MOBBİNG'DEN KANSER OLAN VAR

A.A

Üniversitelerde Mobbinge maruz kalıp da kanser olan akademisyenler olduğunu biliyor muydunuz?

 


Atatürk Üniversitesi'nde (AÜ) yapılan bir araştırmada, akademisyenlerin yüzde 82'sinin mobbinge (bezdiri) neden olan davranışlara maruz kaldığı belirlendi.

AÜ İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Önder Barlı'nın danışmanlığında Uşak Üniversitesi Öğretim Görevlisi Mehmet Zahid Çöğenli tarafından yapılan araştırmada, AÜ'de görevli akademisyenlerin maruz kaldığı mobbingin boyutu ortaya çıkarıldı.

Araştırma kapsamında 12 fakülte ve 1 yüksek okulda yapılan ankete, 114'ü kadın, 261'i erkek olmak üzere 375 öğretim elemanı katıldı. Ankete katılanların yüzde 5'i okutman, araştırma görevlisi ve uzman, yüzde 26'sı Yrd. Doç. Dr, yüzde 16'sı doçent ve yüzde 18'i ise profesör unvanına sahip öğretim elemanlarından oluşuyor.

Anket formunda, öğretim üyelerine, “arkamdan kötü konuşulur”, “gülünç duruma düşürülürüm”, “özel hayatım eleştirilir veya alay edilir”, “kendime olan güvenimi olumsuz etkileyecek işlerle uğraşmak zorunda bırakılırım”, “yüksek sesle azarlanırım veya yüzüme bağırılır”, “sözlü tacizler ve tehditler alırım”, “mimikler, jestler veya çeşitli davranış şekilleriyle rahatsız edilirim” gibi “itibara, kişinin psikolojik ve fiziksel sağlığına, sosyal ilişkilere ve kendini gösterebilmeye” yönelik saldırılara maruz kalıp kalmadıkları soruldu.

Prof. Dr. Önder Barlı,  anket sonuçlarına göre, öğretim elemanlarının yüzde 18'inin hiçbir zaman söz konusu davranışlarla karşılaşmadığı, yüzde 82'sinin ise bu tür psikolojik şiddete maruz kaldığının belirlendiğini bildirdi.

CİNSİYET, UNVAN, YAŞ VE MEDENİ DURUMA GÖRE DEĞİŞİYOR

Üniversitede, mobbingin boyutunu cinsiyet, akademik unvan, yaş gurupları ve medeni duruma göre de tespit ettiklerini belirten Barlı, kadınların erkeklerden, bekarların evlilerden, araştırma görevlisi, okutman ve uzmanların da Doç. Dr. ve Prof. Dr. unvanına sahip olanlardan daha fazla mobbinge maruz kaldığının ortaya çıktığını ifade etti.

Prof. Dr. Barlı, erkeklerden yüzde 75 oranında daha fazla mobbinge maruz kalan kadınların, daha çok “bana verilen görevler değiştirilir”, “yapmam için verilen işler geri alınır”, “yeteneklerimin çok altında işlerin yapılması istenir”, “Beni güç durumda bırakacak kararlar vermeye zorlanırım” gibi yaşam kalitesi ve mesleki duruma yönelik saldırılarla karşılaştığını ifade etti.

Araştırma görevlisi, uzman ve okutmanların ise yüzde 64'ünün psikolojik şiddete uğradığının tespit edildiğini dile getiren Barlı, “Akademik unvana göre mobbinge maruz kalma oranı en yüksek olan grup, genç öğretim elemanları olan araştırma görevlisi, uzman ve okutmanlar. Fakat profesör unvanında olan öğretim üyelerinde de mobbingin boyutu çok yüksek. Profesörlerin yüzde 51'i mobbinge maruz kalıyor” dedi.

KENDİSİ DE “MOBBİNG”E MARUZ KALMIŞ

Ankete göre, mobbingin üniversitede herkesin sorunu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Barlı, şunları kaydetti:

“İnsanın sağlığını, iş verimini ve performansını olumsuz yönde etkileyen mobbing, üniversitelerde araştırma görevlisinden profesörüne kadar herkesin yaşadığı bir sorun. Anket sonuçlarında olduğu gibi kendi mesleki hayatımda da yaşadıklarım ve gözlemim de aynı yönde. Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde görevliyken maruz kaldığım mobbing yüzünden buraya gelmek zorunda kaldım.”

“AKADEMİSYENLER SANILDIĞI KADAR MUTLU DEĞİL”


Prof. Dr. Barlı, akademisyenler, dışarıdan bakanlar için “mutlu bir topluluk” olarak görüldüğünü, ancak durumun sanıldığı gibi olmadığını söyledi.

Çalışma hayatının hemen hemen her alanında mobbingin görülebildiğini belirten Prof. Dr. Barlı, şunları söyledi:

“Üniversitelerde de mobbing boyutu çok yüksek. Mobbinge maruz kalıp da kanser olan akademisyenleri biliyorum. Dolayısıyla bu çok ciddi sorun. Yöneticilerin, çalışanları kollayıp gözetlemesi, sorunlarını yakından takip etmesi büyük önem taşıyor.”


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:08 Nisan 2011

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.