RADYASYON UYARISI

A.A        

Uzmanlar, Japonya'dan Türkiye'ye gelen insanların  tehlike oluşturduğunu açıkladı.

 


Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp  Fakültesi Radyasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayfer Haydaroğlu,  “Radyoaktivite insanlara bulaşmışsa bu Japonya'dan Türkiye'ye gelen insanların  tehlike oluşturduğu anlamına gelebilir, ancak ben bu ihtimalin çok yüksek  olduğuna inanmıyorum” dedi.

Prof. Dr. Ayfer Haydaroğlu, Japonya'da meydana gelen deprem ve tsunami  sonrasında Fukuşima-Daiçi nükleer güç santrali bölgesindeki radyasyon seviyesinin  yükseldiğini, nükleer reaksiyonun dünya için her zaman tehdit oluşturduğunu  söyledi.

Tehlike boyutunun şu anda tespit edilemeyeceğini ifade eden Haydaroğlu,  “Dünyaya ne ölçüde zarar verdiğini şu an için konuşmak doğru değil, çünkü kaza  devam ediyor” dedi.

Nükleer güç santrali etrafının geçtiğimiz günlerde 20 kilometre çapında  boşaltıldığını, boşaltma sahasının son günlerde 40 kilometreye yükseltildiğini  söyleyen Haydaroğlu, asıl önemli konunun “radyasyonun toprağa bulaşma oranı”  olduğunu anlattı.
        
"TÜM NÜKLEER KAZALAR ÇEVREYİ KİRLETİR”
        
Nükleer güç santrallerinin, dünyanın başında “Demokles'in kılıcı” gibi  tehdit olarak beklediğini söyleyen Haydaroğlu, tüm nükleer kazaların çevreyi  kirlettiğini dile getirdi.

Nükleer kazaların da öncelikle gerçekleştiği bölgeye zarar verdiğini,  Japonya'da Fukuşima-Daiçi nükleer güç santralinde çalışanlarda ağır sonuçlar  oluşacağını ifade eden Ayfer Haydaroğlu, şöyle konuştu:

“Santral ve yakınlarında çalışanlarda tiroit kanseri olma olasılığı çok  yüksek. Bunların hepsi biliniyor ve sürekli hesaplar yapılıyor. Bu nedenle  santralin 40 kilometre çevresi boşaltıldı. Ölçümler devam edecek belki bir hafta  sonra 60 kilometre çevresi boşaltılacak. Radyasyon oranı kontrol altında diyorlar  ama yeryüzündeki oranlarda çok hafif artışlar olduğunu duyuyoruz.”
        
RADYASYON TÜRKİYE'YE İNSANLARLA GELEBİLİR
        
Ayfer Haydaroğlu, Japonya'nın çok küçük bir ülke olmadığını, yakın  çevresinde radyasyon oranının yükselebileceğini, ancak şu andaki verilere göre  Türkiye'de çok büyük sonuçlara yol açmayacağını söyledi.

 Radyasyonun Japonya'dan Türkiye'ye gelenler aracılığıyla da  yayılabileceğini kaydeden Haydaroğlu, “Japonya'da radyasyon toprağa bulaşmışsa,  insanlara bulaşmışsa, oradan gelebilecek insanlarla Türkiye'ye de gelebilir.  Ancak ben bu radyoaktivitenin çok yüksek olabileceğine inanmıyorum. Yine de  santralden biri gelirse, bu bizim için tehlikedir” dedi.

Fukuşima-Daiçi nükleer güç santrali ve radyasyon ölçümlerine ilişkin bazı  bilgilerin açıklandığını, ancak bazı bilgilerin de gizlendiğini dile getiren  Haydaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bütün ülkelerdeki tedbirlere paralel olarak bizde de tedbirlerin  alınması uygun olacaktır. Biz 'Tehlike beklemiyoruz' diyoruz, ama bir şeyler  ortaya çıktıktan sonra tedbir alırsak da geç kalmış oluruz. Havaalanlarında  kontroller var. Muhakkak bir hassasiyet vardır. Ancak radyasyon oranı ölçen  aletler de dünyada kullanılıyor. Belki şu an bunlara gereksinim yok ama yine de  uyanık olup tedbir almakta fayda var.”


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:06 Nisan 2011

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.