DİL İÇİN BİLMEDİKLERİMİZ

Cumhuriyet Gazetesi Bilim Teknik eki

UNESCO’nun raporuna göre, konuşanların sayısının artık 10 kişiden bile az olduğu 200 dil var.

 


• Yalnızca insanlara özgü olan gelişkin ses titreşim sistemi, bu canlı türünde gırtlağın öteki primatlara kıyasla boğazın daha alt kesiminde bulunmasından kaynaklanır. Konuşma için gerekli olan çok geniş kapsamlı sesleri yalnızca insanların çıkartabilmeleri bu yüzdendir.

• Mariah Carey, Barry White ve Robin Williams gibi ünlü ses sanatçılarının durumuna da böyle bir açıklama getirilebilir.

• Ne yazık ki, gırtlağın böyle bir konumda olması insanların, öteki hayvanların tersine, aynı anda soluk alıp yutamayacakları anlamına geliyor.

• Neyse ki, insanlarda gırtlağın boğazın alt kesimine düşmesi yaklaşık dokuz aydan önce meydana gelmediğinden bebekler emzirme sırasında rahatlıkla soluk alıp verebiliyor.

• Rekor yine onda! Günümüzde 845 milyon kişinin anadili olan Mandarin ya da standart Çince uzun bir süredir dünyanın en çok konuşulan dili olma rekoruna sahip. Anadili Mandarin olanların sayısı anadili İngilizce olanların yaklaşık 2.5 katına eşit.

• Gelgelelim, internetteki sitelerin %70’inden fazlası İngilizce. Dahası internette en çok kullanılan dil de İngilizce.

• Çin’de öğrencilere üçüncü sınıftan itibaren zorunlu İngilizce eğitimi verilirken, ABD’de ilköğretim okullarının yalnızca %3’ünde Çince öğretiliyor.

• İngilizce’de al- harfleriyle başlayan algebra, alkaline ve algorithm gibi bilimle ilintili sözcükler Arapçadan türetilmiş sözcüklerdir.

• Bu da ortaçağda eski Yunan ve Roma bilgi birikiminin Avrupa’da yitirilirken, İslam bilginleri tarafından korunmasından kaynaklanan bir gelenektir.

• Çağdaş teknoloji her şeyi, sözcükleri bile küçültüyor. Sekiz ikili anlamına gelen “bits of eight” küçülerek byte, “modulate/demodulate” modem, resim hücresi anlamına gelen “picture cell” sözcüğü de pixel oldu.

• Öte yandan, Oxford İngilizce Sözlük’te yer alan en uzun sözcük, volkanik silikon tozunun solunmasından kaynaklanan bir akciğer hastalığının adı olan pneumonoultramicroscopicsili-covolcanoconiosis.

•Anadili Fransızca olan anababaların bebeklerinin genellikle yükselen bir tonlama ile Alman anababalardan doğan bebeklerin de tıpkı Alman dilindeki tonlama gibi, alçalan bir tonlama ile ağladıkları belirtiliyor. Görünüşe bakılırsa, bebekler dil öğrenimine anne rahminde başlıyor olabilirler.

• Dil becerisinin gelişmesini sağlayan sinirsel donanım, görünürde, doğumdan sonrası ile 3 yaş arasındaki süre içinde olgunlaşıyor. Soyutlanma ya da kötüye kullanmadan ötürü ergenlik çağından önce dilini kullanma yetisinden yoksun olanlar, sonradan kısıtlı sayıda sözcüğü öğrenebilseler de, anlamlı tümceler kurmayı asla beceremiyorlar.

• Dilin işlenmesiyle ilgili kimi ipuçları da zarar görmüş beyinlerden geliyor. Beyinlerinin broca bölgesi hasarlı olan kişilerin birkaç sözcükten oluşan anlamlı birimleri oluşturma konusunda bile zorlanmaları söz konusu bölgenin konuşma yetisi açısından can alıcı bir önem taşıdığına işaret ediyor.

• Beynin superior temporal girus bölgesindeki bir zedelenme de Wernicke afazisine neden olabiliyor. Bu hastalığa sahip olanlar normal konuşuyormuş gibi görünseler de, söyledikleri hiç bir anlam içermiyor.

• Hollandalılar dilleri tıklama sesli sözcükler içeren Afrika’nın Nama halkıyla ilk kez karşılaştıklarında onlara Flemenkçede “kekelemek” anlamına gelen Hotantolar adını verdi.

• Kastilya İspanyolcası gibi bir dil olan ve ıslık dili olarak bilinen Silbo dili, yalnızca dört ünlü ve dört ünsüz harften oluşuyor. Kilometrelerce uzaktan duyulabilen ve Kanarya Adaları’na özgü olan bu dil, kuşların şakımalarını andırıyor.

• Kızılderililere özgü işaret dili, yaklaşık 2.7 milyon kullanıcı ile dünyanın en yaygın sessiz dili niteliğini taşıyor.

• Dünya üzerinde konuşulan 6800 dilin üçte birinden çoğu yeryüzünden silinme tehlikesiyle karşı karşıya. UNESCO’ya göre, konuşanların sayısının artık 10 kişiden bile az olduğu 200 kadar dil var.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:12 Ocak 2011

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.