin iki veya daha fazla sayıda bebek içermesi olarak tanımlanan çoğul gebelik oranlarında son 20 yılda ileri derecede bir artış olduğunu söyleyerek “ABD’de, 1989 ? 1997 yılları arasında; ikizlerde yüzde 52, üçüzlerde yüzde 142, dördüzlerde yüzde 123, beşiz ve üzeri gebelik oranlarında ise yüzde 98 artış görülmüştür” dedi. Çoğul gebelik oranlarındaki artışın nedenlerini de sıralayan Op. Dr. Özgün, “İleri yaş gebelikleri, infertilite tedavisi, genetik yatkınlık, kadının doğum sayısının fazla olması, anne adayının kilolu olması, hapla yapılan doğum kontrolünün bırakılmasından sonra ilk 6 ay içinde gebe kalınması ve çevresel faktörler sayılabilir” dedi.

BEBEK ÖLÜMÜ İKİZ GEBELİKLERDE TEKİL GEBELİĞE GÖRE DAHA FAZLA

Yardımcı üreme teknikleri tedavisinde sağlıklı seçeneğin tekil gebelik olduğuna işaret eden Op. Dr. Özgün, çoğul gebeliğin; düşük, erken doğum, rahim içi gelişme geriliği, rahim içinde ölüm ve kromozomal anomaliler gibi riskler taşıyabildiğini belirtti. Op. Dr. Özgün, riskin, anne yaşına bağlı olarak arttığını ifade ederek “Bebek kaybı olasılığı, ikiz gebeliklerde tekil gebeliklere kıyasla 4?7 kat daha yüksektir. Bebek ölüm oranları; tek yumurta ikizi gebeliklerinde yüzde 50, çift yumurta ikizi gebeliklerinde ise yüzde 9’dur” dedi. Op. Dr. Özgün tekil gebeliğe yönelik çalışmaları olduğunu belirterek şunları söyledi:

“İnfertilite tedavisinde, çoğul gebeliklerin önlenmesine yönelik ‘tek embriyo transferi’ çalışmalarımız sürüyor. Bu konuda Avrupa ve ABD’deki kliniklerin araştırmaları da devam ediyor. Merkezimizin de temasta olduğu bu kliniklerle ortak yapılan tek embriyo transferi çalışması, en kısa sürede bilim dünyası ile paylaşılacak.”

ÇOĞUL GEBELİKTE FİZYOLOJİK DEĞİŞİM DAHA FAZLA

Çoğul gebeliklerde annede oluşan nabız, tansiyon ve kilo artışları gibi fizyolojik değişikliklerin, tekil gebeliğe göre daha fazla görüldüğünü belirten Op. Dr. Osman Denizhan Özgün, “Çoğul gebeliklerde erken doğum riski tekil gebeliklerden 8-10 kez ve gebelik hipertansiyonu 2-5 kez daha fazla sıklıkta ortaya çıkıyor” dedi. Op. Dr. Özgün şunları söyledi:

“Çoğul gebeliklerde, hidroamnios (bebeğin içerisinde bulunduğu sıvının fazla olması), gebelik şekeri, üriner sistem enfeksiyonlarının oluşumu ve sezaryenle doğum yapma olasılığı daha fazladır. Ayrıca; aşırı bulantı ve kusma, düşük tehdidi, gebeliğin 6. ayından sonra kanamaların olması, zamanından önce su kesesinin yırtılması, kansızlık, idrar yollarının iltihaplanması, damarda pıhtı oluşumu ve safra yollarında safra göllenmesi durumları ile çoğul gebeliklerde daha fazla karşılaşılıyor.”

Stres, duygularımızın vücudumuz üzerinde yarattığı tepkidir. Diğer bir deyişle, bizlerin farklı durumlara verdiğimiz tepkilerin, vücudumuza olan bir yansımasıdır. Stres, pozitif veya negatif olabilir. Pozitif stres, yeni bir olay, yeni bir baþarı karşısında heyecanlanmayı ifade eder . Negatif stres ise, anksiyete, depresyon, reddetme ve hatta kızgınlık ile sonuçlanabilir. Bu tür duygular, baş ve mide ağrıları, uykusuzluk, ülser, kan basıncında değişiklikler, kalp hastalıkları ve felç ile sonlanabilen sağlık sorunlarına yol açabilirler.

Her yeni günle, bir bebeğin doğumu, sevilen bir kişinin vefatı, terfi, iş kaybı, sevilen bir kişiyle tartışmak veya yeni bir ilişkiye başlamak gibi stres yaratabilecek değişik olaylar yaşarız. Her durumda, stresle o an başa çıkmayı öğrendiğimiz gibi, hayatımızda karşımıza çıkabilecek değişik olaylarla da başa çıkmayı ve stresi kontrol altında tutmayı öğrenmeliyiz.

Aşağıdaki test, ne gibi olayların sizde stres yaratabileceğini ve sizin bununla nasıl başa çıkabileceğinizi belirlemek için hazırlandı. Vereceğiniz kesin doğru veya kesin yanlış yanıtlar yoktur. Bu test bir teşhis koymak amacıyla değil, yalnızca sizin hayatınızda bir denge kurmanıza yardımcı olmak amacıyla hazırlandı. Stres düzeyiniz ve stresin hayatınızı nasıl etkileyebileceği hakkında bir profesyonelle konuşup bilgi almanız önerilir.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:09 Kasım 2008

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.