Uzun ömürlü aşk çaba gerektiriyor

İnsanlar âşık olup evlenmeye karar verdiğinde, hemen her zaman aşk ve evliliğin sonsuza kadar süreceği beklentisi hâkim olur. Ama uzun ömürlü aşk çaba gerektiriyor.

İnsanlar âşık olup evlenmeye karar verdiğinde, hemen her zaman aşk ve evliliğin sonsuza kadar süreceği beklentisi hâkim olur. Ama uzun ömürlü aşk çaba gerektiriyor.

askSadece aramızdaki en umursamazlar, işler yolunda gitmezse "Ayrılırız, olur biter" diye düşünür. Bazı boşanmaların fiziksel ya da duygusal istismar, tahammül edilemez sadakatsizlik ya da geçimsizlik yüzünden kaçınılmaz olduğu aşikâr. Ama uzmanlar pek çok evliliğin de aşkı yaşatmak için çaba harcanmaması yüzünden sona erdiğini belirtiyor. Richard E. Lucas ve Michigan Eyalet Üniversitesi'ndeki meslektaşlarının çalışmalarına göre, evliliğin getirdiği mutluluk artışı sadece 2 yıl sürüyor. Riverside'daki Cal ifornia Üniversitesi'nden Psikoloji Profesörü Sonja Lyubomirsky'ye göre, gözü kara aşk ve tutku, daha bile kısa ömürlü ve daha ziyade derin bir yakınlık, alaka ve hoşlanmadan oluşan şefkatli bir sevgiye dönüşmek zorunda. Lyubomirsky "Mutluluk Mitleri" adlı yeni kitabında, araştırmalar tarafından test edilip onaylanmış, aşkı hayatta tutan mucizeler yaratabilecek eylemleri aktarıyor. İnsan doğasındaki olumlu şartları kanıksama eğilimi (bize kendimizi iyi hissettiren şeylere artık hissettirmeyecek kadar alışma), mutlu bir evlilik için ölüm ilanı olabilir. Psikologlar buna "hedonik intibak" diyor: Bizi heyecanlandıran şeylerin ömrü genelde kısa oluyor. Buna göre, hedonik intibakı önleyecek ya da geri püskürtecek adımlar, birliktelik çıkmaza girmeden önce atılmalı. Psikoloğun tavsiye ettiği stratejiler arasında beraber zaman geçirmek, konuşmak, birbirini gerçekten dinlemek ve karşılıklı hayranlık ve düşkünlük dile getirmek var. Aynı zamanda, doğal olarak tahrik edici ve ödüllendirici olduğundan çeşitlilik, değişiklik yaratmak da önemli, hele "Kanıksamayı defetmek istiyorsak kritik önemde" diye yazıyor psikolog. İlişkini "taze, anlamlı ve olumlu" tutmak istiyorsan, fazla plan program yapmadan içinden geldiği gibi davran, hayat arkadaşınla yapmaya alışageldiğin şeyleri değiştir. Çeşitliliğin kol kola girdiği bir başka püf noktası var: Sürpriz. Çiftler ilişkiyi tüketen rutine zamanla kendilerini kaptırmaya eğilimli oluyor. Buna karşı yeni faaliyetler, yeni yerler, yeni dostlar deneyin. Birlikte yeni beceriler öğrenin. "Bir sırt sıvazlama, bir el tutma, bir kucaklama, bir kolu omza atma… Dokunma bilimi gösteriyor ki, bunlar vasat bir evliliği kurtarabilir" diye yazıyor Lyubomirsky. Yaralayıcı sözlerle paralanan bir evlilik bile, evin olumlu hisler doğuran sözlerle doldurulması halinde, kurtarılabilir noktaya gelebiliyor. Chapel Hill'deki Kuzey Carolina Üniversitesi'nde sosyal psikolog ve profesör olan Barbara L. Frederickson'ın araştırmalarına göre, büyüyüp serpilen bir ilişkinin, sarf edilen olumsuz sözlerin üç katı olumlu söze ihtiyacı var. Frederickson, her gün olumlu enerji yaymanın, birbirimize sarılmak için motive ettiğini söylüyor. Lyubomirsky'ye göre, mutlu bir evlilik sürdüren çiftler, ortalama olarak her olumsuz dışa vuruma karşılık, birbirlerine olumlu beş söz ediyor veya harekette bulunuyor. Oysa çok mutsuz çiftlerde bu oran birin bile altına düşüyor. Önerisi, her sabah kendimize "Bugün hayat arkadaşımın yaşamını daha iyi hale getirmek için beş dakikalığına da olsa ne yapabilirim" diye sormamız. THE NEW YORK TIMES

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:04 Şubat 2013Yayınlanma Tarihi:07 Şubat 2013

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.