Her 5 kadından biri depresyonla tanışıyor

DSÖ verilerine göre 5 kadından biri yaşamının bir döneminde depresyonla tanışmak durumunda.

DSÖ verilerine göre 5 kadından biri yaşamının bir  döneminde depresyonla tanışmak durumunda.

Haber3Selçuk Üniversitesi (SÜ)  Selçuklu Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Özkan  Güler, "Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 5 kadından biri yaşamının bir  döneminde depresyonla tanışmak durumunda. Erkeklerde bu oran 7-8 kişide  biri"dedi. Güler, toplumda sık gözlenen ve kişiyi  önemli ölçüde sıkıntıya sokan bir ruhsal rahatsızlık olan depresyonun gündelik  işlerin yapılmasını, iş, aile hayatını ve toplumsal ilişkileri olumsuz yönde  etkilediğini vurguladı. Depresyonun hemen hemen bütün toplumlarda benzer oranlarda gözlendiğine  dikkati çeken Güler, "Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 5 kadından biri, 7-8  erkekten biri yaşamlarının bir döneminde depresyonla tanışmak durumundadır"  dedi. "Depresyondaki kişi daha önceden hoşlanılan faaliyetlere karşı ilgi  kaybı yaşar" diyen Güler, şunları kaydetti: "Günlük işleri bile yürütmek son derece zorlaşır. Devamlı kendisini  yorgun hissedip, uyku sorunları yaşayabilir. İştahını kaybedip kilo yitirebilir  veya normalde yediğinden daha fazla yiyip kilo alabilir. Diğer yandan kendisini  çok olumsuz bir şekilde değerlendirir. Dünya üzerinde çaresiz ve yalnız olduğuna  inanır, önemsiz hatalarından veya kusurlarından dolayı sıklıkla kendisini suçlar.  İyi bir eş, iyi bir anne- baba olamadığını düşünebilir. Kendisi, dünya ve  gelecekle ilgili karamsardır. Çevresinde olup bitenlere karşı ilgisini  yitirmiştir ve eskiden hoşlandığı şeylerden artık zevk alamamaktadır." Depresyondaki kişinin hayatında haz alarak yaptığı bir şey kalmayan,  gündelik yaşamı, mecburen yapmak zorunda olduğunu hissettiğini, işe gitmek ya da  yemek yapmak gibi davranışlarla sınırlı olduğunu dile getiren Güler, şöyle devam  etti: "Kimi zamanda önceden olmadığı kadar öfkeli tepkiler veren tahammülü  azalmış ya da sürekli bedensel yakınmaları öne çıkaran bir bireydir depresyondaki  kişi. Sıklıkla karar vermekte ve verdiği kararları uygulamakta zorluk çeker.  Depresyon o kadar kötü bir hal alabilir ki; kişi gelecekle ilgili umutsuzluğa  kapılarak intiharı veya ölümün tek çözüm olduğunu düşünebilir. Depresyon kişinin  iradesiz, zavallı veya tembel olduğu anlamına gelmez. Depresyon tıbbi bir  hastalıktır ve tedaviyi gerektirir." Depresyonu geçirebilen etkin ruhsal tedavilerin mevcut olduğunu söyleyen  Güler, ideal olanın, bilişsel davranışçı terapiler, kişilerarası terapiler gibi  kanıta dayalı etkin psikoterapiler ve de gerektiğinde bağımlılık yapmayan ilaç  tedavilerini uygulamak olduğunu bildirdi. Hastanede Psikiyatri Anabilim Dalı olarak en son bilimsel ve teknolojik  gelişmelere paralel ayaktan ve yataklı hizmette öncülük yapmayı hedeflediklerini  anımsatan Güler, hastanenin yataklı ünitesinde uğraşı odası (manzara odası),  mutfak ve spor odası gibi seçeneklerle hastalara çeşitli alternatifler  sunduklarını, ayrıca bireysel psikoterapi hizmetleri ile psikolojik test  uygulamaları, aile terapileri, psikiyatrik ilaç tedavilerinin hastaları tedavi  etmekte başarıyla kullanıldığını aktardı. Güler, bütün birimlerin, hastaları tanı ve tedavileri tamamlandıktan  sonra da izlemeye devam ettiğini, evde kabuğuna çekilmiş vaziyette bu durumun  geçmesini beklemenin gereksiz olduğunu, biraz yardımla hemen herkesin depresyonu  aşabileceğini sözlerine ekledi. A.A

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:10 Aralık 2011Yayınlanma Tarihi:11 Aralık 2011

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.