Dikkat Eksikliği Bozukluğu ve Hiperaktif Çocuklar

Dr. SERDAR ALPARSLAN
Psk. YASEMİN  OZAN KALKAVAN  
SÖYLEŞİ: FÜSUN SAKA

Hiperaktivite ve dikkat eksikliği nedir? Nasıl tanımlanır?
Dikkat eksikliği bozukluğu (DEB) dikkatin çabuk dağılması, aşırı hareketlilik ve dürtüsel davranışlar ile seyreden, sosyal yaşamı, toplumsal iletişimi etkileyen, çoğunlukla aile içi ilişkilerde ve okul eğitiminde sorunlar yaratan bir olgudur. Hiperaktif çocuklar sürekli hareket halindedir. Yerlerinde duramaz, devamlı kımıldanır, kıpırdanırlar. Sürekli koşuşturur, zıplarlar. Dikkatsiz, sabırsız, dağınık ve atılgandırlar. Dürtüsellik çocuğun belirsiz durumla karşılaştığında ya da dikkatli davranması gerektiğinde tepki ve yanıtlarını kontrol etmekte güçlük çekmesi anlamına gelir. Dürtüsel çocuklar sıklıkla düşünmeden hareket eder, bir etkinlikten diğerine kolayca geçerler. Uygunsuz zamanlarda, uygunsuz davranışları sergilerler. Ani hareket ve duyguları kontrol edememe, düşüncesizce hareket etme, kendini kontrol edememe şeklinde kendini gösteren dürtüsel (impülsif) tutarsız davranışlar nedeniyle sosyal açıdan uyumsuzluk gösterdiklerinden sıklıkla yaşıtlarıyla ve çevresiyle sorunları olur. Bu çocuklar küçük yaştan itibaren böyle davranırlar ancak okul çağında dertleri artar.
Tam olarak başlıklara ayırmak gerekirse neler söylenebilir?
" Çocuğum hiperaktif olabilir mi? " Belki bu soru sizin de aklınızdan geçmiştir. Toplumdaki en yaygın hatalardan biri çok hareketli olduğu gözlenen birçok çocuğa hiperaktif damgasının vurulmasıdır. Unutulmamalıdır ki hiperaktivite bir rahatsızlıktır ve kimi zaman eğitim, kimi zaman ise ilaç ile tedavi gerektiren bir durumdur.
Hiperaktivitenin üç ana özelliği
Aşırı Hareketlilik: Hiperaktif çocuklar çok fazla hareketli olurlar. Bu çocuklar yaşlarının ve gelişim düzeylerinin üstünde enerji sarf ederler. Enerjileri çok fazladır ve çabuk yorulmazlar. Uzun süre bir yerde sabit oturamazlar her zaman mutlaka bir şeylerle ilgilenirler veya elleri ve ayakları sürekli oynar. Ancak tekrarlamak gerekirse her hareketli çocuk hiperaktif değildir.
Dikkat Eksikliği: Hiperaktif çocukların dikkat süreleri ve dikkat yoğunlukları yaşlarından beklenenin altındadır. Herhangi bir noktaya odaklanmakta zorluk çekerler. Ders çalışırken veya ders dinlerken dikkatleri çabuk dağılır. Bu sebeple hiperaktif çocukları saatlerce ders masasına bağlamaya çalışmak, sonuç vermeyeceği gibi, çocuk için çok ciddi bir sıkıntıdır.
Dürtüsellik: Hiperaktif çocuklar kendilerini kontrol etmekte güçlük yaşarlar. Her akıllarına geleni sonunu düşünmeksizin yapmak isterler, ani tepkileri vardır.
Hiperaktif çocuklarda bu üç özelliği görürüz. Kimi zaman bu özelliklerden    biri veya ikisi daha fazla ön plana çıkar. Diğeri daha silik görünür. Bazen de bu üç özellik aynı yoğunlukta görülebilir. Hiperaktif çocukların "yaramaz" diye etiketlenmemesi ve bu özelliklerin gözlemlenmesi durumunda mutlaka bir uzmanla görüşülmesi gerekir.
Diğer çocuklardan farkları nelerdir?
Diğer çocukların ancak heyecanlanabildikleri bir durum karşısında bu çocuklar aşırı derecede heyecanlı olurlar. Onlar anlatılanları dinlemek ve öğretilenleri görmek için açıklamaları veya sıralarını bekleyemezler. Olup bitenler üzerinde nadiren yeterli bir süre durur bakar ve dinlerler. Kendilerini ve diğerlerini tehlikeye atma pahasına da olsa hiçbir amaçları olmadığı halde koştururlar. Örneğin oyun oynarken bloklarla bir bina yaparlar, bozarlar, bir oyundan diğer oyuna geçerler, ikide bir oyuncak değiştirirler veya meyve suyunu aceleden yere dökerek bardağa koyarlar. Bazen diğer çocuklara karşı beklenmedik saldırgan hareketler görülebilir. Öfke nöbetleri sık gözlenir.
En rahatsız oldukları davranışlar nelerdir?
Aşırı hareketli çocuklar, serbestçe etrafta dolaştırılmamalarına tahammül edemezler. Oturmaları söylendiğinde vücutlarını eğip bükerler, sağa sola dönerler, yerlerinde düzgünce oturmayıp kıvranıp dururlar. Bir işin başında uzun süre kalmazlar. Bu sınıfta sırada oturmalarını veya ev ödevlerini yapmalarını engeller. Öğretmenlerinden sık sık uyarı alırlar. Dışarıdan gelen uyarıcılar, örneğin önemsiz sesler, gürültü onları daha çok etkileyebilir, hareketlendirir veya dağınık yapar. Görsel ve çoğu kez duyusal algılama bozuklukları diğer çocuklara göre daha sık bulunur. Huzursuzluk ve sürekli hareketlilik sıktır ancak her zaman görülmez.
Kız ve erkek çocuklarda bu sorunun gelişimi farklılık gösterir mi?
Bilhassa kız çocuklarında hiperaktiflik olmadan da dikkat eksikliği bozukluğu olabilir. Bu durumda tanıyı koymak zordur. Çünkü bu vakalar sessiz, içine kapanık bir kız görünümünde bir süre gizli kalabilir. Dikkat toparlamada çektikleri zorluk, dikkatlerinin çabuk dağılması zamanla göze çarpar. Çok kısa konsantrasyon süresi okulda sorunlar yaratır. Bu nedenle enternasyonal sınıflandırmada hiperaktivite ile birlikte olan (İngilizce ADHD= attention deficit disorder and hyperactivity) bozukluk dışında bunun hiperaktivite olmayan türünden de bahsedilmektedir (ADD= attention deficit disorder). Erkeklerde daha sık görülür (kız/erkek oranı 4/1 dir).
Ülkelere göre görülme sıklığı nedir?
Türkiye’deki görülme sıklığı Kuzey Amerika ve İngiltere için bildirilen % 5-7 aralığındadır. Ancak buna rağmen Almanya’da tedavi gören Türkiye kökenli çocukların Alman çocuklara göre daha ender olarak tedavi gördükleri bilinmektedir. Buna karşın göçmen çocukların daha sık olarak özel eğitim veren Sonderschule’a gönderildiği biliniyor. Dikkat eksikliği olan çocuklar büyüdükçe bulgularda bir düzelme olabilir. Bununla birlikte ergenlik çağında sıklıkla okul sorunları devam eder.
Hastalığın teşhisindeki sorunlar nelerdir?
Bu çocuklardaki sorun tespit edilirken en çok yaşanan sıkıntı, hastalığın seyrinden (dikkat eksikliği olanlarda) dolayı yanlış anlamalar olmasıdır. Mesela, bu çocuklarda dalmalar oluyor. Çocuk çok sessiz, sakin görünüyor, çok fazla hareket etmiyor dolayısıyla tembel sanılıyor. Onlar doktora götürüldüğünde, ‘Bu çocukta hiperaktivite var’ dense de inanılmıyor doğal olarak. Çünkü hiç hareketli değiller ama yoğun şekilde dikkat eksikliği yaşıyorlar.
Hiperaktivitenin kökeni nedir?
Bu sorunun biyolojik kökeni çok daha fazladır. Ama beyin aktivasyonunu tam olarak neyin kontrol ettiği bilinmiyor. Sadece dikkat bölümünün daha az çalıştığı ve dopamin fazlalaşması olduğunda dikkat eksikliği ve hiperaktivitenin arttığı görülüyor. Diğer kısımda olanlar ise şunlar; kombine olanlar, (hem dikkat eksikliği, hem hiperaktivite yaşayanlar) var. DEHB temel olarak dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik (hiperaktivite) ve dürtüsellik gibi üç ana davranış biçimiyle birlikte anılıyor. Bu davranış biçimleri, kişide bir arada görülebildiği gibi, ayrı ayrı da görülebiliyor. Örneğin, bir çocukta aşırı hareketlilik ve dürtüsellik belirtileri varken, diğerinde yalnızca dikkat eksikliği olabiliyor. Ancak yine de bir kimsede DEHB’den söz edebilmek için bu belirtilerin var olması yeterli değildir. Bunlar kişide yedi yaşından önce görülmeye başlanmış olmalı, en az altı aydır sürmelidir. Hem okul, hem ev ya da işyeri gibi birden fazla ortamda kendini göstermelidir.
Ne gibi tipik davranışlardan söz edilebilir?
Dikkat eksikliği bulunan kişi, dikkatini bir şey üzerinde yoğunlaştırmakta güçlük çeker. Bir iş yaparken birkaç dakika içinde sıkılır. Dağınık ve unutkandır. Bu çocuklarda dikkat süresi ve yoğunluğu, yaşına göre düşüktür. Ancak bunlar, hoşlarına giden bir şey üzerinde dikkatlerini kolayca toplayabilirler. Örneğin, dersi dinlerken bir türlü dikkatini toplayamayan bir çocuk, sevdiği bir bilgisayar oyununu hiç sıkılmadan saatlerce oynayabilir. Aslında, sıkıcı bir işle uğraşırken dikkatimizi toplamada zorlanma ve işi yarım bırakma isteği zaman zaman herkeste görülebilir. Ancak, davranış kontrolü yeterince gelişmiş kişiler, bu isteğin önüne geçebilirlerken, DEHB sorunu olanlar bunu yapamazlar.
Hiperaktif çocukları en çarpıcı olarak hangi özelliklerinden tanırız?
Hiperaktivite sorunu olanlar, sürekli hareket ediyormuş gibi görünürler. Bunların hareketliliği, yaşlarına ve gelişim düzeylerine uygun değildir. Yerlerinde uzun süre oturamazlar. Bulundukları oda ya da sınıf içerisinde sürekli dolaşırlar. Oturmak zorunda kaldıklarındaysa, ellerini, ayaklarını oynatırlar. Etraflarındaki her şeye dokunmak ister, sesler çıkarıp gürültü yaparlar. Genellikle çok konuşur ve konudan konuya atlarlar.
Hiperaktif gençler ya da yetişkinlerse, kendilerini sürekli rahatsız hissederler. Oturdukları yerde kıpırdanırlar. Her şeye merak salıp bir kere denemek isterler ancak, genellikle tamamlamadan bir başka şeye geçerler.
Dürtüsellik nedir?
Dürtüsellik de kişinin hareketlerini kontrol etmede yaşadığı sorunlardan biridir. Buna düşünmeden hareket etme de denebilir. Kişi anlık tepkilerini engelleyemez ya da bir şey yapmadan önce uygun olup olmadığını düşünmekte zorlanır. İstediği bir şeyin gerçekleşmesini ya da oyunda sıranın kendisine gelmesini bekleyemez. Diğer çocukların ellerindeki oyuncakları almak için tutturabilir. Çok konuşur, başkalarının sözünü keser ve her konuda çok aceleci davranır.
Her dikkatsiz çocuğa DEHB teşhisi konulabilir mi?
Bu davranışlar kimi zaman birçoğumuzda görülebilir; özellikle de çocuklarda görülür. Bu durumda her dikkatsiz, aceleci ya da aşırı hareketli çocuğun bir rahatsızlığı olduğunu söylemek doğru olmaz. Uzmanlar, DEHB tanısı koyabilmek için birtakım ölçütlerden yararlanıyorlar. Bunun için en sık başvurulanlar, Amerikan Psikiyatri Birliği'nin yayımladığı ölçütlerdir. Bu ölçütler de, yine bu üç gruba göre farklılık gösteriyor. Bir uzmanın, bir kişide dikkat eksikliği olduğunu düşünmesi için, bu belirtilerden en az altısının, yine en az altı aydır ve birden fazla ortamda görülmesi gerekir. Ayrıca bu belirtilerin yedi yaşından önce kendisini göstermesi gerekiyor. Benzer biçimde, hiperaktivite ve dürtüsellik için saptanan belirtilerin de yine en az altısının, yedi yaşından önce ortaya çıkması, altı aydır ve birden fazla ortamda görülmesiyle kişide hiperaktivite sorunu olduğu düşünülür.
Bu belirtilere yol açan diğer nedenler neler olabilir?
Aslında birçok etken bu davranışlara yol açabilir. Çocuğun ailesinden birini kaybetmesi, fiziksel ya da psikolojik şiddete uğraması, ailesinden birinin tutarsız davranışları, alkol ya da madde bağımlısı olması gibi etkenlerin çocukta yaratacağı duygusal etkinin sonucunda aşırı hareketlilik, dikkat eksikliği ya da dürtüsellik görülebilir. Sağlığı ya da güvenliği tehdit altında olan bir çocuğun bir matematik sorusuna konsantre olabilmesi gerçekten de güç olabilmektedir! Okulda da birtakım sorunlar, çocuğun bu tür davranışlarda bulunmasına neden olabilir. 
İlk ne zaman teşhis ediliyor?
Bebeklik döneminde de anlaşılabiliyor. Hiperaktif olacak  bebekler genelde aşırı huzursuz, ağlayan, yemek istemeyen, sürekli tedirginlik gösteren bebeklerdir. Bunlar ileride hiperaktif olabiliyor ama her bebekte böyle olmuyor. Hiperaktivite olacak diye kesin bir şey yok ama düşünülebilir.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite haylazlık mıdır?
Bu bir hastalık, bir bozukluktur. Her yaramaz çocuk kesinlikle hiperaktif değildir. Birincisi, çocuk aşırı hareketlidir. Koltuk tepelerine çıkar, sürekli boşaltamadığı bir enerjinin var olduğunu hissettirir.  İkincisi, dürtüsellik vardır ve yaptığı hareketlerin sonucu tahmin edilemez. Mesela orada bir sıcak çaydanlık vardır ve çocuk ona bir anda yapışır. Camdan sarkar ve sonuçlarını düşünmeden davranır. Okulda, sınıfta sürekli kıpır kıpırdır. Dolaşır, insanların dikkatini dağıtır, derse dikkatini veremez. Bir şey anlatırlarken başka şeylere yönlenir, dikkati inanılmaz derecede dağınıktır. Ekmek, su al dersiniz, gider ama giderken ne alacağını unutur. Bu tip çocukların, bu sorunu yaşayıp yaşamadıklarını anlamak için bir doktora götürülmesi gerekir mutlaka. Hiperaktiviteyi diğer hastalıklardan ayırmak lazım. Çocuk çok hareketli olarak muayeneye getirildiğinde, öncelikle hipertiroit, kansızlık var mı diye bakılır. Bir zehirlenme yaşadı mı? Yasaklarla büyüyen bir çocuk mu? Anne babası boşanmış mı? Çok şiddete maruz kalmış mı ya da şımartılmış bir çocuk mu? Bunların hepsine bakılır çünkü tümü hiperaktivite ile karıştırılan durumlardandır. Daha önce de belirttiğimiz gibi, hiperaktivitenin tanınabilmesi için öncelikle yedi yaşından önce başlaması, altı aydan uzun süredir devam ediyor olması gerekir. Yani on bir yaşındaki çocuk bütün zamanını  o döneme kadar sakin geçirmiş, sonrasında birden hiperaktif oldu denemez.
İlk belirtiler neler?
İlk belirtiler, hareketlilik, dürtüsellik ve dikkat eksikliğidir. İlkokul çocukları ya sınıfta kıpır kıpır oluyor ya da yoğun dikkat eksikliği yaşıyor. Çocuk hayal dünyasında isminin çağrıldığını bile duymuyor. Böyle durumlarda bilinmeli ki, bu çocukta dikkat eksikliği olabilir.  Ya da bir anda tahtaya fırlıyor sırasını beklemiyor, insanlara izin vermiyor. O zaman da bu çocukta bir problem olabilir mi diye bakmak lazım.
Dikkat eksikliği bozukluğu ve hiperaktif çocuklar dendiğinde sırasıyla nelerden söz edilebilir?
Hepimiz yerinde duramayan, söz dinlemez, yaramaz, sakar veya dikkatsiz çocukları biliriz. Bunlar bazen ailelerinin, çoğu kez öğretmenlerin, yani hemen hemen her yerde herkesin sabrını taşırırlar. Hiç yerlerinde duramayan çocuklardır bunlar. Aşırı hareketli, durmadan bir yerlere tırmanıp inen, kıpır kıpır kıpırdanan, sık sık kaza yapan çocukları düşünün. Başladıkları hiç bir işi bitirmeyip, durmadan başka şeyler yapan, tutarsız, arsız, uyumsuz görünümündedir. Tepkisellik veya dürtüsellik diye adlandırabileceğimiz Impulsivite hali vardır. Bunu kısaca düşünmeden eyleme geçme olarak tanımlayabiliriz. Unutkan, hafızaları zayıftır bu çocukların. Genellikle toplumdan kabul görmeyen bu haller davranış bozukluklarını zamanla daha da kötüleşebilir. Örneğin zamanla ortaya saldırganlık ve şiddet olayları çıkabilir. Okulda başarısızlık söz konusudur. Kurallara kasıtlı olarak itiraz etmekten ziyade düşüncesizce ihlal sebebiyle kendilerini disiplinde sorun yaşayan çocuklar olarak bulurlar. Erişkinlerle ilişkileri normal dikkat ve çekinmenin olmayışı sebebiyle sıklıkla sosyal olarak bozulmuştur. Diğer çocuklar arasında da popüler değillerdir ve izole hale gelebilirler. Özsaygıları azalır. Sık sık öfke nöbetleri görülür. Etraftan gelen ve devamlı artan şikayetler nihayet bir şeyler yapılması gerektiği sinyallerini verir. İlk akla gelen soru şudur: Acaba bu çocuk normal mi? 
Ne zaman bir hastalık olarak görülebilir?
Son yıllarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DHEB) deyimi her yerde duyulur oldu. Ancak her hareketli çocuk hiperaktif değildir. Bu olguyu normal çocuk davranışlarından ayırt etmemiz gerekiyor. Zira kesin tanı konmadan ilaç tedavisi yapılmaz. Davranış bozukluklarında danışmanlık hizmetleri ön plana çıkar.  Uluslararası Hastalık Sınıflandırması (ICD) şu şekilde tarif ediyor hiperkinetik bozuklukları:  Erken dönemde başlama (genellikle yaşamın ilk 5 yılı içinde), kötü organize olmuş, iyi regüle edilememiş aşırı aktiviteyle birlikte bilişsel olarak katılınan aktivitelerde ısrarın ve bir aktiviteyi tamamlamadan diğerine geçme eğiliminin olmasıyla karakterize bir grup hastalıktır. Diğer birçok anormallikle de bağlantılı olabilir. Aşırı hareketlilik, dikkat eksikliği ve impulsivitenin üç ana belirti olarak sayılmasına rağmen bilmek gerekir ki, bilhassa kız çocuklarında hiperaktivite olmadan da sadece dikkat eksikliği bozukluğu bulunabilir. Bu olgu derslerde sanki rüya görüyormuş gibi oturan kız çocuklarında ayırıcı tanı olarak düşünülmelidir. 
Teşhis için nereye müracaat edilmeli? 
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun teşhisi muhakkak bu konu üzerine uzmanlaşmış kişi veya kurumlar tarafından yapmalıdır. Burada ilk sırada Çocuk ve Ergen Psikiyastristleri, ve Psikologları saymak gerekiyor. Kurum olarak ayrıca Sosyal Pediatri Merkezleri, Okul Danışma Servisleri düşünülebilir.  
Hangi muayeneler gereklidir? 
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısını koymak için birçok testin yapılması gerekir. Hekimler her şeyden önce aynı şikayetleri gösteren başka bir hastalık olup olmadığını araştırırlar. Örneğin guatr olarak bilinen tiroid bezinin fazla çalışması veya kansızlık. Süreğen kurşun zehirlenmesi, çevresel etkenler de düşünülmelidir. Bu nedenlerden dolayı genelde kan muayenesi yapılır. Davranış sınırlarını göstermeme, fazla şımartma, kuralsız ve tutarsız eğitim, dayak atma, aşırı televizyona bakma gibi çocuk yetiştirmede yapılan bazı hataların veya çeşitli ailevi sorunların benzer şikâyetlere yol açtıkları bilinmektedir. Bilişsel işlevlerin bozulması, motor ile dil gelişimindeki gecikmelerin oransız olarak sık görülmesi sebebiyle psikolojik testler, zeka testi, gelişim testleri yapılmalıdır. Ayrıca algılama bozukluklarının bulunup bulunmadığı tepit edilmelidir. Gözlem formlarının doldurulması tanıda yardımcı olur. Hastalığın doğru teşhis edilmesi bir kaç hafta alabilir. 
Tedavi  konusunda neler söylenebilir?
Kesin tanı konduğunda uzun süreli ilaç tedavisi çok fayda eder. İlaç tedavisi doktor kontrolü altında uygulanır. Tedavide kullanılan ilaç Methylphenidat (Firma adları: Ritalin, Medikinet) uzun süredir bilinmektedir. Tedaviye başlamadan önce tanı bir doktor tarafından konmalıdır. Bu ilaç ancak gerekli bütün testler yapıldıktan, teşhis kesin olarak konduktan sonra verilir. Motor veya algılama bozukluklarında ergoterapi alıştırmaları düşünülebilir. İlaç tedavisinin yanı sıra çocuk yetiştirme konusunda uzman danışmanlık ile çocuklara davranışsal yaklaşım yöntemlerinin tekrar gözden geçirilmesi çok önemlidir.  Ailesel sorunlarda “Sistemik Aile Terapisi” çözüm bulmada yardımcı olabilir. Dövüp dayak atma gibi cezalandırmalar sorunları daha kötüye götürür. Çocuklarımızı yetiştirirken cezalandırmaktan çok ödüllendirme yöntemine başvurmalıyız. Ancak bu disiplinsiz yetiştirme anlamına gelmez elbette. Sadece çocuklar çok hareketli veya okulda başarısız diyerek ilaç verilmesi sakıncalıdır. İlacın uyku ve iştah değişikliği, bazen tiklerin artması gibi yan tesirleri olmasına rağmen doğru teşhis konduğunda ve devamlı doktor kontrolünde olduğunda bir sorun çıkmaz. Bu durumlarda genelde Methylphenidat iyi sonuçlar verir. Önemli olan önceden dikkat eksikliği bozukluğunu taklit eden diğer hastalıkların bulunmadığının kanıtlanmasıdır. Buna benzer göstergeler tiroit bozukluğu, sara, görme veya duyma yetersizliklerinde de görülebilir. Kurşun zehirlenmesi, zeka geriliği, ruhsal hastalıklar ayrıca sosyal veya aile çevresindeki değişimlerde de rastlanabilir. Örneğin ana babadaki ruhsal bozukluklar, çocuğu şımartma, sinirlilik, uygun olmayan okula gönderme, ana babanın ayrılma durumu evdeki düzensizlik, v.b. durumlarda olabilir.
Davranış tedavisi veya sistemik aile tedavisi, çevresel girişimler çoğu kez tek başına olumlu sonuçlar verebilir. İlaç tedavisine karar verilirse bu tedavi yöntemleriyle birlikte yürütülmesi daha faydalı olur. Karşılanmamış duygusal ve eğitimsel gereksinimler bulunduğunda ilaçların yararlı etkileri anlamlı derecede düşer. Bu çocuklara karşı uygun davranış biçimi, ailelere destek sağlama ve istek halinde eğitmenlere bilgi verme tedavide etkin olur. Çocuklara karşı kararlı, tutarlı davranma, cezalandırma yerine olumlu gelişmeleri ödüllendirmeyi ön planda tutulmalıdır. Konuşurken mümkün derece çocuğun gözüne bakma, bazen sırtını veya elini tutarak dokunma iyi neticeler verir. Okulda çocuk ön tarafa, sakin bir çocuğun yanına ve öğretmenin görebileceği, çabuk gidip dokunarak temas kurabileceği ve uyarabileceği bir yere oturtulmalıdır. Ergoterapi tedavisi algılama bozuklukları var ise uygulanır. Bu algısal gelişimin, becerilerin, yeteneklerin desteklenmesi ve geliştirilmesi açısından olumlu olabilir. Öğrenme yetersizlikleri varsa pedagojik yöntemlerle karşılanır. Çocuklara gerekli zaman ayrılmalı sakin ve izah ederek iletişim yaşına uygun bir şekilde sağlanmalıdır. Ana babanın ve ailenin rolü çok önemlidir. 

Öğretmenler ne yapmalı?
Türkiye ve dünyada da önce yapılması gereken şey çocuk ve ergen psikologuna gitmektir. Bir ihtimalden söz ederken bazen çocuğun sorunu gözden kaçıyor. Bu nedenle öğretmenler sınıflarında böyle bir çocuk gözlemlediklerinde mutlaka aileyi bir doktorla irtibata geçmeye yöneltmelidir. Çünkü bu sayede çocuğun tedavi edilerek akademik hayatı kurtulabilir. Aie öğretmenden gelen bu uyarıyı dikkate almalı ve bir çocuk ergen psikiyatrına başvurulmayı geciktirmemelidir.
Bu çocuklar için nasıl bir eğitim planı gerekli?
Öncelikle evin çok iyi organize edilmesi gerekiyor. Çocuğun yemek yiyeceği saatler, televizyon izleyeceği, ders çalışacağı saatler organize edilmeli, iyi planlanmalıdır. Her şey ne kadar iyi planlanır, organize edilirse bu çocuklar o kadar iyi hareket edebiliyorlar. Çünkü bu çocukların önceden ne yapacağını bilmesi gerekiyor. Anne baba çocuğ, bir saat sonra ders çalışmaya başlayacaksın, bu saatte tv izleyeceksin demesi gerekiyor.  
Okulda eğitim nasıl olmalı?
Çocuğun dikkatinin normal çocuklardan  farklı olduğunu kabul edip ona göre davranılması lazım. Tedavi eğitim ve ilaçla olmaktadır. Hekim ilaç tedavisini planladığı için çocuk zaten biraz sakinleşiyor ama bu çocuğun dikkati 20 dakikadan fazla olmadığı bilinmelidir. Bu durumda öğretmenin 20 dakikada bir ona görev vermesi yerinde olur. “Al bunu buraya götür, tebeşir getir” gibi yönlendirmeler bunu sağlayabilir. Bu durumda çocuk ara vermiş oluri ve yeniden dikkatini toparlaması sağlanır. Evde de 20 dakika aralarla derse yeniden başlaması gerekir. Ders kitabı, kalemi dışında masasında dikkatini dağıtacak bir şey olmaması lazım. Bazı çocuklarda renkli kalemler çok işe yarıyor. Bu tip uyarıcı etkenler dikkati toparlamayı sağlıyor. 
Birkaç örnek vaka…
Konuşması gecikmiş bir çocuktu
Üç buçuk yaşındaki bir çocuğu getirmişti ailesi. Çocuğun konuşması gecikmişti ama anne, “benim çocuğum  hareketli, yerinde durmuyor” diyerek gelmişti. Gelişimi normaldi ama konuşması birkaç ay geriden geliyordu. Ve terapi esnasında çocukta aşırı hareketlilik yoktu. Ailenin anlatımına göre, çocuk uyumuyor, yemek yemiyordu. Ne kadar dışarıda gezse de bir türlü yorulmuyordu. Görüşmede çok hareketli görünmediğinden aileden alınan bu bilgi çok önemliydi. Dikkat eksikliği hiperaktivite olan çocuklarda konuşma güçlüğü de görülebiliyor. Bu çocuk ailenin anlatımlarına bakıldığında, böyle bir sorun yaşıyordu. İlk görüşmede ilaç vermeyi düşünmedik. Üç yaş iki aylık olması bunda bir etkendi.
İlk değerlendirmemiz sonrasında eve gittiklerinde çocuğun uyuma şekli değişti. Odasına farklı bir hava verildi. Yemekler onun isteyeceği şekilde planlandı. Günde üç kere dışarı çıkarıldı ama buna rağmen çocuk aynen devam etti. Aile ilaçsız tedaviden yanaydı ama tedavinin devamında ilaçla tedaviye devam etmeyi gerekli gördük. Sonuç başarılıydı.
Çocuğun dikkati çok dağınık olduğu için dışarıdan  gelen uyarıları alamıyor ve konuşmayı toparlayamıyordu. 
Beş yaşında dikkat eksikliği vardı
Beş yaş sekiz aylık bir çocuk. Geldiklerinde okula başlayacağı zaman dikkat eksikliği olduğu söylenmişti. Kliniğimizde nöropsikolojik testler yapıldı. Gelişimsel test yapıldı. Bu yaş çocuğuna zeka testi de yapılıyor. Kişisel, sosyal, testlere bakılıyor. Hepsine bakıp değerlendirdik. Daha sonra 4-8 yaş arasında çocuklara uyguladığımız el, göz koordinasyonu, görsel algı testide yaparak ileride dikkat eksikliği yaşayıp yaşamayacağını anlamaya çalıştık. Bunlara ek olarak okula hazırlık testi, sözel, sayısal beceri alanları, işitsel alan gibi testleri de uyguladık. Tüm bunların sonunda çocukta hiperaktivite olmadığı görüldü ama yoğun dikkat eksikliği vardı. Eğitimi buna göre yaptık. Kağıt kalem eğitimi dediğimiz, el göz koordinasyonu, şekil zemini ilişkisini aktaracak çalışmalar yapıldı. Türkiye’de sadece merkezimizde uygulanan rehacom sistemi var. İdrak muhakemesini geliştirmek üzere ayarlanmış bilgisayarlı bir çalışma sistemi bu. Frontal bölgede dikkati artıran çalışmalar yapıyoruz. Çocuğun tedavisi başarıyla devam ediyor. 
 
On dört yaşında davranış bozukluğu vardı
Diğer bir örnek, 14 yaşında bir çocuk. Geçmişinde hiperaktivite ve dikkat eksikliği tanısı konmamıştı. Kliniğimize davranış bozukluğu ile geldi. Hiperaktivite ve dikkat bozukluğu tedavi edilmediğinde davranış problemi oluşuyor. Kontrolsüzlük vardı, öfke patlaması yaşıyordu. Evde şiddet uyguluyordu. Okul arkadaşları ile kavga ediyordu. Şiddet filmleri izliyordu.
Çevresel düzenlemeler yaptık. Anne ile nasıl davranacağına ilişkin çalışmalarıyla birlikte çocuğa dikkat çalışmaları yapıldı. Tedavi başarıyla sonuçlandı. 
Otistik çocuk ve hiperaktivite sorunu
Otizm nedir? Çok genel olarak yaygın gelişimsel bozukluk yelpazesi içinde bir bozukluktur. Genel olarak davranışlardaki çevreye olan ilginin eksikliği, karşılıklı iletişimdeki eksiklik, iletişim becerilerindeki eksiklik olarak tanımlanabilir. On iki yaşında bir çocuktu. Ağır otistik bir vakaydı. Aynı zamanda mental reterdasyonu vardı. Ev içinde aşırı hareketli bir çocuktu, göz kontağı yoktu. Yemek yemiyor, enerjisini boşaltamıyordu. Ajitasyonu çok fazlaydı. Bu durumda madikal tedavi gerekiyordu. Test pek mümkün olmadığından gözlemler önem kazanıyor. Bu noktada en önemli veri aldığımız kişiler aile bireyleri oluyor. İkincisi olarak da klinik gözlem önemli. Buna göre karar veriyoruz. Eğer çocuk hiperaktif ise bir psikiyatri uzmanı görüyor. 

 

Manik fazda olanlarla hiperaktifler karışır mı?
Hiperaktif oldukları düşünülerek tedavi edilen hastalar var ama aslında manik fazda oluyorlar bu çocuklar. Her hareketli çocuk hiperaktif değildir. Manik hastaları ayırt etmek için hareketlilikle beraber, duygu durumunda da bir fazlalık olmalıdır. Mesela çocuk kendini çok iyi hisseder ve davranışları da bunu destekler. Hiperaktif çocuklarda ise bu durum geçicidir. Ayrıca manik fazdaki çocuğun erotomanik denen cinsel dürtüleri artar ve çok para harcar. 
 
 
 Hangi rahatsızlıklar hiperaktiviteye zemin hazırlar?
Hiperaktivite dikkat eksikliği bozukluğunda olur, mental reterdasyonda olur ve bununla beraber gelişebilir. Zeka özrü olanlarda da ayrıca bu olabilir. Otizm ve buna benzer yaygın gelişimsel sorunlarda olur. Bu aşırı hareketlilik demektir. Bipolar bozukluğun mani evresinde de olur. 
Hiperaktivitenin neden olduğu rahatsızlıklar hangileridir?
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, manik evre ile karışıyor. Manik bir hasta bazen hiperaktivite diyerek tedavi edilebiliyor. Büyük çoğunluğunun yüzde 30’luk kısmı kendiliğinden  ergenlik döneminde düzelir. Bir kısmı davranış bozukluğu  eklenerek büyür. Topluma uyum sağlayamamam gibi problemler yaşanır. Bir kısmı da dikkat eksikliği ile gider buda ileride iş yaşamını bozar.  
Tedavi olmazsa bu sorun nelere yol açar?
Özgüven eksikliği yaşar. Kendi kardeşlerinin sosyokültürel gelişimine bakılırsa bu çocuğun yaşantısı onlara göre daha alt seviyede olduğu görülür.
Toplumda görülme oranı nedir?
Yüz çocuğun 4-5’inde görülür. Her sınıfta vardır. Erkek çocuklarında kızlara göre daha fazladır. Erkek çocuklarda tanı çok kolay konulur, yaramazdırlar çünkü. Kızlar da hareket ön planda olmadığından göze batmaz. Bu nedenle daha geç tanı konur.
Tedavi süresi uzun vadeli midir?
İki aşamalıdır. Anlık tedavi ve uzun vadeli tedavidir bunlar. Anlık tedavi okul uyumunu sağlamak, ders çalışmasını ve aile uyumunu çözmektir. Uzun vadeli tedavi ise uyum problemleri ve kişilik gelişimi ile ilgili yapılacaklar olanlardır. Kişilik gelişimi sırasında bu çocuklarda bazı yapı taşları oluşmamış oluyor. Bu çocuklara sürekli uyarı yapmak özgüveni azaltıyor. Öğrenme süreci bozuluyor ve nerede nasıl davranacağını öğrenemiyor. Yanlış öğreniyor. Bunları tek tek düzeltmek gerekiyor. 
Ailenin fark etmesi için  neler gerekiyor?
Çocuk dikkatsizce hatalar yapar. Farklı renk çorap giyebilir. Eşyalarını sık sık unutur onlara sahip çıkamaz. Seslenildiğinde duymuyormuş gibi bir havası vardır. Kendisiyle konuştuğunuzda dinlemiyormuş izlenimi verir. O anki dikkatleri iyidir ama iradi dikkat denilen bir şeye uzun süre konsantre olması yoktur. Ailelerin bu belirtilere dikkat etmeleri yerinde olur.
Terapi sürecinde neler var?
Bilişsel davranışçı terapiler yapılabilir. Ortamı düzenlemek için aile danışmanlığı alınmalıdır. Önce özgüven kazandırıyoruz. Bir ödev veriyoruz ve buna belirli bir süre tayin ediyoruz. Bu başarıldığında çocuk ödül alıyor. Aferin deniliyor sonra ikinci ödeve geçiliyor. Bunlar genellikle kağıt kalem ile yapılan ödevler şeklinde oluyor. Ya da iletişim becerilirini artırıcı ödevler şeklinde düzenliyoruz. Bir hikaye okunuyor ve sonucu tahmin edilmeye çalışılıyor. Çocuk her yaptığı olumlu davranış için ödül alırken yapamadıkları için bir şey almıyor.
Dürtüsel çocuklarda yaptığımız çalışmalarda davranışını yapmadan önce dur ve düşün diyoruz. Bu şekilde çocuk önce durmaya sonra düşünmeye sonra da hareket etmeye alıştırılıyor. Hiperaktivitesi yüksek olanlarda belirli dakikalar konuyor. Belirli parçalara bölünüyor zaman ve kısa ödevler veriliyor. 
Genelde ‘hiperaktif çocuklar zeki olur’ şeklinde bilinen yanlış bir kanı vardır. Hiperaktivitenin zeka ile ilgisi yoktur. Her zeka yaşında görülebilir. Sadece zeka biraz yüksek olduğuna ders başarısı iyi gidiyor ve durum kamufle oluyor.

 Davranışçı tedaviler yapılır. Çocuğun gelecek için özgüvenini bozmayacak aile eğitimi gereklidir. Görmezden gelinebilecek şeyler için çocuğu uyarmamak lazım. Fincanı düşürüp kırmasına, koşmasına engel olunmamalıdır. Uyarmak yerine aileler dokunulmaması gereken şeyleri ortadan kaldırmalıdırlar.  
Tedavi aşaması 
En fazla önde giden semptoma göre değerlendirip tedaviyi ona göre yönlendiriyoruz. En çok kullanılan ilaçlar uyarıcı ilaçlardır. Bunlar ters etki yapıyor ve hareketliliği azaltıyor. İlaç tedavisinin uzun bir süreci var. Burada ailenin gücü de devreye giriyor finansal olarak. Bu tedavi planında eğer ilaç tedavisi yer almazsa çok daha uzun sürer. İlaçla tedavisi psikoterapi ile birlikte götürülmelidir.
Çevrelerinde yaşayanlara öneriler
Sınıfta başarılı bir çocuğun yanına oturtmalı, ön sıraya oturtmaları iyi olur, kısa ödevler verip onları kontrol etmek gerekir.
Anne ve baba çocuğun ders çalıştığı ortamı dikkati bozmayacak tarzda düzenlemesi gerekir. Çocuğu yüreklendirmek ve başarılarında onu ödüllendirmek unutulmamalıdır. Çocukla zıtlaşmamalıdır. Başarı elde etmek için adım adım gitmek lazımdır.
İlaç tedavisinin en az iki sene sürdüğü ve sabır gerektiği bilinmelidir.
Tedavi edilmezse davranış bozukluğu yüzde 40 oranında olmaktadır. Suça bulaşıp hapse girme, kaza yapma, alkol ve uyuşturucu bağımlısı olma riskleri fazladır.
Annenin hamilelik sürecinde yaşadığı sıkıntılar vardır. Stres nedeniyle uyku düzeni bozulur. Buda bazı durumlarda hiperaktiviteye neden olabilmektedir. Annenin kokain kullanması da hiperaktiviteye neden olabiliyor. 
Özetlersek;
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu üç temel özellik göstermektedir.
Bunlar aşırı hareketlilik, dürtüsellik (istekleri ertelemekte güçlük) ve dikkat eksikliğidir.
Aşırı Hareketlilik: Çocuklar erişkinlere göre daha canlı ve hareketlidir. Ancak bu hareketlilik çocuğun kendi yaşıtlarıyla karşılaştırıldığında belirgin düzeyde daha fazla olduğunda aşırı hareketlilikten söz edilir. Ayrıca bu hareketlilik, oyun, anaokulu ve okul gibi günlük işlevlerde aile veya öğretmenler için sorun oluşturduğunda aşırı hareketlik diye nitelendirilir.
Dikkat Sorunları: Dikkatin bir noktaya toplanabilmesinde güçlük, dış uyaranlarla dikkatin çok kolay dağılabilmesi, unutkanlık, eşyalarını veya oyuncaklarını sık sık kaybetme ve düzensizlik gibi belirtiler dikkat sorunları bulunduğunu gösterir.
Dürtüsellik: Acelecilik, istekleri erteleyememe, sorulan sorulara çok çabuk yanıt verme, başkalarının sözlerini kesme ve sırasını beklemekte güçlük çekme gibi özellikler dürtüsellik sorunları bulunduğunu düşündürür.
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan çocuklar üç ayrı grupta yer almaktadır:
A-Hem dikkat hem aşırı hareketlilik-dürtüsellik sorunları olanlar.
B-Sadece dikkat sorunları olanlar.
C-Sadece aşırı hareketlilik-dürtüsellik sorunları olanlar .
Erken dönemde başlama (genellikle yaşamın ilk 5 yılı içinde), kötü organize olmuş, iyi regüle edilememiş aşırı aktiviteyle birlikte bilişsel olarak katılınan aktivitelerde ısrarın ve bir aktiviteyi tamamlamadan diğerine geçme eğiliminin olmasıyla karakterize bir grup hastalıktır. Diğer birçok anormallikle de bağlantılı olabilir. Hiperkinetik çocuklar sıklıkla dikkatsiz ve impulsif, kazaya uğrama eğilimli ve kurallara kasıtlı olarak itiraz etmekten ziyade düşüncesizce ihlal sebebiyle kendilerini disiplinde sorun yaşayan çocuklar olarak bulurlar. Onların erişkinlerle ilişkisi normal dikkat ve çekinmenin olmayışı sebebiyle sıklıkla sosyal olarak bozulmuştur. Diğer çocuklar arasında popüler değillerdir ve izole hale gelebilirler. Kognitif fonksiyonların bozulması olağandır ve motor ile dil gelişimindeki spesifik gecikmeler oransız olarak sıktır. Sekonder komplikasyonlar disosyal davranış ve düşük öz-saygıdır.
  Hiperaktivite ve zekâ
Toplumumuzda "hiperaktif çocuk zeki olur " gibi yanlış bir düşünce vardır. Oysa hiperaktivite, beyindeki dikkat ve davranış kontrolü ile ilgili kısımların normalden farklı işlemesi ile meydana gelen bir rahatsızlıktır ve çok fazla çocukta görülür. Bu çocukların çoğu normal zekaya sahiptir. Hem hiperaktif hem de zeka seviyesi yüksek çocuklar da olabilir. Ancak bu çocukların zeka seviyelerinin yüksek oluşu hiperaktivitelerine bağlanmamalıdır. Ayrıca hiperaktif olduğu halde zeka sorunu yaşayan çocuklar da vardır. Hiperaktivite ile zeka arasında bir bağlantı yoktur. Bu sorunu yaşayan ebeveynler "demek ki çocuğum çok zeki " deyip hiperaktivite sorununa duyarsız kalmamalıdırlar. Ayrıca hiperaktivite kalıtımsal olabilmektedir. Kalıtımsal oluşu zamanla düzeleceğini göstermez. Yani " ben de böyleydim, geçer " deyip beklemek çocukta hiperaktivitenin yanısıra özgüven, sosyalleşme v.s. gibi sorunlarında zamanla baş göstermesine neden olabilir. 
Her hareketli çocuk hiperaktif değildir
Toplum içinde yanlış bir inanış vardır. Buna göre aşırı hareketli her çocuk "hiperaktif " damgası yer. Oysa hiperaktivite psikiyatrik bir bozukluktur ve tedavi gerektirir. Dikkat dağınıklığı, iç denetimini sağlayamama ve aşırı hareketlilik belirtileridir. Çocuğunuz sadece aşırı hareketli ise ve diğer belirtileri göstermiyorsa ona "hiperaktif " denemez. Çok hareketli olmak ise hemen her çocuk için mümkündür. Özellikle aşırı hareketlilik erkek çocuklarında daha fazla görülür. Bilindiği gibi çocuklar çok hızlı büyür ve gelişirler. Bu hızlı hormonal değişim ile birlikte vücutlarında enerji birikimleri oluşur. Bazı çocuklar bu enerjilerini sınırlı mekanlar olan evlerde veya okullarda boşaltamayabilirler. Bu sebeple hareketlerini sınırlayamaz ve bize taşkın gelen davranışlarda bulunurlar. Buna dayanarak çocuğa hiperaktif damgası vurulmamalı ve çocuğa enerjisini boşaltacağı meşru zeminler oluşturulmalıdır. Bu çocuklara toprak, su veya çamurla oynama fırsatı verilebilir veya spora yönlendirilebilir. 
İmpulsivite (dürtüsellik) 
Bireyin kendini kontrol edebilmesinde bir sorun olmasıdır. Bu tür bireyler yapacakları şeyin sonucunu da düşünmezler, akıllarına geleni hemen yaparlar ya da hemen söylerler. Acelecilik, istekleri erteleyememe, söz kesme, sıra bekleyememe gibi özellikleri olan kişilerde, bu sorunun olduğu düşünülür. Sonuçta kendisi ve çevresindekiler için zararlı olabilecek fevri hareketleri ve sınır tanımadaki zorluklan davranış sorunlarının ilk habercileri gibidir. Yaşıtlarıyla birlikte olduklarında olaylara aşırı tepki vermeleri ve fiil ve sözle arkadaşlarını rahatsız etmeleri nedeniyle toplum içinde istenmeyen adam ilan edilirler. 
Alt tipleri:
Dikkat eksikliği hiperaktivite: Bileşik Tip 
Klasik anlamda DEHB dendiğinde anlaşılan bileşik tiptir. Dikkat eksikliği belirtilerinin yanında hiperaktivite belirtilerde bulunmaktadır. Küçük yaşlarda daha çok hiperaktivite ve dürtüsellik belirtileri ön planda olmaya başlanır. 
Dikkat eksikliği hiperaktivite, hiperaktivite ve impulsivitenin önde geldiği tip 
Hiperaktivite impulsivite belirtileri belirgin iken eksikliği belirtileri daha az gözlenir. Genellikle ders başarılan kötü değildir. Ancak bulundukları ortamda hiperaktivite ve impulsiviteleri nedeniyle uyum sorunu yaşarlar. 
Dikkat eksikliği hiperaktivite: Dikkatsizliğin önde geldiği tip 
Dikkat eksikliği belirtileri belirgin iken hiperaktivite ve impulsivite belirtileri daha az gözlenir. Genellikle ders başarıları iyi değildir. Ancak hiperaktivite ve impulsiviteleri belirgin olmadığından uyum sorunu yaşamazlar. Bu gruptaki çocuklar sosyal uyum sorunu yaşamadıkları için genellikle tedaviye getirilmezler ve ailesi tarafından tembel ya da okumak istemiyor diye nitelendirilirler.
Görülme yaşı, cinsler arası fark ve görülme sıklığı 
Belirtilerin yedi yaşından önce başlaması gerekir. Genellikle 4-5 yaşlarında belirtiler belirgin hale gelir. Ancak bir kısmı bebekliklerinden itibaren huysuzlukları, az uymaları ve az yemeleri ile dikkat çekerler. Okul döneminin başlamasıyla dikkat eksikliğine bağlı öğrenme sorunlarının gündeme gelmesi ve arkadaşlarıyla olan sorunları aileyi tedirgin etmeye başlar. Ergenlik döneminde ise okul başarısızlığı yanında davranış sorunları ve aileye karşı gelişen tutumlar gözlenir. Ergenlikte aşırı hareketsizlik azalır ve yerine çabuk sıkılma ve dikkat eksikliği kusuru belirgin olur. 
Erkek çocuklarda kızlara oranla daha sık görülür. Erkek çocuklarda genellikle hiperaktivite ve impulsivite belirtileri ön planda iken, kız çocuklarında daha çok dikkat eksikliği belirgindir.   DEHB  her kültür ve toplumlarda görülen bir bozukluktur.   Toplumda görülme sıklığı farklı araştırmalarda farklı sonuçlar elde edilmesine karşın % 5-6 gibidir. 
Nedenleri
Son 15-20 yılda yapılan araştırmalar DEHB' nun organik kökenli olduğu görüşü hakim kılmıştır. Yeni araştırmalar beyin glikoz metabolizmasındaki bozukluklar üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu çocuklarında özgeçmişlerinde hamilelikte ilaca maruz kalma ve intra uterin enfeksiyonlar, zor doğum, düşük doğum ağırlığı geçirilmiş M.S.S. enfeksiyonlar dikkat çekmiştir. Bozukluğun genetik geçiş üzerinde durulmuş ve bu çocukların birinci dereceden akrabalarında DEHB oranı daha yüksek bulunmuştur. Kaotik aile yapısında yetişen ve ağır ihmal ve tacize maruz kalan çocuklarda da DEHB belirtileri gözlenebilmektedir. Bu arada dersleri kendisine çok zor ya da çok hafif gelen bir çocukta da bu tür davranışlar gözlenebilir. Büyüme döneminin çeşitli evrelerinde çocukların büyük çoğunluğunda dikkatsiz, aşırı hareketli ya da dürtüsel davranma eğilimi görülebilir. Ancak, bu her zaman onlarda DEHB olduğu anlamına gelmez. Okul öncesi dönemde çocuklar çok hareketli olur ve enerjilerini harcamak isterler. Ergenlik dönemindeyse, düzensiz, dağınık ve otoriteye karşı gelme eğilimi göstermeleri, yaşanılan boyunca dürtülerini kontrol etme sorunu yaşacaklarını göstermez, DEHB, ciddi ve uzun sürebilen bir terapi ve ilaç tedavisi gerektirebileceği için, uzman birinin bu tanıyı koyması çok önemlidir. 
Dikkat Eksikliği Ölçütleri
1 - Belirli bir işe dikkat vermede zorlanma.
2 - Dikkatin kolayca dağılması.
3 - Dikkatsizlikten kaynaklanan ufak hatalar yapma.
4 - Başlanan işin yarım bırakılması.
5 - Kendisiyle konuşulurken dinlemiyormuş gibi görünme.
6 - Görev ve etkinlik düzenlemede zorlanma.
7 - Ev ödevi, sınav gibi düşünsel çaba gerektiren işleri yapmaktan kaçınma.
Nedeni? 
Yapılan istatistiksel çalışmalara göre, ilköğretim çağındaki çocuklarda yaklaşık % 3-5 oranında DEHB görülüyor. Çocuklar arasında en sık rastlanan bozukluklardan biri olan DEHB'nun erkeklerde görülme oranı da kızlardakinin 2-6 katıdır. Bu verilerden yola çıkan uzmanlar, ülkemizde ilköğretim çağındaki yaklaşık 1 milyon çocukta bu bozukluğun görülebileceğini söylüyorlar. Peki, ama neden? Bu bozukluğa neden olan şey ne? Çocuklarında DEHB olduğunu öğrenen ailelerin sordukları ilk sorulardan biri de "Neyi yanlış yaptık?" oluyor. Aslında henüz kimse DEHB'na neyin neden olduğunu kesin olarak bilmiyor. Bu durum her ne kadar ailelerin geçerli bir neden bulma çabalarına yardımcı olmuyorsa da, bilim adamları DEHB'nin ortaya çıkma nedenini bulmak, daha etkili tedavi yöntemleri geliştirmek hatta günün birinde DEHB'yi önlemek için çalışıyorlar. Bununla birlikte, şimdiye kadar yapılan tüm çalışmalar, bu bozukluğun çevresel etkenlerden değil, biyolojik nedenlerden kaynaklandığını gösteriyor. 
DEHB nedenlerine ilişkin bilinen yanlışlar
Yaklaşık 100 yıldır yapılan araştırmaların bir kısmı sonuçsuz kalmış, bir kısmı kimi savların doğru olmadığını kanıtlamış, bir kısmının da üzerinde hâlâ çalışılıyor. Bilim adamlarını hayal kırıklığına uğratan ilk sav, DEHB'nin bir beyin hasarı, beyin iltihabı ya da doğumda meydana gelen bir komplikasyondan kaynaklandığı yolunda ortaya atılan olmuş. Her ne kadar kafa yaralanmalarının birçoğundan sonra dikkat sorunları yaşansa da, DEHB olanların içinde beyin hasarına uğramış olanların sayısı dikkate alınmayacak kadar küçük olduğu için bu sav rafa kaldırılmış.
Beyin görüntüleme tekniklerinin gelişmesiyle, yapılan çalışmalar da hız kazanmış, özellikle Bilgisayarlı Tomografi ve Manyetik Rezonans görüntüleme yöntemleri yardımıyla yapılan karşılaştırmalarda, DEHB olanlarda beynin ön bölgesinde ve bu bölgeyle ilişkili yapılarda farklı simetrilere ve büyüklüklere rastlanmış. Ayrıca, beyni iş başındayken gözlemlemeyi sağlayan Pozitron Emisyon Tomografisi (PET) yardımıyla yapılan araştırmalarla beynin, dürtüselliği ve dikkati kontrol eden bölgeler ince kullanılan şeker düzeyi ölçülmüş. Şeker, beynin en önemli enerji kaynağı; bu nedenle ne kadar şeker kullanıldığının ölçülmesi beyni etkinlik düzeyini görebilmek için iyi bir gösterge olarak kabul ediliyor. Araştırmaya göre, DEHB olanların beyinlerinin ön bölgelerinde şeker kullanımı daha düşük çıkmış. Bu da DEHB olanlarda beynin dikkat ve dürtü kontrolü sağlayan bölgelerinde daha az şeker kullanıldığını, bir başka deyişle bu bölgelerin normalden az çalıştığını gösteriyor. Uyarıcı ilaçlar verildiğindeyse, bu bölgelerde şeker kullanımı ve kanlanmanın normal düzeye çıktığ saptanmış. Bu saptamalardan sonra, beynin bu bölgelerinin neden daha az etkin olduğunun yanıtını bulmak İçin çalışmalar başlatılmış. Henüz bunun nedeni kesin olarak bulunabilmiş değil ama, hamilelik döneminde bebeğin beyninin gelişimini etkileyen birtakım etkenlerin bunda önemli rol oynadığı düşünülüyor. Örneğin, annenin hamilelikte sigara, alkol ya da uyuşturucu/uyarıcı bazı maddeleri kullanmış olması ya da birtakım zehirli maddelere maru2 kalınmış olması beynin gelişimini etkileyebilir.
DEHB ve kalıtım
Üzerinde durulan bir diğer neden de, kalıtım. Yapılan araştırmalarda, DEHB olan çocukların yakın akrabalarından en az birinin de aynı sorunla yaşadığı belirlenmiş. Çocukluğunda ya da gençliğinde DEHB olan babaların en az 1/3'inin çocuğunda da DEHB' YE rastlanıyor. Ayrıca tek yumurta ikizleri üzerinde yapılan araştırmalarda ikizlerden birinde DEHB varsa diğerinde de görülme olasılığının % 80-90 oranında olduğu saptanmış Bu da DEHB' DE kalıtımın ne kadar önemli bir rol oynadığını gösteriyor. 
1990'da Ulusal Beyin Sağlığı Enstitüsü'nde (NIMH) kaydedilmiş bu beyin görüntüsü, ADH]
ile beynin kimi bölgeleri arasındaki ilişkiyi ortaya koyan ilk kanıt. Kırmızı renk beynin aktif
bölgelerini gösterirken, koyu renkler aktif olmayan bölgeleri gösteriyor. 

Dikkat eksikliği-hiperaktivite bozukluğuna eşlik eden belirtiler neler?
a-) Dağınıklık,düzensizlik
b-) Dalgınlık, hayal kurma
c-) Tutarsızlık
d-) Koordinasyon güçlükleri, sakarlık
e-) Bellek sorunları
f-) Uyku sorunları
g-) Sosyal ilişkilerde sorunlar
h-) Saldırgan davranışlar
i-) Özgüven ve öz saygının azalması
Her çocukta bu belirtilerin tümü bulunmayabilir. Tanı için bu belirtilerin görülmesi şart değildir, ancak bunların var olması tanıyı destekler.
Bu belirtilerin yanı sıra bu kişilerde; enerjik olma, yaratıcılık, sıcak kanlı ve cana yakın olma, esneklik, hoşgörü, risk alabilme gibi olumlu özelliklerde görülür. * Belirtileri nelerdir? Sıklıkla bacaklarda karıncalanma, elektriklenme, bacak kemiklerinde kaşıntı, bacakların içinde baloncukların dolaşması gibi son derece zengin bir tanımlama yelpazesine sahip. Bacaklarda tanımlanan hisler yürüme ve hareketle geçiyor. Ancak hareket durduğunda tipik olarak tekrar ortaya çıkıyor. Dolayısıyla huzursuz bacak sendromu sıklıkla uykuya dalma güçlüğüne yol açıyor. Çocuklarda büyüme ağrıları, uykuya direnç gösterme ve uykuyu dalma güçlükleriyle karışabiliyor. Bu çocuklar uyku sırasında aşın hareket ediyor ve sık sık uyanıyorlar. Sabahları ise zor ve yorgun kalkıyorlar.
DEHB 'nin görülme sıklığı ortalama %4 civarındadır. DEHB'nin nedenleri arasında genetik yatkınlık, beynin farklı yapısal ve fonksiyonel işleyişi ve çevresel etmenler vardır. DEHB'nin belirtileri dönemlere göre farklılık gösterir: 
Bebeklerde belirtiler
Bebeklerde belirtiler çoğu kez uykuda düzensizlik, yeme problemleri, aşın huzursuzluk ve ağlama şeklinde görülür. 
Uyku bozukluğu, uykunun az veya kısa periyotlar halinde olmasına neden olur. Yeme problemi, zayıf emme veya beslenme süresince ağlamayı kapsar, verimli emme veya beslenme ritmini oturtmak mümkün olmaz. Bebek emeklemeye başladığında sürekli hareket halinde bulunur.
Yürümeye başlayan çocuklarda ve okul öncesi dönemde belirtiler
Normal okul öncesi çocuklar çok aktif, kısa dikkat süresine sahip ve oldukça dürtüseldir. Yapılan çalışmalar okul öncesi hiperaktif çocukların serbest oyun alanlarında normal kontrol gruplarından daha aktif olmadıklarını göstermiştir. Genel olarak, bu yaş grubunda hiperaktif çocuklar, sürekli koşan, hiç yürümeyen, sürekli gitmeye hazır, odaklandıkları aktiviteleri sürekli değiştiren, amaçsız ve maksatsız olma ile kendini gösterir. Uzun süre sessiz oturmakta güçlük çekerler. Çocuklar çok aktiftirler fakat zayıf koordinasyon ve beceriksizlik nedeniyle kazalara oldukça eğilimli olurlar. Sürekli uyku düzensizliği ile çocuklar az ya da kısa periyotlarla uyur. Bu tür çocukların davranışları tahmin edilemez, sıklıkla da tehlikeli olur. Ailelerin bu çocuklardan şikayetleri, söz dinlememeleri, hatalarından ders almamaları, cezalara veya övgüye cevapsız görünmeleri, ailelerin azaltmaya çalıştıkları davranışlara devan etmeleridir. Dikkat problemi olan bu yaş grubu çocuklar aktivitelerini sıklıkla değiştirirler. 
İlkokul çocuklarında belirtiler
Bu tür çocuklar rahatsızlık ve yerinde duramama sonucunda sınıfta yerinden ayrılma, etrafta dolaşma veya uygunsuz aktivitelerle başkalarının dikkatini çekerler. Hiperaktivite aynı zamanda bir yemek,bir hikaye, bir oyun veya bir tv programı boyunca oturulamama şeklinde de ortaya çıkar. Serbest bir oyun çevresinde artmış aktivite kendini diğer çocuklan fiziksel kontakla rahatsız etme şeklinde gösterir. Bu da sıklıkla diğer çocuklarla kavga etme ve çekişme şeklinde sonuçlanır. Dürtüsellik düşünülmeyen kontrolsüz davranışlarla karakterizedir: Yüksek raflarda dolaşma, balkondan sarkma veya sosyal olarak kabul görmeyen davranışlar; diğer çocukların oyuncaklarını alma veya şekerlerini çalma gibi. Dikkat problemi olan çocuklar sıklıkla bir aktiviteden diğerine kayarlar ve genel olarak yoğun dikkat gerektiren ödevlerde başarısız olurlar. 
Ergenlikte belirtiler
Hiperaktivite geniş kas hareketlerinden küçük kas hareketlerine kayar (parmaklarım hafifçe vurma, bacağını sallama veya sandalyede sürekli pozisyon değiştirme). Hiperaktivite daha kabul edilebilir kanallara kayar (ör:spor).Dürtüsellik ergende kendisi ve ailesi için sorun olan artan tehlike, daha fazla problemlere sürüklenme gibi durumlarla devam eder. Dikkat eksikliği dikkatin kolay dağılması, görevleri tamamlamada başarısızlık, özel aktiviteler için kısa dikkat aralıkları ve bir aktiviteden diğerine kayma şeklinde karşımıza çıkar. Dikkat problemi devam eden ergen başarısız olur.
DEHB olan çocuklardaki en önemli davranış biçimleri
Dikkat süreleri azdır, dikkatleri dağınıktır, dikkatlerini yoğunlaştıramazlar.
Düşünce, duygu ve davranışlarını yeterli derecede denetleyemezler, düşünmeden harekete geçerler. Sabırsız, tez canlı, fevri, heyecanlı olabilirler.
Yaşıtlarına göre daha çok hareketli, bitmeyen enerjileri ile sürekli hareket halindedirler.
Zekaları yaşıtlarından daha geride ya da daha ileride değildir. Ancak olan kapasitelerinin altında akademik başarı gösterirler,
Bazılarında el becerileri yaşıtlarına göre daha az gelişmiştir. Örneğin, yazıları bozuk, sakarlıkları daha çoktur.
Bazılarında karşı gelme, davranış sorunları ve öğrenme güçlüğü görülür.
Başladıkları işi, ödevi, oyunu bitirmeden bırakabilirler veya başkasına geçebilirler.
Sıralarını bekleyemez, konuşmaları böler, sonuna dek dinlemeden yanıtlar verebilirler.
Acele okuduğu için yanlışlar yapar. Harf, hece, kelime atlayabilirler.
Yaşıtlarına göre dağınık, unutkan ve daha az düzenlidirler.
Belirtiler ne zaman ortaya çıkar?
-Çoğunlukla 3 yaşından sonra kendini belli etmeye başlar, ancak okulun ilk senelerinde okul, arkadaş, Öğrenme sorunları ile dikkati çekerler. -Bazılarında bebeklikte uyku, yeme düzensizlikleri ya da beklenenden daha huzursuz olmaları görülebilir. Şüphelenildiğinde bir konunun uzmanına başvurulmalıdır. Hekimin Önerileri doğrultusunda aile ve okul işbirliği içerisind çalışmalıdır.
Dikkat eksikliği belirtileri (başka nedenler yok ise)
Dikkatlerini uzun süre toparlayamazlar
başladıkları işlerin sonunu getirmekte güçlük çekerler
dikkat gerektiren günlük işlerden kaçınırlar
eşyalarını sık sık kaybederler
günlük işlerde unutkanlıkları vardır
işlerini düzensiz ve dağınık yaparlar
genelde bir işten diğerine çok sık geçiş yaparlar 
Çocukların;
Dikkat süreleri azdır, dikkatleri dağınıktır, dikkatlerini y oğunl aştıramazlar.
Düşünce, duygu ve davranışlarını yeterli derecede denetleyemezler, düşünmeden harekete geçerler. Sabırsız, tez canlı, fevri, heyecanlı olabilirler.
Yaşıtlarına göre daha çok hareketli, bitmeyen enerjileri ile sürekli hareket halindedirler.
Zekaları yaşıtlarından daha geride ya da daha ileride değildir. Ancak olan kapasitelerinin altında akademik başarı gösterirler,
Bazılarında el becerileri yaşıtlarına göre daha az gelişmiştir. Örneğin, yazıları bozuk, sakarlıkları daha çoktur.
Bazılarında karşı gelme, davranış sorunları ve öğrenme güçlüğü görülür.
Başladıkları işi, ödevi, oyunu bitirmeden bırakabilirler veya başkasına geçebilirler.
Sıralarını bekleyemez, konuşmaları böler, sonuna dek dinlemeden yanıtlar verebilirler.
Acele okuduğu için yanlışlar yapar. Harf, hece, kelime atlayabilirler.
Yaşıtlarına göre dağınık, unutkan ve daha az düzenlidirler.
•Bazılarında 1. Madde, bazılarında 3. Madde Özellikleri daha belirgindiı
 

Yetişkinlerde hiperaktivite belirtileri
Yerinde duramaz,gergin ve sinirlidir.Uzun süre gazete kitap okuyamaz.
-Duyguları inişli çıkışlıdır kendisini iyi kötü hissetme arasında dalgalar
-Zamanı iyi kulllanamazlar.
-Öfkelilik yüksektir ,kontrolu kolay kaybederler.
-Stres karşısında kolay pes ederler.
-içki ve sigaraya yatkındırlar, kontrolsüz kullanırlar.
-Bir arada bir kaç işle uğraşırlar ve bitirmede güçlük çekerler.
-Klasik yaşamdan nefret ederler ,herkesin izlediği kurallar hoşlarına git
-Sık sık parmak çıtlatırlar,ayaklarını sallarlar.
-Çok konuşmayı sever veya söz keserler.
-Unutkandırlar eşyalarını kaybederler;sigara ,gözlük,anahtar..vb
-Tehlikeyi ,riski severler.
-Yasalarla özellikle trafikle başları derde girer.
-Kolay mutlu olmazlar.
-Dinlenmeyi sevmezler.
Bir çok ana baba bu listeyi okuyunca çocuklarında dikkat eksikliği ve hiperaktivite olduğuna inanabilir, çünkü çoğu çocuk zaman zaman bu tip davranışlarda bulunur. Fakat DEHB'li çocuklar çevreye verdikleri tepkiler açısından diğer çocuklardan ayrılır. Başka bir deyişle çoğu çocuk kendilerine bir şeyi yapmamaları söylendiğinde ve davranışın olumsuz sonuçları açıklandığında en azından bir süre o davranışı bırakır. Dikkat eksikliği ve hiperaktiviteye sahip çocuklar ise uygun yaklaşımlarla birisi kendilerine yardım etmediği sürece o davranışı bırakmayacaktır.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocukların daha doğmadan önce anne rahminde alışılmadık şekilde hareketli olduklarını gösteren raporlar vardır. Bunlar bazen çok fazla ağlayan ve uyku düzeni bozuk olan güç bebeklerdir.
Aşırı hareketlidirler. Sınıfta yada oturması beklenen durumlarda oturmaz ve yerinden kalkar el ve ayaklarını sürekli oynatırlar. (Ergen yaştakiler sıkıntı veren duygulardan bahsederler).
Kendi başlarına karar vermekte güçlük çekerler.
Sürekli konuşur, bağırır, başkalarını yaptığı işten alıkoyarlar.
Düzensiz oldukları için eşyalarını, kitaplarını, kalemlerini ve oyuncaklarını sık sık kaybederler.
Ödevlerin ve etkinliklerin düzenlenmesinde sıklıkla zorluk çekerler, defterlerinin başı sonu belli değildir, çantalarını düzenli bir şekilde hazırlamazlar. Okula götürülmesi gereken eşyaların çoğu çantasında yoktur yada gereksiz olanlar vardır.
Çoğu kez olası sonuçları düşünmeden kendini fiziksel olarak tehlikeye atabilirler (sağma soluna bakmadan caddeye fırlamak gibi),
İsteklerini erteleyemezler, içtepisel davranışlarını(dürtülerini) engelleyemezler.
Sorulan sorulara, tamamlanmadan önce cevap verme eğilimleri vardır.  
Karşısındakini dinlememe, sık sık konuyu değiştirme görülür. 
Teneffüslerde veya evdeki boş zamanlarında oyun vb etkinliklere katılmakta güçlük çektikleri için bir çok becerileri gelişmeyebilir. 
Her şeye karışma, mobilyaların üzerinde gezme, ev içinde koşuşturma görülür. 
Yalan söyleme, hırsızlık görülebilir. 
Dikkat sürelerinin kısa ve atak olmaları çocukların sosyal kuralları öğrenmelerini güçleştirmektedir. Bu nedenle arkadaş bulmakta ve kurallarına göre oyun oynamakta güçlül çekerler. Arkadaş ilişkileri zayıftır. 
Grup içinde oynarken ya da çalışırken sırasını beklemekte zorlanırlar.  
Yönergelere ve kurallara uymada zorluk yaşadıkları için sosyal olarak uyumsuzdurlar. 
Akılları başka bir yerdedir, dinlerken karşılarındakinin gözlerine bakarlar ama dinlememiş yada duymamış görüntüsü verirler. Bu yüzden tekrar tekrar aynı şeylerin kendilerine söylenmesine yol açarlar. 
Başkalarına karşı itme, çekiştirme, vurma gibi davranışları sık gösterirler.  
Saygısız ve küfürlü konuşurlar. 
Zekaları normal ya da normalin üstünde olmasına rağmen genellikle okul başarılan düşüktür. Çünkü dikkat dağınıklığı ve aşırı hareketliliği çocukta öğrenme güçlüğü ortaya çıkarır. 
Dikkatleri çok kısa sürelidir ve çabuk dağılır. Genellikle başladıkları işi sonlandırmada güçlük çekerler. Devamlı dikkat ve emek isteyen işlerde çalışmak istemezler. 
Kendilerine verilen bir görev üzerinde istedikleri gibi çalışamaz ve bitiremezler. İşlerin bitmesindeki bu aksaklık başka nedenlere değil sadece dikkatsizliğe bağlıdır. 
Dikkatlerini uygun olarak ortama yönlendiremezler.
Zihinsel çaba gerektiren iş ve görevlerden kaçınırlar. Israr olursa eğer daha büyük sorunlar çıkarabilirler. 
Günlük işlerinde genellikle unutkandırlar. Randevularını, beslenme saatini, eşyalarını, öğretmenin aileye gönderdiği mesajları sıklıkla unuturlar.
Çalışmalarını plansız, düzensiz ve karmakarışık bir biçimde sürdürürler.
İçselliği gelişmemiştir. Davranışlarının sonuçlarını değerlendiremezler. 
Duygusal 
Ruh halleri değişkendir, depresyon görülebilir,
Kendine güvenleri azdır,
Çabuk heyecanlanırlar ve sinirlenirler. 
Fiziksel 
Kemik gelişimi geri olabilir,
Orta kulak iltihabı, üst solunum yolu enfeksiyonu görülebilir,
İdrar kaçırma olabilir,
Alerjiler sık görülür,
Motor koordinasyonu zayıf olabilir,
Uyku süreleri kısadır,
Santral sinir sistemleri normale göre daha az çalışır. 
Amerikan Psikiyatri Birliğinin tanımladığı belirtiler
Dikkat Eksikliği
Belirli bir işe ya da oyuna dikkatini vermekte zorlanır. 
Dikkati kolayca dağılır. 
Dikkatsizce hatalar yapar. 
Başladığı işi bitiremez. 
Kendisiyle konuşulurken dinlemiyormuş gibi görünür. 
Görev ve etkinlikleri düzenlemekte zorlanır. 
Yoğun ve zihinsel çaba gerektiren işleri yapmaktan kaçınır, (ev ödevi,okul aktiviteleri gibi..)  
Etkinlikler için gereken eşyaları kaybeder. S Günlük etkinliklerde unutkandır. 
Hiperaktivite-dürtüsellik 
Eli ayağı kıpır kıpırdır. 
Oturduğu yerde duramaz. 
Gereksiz yere sağa sola koşturur,eşyalar a tırmanır. 
Sakince oynamakta zorlanır. 
Sürekli hareket eder ya da sanki motor takılmış gibidir, çok konuşur. 
Sorulan soru tamamlanmadan yanıt verir. 
Sırasını beklemekte güçlük çeker. 
Başkalarının sözünü keser ya da oyunlarında araya girer. 
Bir kişide dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun varlığından söz edebilmek için bu belirtilerin 7yaştan önce başlamış olması, birden fazla ortamda görülüyor olması,sürekli olması ve kişinin günlük yaşamını etkileyecek boyutta olması gerekir. Çocuğunuzda bu belirtilerin çoğunu,okulda ve evde sık görüyorsanız,mutlaka bir çocuk ruh sağlığı uzmanı ile görüşün.. 
Çocuklar ve Ergenlerin Değerlendirilmesinde Yararlanılan Testler ve Ölçekler 

Zekâ Düzeyi ve Performans Değerlendirmesi 
WISC-R Zeka Testi 
Stanford-Binet Zeka Testi 
Kent-Porteus Zeka Testi 
Gessell Zeka Bölümü Testi 
Kişilik ve Ruhsal Yapıyı Değerlendirme 
MMPI (Minesotta Çok Yönlü Kişilik Envanteri) (ergen ve yetişkinlere uygulanır)
Rorschach Mürekkep Lekesi Testi(ergen ve yetişkinlere uygulanır) 
Louisia Duss Projektif Yorumlama 
TAT-Tematik Algılama Test, CAT 
McHower Projektif Resim Çizme Testi 
Nöropsikolojik Test Bataryası 
Cog-Dikkat/Konsantrasyon Testi 
SPM/CPM- Matris Bilişsel Yargılama Testi 
TOVA-Dikkat Değişkenleri Testi 
NVLT-Sözel Olmayan Öğrenme Testi 
VLT-Sözel Öğrenme Testi 
DAUF-Dikkatte Sürekliliği Değerlendirme 
Frostig Görsel Algı Testi 
Bender-Gestalt Görsel-Motor Algılama Testi 
DEHB olan çocukların gelişim özellikleri
DAVRANIŞSAL GELİŞİMLERİ 
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklarda daha doğmadan önce anne
rahminde alışılmadık şekilde hareketli olduklarını gösteren raporlar vardır. Bunlar bazen
çok fazla ağlayan ve uyku düzeni bozuk olan güç bebeklerdir. 
Aşırı hareketlidirler .Sınıfta yada oturması beklenen durumlarda oturmaz ve yerinden
kalkar, el ve ayaklarını sürekli oynatırlar.Ergen yaştakiler sıkıntı veren duygulardan
bahsederler. 
Kendi başlarına karar vermekte güçlük çekerler. 
Sürekli konuşur, bağırır, başkalarını yaptığı işten alıkoyarlar. 
Düzensiz oldukları için eşyalarını, kitaplarını, kalemlerini, oyuncaklarını sık sık
kaybederler. 
Ödevlerin ve etkinliklerin düzenlenmesinde sıklıkla zorluk çekerler., defterlerinin başı
sonu belli değildir, çantalarını düzenli bir şekilde hazırlamazlar.Okula götürülmesi
gereken eşyaların çoğu çantasında yoktur yada gereksiz olanlar vardır. 
Çoğu kez olası sonuçları düşünmeden kendini fiziksel olarak tehlikeye atabilirler.(Sağına
soluna bakmadan caddeye fırlamak gibi.) 
İsteklerini engelleyemezler ,iç tepkisel davranışlarını (dürtülerini)engelleyemezler.
Sorulan sorulara tamamlanmadan önce cevap verme eğilimleri vardır. Karşısındakini
dinlememe, sık sık konuyu değiştirme görülür. 
Teneffüslerde ve evdeki boş zamanlarında oyun vb. etkinliklere katılmakta güçlük
çektikleri için birçok becerileri gelişmeyebilir. 
Her şeye karışma, mobilyaların üzerinde gezme, ev içinde koşuşturma görülür.
Yalan söyleme , hırsızlık görülebilir. 
SOSYAL GELİŞİMLERİ 
Dikkat sürelerinin kısa ve atak olmaları çocukların sosyal kuralları öğrenmelerini
güçleştirmektedir. Bu nedenle arkadaş bulmakta ve kurallarına göre oyun oynamakta
zorlanırlar. 
Arkadaş ilişkileri zayıftır. 
Grup içinde oynarken veya çalışırken sırasını beklemekte zorlanırlar. Yönergelere ve
kurallara uymada zorluk yaşadıkları için sosyal olarak uyumsuzdurlar. 
Akılları başka bir yerdedir. Dinlerken karşısındakinin gözlerine bakarlar.Ama dinlememi
yada duymamış görüntüsü verirler. Bu yüzden tekrar tekrar aynı şeylerin kendilerine
söylenmesine yol açarlar. 
Başkalarına karşı itme, çekiştirme, vurma gibi davranışları sık gösterirler.
bilişsel gelişimleri 
Zekaları normal yada normalin üstünde olmasına rağmen genellikle okul başarıları
düşüktür. Çünkü dikkat dağınıklığı ve aşırı hareketliliği çocukta öğrenme güçlüğü ortaya
çıkarır.Diğer bir şey dikkatleri çok kısa sürelidir ve çabuk dağılır.Genellikle başladıkları
işi sonlandırmakta güçlük çekerler.Devamlı dikkat ve emek isteyen işlerde çalışmak
istemezler. 
Kendilerine verilen bir görev üzerinde istedikleri gibi çalışmaz ve bitiremezler. İşlerinin
bitmemesindeki bu aksaklık başka nedenlerle değil sadece dikkatsizliğe bağlıdır.
Dikkatlerini uygun olarak ortama yönlendiremezler.
Zihinsel çaba gerektiren iş ve görevlerden kaçınırlar. Israr olursa eğer daha büyük
sorunlar çıkarabilirler.
Günlük işlerinde genellikle unutkandırlar. Randevularını, beslenme saatini, öğretmenin
aileye gönderdiği mesajları sıklıkla unuturlar.
Çalışmalarını plansız ,   karmaşık ve düzensiz bir biçimde sürdürürler.
İçselliği gelişmemiştir. Davranışlarının sonuçlarını değerlendiremezler. 
DUYGUSAL GELİŞİMİ
Ruh halleri değişkendir, depresyon görülebilir.
Kendine güvenleri azdır.
Çabuk heyecanlanırlar ve sinirlenirler. 
FİZİKSEL GELİŞİMLERİ
Kemik gelişimleri geri olabilir.
Ortakulak iltihabı , üst solunum yolu enfeksiyonu görülebilir.
îdrar kaçırma olabilir.
Alerjiler sık görülür.
Motor koordinasyonu zayıf olabilir.
Uyku süreleri kısadır.
Santral sinir sistemleri normale göre daha az çalışır. 
Kız çocuklarında dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu 
Kız çocuklarında dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun en önemli belirtisi aşırı cesarettir. Başka çocukların yapamayacağı eylemlere hatta bir kız çocuğundan beklenmeyen eylemlere girerler. Yüksek bir duvardan atlayabilirler. Hareketleri kontrolsüzdür. Koşuşturmaları fazladır. Şiddetin kullanıldığı oyunlara meraklıdırlar. Evcilik yerine futbol, kovboyculuk, hırsız-polis gibi oyunlar oynarlar. Diğer kız çocuklarıyla ilişkilerinde ciddi problemler yaşarlar . İlişkilerinde fevri hareketlerde bulunurlar. Ama bu ki2 çocuklarının cinsel kimliğinde bir sorun yoktur. Hatta bazen çok hanım hanımcık da olabilirler. Bu rahatsızlığı olan kız çocuklarının her şeyden çok çabuk sıkıldıklarını, oyunlarında da hep yöneten olmak istedikleri için sorunlar yaşadıklarını ortaya koymuşlardır. Bu kız çocuklarının ergenlik döneminde de çok cesur olurlar.Bu ergenlikte riskli davranışlara girmelerin arttırır. Sokağa fazla adapte olma , belli arkadaş grupları içinde rol alma, genellikle erkek çocuklarının bulunduğu gruplara takılma, gece geç vakitle] kadar dışarıda kalma, kimse bana bir şey yapamaz düşüncesi içinde olma gibi davranış ve düşünce içinde bulunurlar. 
Ergenlerde DEHB 
Çocukluk döneminde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocukların yaklaşık %78'inde, ergenlikte de sorunlar gözlenmeye devam etmektedir. 
Dikkat eksikliği ve dürtüsellik, fiziksel hiperaktiviteye oranla daha çok kalıcıdır ve mental huzursuzluk haline dönüşür.Çocukluktaki bozukluğunun ergenliğe yansımasını üç faktör etkiler.
1-Ailelerin de daha önce dikkat eksikliği ve hiperaktivite görülmüş olması
2-Aile içi olumsuzluklar,anne-babanın ruhsal bozuklukları,aile çatışmaları
3-Dikkat eksikliği ve hiperaktiviteye eşlik eden davranım bozuklukları ve diğer bozukluklar. 
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite sorunu olan ailelerde anne-baba ile ergen ilişkilerinde;artmış çatışma,olumsuz iletişim ve uyuşmasızlıklar,olmayan ailelere oranla daha sıktır,özellikle karşıt olma bozukluğunun eşlik ettiği durumlarda sıklıkla daha da artar.Diğer ergenlerle karşılaştırıldıklarında;yüksek riskli cinsel davranışları fazladır. 
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivitenin Ergenlerdeki Görüntüsü Ergenlikte bu bireyler değerlendirmeye alındıklarından daha büyük olasılıkla a)Birincil olarak dikkatsizlik ön planda olabilir. b)Fiziksel huzursuzluktan çok mental sorunlar ön plana çıkabilir. c)Aileler çocukken tolore ettikleri davranışları ergenlikte tolore edebilirler. d)Daha sık olmamakla birlikte kızlarda daha sonraki yaşlarda tanı konabilir. 
Ergenlerin Tanısı ve Tedavisi 
Ergenlerde dikkat eksikliği ve hiperaktivite belirtilerinin önemli bir kafa travması ve veya merkezi sinir sistemiyle ilgili sorunlar,uyku bozukluğu,endokrin bozukluğu,kurşun ve diğer metal zehirlenmeleri veya çevresel toksinler gibi ikincil faktörlerle ilişkili olup olmadığı dikkatlice değerlendirilmelidir.Tedavi de ergenin gelişimi de göz önünde tutulmalıdır.
Ergenin Ana Gelişimsel Görevleri
1-Anne babadan bağımsız davranışlar geliştirme
2-Kimlik gelişimi
3-Bilişsel olarak olgunlaşma
4-Daha yoğun arkadaş ilişkileri geliştirme
5-Cinselliği araştırma
6-Mesleki seçim ve geleceğe ait planların yapılmasıdır. Bu amaçları başarmak için ergenler sıklıkla anne- babalarına veya dışardan otoritelerce zorla müdahalelere isyan edecek,arkdaşlık değerleri uğruna geçici olarak anne-babanın değerlerini reddedecek,sıra dışı davranışları yoğun olarak deneyecektir.Burada zoraki girişimlerden çok ailenin gelişim dönemine uygun girişimlerde bulunmalarıdır.Kararları eğenle birlikte almalı,daha az otoriter tavırlar göstermelidir. 
Okul Problemleri 
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan ergenler aşağıdaki okul güçlüklerinin bir veya
birkaçını gösterirler,bunlar:
1-Ev ödevlerini tamamlamama
2-Testlere kötü hazırlanma
3-Zayıf organizasyon becerisi
4-Materyali zayıf anlama
5-Sınıfta derslere katılmama
6-Sınıfta yıkıcı davranışlar
7-Okuldan kaçma
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çoğu ergende okuma yazılı ifade veya
matematikte öğrenme bozukluğu eşlik eder.Bu sorunların sonucu olarak genç sınavlarda düşük
not alır ve ailesi ile sürekli ders başarısızlığı nedeniyle çatışmaya girer. Ev ödevi ve çalışma
ergenle birlikte programlanması önemlidir. 
Hiperaktif çocuklar korkulacak çocuklar mıdır? 
Hiperaktif çocukların genel özellikleri ve eğitimdeki durumları şöyledir.
Hiperaktif çocuklar aşırı hareketli ve dikkatleri dağınıktır. Kuşkusuz bizim için önemli olan bu çocukların özelliklerinden dolayı eğitimde karşılaştığı güçlükler ve çözüm önerileri olmalıdır.
Hiperaktivite teşhisi tıbbi bir teşhistir ve yalnızca alanlarında uzmanlaşmış olan çocuk psikiyatristleri tarafından konur. 
Fakat toplumumuzda bu sorun can yakıcı olmasından kaynaklanan nedenlerle çok yaygınlaşmış ve veliler ya da öğretmenler tarafından en kolay konan 'teşhis' olarak ön plana çıkmaktadır. Çocuğun aşırı yaramazlığından ya da hareketliliğinden dolayı hemen hiperaktif 'teşhisi' konur ya da kuşku duyulur. Ancak gerçekte hiperaktivite çok kolaylıkla konan bir teşhis değildir ve sıradan aşırı hareketliliklerden çok belirgin farklılıklar gösterir. 
Okullarımızda bu çocukların eğitimlerinde uygulanan yöntemin doğruluğu ya da yanlışlığı adeta iki ucu keskin bıçak gibidir. Eğer yanlış yöntem uygulanırsa adeta bir değer yok olacak, eğer doğru yöntem uygulanırsa topluma ve insanlığa bir cevher kazandırılacaktır. Çünkü doğru adımlar atıldığı için tarih bir çok hiperaktif bireylerin buluşlarına tanık olmuştur. Diğer taraftan da yanlış adımlar atıldığı için birçok hiperaktif çocuğun olası becerileri de daha henüz doğmadan yok edilmiştir. 
Öğretmenler Neler Yapmalı? 
Öncelikle çocuk eğer sınıf ortamına uyum sağlamakta aşın hareketliliğinden dolayı zorluk çekiyor ve her türlü eğitsel önleme rağmen sorun devam ediyorsa okul Rehber Öğretmenine (Psikolojik Danışman) havale edilmelidir. Eğer okulun Rehber Öğretmeni (Psikolojik Danışman) yoksa bağlı bulunduğu rehberlik ve araştırma merkezine ayrıntılı gözlem formu ile müracaat etmesi sağlanmalıdır. Daha sonraki sürelerde de öğretmen bu merkezle devamlı olarak bağlantı kurmalı, yardım almalıdır. 
Öğretmenler Hiperaktif çocukların eğitimlerinde nelere dikkat etmelidir? 
1. Hiperaktif çocuklar sanıldığının aksine çevresinde kendisine yönelik her türlü davranışın hemen farkına varır ve hemen tepki verirler. Siz çoğunlukla çevresinde olan bitenlerden habersiz olduklarını sanırsınız ama bazen akranlarından daha çok olan bitenlerin farkındadırlar. Dolayısıyla onları gerçek anlamda yüreğinizde hissederek sevdiğiniz zaman hemen o da sizi en az sizin kadar sevecektir. Eğer korku, acıma ya da zorunluluktan dolayı 'severseniz' bunu hemen anlayacak ve sizden daha dürüst davranıp sizi sevmeyecektir. Severseniz işiniz o kadar kolaylaşacak ki artık çocuk sorun olmaktan kurtulacaktır. Sevmezseniz ya da çaresiz olarak 'severseniz' inanın sorun daha fazla büyüyecek ve "Ne yaparsam yapayım olmuyor" noktasına gelecektir.
2 - En önemli sorunun dikkat eksikliği olması nedeni ile eğitimde en temel amaçlardan biri dikkatini daha uzun süreler verebileceği farklı etkinlikler yaratmak olmalıdır.
3 - Sınıf içinde devamlı öğretmenin temas kurabileceği ve dikkatini dağıtmayı engelleyen bir yerde yani en ön ve pencereden uzak bir sırada oturtulmalıdır.
4 - Bu çocukların eğitiminde ödev yaparken en iyi performans, ara vererek yaptıkları zaman alınır. Bu nedenle uzun süreli ödevlerde sık sık ara vermesini sağlayın. Çalışma süresi çocuktan çocuğa değişir. Bu nedenle en iyi zamanlama çocuğun sıkılmaya başladığı anda verilen aradır.
5 - İçinde var olan enerjinin iyi şekilde değerlendirilmesinin yolu harekete ,açık ve geniş alana özgü oyunlardır. Bu nedenle oyunun ve teneffüsün kaldırılması ya da kısaltılması gibi uygulamalar yanlıştır. Tam aksine oyun ya da teneffüs gibi uygulamalardan daha çok yararlandırılması sağlanmalıdır. Hatta çocuğun sınıf içinde ciddi anlamda sorun yarattığı görüldüğünde, hemen sınıf dışı kısa bir görev verme ya da bahçede koşarak tek basma tur atmasına izin verme gibi uygulamalara gidilmelidir.
6 - Yoğun hareket gerektiren yüzme, basketbol, futbol, folklor gibi, sosyal, sportif ya da kültürel etkinliklere katılımı sağlanmalıdır.
7 - Sınıf ortamının rahat ve kurallar açısından gevşek değil; katı ve sıkıcı özelliği olmayan, ancak kesin sınırlan çizilmiş kuralları olmalıdır.
8 - Uzun süreli olan ödevler küçük parçalara ayrılmalı, basamaklar halinde ve neden sonuç ilişkisi ile verilmelidir.
9 - Çocuğun iyi niyetli olarak yaptığı her çabayı: eğer olumlu sonuçları olmuşsa destekleyin, olumsuz sonuçları olmuşsa görün, iyi niyetinden yaptığını bildiğinizi söyleyin.
10 - Ödül ve özellikle puanlara dayalı ödül motivasyonu artırır. Bu nedenle olumlu davranışları ile ilgili başarılarının yıldız ya da grafiklerle göstermek her zaman yararlı sonuçlar doğuracaktır.
11- Her türlü talimatlar, basit, yalın, somut ve kesin olmalıdır.
12 - Sık sık grup çalışması yaptırın. Bu yolla gruba kabul edilmesinin keyfini yaşayacak, motivasyonu artacak ve kurallı yaşamayı/kurallara uyum sağlamayı öğrenecektir.
13 - Ders anlatırken olabildiğince görsel, işitsel ve hareketli araçlar kullanılmalıdır. Mümkünse bu araçların kurulması ve kullanılmasında ondan yardım alınmalıdır.
14 - Sık sık tahtaya kaldırın ve silmeniz gereken yazılan sildirin, sınıfta dağıtılması gereken materyalleri onun dağıtmasını sağlayın.
15- Sık sık geri-bildirimde bulunulmalıdır.
16 - Eyleme geçmeden önce durması, düşünmesi ve sonra uygulamaya geçmesi söylenmelidir.
17 - Sık sık ders anlatırken hareketli olmaya çalışılmalı, olabildiğince durağan olmaktan kaçınılmalıdır.
18 - Özellikle dikkatinin dağıldığım hissettiğiniz zaman, ona yanıt verebileceğine emin olduğunuz soruları sormalı ve sırasına yakın yerlerde bulunarak ders anlatmaya çalışılmalıdır.
19 - Ders içi ya da ders dışı zihinsel ve fiziksel aktivitelere daha çok yer verilmelidir.
20 - Çocuğun derste olmadığı bir zamanda diğer öğrencilere açıklama yapılmalıdır. Bu açıklamada çocukla ilgili olarak zaman zaman dikkatini toplamakta güçlük çektiğini, ancak iyi, yardımsever ve iyi niyetli olduğunu, kendilerinin de onu aralarına alarak yardım etmeleri gerektiği vurgulanmalıdır.
21 - Sınavlarda dikkatinin dağınıklığı göz önüne alınarak değerlendirme yapılmalı ve sınavlarda çok sıkıldığı hissedildiği zaman ara verilerek sınav yapılmalıdır. Ayrıca sözlü sınavlarda daha başarılı olduğu gerçeği unutulmamalıdır.
22 - Bu çocuk için önlem alırken kıskanılacağı olasılığı düşünülerek, mümkün olduğu kadar diğer çocukların dikkatim çekecek aşırılıktan kaçınılmalıdır.
23 - Kalabalık sınıflarda ders yapabilmesi daha güçtür. Bu nedenle aile, okul seçiminde bu özellikleri de aramalı ve istekli, ilgili ve tecrübeli öğretmenin yanı sıra mevcudu az olan sınıflarda okuması sağlanmalıdır.
24 - Genellikle erkek öğretmenler tarafından verilen eğitimde daha başarılı sonuçlar alınmaktadır. Bunun nedeni de erkek öğretmenin otoriteyi temsil etme özelliğinin daha belirgin olması olarak düşünülebilir.
25 - Sıklıkla smıf değişikliği yapmak, bu çocuklar için olumsuz reaksiyonlar göstermelerine neden olmaktadır. Ancak ciddi sorunların yaşandığı sınıflan gerçek anlamda yararlanabileceği bir sınıfa geçtiği zaman çok olumlu sonuçların yaşandığı da görülmektedir.
Yukarıda olabildiğince açık, yalın ve uygulaması olası önerileri sınıfımızda uygulamayı başardığımız zaman, gerçek anlamda sorun yumağı haline gelebilecek durum, daha henüz sorunlaşmadan önünü almak mümkün olacaktır.
Rehberlik ve araştırma merkezlerine ulaşan hiperaktif öğrencilerle ilgili yapılan çalışmalarda, eğer öğretmen doğrulan yakalayabilmişse sınıf içinde ciddi anlamda herhangi bir sorun yaşanmamakta ve çocuğun gelecekte çok farklı ve başarılı bir öğrenci olması avantajını da beraber getirmektedir. 
Çocuğun eğitiminde özellikle ilk başlarda rehber öğretmen, rehberlik araştırma merkezi ve veli ile devamlı ve sıklıkla temas içinde olmakta önemli yararlar görülecektir. 
Her şey, sevmek ve yardıma hazır olmakla başlar. Gerçek anlamda sevmeyi ve yardım almayı başardığımız zaman, bunların eğitiminin çok da zor olmadığını göreceksiniz. Kim bilir, belki de ileride insanlığa çok büyük bir armağan hediye etmenin haklı gururunu hayatınız boyunca taşıyacaksınız. Çünkü bu çocuklar da sizi sevmişlerse, bir gün, nerede olursanız olun, sizi bulacak ve haklı gururunuzu yüzünüze haykıracaktır. 
Dikkat eksikliği sendromu okul hayatını nasıl etkiler? 
Dikkat Eksikliği Sendromu ya da Dikkat Eksikliği, Hiperaktivite Sendromu olan çocuklar, gerekli ve yeterli tedavi görmezlerse, sınıfta kalma, okuldan ayrılma, okulda başarısızlık, sosyal ve duygusal uyumsuzluk gösterme olasılıkları diğer çocuklara oranla daha fazladır. Yetişkinliğe erişmenin en önemli iki alanında - okul başarısında ve sosyal ilişkilerde- DES ve DEHS olan çocuklar yaşıtlarına göre başarısız olmaya daha açıktırlar. DEH ve DEHS olan çocuklar "öğrenemez" olduklarından değil ancak okul başarısı için gerekli olan organizasyon yeteneğinden yoksun, aşın hareketli, dikkatini toplayamayan ve dikkati kolayca dağılmaya müsait çocuklar olduklarından okul başarısı için mutlaka bir uzman tarafından tedavi edilmelidirler. 
Ortaokul 
Tam yeniyetmelik çağı başlamış; kanlar fıkır fıkır kaynar, kafalar iyice karışmışken, her sabah bir otobüs dolusu çocuk ortaokula gider. Sekiz ya da dokuz dersin yedi değişik öğretmeninin vereceği dokuz değişik ödev vardır. Her Öğrencinin, başının üstünde ihtar alma korkusu Demokles'in kılıcı gibi sallanırken, yeni derse hazırlanmak için ortalama üç dakikası vardır; kaybettiği öğle yemeğini bulmak içinse yirmi dakikası....Sonuçta, çocuklar neredeyse kendilerinden daha ağır çantaları omuzlarında, her yere zamanında ulaşmak ve her dersin gereklerini yerine getirmek stresi içinde o yandan bu yana koştururlar. 
Öğretmen Eğitimi Nedir, Nasıl Uygulanır ? 
Bu eğitim öğretmenlere; 
• Dikkat eksikliği Hiperaktivite bozukluğu hakkında ayrıntılı bilgi vermek, bu bilgilerin çocuğu daha iyi anlama ve uygun ilişki kurmada kullanabilmesini sağlamak; 
* Çocuğun uyumsuz davranışları ile baş edebilmesini sağlayacak belirli davranışçı teknikleri öğretmek; 
* Dikkat eksikliği Hiperaktivite bozukluğu olan birey için evde ve okulda uygun bir çevre oluşumunu sağlamak; 
* Anne baba ve öğretmenlerin ortak bir dille işbirliği yapabilmelerini sağlamak amacıyla uygulanır. 
* Bu tanıyı almış olan tüm çocukların anne babalarının alması gereken bir eğitimdir. 
Öğretmenler Ne Yapmalı ve Nasıl Davranmalıdırlar ? 
* Öncelikle uygun tanı ve tedavi için bir çocuk ruh sağlığı uzmanına başvurup, hekimle işbirliği yapılmalıdır. Bu sorun evde anne babanın ya da okulda öğretmenin uygulayacağı disiplin yöntemleriyle çözülebilecek bir sorun değildir. 
* Çocukla iletişim kurarken mutlaka göz teması kurun, sizi dinlediğinden emin olun, gerekirse söylediğinizi tekrarlatarak kontrol edin. 
* Evde ve okulda, açık ve net kurallar ve sınırlar oluşturun. Bu kurallara bağlı kaim. 
* Çocuğun güçlü ve zayıf yanlarını belirleyip, başarılı olabileceği durumlar ve etkinlikler planlayın. * *  
* Çocuğun kendine güvenebilmesi ve benlik saygısının artması için bu çok önemlidir. 
* Olumlu davranışları övgü, sevgi ve ödülle destekleyin. 
* Göz ardı edebileceğiniz, ilginizi çekmek için yapılan davranışları görmezden gelin. 
* Olumsuz davranışlarının doğal sonuçlarını yaşamalarına izin verin. 
* Kurallar ve sınırlar bozulduğunda uygun bir ceza verin ( mola, bir ayrıcalığı geri almak, puan düşürmek). 
* Eleştiriden çok övgüyü kullanın. Özellikle başka çocukların içinde onu eleştirmekten kaçının.Diğer çocuklarla kıyaslamayın. 
* Çocuğunuzla her gün en az yarım saat "özel zaman" uygulaması yapın. Bu uygulama sırasında onun istediği bir oyun ya da etkinliği gerçekleştirin. Bu süre içinde çocuğu yönlendirmeyin,  eleştirmeyin,  bir şeyler öğretmeye çalışmayın.   Amaç bir şey öğretmek değil birlikte keyifli zaman geçirebilmektir. 
•   Ev dışında sosyal ve sportif etkinliklere katılmasını destekleyin. 
Dikkat Eksikliği Olan Çocukların Hakları Beyannamesi 
"Dikkatimi toplamama yardımcı olun"Lütfen "dokunarak" öğrenmeme izin verin, öğrenirken "ellemeye" ve "kıpırdanmaya" ihtiyaç duyarım."Bir sonraki etapta neler olacağını bilmeye de ihtiyaç duyarım.""Lütfen bana belirli saatlerde belirli olayların yaşandığı bir ev düzeni sağlayın. "Eğer programda bir değişiklik yapacaksanız bana önceden haber verin."Bir dakika, hala düşünüyorum..."Lütfen kendinizi benim süratime göre ayarlayın.Eğer acele ettirilirsem, kafam karışır ve mutsuz olurum."Takıldım! Başaramıyorum! "Sorunlarımı çözerken bana lütfen birden fazla seçenek verin.Ana yol tıkandığında gidebileceğim ara yolları bilmeliyim."Doğru mu yaptım? HEMEN bilmeliyim! "Bir işte, başarılı olup olmadığımın detaylı olarak,hemen anlatılmasına ihtiyaç duyarım. "Unutmadım, duymamıştım ki!"Lütfen benden birşey isterken teker teker söyleyin ve neler söylediğinizi bana tekrar ettirerek kontrol edin. "Yerimin burası olmadığım bilmiyorum!"Lütfen bana
DURUP, DÜŞÜNÜP sonra HAREKET ETMEM gerektiğini hatırlatın. "Artık bitti mi?"Lütfen bana kısa zamanda bitirebileceğim işler verip, kısa vadede ulaşılacak hedefler seçin. "Efendim? Anlamadım.
"Lütfen, bana "Bunu sana anlatmıştım." demeyin,Başka sözlerle bir daha anlatın. Gene de olmazsa, işaretlerle ya da çizerek anlatın. "HEPSİ yanlış değil mi?"Lütfen, ufak bile olsalar başarılarım için beni Övün.Beni mükemmel işler yaptığım için değil kendimi geliştirdiğim için ödüllendirin. "Ama neden ben hep azarlanıyorum?" Lütfen beni. doğru şeyler yaparken yakalayın ve Övün.Kötü bir gün geçiriyorsam, bana (ve kendinize) iyi yanlarımı hatırlatın. "Benimle yaşamak zor olabilir ama unutmayın benim de duygularım var ve seçme şansım olsaydı, asla bazen davrandığım gibi davranmazdım, "anonim 
Hangi Eğitim Planı En İyisidir? 
Normal müfredatı takip eden bir sınıfta, Dikkat Eksikliği ve/veya Hiperaktivite Sendromu görülen bir çocuğun öğrenmesi gereken davranış ve çalışma alışkanlıkları vardır. 
Öğretmenden Ne Bekleyebiliriz? 
Unutmamamız gereken en Önemli husus, ne genel ne özel ders programı takip eden öğretmenlerin sorunu "iyi edemeyeceğidir."Ancak fazladan birkaç kural durumu çok kolaylaştıracaktır. Öğretmenlerden bir toplantı isteyin ve çocuğunuza nasıl yardımcı olabileceklerini konuşun. 
Öğretmenlerle sık sık konuşmaya çalışın. Öğretmenin ve çocuğunuzun, çocuğunuzun akademik başarısı ve davranışlarıyla yakından ilgilendiğinizi bilmelerini sağlaym. 
Elinizden geleni yapın. Dürüst olun. Çocuğunuzun ilaca ihtiyacı varsa ilacı vermeyi unutmayın. Çocuğunuzun derslerine evde yardımcı olamıyorsanız bunu açıklamaktan çekinmeyin. 
Okul Şunları Yapabilir.... 
DEHS görülen öğrenci için çok özel bir ödül sistemi uygulanabilir. Ödev sayısı azaltılabilir.Ödevler kısaltılabilir.Ders sırasında daha sık molalar verilebilir.Öğrenciye sırasını düzenlemesi için yardım edilebilir.Ev ve okul arasından gidip gelen küçük bir defter tutulabilir.Tamamı yazılacak cevaplar yerine bilgiyi ölçen boş yerleri doldurma soruları sorulabilir. 
Okul ve hiperaktivite
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Sendromu olan çocukların büyük bir çoğunluğuna teşhis konulmasında okula başladıklarında ortaya çıkan sorunlar katalizör etkisi yapar. Davranış bozuklukları genellikle okulda ortaya çıkar çünkü çocuğunuzdan hayatında ilk kez bir yerde uzun süreler boyunca oturması ve belirli sürelerde bazı işler tamamlaması beklenmektedir. 
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Sendromu olan çocuklar, akademik başarıya ulaşmak için gerekli olan neredeyse tüm becerilerden yoksundurlar; işe başlama, işi bitirme, ders sonlarında yeni derse adapte olabilme, arkadaşlarla geçinme, kurallara uyma, düzenli olarak çalışabilme ve birkaç basamaktan oluşan direktifleri izleyebilme. Çocuk eğer anaokuluna giderse, DEH sendromu, kendini çocuğun yerinde hiç oturamaması ve oyunlara katılamaması olarak gösterecektir. İlkokulda çocuğun daha uzun sürelerle dikkatini yoğunlaştırması gereken faaliyetler başlayacaktır.  
Öğretmenler, yerinde duramayan, çoklukla kalkıp dolaşan, çok konuşan, her lafa atlayan, anlatılan dersi takip etmek yerine sınıfı izleyen, patronluk taslayan ve ders başarısında inişli çıkışlı bir grafik çizen bir öğrenci tanımlayacaklardır. 
Ortaokul ve Lise çağlarında, yeniyetmelik çağma erişen çocuklar, biraz durulacak ve artık hiperaktif özellikler göstermeyecekler ama bunun yerine huzursuz ve küstah olacaklardır. Gelişmemiş öğrenme yetileri akademik sorunlara; gelişmemiş sosyal yetenekleri de arkadaş ilişkilerinde sorunlar yaşamalarına yol açacaktır. 
DEH sendromu olan çocukların yaklaşık %50 sine normal sınıflarda eğitim 
görmek yeterli olacaktır, öğretmenler bu çocukların gereksinimleri hakkında eğitim görmeli ve gerekli kuralları uygulamalıdırlar. Geri kalan %50 ise okul dışında ek ders almaya gereksinim duyabilir. 
Uzmanlar DEH sendromu olan çocuklarda başarı oranını büyük ölçüde arttıran bir sınıfta aşağıdakilerin uygulanması gerektiğini ifade etmektedirler. 
* Yapılacakları önceden haber vermek
* Planlı çalışma
* Kısa süreli çalışma blokları
* Az mevcutlu sınıflar
* İlginç ders konuları
* Başarı karşısında öğrenciyi övmek 
Uzmanlar ayrıca DEH sendromu olan öğrencileri başarılı öğrenciler yapmayı başaran öğretmenlerde de şu özellikleri gözlemlemişler; 
* Öğrenciden başarılı olmasını beklemek
* Öğrenciyi sürekli olarak takip etmek ve ödevleri kontrol etmek
* Direktifleri, açık ve anlaşılır bir lisanla vermek
* Şefkatli, sevecen olmak ve mizah duygusunu hiç kaybetmemek
* Tatlı sert olmak
* Çocuk psikolojisi konusunda bilgili olmak
* Rehberlik öğretmenleri ile birlikte çalışmak 
Öğretmenlere yararlı bilgiler 
Sınıfınızın düzenini sürekli olarak bozan ve ödevlerini ayda yılda bir tamamlayan öğrenciniz belki de isteye dileye başınıza dert olmuyor; belki Dikkat Eksikliği Sendromu (DES) belirtileri gösteriyordur. Aynen bunun gibi sürekli camdan dışarı bakan öğrencinizin amacı size aldırmazlık etmek değildir ama DES sonucu gelişen davranışlarını sergiliyordun Bu sendrom dürtüsel davranmaya, dikkati tek bir konuya yoğunlaştıramamaya ve kimi zaman da aşın hareketliliğe neden olur. Neyse
ki, doğru ve erken teşhis edilen Dikkat Eksikliği Sendromu, bir uzman tarafından önerilen tedavi yöntemleri ve öğretme yöntemleri ile sınıfta basan şansı doğurmaktadır. 
Diğer öğrenme zorluklan gibi Dikkat Eksikliği Sendromu olan çocuğun başarısı, öğretmeninin sorunu anlaması ve sınıfta gerekli düzenlemelere gitmesi ile mümkündür. Öğretmenler bu konuda rehberlik öğretmenleri, okul psikologları, ebeveynler ve doktorlarla bir arada çalışmalıdır. 
Öğrencinizde Dikkat Eksikliği Sendromu Olduğunu Nasıl Anlarsınız? 
Dikkat Eksikliği Sendromu olan çocukların çoğunda, okula başlamadan önce sendromun belirtileri fark edilmez. Bir çocuğun, dürtüsel davranışları, dikkatini toplayamaması ya da hiperaktif davranışları, sınıfta huzuru bozduğu ve öğrenmeyi engellediği için dikkat çeker.. Doğal olarak öğretmenlerden teşhis koymaları beklenemez ancak öğretmen çocuğun bir uzman tarafından test edilmesini önerebilir. Özel öğretme yöntemleri ise teşhisin konulmasından önce bile yararlı olacaktır. 
Bir uzmana gösterilmesi tavsiye edilen çocukların, sınıfta ders dinlemekte zorlanıyor ya da sınıfta neler olup bittiğinin farkında değilmişçesine davranışlar sergiliyor olması gerekir. Bu çocuklar neyin önemli olduğuna karar veremez ve dikkatlerini yönlendiremezler. Diğer çocuklar bazı konulardan bir müddet sonra sıkılıp dikkatlerini toplayamazken, Dikkat Eksikliği olan çocuklar sürekli olarak dikkatlerini toplayamazlar. Bir işi bitirmeden bir başka işe başlar, hareketlerinin doğuracağı sonuçlan önceden düşünemezler. Özetle Dikkat Eksikliği olan bir çocuk, yaşma göre değil daha küçük yaşta bir çocuğun davranacağı gibi davranır. 
Dikkat Eksikliği Sendromu olan çocukların çoğu hiperaktif davranışlar sergiler; yerinde oturamaz ve sürekli hareket halindedir. Sıralarını bekleyemez ve söz almadan konuşmaya başlarlar. Bu hareketler değişik ortamlarda ve değişik konularda aynı sürekliliği gösterir ve çocuğun öğrenmesini ciddi boyutlarda engeller. 
Eğer öğrencinizde Dikkat Eksikliği Sendromu ya da başka bir öğrenme sorunu gözlemlerseniz, öğrencinizin davranışlarım -tamamlayamadığı ödevleri, yerinden ne sıklıkla kalktığı gibi...- kağıda dökmenizde büyük yarar vardır. 
Öğrencinizin sorunları tartışmak üzere anne babası ile görüşmeli ve fikir alışverişinde bulunmalısınız. Çocuğun davranışlarının etkileyen başka etmenler varsa bunları en iyi öğrenebileceğiniz kaynak anne babadır. 
Öğrenciniz İlaç Kullanıyorsa 
Dikkat Eksikliği Sendromu olan çocukların %90 ı ilaç kullanmaktadır. Öğretmen doğal olarak ilaç tavsiye edemez ama çocuğun bir uzmana götürülmesini anne babaya önerebilir. Eğer uzman çocuğa ilaç verirse o zaman ilacın ne olduğunu, ne gibi yan etkileri olduğunu öğrenmelisiniz. Doğru dozda verilmiş ilaç çocuğu uyuşturmamalı, yalnızca dikkatini tek bir konuya odaklayabilmesini sağlamalıdır.
İlaç çocuğun hiperaktif davranışlarını bir süre engellese de, sınıfbaşarısı ya da sosyal sorunlar devam edecektir. İlaç bir sonuç değil sadece bir araçtır. 
Çocuğa ilacı bir yetişkin tarafından verilmeli ancak bu sessizce ve çocuğun onuru kırılmayacak bir şekilde yapılmalıdır. 
Başarılı Okulların Sırrı 
Dikkat Eksikliği Sendromu olan çocukların basan gösterdiği okullar, çocukların birey olarak ele alındıkları ve ders programının buna göre düzenlendiği okullardır. Başarılı okullarda öğretmenler ve yöneticiler sorunu anlayan, bilen ve her çocuğu yetiştirmeyi amaç edinmiş kişilerdir. 
Dikkat Eksikliği Sendromu olan çocuklar genellikle sınıf arkadaşları tarafından kabul edilmedikleri için onları sosyal kurallar konusunda eğitmek ve Dikkat Eksikliği Sendromu olmayan çocuklarla eşleştirmek gerekir. Başarılı okullar, anne babalarla biramda çalışarak çocuğa hedefler kararlaştırır ve bunlara ulaşılması için planlar yaparlar. Yöntemler, "bugün ulaşılacak hedef ten, kuralları önceden kararlaştırılmış "çğrenci sözleşmelerine" kadar çeşitlilik gösterir. 
Başarılı okullar, Dikkat Eksikliği Sendromu olan çocuklan "problem çocuk" olarak değil ama "problemi olan çocuk" olarak kabul eden okullardır. 
Dikkat Eksikliği Sendromu Olan Öğrencilerin Bulunduğu Sınıflar İçin Öneriler 
Dikkat Eksikliği Sendromu olan çocuklar disiplin kurallar ile yönetilen sınıflarda başarılı olurlar. Beklentilerin ve kuralların çocuklara önceden ve açıklıkla anlatıldığı ve derslerle ödevlerin başarılabilecek düzeyde tutulduğu sınıflar tüm öğrencilerin başarısına giden yoldur. 
Öğretmenler buna ek olarak dersleri ve ödevleri daha küçük bölümlere ayırabilir ve her bölümün sonunda öğrencilere cesaret verebilir. Bazı öğretmenler dikkat eksikliği olmayan öğrencileri diğerleri ile eşleştirmenin ya da sınıfı çalışma gruplarına ayırmanın faydasına inanmaktadırlar. 
Dikkatlerini toplamakta zorlanan öğrenciler, ön sıralarda öğretmenleri ile sürekli olarak göz kontağı sağlayabilecekleri bir konumda oturtulmalı; mimik ve jestlerle ilgileri toplanmalıdır. 
Öğrencilere direktifleri hem görsel hem işitsel olarak iletmek çok yararlıdır. Yapılmasını beklediğiniz şeyin bir modelini çocuğa göstermeli ve düzenli aralıklarla hatırlatmalısınız. 
Dikkat Eksikliği Sendromu olan çocuklar bir dersten bir başka derse geçerken bocalarlar, bunu diğer derse geçmeden kısa bir süre önce ne yapacağınızı anlatarak önleyebilirsiniz. 
Sorularınıza dikkat eksikliği olan çocuğun adını söyleyerek başlamalı ve dikkatini size yönlendirmesi için birkaç saniye beklemelisiniz. 
Dikkat Eksikliği olan öğrencileriniz varsa onların anne babaları ile birlikte çalışmalısınız. Bunun en pratik yolu ev ile okula arasında bir haberleşme yolu oluşturmaktır. Okulda iyi çalışan ve verilen ödevi yapan çocuğa eve götürüp anne babasına göstermek için bir not verilebilir. Çocuk her verilen ödevi yazarak öğretmenine gösterir ve böylece öğretmen çocuğun eve gittiğinde yapacak bir ödevi olduğundan emin olur! 
ÖĞRENCİLERİNİZ DİKKATLERİNİ TOPLAMAKTA ZORLANIYORLARSA 
Öğrencileriniz arasında "dalıp" gidenler varsa aşağıdaki önerileri uygulayabilirsiniz;
l.Soru soracağınız zaman gözlerinizi öğrencileriniz üzerinde sessizce gezdirerek, sınıfta heyecan yaratın.
2.Öğrencilerinize, ders sırasında sürpriz sorular sorarak dikkatlerini yalnızca sıralan geldiğinde toplamalarım engelleyin.
3.Sürpriz sorularınızdan birini soracağınız yolunda önceden bir sinyal verin.
4.Anlattığınız konuya ya da soracağınız soruya öğrencinizin ismini katın.
5.Dikkati dağılmaya başlayan öğrencinize (anlatığınız konuyla ilgili olması şart değil) basit bir soru sorun.
6.Öğrencinizle aranızda geçmiş özel bir şakayı tekrarlayarak dikkatini çekmeye çalışın.
7.Dikkati kolayca dağılan öğrencinize yakın durun ve ders anlatırken ara sıra elinizi onun omuzuna koyun.
8.Ders anlatırken sınıfta yürüyerek, dikkati dağılan öğrencinin yanından geçerken anlatmakta olduğunuz satırı önündeki kitapta gösteriniz.
9.Derslerin ve ödevlerin uzun olmamasına özen gösteriniz.
lO.Fiziki ve düşünsel aktiviteleri dönüşümlü olaak uygulayınç
11 .Derslerinizi, filmler, kasetler, resimlerle ya da küçük çalışma grupları oluşturarak ya da öğrencilerin birbirlerine soru sormalarına olanak tanıyarak ilginç hale getirmeye çalışın.
12.Öğrencilerinizin özel meraklarını ders konularına katmaya çalışın.
13.Basit, anlaşılması kolay direktifler verin.
14.Hayal kurmayı günlük hayatın içinde yapılması gereken zamanlı bir aktivite olarak öğretin.
15.Öğrencileriniz kendi kendilerini gözlemlemeyi öğretin.
L6.Öğrencilerinize yapmalarım istediğiniz şeyleri yumuşak bir ses tonuyla söyleyin. 
 
 
 
 
 
VAKA 1: 14 yaşında bir kız çocuk.  
Geliş nedeni: okulda derslerine çalışmamasına rağmen ders başarısı iyi, fakat aşırı sinirlilik hali, dikkatini belli bir konuya vermede zorluk, ilerideki akademik başarısında ders çalışamadığından dolayı düşüş ihtimali. 
Değerlendirme: Nöropsikolojik testler yapıldıktan sonra hastada dikkat eksikliğiğ hiperaktivite bozukluğunun dikkat eksikliği ön planda olan semptomları bulundu. 
Uygulanan Testler:  
COG: anlık dikkat becerisi değerlendirme
SPM: idrak, muhakeme yeteneği değerlendirme
WISC-R: Zeka testi
TAT: Tematik Algı Testi 
Tedavi: İlaç tedavisi; Bilişsel Davranışçı Yaklaşım ile Psikoterapi  
 
VAKA 2: 3 yaş 6 aylık erkek çocuk 
Geliş Nedeni: Gecikmiş Konuşma + Aşırı Hareketlilik + Seslenildiğinde bakmama, yaşıtları ile ilgilenmeme 
Değerlendirme: Nöropsikolojik testler uygulandıktan sonra Otizm + Hiperaktivite ve Dikkat Eksikliği tanısı konuldu. 
Uygulanan Testler: 
Denver Gelişim Testi
AGTE: Ankara Gelişim Envanteri
İlk Çocukluk Dönemi Otizm Tarama Testi
Hiperaktivite Değerlendirme Aile Formu 
Tedavi: İlaç Tedavisi + Özel Eğitim + Konuşma Terapisi + Aile Danışmanlığı 
VAKA 3: 7 Yaşında 1. sınıfa giden erkek çocuk 
Geliş Nedeni: Okuldan kaçma, ders çalışmama, sınıfta ders esnasında canı sıkıldığında sınıftan çıkma, ders esnasında sınıfın içerisinde dolaşma, evde annenin sözünü dinlememe, kızdığında evden çıkma ve kaçma davranışı 
Değerlendirme: Nöropsikolojik testler uygulandıktan sonra Hiperaktivite ve Dikkat eksikliği tanısı kondu. 
Uygulanan Testler: 
WISC-R Zeka Testi
Louisa Duss: Hikaye Tamamlama Testi
BENDER GESTALT: Görsel Algı Testi
Hiperaktivite Değerlendirme Aile Formu 
Tedavi: İlaç Tedavisi + Davranışçı Yaklaşım ile Psikoterapi + Aile Danışmanlığı  
 


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:01 Ocak 2000

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.