Türkiye Dijital Diyetten En Çok Etkilenen Ülke

Endüstri 4.0’ın hayatımıza girmesinin ardından “Dijital Diyet” kavramının ortaya çıktığını belirten Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 21. Yüzyılda dijital otoyolların oluştuğunun altını çizdi.

Teknolojinin insanlar için araç özelliği taşıması gerektiğine dikkat çeken Tarhan; “Teknoloji insanlar için araç niteliğinde olmalıdır. Teknolojiyi araç olarak görürsek, bizi hedefimize götürür. Bu çağda ayakta durup ilerleyebilmemiz için dijitale ihtiyacımız var.” Dedi.

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, TRT personeline yönelik TRT Akademi tarafından düzenlenen, “Online Eğitimler” programına konuşmacı olarak katıldı. Zoom üzerinden gerçekleştirilen programda “Dijital Diyet” konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Tarhan; “Dijitalleşme hedef değildir ama hedefe götüren bir vasıtadır.” İfadelerini kullandı.

“Dijital diyetin iki şartı var”

Dijital diyet kavramının iki şartı olduğunu belirten Tarhan; “Dijital diyetin ilk şartı amaçlı yaşamaktır. Kişi dijitali doğru amaçlarsa, hedefi yönünde kullanırsa amacına ulaşır. Teknolojiyi amacı dışında kullanan kimseler teknolojinin tuzağına düşer. Dijital fırsat ve tuzakları iyi bilmemiz gerekiyor. Covid-19 pandemisi bizde dijitalleşmeyi zorunlu hale getirdi. Eğitim, sağlık her meslek grubu zorunlu olarak dijitale dönüştürdü. Teknolojiyi düşman gibi görmek yerine amacımıza yönelik kullanmalıyız. İkinci şart ise teknolojinin bağımlılığa dönüşmemesi, kişinin tek ilgi alanının teknoloji olmaması. Dijitalleşmeyle birlikte bağımlılık ortaya çıktı. Kişinin tek ilgi odağının teknoloji olmaması gerekiyor.” Şeklinde konuştu.

“Türkiye dijital diyetten en çok etkilenen ülke!”

Dünyada dijital diyetten en çok etkilenen ülkenin Türkiye olduğuna dikkat çeken Tarhan; “Cep telefonu ilk çıktığında dünyada lider olan ülke yine Türkiye’ydi. Dünyada dijital diyetten en çok etkilenen ülke de yine Türkiye. Sanal dünyayla çok hızlı tanıştık. Bizim bu coğrafyada yaşayabilmemiz için devamlı hareketli olmamamız gerekiyor. Bu durum da bizi tetikte tutup, yeniliğe karşı duyarlı hale getirdi. Dijital dünya bizim için tehdit değil, fırsattır. Dijitalleşme şu anda küresel bir sel. Kültürel duyarlılık gösterip dijitalleşmeyi menfaat ve amaçlarımız çerçevesinde kullanmalıyız.” İfadelerini kullandı.

“Anne baba rolünü terk etmeden çocukla arkadaş olunmalı”

Dijitalleşme ve teknoloji konusunda ebeveynlere tavsiyelerde bulunan Tarhan, ailelerin çocuk ile kurduğu iletişimde çocuğunun zihninde izler bıraktığını belirtti. Tarhan; “Çocuk, anne babanın söylemini değil, eylemini dikkate alıyor. Anne baba rolünü terk etmeden çocukla arkadaş olunabilir. Çocuğun gelişen ruhunda, olgunlaşan zihninde anne ve babanın buradaki beraberlikleri kalıcı izler bırakır. Çocuğun gelişen ruhuna yeni tohumlar atmak demektir. Anne baba bu noktada hareketlerine dikkat etmeli. Çocuklara yol arkadaşı olmalı, fikir alışverişi yapmalılar. Yasaklar koyup, nasihat etmelerinden çok arkadaşça yaklaşmaları daha önemli. Hz. Ali’nin çok güzel bir sözü var. 5 yaşına kadar çocuklarınızla oynayın, 15 yaşına kadar onlarla arkadaş ilişkisi kurun, 15 yaşından sonra onlarla istişare edin diyor. Eylemler, bu noktada nasihatlerden daha çok akılda kalıyor.” Dedi.

“Pozitif iletişim aile içi iletişimin sihirli kavramı”

Amerika’da Nebraska Üniversitesi’nin yaptığı bir çalışmaya değinen Tarhan, “Orta Amerika’daki bir bölgede mutlu evliliklerin üç ortak özelliği tespit edilmiş. Birincisi birlikte zaman geçirme fazla. İkincisi takdir ve onay gibi pozitif sözcüklerin çok kullanıldığı tespit edilmiş. Üçüncüsü ise çiftlerin birlikte kiliseye gitmeleri. Bu üç önemli nokta aslında insanın evliliğini mutlu hale getirmesi için yaşam felsefesi haline getirmesi gereken pozitif yaklaşım. Pozitif iletişim önemli. Aile içerisinde çıkan sorunları çözerken pozitif yaklaşım göstermek, tehdit yönlü değil de o durumun nasıl fırsata dönüştürüleceğini düşünerek çözmeye çalışmak çok önemli. Bunu taraflardan biri yaptığında diğer taraf olumlu şekilde etkileniyor. Aile içi iletişimin sihirli kavramı pozitif iletişim diyebiliriz.” Şeklinde konuştu.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:08 Eylül 2020

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.