RÜYALARIN GİZEMİNE YOLCULUK

Bugün Gazetesi

 Rüyaların ne olduğu, neden ve nasıl görüldüğü, hangi rüyanın ne anlama geldiği yüzyıllardır hep merak edildi.

Son derece istismara açık bir alan olduğu için insanda kafa karışıklığına yol açan 'rüya'lara bilimsel yaklaşım önemli.

Bu önemin farkında olarak bugünden itibaren Memory Center'ın uzmanlarından Dr. Psikolog Cengiz Demirsoy'un derin gözlem ve araştırmalarına dayanan 'Rüya'ların gizemli dünyasına bir yolculuğa çıkaracağız sizi. Ezber bozacak türden açıklamaları, bilimsel araştırmaları ile heyecan ve keyifle okuyacağınız yazı dizimizde birbirinden ilginç rüya konularını bulacaksınız. A'dan Z'ye rüya ile ilgili aradığınız tüm bilgilere ışık tutacak olan bu dizide sizden gelen sorulara da Sayın Dr. Psikolog Cengiz Demirsoy yanıt verecek....

Rüya görülmez ancak yaşanır

Rüya, bir film seyretme gibi değildir. Kalbimizin ritmi, nefes alış verişimiz değişir. Bunu başka birinde de gözleyebilirsiniz. Hatta onun kasıldığını veya gevşediğini görebilir, konuşmasını ya da gülmesini veya haykırışını duyabilirsiniz. Yani rüyadaki olayı bizzat yaşarız. Ama dilimiz alışmış, rüya "gördüm" diyoruz. Genç bir kadının anlattığı bir rüya: "Bir tehlike var. Çok büyük bir felaket. Buzul çağı gibi bir şey geliyor. Her taraf soğuk, her şey donuyor. Bu esnada yanımda anneannem var.

Bana bir şeyler söylüyor. Benden bir şeyler istiyor. Ama ne olduğunu bilmiyorum. 'Anneanne' diyorum, 'Ne dediğini, ne istediğini anlamıyorum, ama şu anda zaten önemli değil ki.. Baksana çok büyük bir felaket geliyor." Rüya böyle bitti. Sıkıntıyla uyandım" -Cengiz Bey, söyleşimize "Rüya nedir?" diye genel bir soruyla başlasam... Ne dersiniz? Rüya, insanların uykuda iken yaşadığı bir durumdur.

Uykunun 2 dönemi var: REM ve Non- REM. Uykunun Non-REM döneminde gözler hareketsiz iken, REM döneminde gözlerde hızlı hareketler görülür. Sanki kişi bir oraya bir buraya bakıyormuş gibidir. İşte, uykunun bu döneminde rüya görür kişi. Aslında diğer dönemlerinde de görür ama daha seyrektir. Rüya "görür" dedim ve aramızda konuşurken de rüya "görmek" deriz ama aslında rüya yaşanır. -‘Görmek’ yerine ‘yaşanır’ derken... Rüya, bir film seyretme gibi değildir. Kalbimizin ritmi, nefes alış verişimiz değişir. Bunu başka birinde de gözleyebilirsiniz. Hatta onun kasıldığını veya gevşediğini görebilir, konuşmasını ya da gülmesini veya haykırışını duyabilirsiniz. Yani rüyadaki olayı bizzat yaşarız. Ama dilimiz alışmış, rüya "gördüm" diyoruz.

Rüya somut mudur?

Rüya bence son derece somut bir olaydır. Rüya sırasında oluşan değişiklikler sadece beyinle sınırlı değildir. Bedenimiz tümüyle etkilenir. Rüya esnasında, ne- *fes alışverişimiz sıklaşıyor, kalp ritmimiz artıyor, tansiyonumuz hafifçe artıyor, kaslarımızın gerilimi değişiyor. Bunların hepsi rüyanın somut olduğunu gösteren gözle görülür değişimlerdir.

Psikolojik olarak işlevi nedir?

Rüya üzerinde çalışan psikologlara göre rüyalar bir problem çözme denemeleridir. Aslında biz rüyalarımızda psikolojik bir "mesai" içindeyiz. Rüyalarımızda pasif bir seyirci değiliz, aktif bir çalışma içindeyiz. Rüyamızda bizim için önemli olan yaşam konularını ve sorunları ele alıyoruz. O sorunlar üzerinde düşünüyor, değerlendirmeler yapıyor, çözümler üretmeye çalışıyoruz. Kararlar alıyor, farkında olsak da olmasak da bu kararları hayatımızda da uyguluyoruz. Rüyadaki şeyler çoğunlukla birer semboldür. Yani hayatımızdaki başka bir şeye işaret edebilir.

Semboller hakkında bilgi verebilir misiniz?

 Sembol konusu, rüyadaki nesneler, yerler, olaylar, kişiler dahil olmak üzere rüyadaki hemen hemen her şey için geçerlidir. Öncelikle rüyamızda gördüğümüz nesneleri, hayatımızda başka bir anlama gelen sembol olarak görmek gerekir. Bir örnek vermek gerekirse; hayatı şehirde geçmiş ve yılanlarla hiç teması olmamış birini düşünün. Bu kişi gece yılanla ilgili korkulu bir rüya görmüş olsun. Bu rüyadan, o kişinin son birkaç gün içinde yılanlarla karşılaştığı ve psikolojik olarak korku yaşadığı anlamını çıkarmamalıyız. O rüyadaki yılan bir semboldür. Kişinin o sıralarda korku yaşadığı bir kişiye, duruma veya olaya karşılık gelebilir. Yılan sembolünün ne olduğu, kişinin hayatında ne anlama geldiğini rüyayı görenle konuşmadan bilmek mümkün değildir. İşte burada rüyanın çok önemli bir işlevini görüyoruz. Eğer rüyayı anlarsak, kişinin, o sıralarda, gündeminde, hayatında yer alan en önemli sorunu anlayabiliriz.

Çevresel faktörler içeriği etkiler mi?

Muhtemelen dış etkiler de rol oynar. Ancak "içsel dünyamız" rüyanın içeriğini etkilemede daha baskındır. Örneğin aç karnına yatan bir kişi rüyasında yemek görebilir. Açlık rüyayı etkilemiştir. Açlıkla başlayan olaylar, çok değişik senaryolarla devam edebilir. Örneğin birisi rüyasında açlığını ağaçtan topladığı meyvelerle giderirken, bir diğeri çevrede hiçbir yiyecek bulamadığından rüyasında aç bir biçimde dolaşabilir. Dediğim gibi rüya her ne kadar bir dış veya bedensel etkenle başlamış olsa da rüyanın gidişatında sonsuz sayıda senaryodan bahsetmek mümkündür. Bu gidişatı belirleyen asıl etken de kişinin içsel dünyasıdır. -"İçsel dünya" ile neyi kastediyoruz? Bir kişinin duyguları, düşünceleri, beklentileri, üzüntüleri, korkuları ve karşı karşıya kaldığı bütün problemler aslında o kişinin psikolojik durumunu anlatır. Yani bir kişinin psikolojik dünyasına içsel dünya diyoruz. Kişinin psikolojik durumu rüya'yla birlikte daha fazla sınırlama imkanı bulabiliriz. Şöyle ki; eğer ben bu gece bir rüya görmüşsem, bu son birkaç gün içinde yaşadığım olaylar ve onların benim üzerimdeki psikolojik etkisi ile ilgilidir.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:22 Aralık 2009

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.