100 ÇOCUKTAN 15'İ BÖYLE

NTV

5 yaşına gelmiş bir çocuğun yatak ıslatması normal kabul edilmiyor. Bu durum, istemsiz ve uykuda yatak ıslatma anlamına gelen 'enürezis noktürna' olarak adlandırılıyor.

 


5 yaşındaki her 100 çocuktan yaklaşık 15'inin uykuda altını ıslattığını ve 18 yaşındaki 100 kişinin birinde bu sorunun devam edebildiğini belirten Prof. Dr. Oğuz Söylemezoğlu, çocuk ve gençlerde yatak ıslatma konusunda aileleri uyarıyor.

Çocuk Nefroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Oğuz Söylemezoğlu, yatak ıslatma sorunu 'enürezis noktürna' hakkında şu bilgileri veriyor:
"İdrar kesesi ve idrar tutmaya yarayan kasların kontrolü sinir sistemi tarafından yapılmaktadır. Gece idrar kontrolünün sağlanması;

-uyku sırasında idrar hissinin algılanması,

- gece üretilen idrar miktarının uygun düzeyde tutulması merkezi sinir sisteminin olgunlaşması,

- mesane ve ilgili kasların gelişmesi ve

- vücutta üretilen bazı maddelerin yeteri kadar salgılanmaması ile ilişkilidir.

Yatak ıslatma sorununun ortaya çıkmasında yukarıda sayılan idrar tutma işlevi ile ilgili faktörleri etkileyen birden fazla nedenin rol oynadığı bilinmektedir. Anne babalar yatağını ıslatan çocukların bir kısmının uykularının ağır olduğundan söz ederler. Gerçekten de altını ıslatma sorunu olan çocukların önemli bir bölümünde uyku sırasında idrar kesesinin doluluğu, diğer bir deyişle idrar yapma ihtiyacı hissedilememektedir. Çişi gelen çocuk uyanamamaktadır. Bunun sonucu olarak çocuk uykusunda sıkıştığını hissedip uyanmadan refleks olarak çişini yapmaktadır.

Bazı altını ıslatan çocuklarda ise gece üretilen idrarın normalden fazla olduğu saptanmıştır. Gece üretilen idrarın fazla olması durumunda mesane kapasitesi aşılmakta ve uykuda çiş yapma ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Bu durum uykunun ağır olması faktörü ile birleşince gece altını ıslatma ortaya çıkmaktadır. Gece altını ıslatan çocukların bir kısmında ise idrar kesesinin çalışması ile ilgili bozukluk saptanmaktadır. Çiş yapma ihtiyacı uyandıracak kadar idrar birikmese de mesanenin dolması sırasında ani olarak ortaya çıkan sıkışma hissi zamansız çiş yapmaya, yatağı ıslatmaya yol açmaktadır."

ÇOCUK DA SUÇLU DEĞİL, AİLE DE

Yatak ıslatmanın çocuğun bilinçli davranışı olmadığını hatırlatan Prof. Dr. Oğuz Söylemezoğlu, yatak ıslatmanın nedenlerinin iyi irdelenmesi gerektiğini söylüyor: "Bu sorunu ortaya çıkaran nedenler işlev bozukluklarıdır ve çocuğun bunları kontrol etmesi mümkün değildir. Çocuğun gece altını ıslatması anne babanın onları iyi eğitememiş olması anlamına da gelmez. Altını ıslatma sorunu çocuğun büyümesi sırasında idrar kontrolü ile ilgili bazı işlevlerin olgunlaşmasının gecikmesi ile ilişkilidir.
Anne babanın çocuğun yatak ıslatmasına tepki ile yaklaşması veya cezalandırma yolunu seçmesi sorunu çözmek bir yana çok daha derinleşmesine yol açabilir. Gece yatağı ıslatmaya yol açan nedenler çocuğun suçu veya ailenin hatası olmayan, ancak tedavi edilmesi gereken durumlardır. Doğru tedavi için mutlaka sağlık kurumlarında konunun uzmanlarından yardım alınmalıdır" diye konuşuyor.

PSİKOLOJİK NEDENLER NE KADAR ETKİLİ?

Genel inanışın aksine gece yatak ıslatmaya psikolojik sorunların neden olmadığını söyleyen ve "Fakat gece altını ıslatmanın çocukta psikolojik sorunlara yol açabildiği bilinmektedir" diyen Prof. Söylemezoğlu, sorunun tedavisiyle ilgili şu bilgileri veriyor:

"Altını ıslatma nedeniyle çevresi tarafından tepki gören, başka bir yerde geceleyemeyen, tatile gidemeyen, durumundan utanç duyan bir çocuğun psikolojik açıdan etkilenmeyeceğini düşünmek mümkün değildir. Çocuklarda, gece yatak ıslatma, anne-babaların boşanması ve kavga etmelerinden sonra üçüncü en travmatik olay olarak görülmektedir. Bu nedenle 5 yaşını geçmiş çocuklarda hala süren yatak ıslatma sorunu tedavi edilmelidir.


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:13 Ağustos 2011Yayınlanma Tarihi:15 Temmuz 2011

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.