Saç ve Kıl Koparma Hastalığı (Trikotillomani)

Saç ve Kıl Koparma Hastalığı (Trikotillomani)

Trikotillomani’nin sebebi nedir?

Bu hastalığın bilinen kesin bir sebebi yoktur. Hastalığın sebepleri hastalık esnasında beyinde gerçekleşen değişiklikler, diğer hastalıklardan farkları, şiddetlendiren durumlarla ilgili araştırmalar devam etmektedir. Ulaşılan noktada bilinen bilimsel gerçek hastalığın nörobiyolojik bir süreç olduğu ve hastalık gelişiminde genetik yani kalıtımsal faktörlerin de rol oynadığıdır. Tıpkı alkolizm, patolojik kumar, depresyon ve daha birçok psikiyatrik hastalık gibi trikotillomani de genetik, duygusal ve çevresel faktörlerin bir bileşimi sonucu ortaya çıkar. Ancak unutulmaması gereken nokta saç koparmanın birbirinden farklı hastalılarda ortaya çıkabilen bir belirti olabileceğidir. Tıpkı yüksek ateşin zataürre, idrar yolu enfeksiyonu, güneş çarpması gibi birbirinden farklı sebepleri olabileceği gibi saç koparma da farklı psikiyatrik hastalıklar esnasında izlenebilir.

Trikotillomani adı nereden gelir?

1889’da Fransız dermatolog Francois Hallopeau tarafından saç koparma hastalığına bu isim verilmiştir. Yunanca triko saç, tillo çekme, ve mani delilik, aşırı istek anlamına gelmektedir.

Saç Ve Kıl Koparma Hastalığı (Trikotillomani)

Trikotillomani kimlerde görülür?

Her yaştan, her etnik gruptan, cinsiyetten, milletten ve sosyoekonomik düzeyden kişide bu hastalık izlenebilir. Çocukluk döneminde hastalık kızlarda ve erkeklerde neredeyse eşit sıklıkta izlenirken yetişkinlikte vakaların %80-90’ı kadındır. Toplum içinde görülme sıklığı %1-3’tür. Başka deyişle Türkiye’de tedavi alan, almayan, hastalığının farkında olan olmayan, kimisi şiddetli kimisi hafif yaklaşık 1-1,5 milyon trikotillomani vakası bulunmaktadır.

Trikotillomani ne zaman başlar?

Hastalık herhangi bir yaşta başlayabilir ancak sıklıkla geç çocukluk ve ergenlik dönemi nde, 11-13 yaş civarında başlar. Hastalığın daha sık başladığı bu dönem akla hastalığın başlangıcında bazı hormon değişikliklerinin sebep olabileceğini düşündürmektedir. Ancak yaşlılıkta ya da henüz 1 yaşın altındaki bebklerde hastalığın izlenebildiği nadir durumlar da vardır. Hastalık sıklıkla hayatın stresli bir döneminde, önemli bir yaşam olayını takiben izlenir. Ancak duruduk yere, kişinin yaşamında herşey olağan akışında iken de başlayabilir.

Saç Ve Kıl Koparma Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?

Trikotillomani hastalığı kendiliğinden geçebilir mi?

Bir bireyde hastalığın nasıl seyredeceğini tam olarak tahmin etmek mümkün değildir. Hiç tedavi almayanlarda trikotillomani genellikle uzun yıllar sürer ancak zaman içinde şiddetlendiği ve azaldığı dönemler, hatta arada birkaç ay yıl neredeyse tamamen ortadan kalktığı, sonra yeniden canlandığı dönemler izlenir. Bu kronik gidiş ömür boyu sürebilir. Ancak özellikle bebeklikte ya da erken çocukluk döneminde başlayan birçok vakada saç koparma kısa bir süre devam edip kendiliğinden ortadan kalkabilir.

Saç koparma ağrılı mıdır?

Hastalarımıza saç koparmanın ağrılı olup olmadığını sorduğumuzda birbirinden çok farklı cevaplar alırız. Bir çoğu vücudun farklı yerlerinden kıl koparmanın ağrılı olmaktan öte rahatlatan bir eylem olduğunu ifade ederler. Koparmak için ortaya çıkan dürtü ve karşı konulamaz hale geldiğinde saçın ya da kılın koparılması ile ortaya çıkan rahatlamadan bahsederler. Bazı hastalar durumu sanki bir yerin çok kaşınması ve kaşınıldığında ortaya çıkan rahatlamaya benzetirler. Bazıları ise acı duyduklarını ama yine de karşı koyamadıklarını ifade ederler. Kişi günde yüzlerce, kimi zaman binlerce tel saç ya da kıl koparır, tekrarlayan koparma hareketi sebebi ile el, bilek, dirsek ağrıları ortaya çıkabilir. Kıl ya da saç köklerinin iltihaplanması sebebiyle ağrılı şişlikler ortaya çıkabilir. Ancak bu kötü sonuçlar dahi çoğu zaman kişinin saç koparmayı durdurabilmesine yaramaz.

Saç koparma - Trikotillomani hastalığı kişinin kendine kasıtlı olarak verdiği bir zarar mıdır?

Hayır, kişi hastalıktan memnun değildir, kurtulmak ister, verdiği zarardan muzdariptir. Görünüşüne ve hayatına zarar verdiğini bilir, durdurmaya çalışır ama başarısız olur. Tıpkı tırnak yiyenlerin bunu durdurmak isteyip başarısız olmaları gibi bir durumdur. Hastalığı yaşamayan birçok kişi “istesen durdurursun, koparmazsın” dedikçe anlaşılamamanın verdiği sıkıntı ile daha da şiddetlenir.

Trikotillomani, takıntı hastalığının bir biçimi midir?

Hastalıkların isimleri yani etiketler hekimler ve diğer sağlık profesyonelleri arasındaki iletişimi kolaylaştırmk için vardır. Bu sebeple aynı hastalığa dünyanın her yerinde aynı tanının konması ve benzer tedavilerin uygulanması için çeşitli hastalık sınıflandırmaları yapılmıştır. Bu sınıflamalarda trikotillomani ve obsesif kompulsif bozukluk farklı grup hastalıklar olarak anılırlar. Trikotillomani bir takıntı olmaktan ziyade “dürtü kontrol bozukluğu” olarak anılan bir grupta sınıflanmıştır. Fakat trikotillomani tekrarlayıcı davranış biçimi ve yapmak için karşı konulamaz istek duyulması ile takıntı hastalığını da andırır. Kişinin bazen farkına varmadan otomatik olarak saç koparması ise tik bozukluğuna benzer. Ancak tedaviye başvurulduğunda hekim ve psikolog her bir vakayı hastalığın etiketine göre değil, hastanın kendi özelliklerine göre tedavi sürecine alacaktır.

Saçları yutma da hastalığın bir parçası mıdır?

Koparılan saç ya da diğer vücut kıllarının köklerini ağza alamk, emmek ya da saçı tümüyle yutmak oldukça sık görülen bir davranıştır. Yutme bazen saçın sadece kök kısmını yutma biçiminde bazen de tüm saçı yutma biçiminde olabilir. Saçın tümüyle yutulması bir süre sonra barsaklarda biriken saçların yumak haline gelerek barsakları tıkamasına sebep olur. Trikobezoar adı verilen bu durum acil cerrahi müdahale gerektirecek kadar ciddi olabilir. Nadir görülen bu durum eğer gerekli müdahale yapılmazsa ölümle sonuçlanabilir. Kişinin hastalığından utanması sebebiyle tıbbi yardım istememesi ölümcül sonuçlanma riskini artırır. Yrd. Doç. Dr. Gökben Hızlı Sayar


© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.