Reflü ameliyatına götüren 5 neden

Reflü beslenme tarzı ile yaşam alışkanlıklarının düzenlenmesi ve ihtiyaç duyulursa ilaç tedavisi ile çoğunlukla kontrol altında. İşte reflü ameliyatına götüren 5 neden.

Reflü beslenme tarzı ile yaşam alışkanlıklarının düzenlenmesi ve ihtiyaç duyulursa ilaç tedavisi ile çoğunlukla kontrol altında. İşte reflü ameliyatına götüren 5 neden.

Halk arasında reflü olarak bilinen gastroözefageal reflü, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması olarak tanımlanıyor. Ülkemizde her 5 kişiden birinin sorunu olan bu hastalık, oluşturduğu yakınmalarla yaşam kalitesini ciddi boyutlarda etkileyebiliyor. Öyle ki hasta gece yüksek yastıkta yatmak zorunda kaldığı ve öksürük krizleri nedeniyle rahat uyuyamadığı için güne yorgun başlayabiliyor. Hiç beklemediği bir anda ani mide gazı çıkışları veya ağız kokusu yüzünden sosyal hayatında zor anlar yaşayabiliyor. Reflü'nün en tipik belirtisi olan midede yanma ile ekşime sorunu da hastayı canından bezdirebiliyor. Bu hastalık beslenme tarzı ile yaşam alışkanlıklarına özen gösterildiği ve ihtiyaç duyulduğunda ilaç tedavisine devam edildiği sürece genellikle kontrol altında tutulabiliyor. Ancak bazı durumlarda operasyon şart görülebiliyor. Acıbadem Bodrum Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Ertuğrul Yaltı, reflü ameliyatına götüren 5 nedeni anlatıyor.

BU ALIŞKANLIKLAR REFLÜ NEDENİ!

Karın içi basıncını artıran mide fıtığı, obezite ve hamilelik reflüye zemin hazırlayan faktörler. Ancak bu hastalık aynı zamanda mide kapakçığı yetersiz çalışan zayıf kişilerde de sıklıkla görülüyor. Mide kapakçığının yetersiz çalıştığı hastalarda fazla miktarda yemek tüketmek, tok karnına yatmak ve mide kapakçığını gevşeten gıdaları yemek reflüyü tetikliyor. Mide kapakçığını gevşeten etkenler ise şöyle sıralanıyor: -Alkol, -Sigara, -Turşu, limon gibi ekşiler -Yağlı gıdalar, -Salçalı besinler, -Acı baharatlar.

REFLÜ AMELİYATINA GÖTÜREN 5 NEDEN

1-MİDE FITIĞI EŞLİK EDİYORSA: Reflü hastalığına sıklıkla mide fıtığı eşlik edebiliyor. Mide fıtığının bazı türlerinde fıtık boğulması ve acil ameliyat riski oluyor. Bu tür fıtıklarda reflünün şiddetine bakılmaksızın hastaya ameliyat öneriliyor. 2-İLAÇ TEDAVİSİNE RAĞMEN YAKINMALAR GEÇMİYORSA: Reflüye bağlı olarak yemek borusunda yanma, ekşime, ağza acı su gelmesi gibi yakınmaları olan hastaların bu yakınmaları genellikle PPI (proton pompa inhibitörü) denilen, asit üretimini azaltan ve aljinat denilen (gaviscon gibi) yemek borusunun iç yüzeyini koruyan ilaçlarla kontrol altına alınabiliyor. Fakat bazı hastalarda tüm diyet uygulamaları ve ilaçlara rağmen yakınmalar devam ediyor. Bu grup hastalar ancak ameliyattan fayda görüyor. 3-YEMEK BORUSU İÇİNDE DOKU HASARI SAPTANMIŞSA: Reflüye bağlı yakınmaları diyet ve düzenli ilaç kullanımıyla kontrol altına alınmış olan hastaların kontrol endoskopisinde doku hasarı (ülser veya mukozal tahriş) görülebiliyor. Bu hastaların yakınmaları geçmiş de olsa, ilaç tedavisinden yeterince fayda görmediğine karar veriliyor ve ameliyat öneriliyor. 4-KANSERLEŞMEYE DOĞRU GİDEN DOKU DEĞİŞİMLERİ VARSA: Reflü olduğunda yemek borusuna kaçan asit salgısı yemek borusunun iç yüzeyini döşeyen mukozada hasara yol açabiliyor. Bu durum kronik bir duruma geldiğinde,yemek borusunda barrett olarak nitelendirilen ve kansere dönüşme ihtimali olan değişikliklere yol açıyor. Eğer bir hastada bu tür değişiklikler oluştuysa yemek borusunu reflüye karşı daha iyi korumak gerekiyor.  Bu durumda da ameliyat öneriliyor. 5-HASTA SÜREKLİ İLAÇ KULLANMAK İSTEMİYORSA: Reflü hastalarında diyet ve ilaçların yardımıyla yakınmalar geçebiliyor. Bazı  hastalar bu ilaçları ömür boyu kullanmak zorunda kalabiliyor. Ömür boyu ilaç kullanmak ya da diyet yapmak istemeyen hastalar yaşam konforunu arttırmak için kalıcı çözüm arayabiliyor. Bu grup hastalara da ameliyat öneriliyor. ACIBADEM HASTANESİ

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:01 Kasım 2012Yayınlanma Tarihi:02 Kasım 2012

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.