

İzmir’de, ÇASGEM ve Türk-İş işbirliğiyle düzenlenen ’İşyerinde psikolojik taciz eğitim projesi’ toplantısı Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Konferans Salonu’nda yapıldı. Türk-İş’e bağlı sendikalardan gelen şube başkanları ve işyeri temsilcilerinin katıldığı eğitimde, ÇASGEM Başkan Yardımcısı Dr. Ali İhsan Solak, Türk-İş 3’üncü Bölge Temsilcisi Hüseyin Karakoç ve eğitimci uzman İsmail Akgün açılış konuşması yaptı. Dr. Solak, hiç kimsenin mobbingle ilgili uyarıları küçümsememesi gerektiğini belirterek, şöyle dedi:
"Haklarımızı bilmeliyiz. Bilmeyince sıkıntılar büyür. Bilinçli toplum oluşturmak, işyerlerinde doğru bilgiyi aktarmak önemlidir. Mobbing kavramı son yıllarda medyatikleşti, zaman zaman işi sulandırmaya çalışanlar, kendisinin mobbing mağduru olduğunu söyleyen kişiler ortaya çıkabiliyor. Ayrımı yapmak için bilinçlenmeliyiz."
Mevzuatta sıkıntı olduğunu, mobbingi önlemek için yasal düzenleme eksikliği bulunduğunu dile getiren Dr. Ali İhsan Solak, şöyle dedi:
"6 bin 331 sayılı İş güvenliği Yasası’na, sendikaların talep etmesine karşın konulmadı. Bunda Bakanlığın da eksikliği olabilir. Ancak, çalışanlar ve sendikaların bu konuda ısrarcı olması gerekir."
Türk-İş 3’üncü Bölge Temsilcisi Hüseyin Karakoç ise, mobbingin önlenmesinin iş barışı için çok önemli olduğunu söyledi. Eğitimin kaydının tüm sendika şubelerine gönderileceğini ve bu konudaki bilinçlenmenin yayılması için çaba göstereceklerini dile getiren Karakoç, mobbing ve işten atma konusunun çözülmesi gerektiğini bildirdi.
Uzman eğitimci İsmail Akgün ise eğitimin çalışanların ruh sağlığı ve iş veriminin artması için de çok önemli olduğunu belitti. Dünyada ve Türkiye’de mobbing konusunun yeni olduğunu, ancak çalışma hayatı var olduğundan beri yaşanan bir sorun olduğunu vurgulayan Akgün, "İşveren, çalışanı kölesi gibi görsün istemiyoruz" dedi. Eğitim kapsamında anket yapan Akgün, katılımcılara işyerinde bir kişi veya grup tarafından rahatsız edici davranışa (baskıcı, alaycı, saldırgan) maruz kalıp kalmadıklarını, tanık olup- olmadıklarını sordu. Davranışların biçimleri ve sıklıklarının ne olduğunu ve yarattığı etkiyi soran Akgün, uygulamaların kurumsal mı, bireysel mi olduğu sorusunu da yöneltti.
Paylaş