KADINLAR DAHA ÇOK KONUŞUYOR

DHA

Aile ve Evlilik Terapisti Psikolog Nurçin Çağlar, “Çalışan kadın değilse, bu kapasitesini kullanmak ister. Tamamı bitmez, bir bölümü akşama kalır. Erkek konuşma kapasitesini işte tüketip eve gelince, kadın konuşmak ister. Konuşma gerçekleşmeyince de sorun çıkar ” dedi.

Muğla'nın Datça İlçesi'nde, Belediye ve Kazım Yılmaz Meslek Yüksekokulu tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlama etkinlikleri çerçevesinde ortaklaşa düzenlenen ‘Kadının Yaşamla Dansı’ konulu konferans, Bülent Ecevit Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Aile ve Evlilik Terapisti Psikolog Nurçin Çağlar'ın konuşmacı olarak katıldığı konferansı, Belediye Başkanı Şener Tokcan, Meslek Yüksekokulu Müdürü Erşan Karababa, Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı İsmail Akbal, Kent Konseyi Başkanı Orhan Keskinsoy ve çoğunluğu kadın çok sayıda kişi izledi.

Konuşmasına kadının hayatı boyunca üstlendiği değişik rolleri hatırlatarak başlayan Nurçin Çağlar, kadın ile erkek arasındaki iletişimde nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlattı. Eş seçerken birçok faktörün önemli rol oynadığına değinen Çağlar, “Boy- pos, kariyere baktığımız gibi, eş seçmenin bilinç dışı gündemi de vardır. Çocukluğumuzda ebeveynlerimiz tarafından karşılanmayan ihtiyaçlarımızı karşılayacak, bastırılan özellikleri ortaya çıkarabilecek özellikler de etkili olabilir” dedi.

AŞKIN GÖZÜ KÖRDÜR

İlişkilerin üç evresi bulunduğunu belirten Nurçin Çağlar, romantik aşk döneminde, beyin kimyasında değişiklikler olduğunu ve görme kusurlarının ortaya çıktığını söyledi. Çağlar, şöyle dedi:

“Peki aşkın ömrü var mıdır? Araştırmalara göre, aşkın ömrü 2 ile 3 yıl ya da bir başka araştırmaya göre 12 ile 18 ay arasıdır. Kısaca en uzun biçilen süre 3 yıldır. Sonra ilişkide güç mücadelesi dönemi başlar. Görme kusuru yavaş yavaş düzelir, gerçek özellikler görmeye başlanır ve hayal kırıklıkları yaşanır. Güç mücadelesinde takılmalar olur ve bazı çiftler bu dönemi atlatamazlar. Yani dansın uyumu bozulur. Böyle durumlarda dansın hocasına, yani terapistlere gitmek gerekir.”

‘KADINLAR DAHA FAZLA KONUŞUR’

Çağlar, kadın ile erkek arasında evrensel farklılıklar bulunduğunu ancak bunların eşitsizlik anlamına gelmeyeceğini söyledi. Araştırmalara göre, kadınların günde 12- 13 bin kelime, erkeklerin ise 6 bin kelime konuşma kapasitesi bulunduğunu kaydeden Nurçin Çağlar, şunları söyledi:

“Yani erkek bir birim konuşma kapasitesine sahip ise kadının konuşma kapasitesi 2 birim demektir. Kadınlar neden telefonda fazla konuşur? Çalışan kadın değilse, bu kapasitesini kullanmak ister. Tamamı bitmez, bir bölümü akşama kalır. Erkek bir birim konuşma kapasitesini işte tüketip eve gelince, kadın konuşmak ister. Konuşma gerçekleşmeyince de sorun çıkar. Kadın- erkek arasındaki farklılıkları çoğaltmak mümkün. Erkekler daha iyi araba kullanabilir, kadınlar bir türlü geri geri yanaşamaz.”

EŞİNİZİ TAMAMEN HAKSIZ KONUMA SOKAN SÖYLEMLER

Farklılıkların bilinmesinin, çatışma ve sorun çözme becerilerini geliştirmeye yararlı olacağını anlatan Aile ve Evlilik Terapisti Psikolog Nurçin Çağlar, iletişimin sadece konuşmaktan ibaret olmadığını söyledi.

İyi konuşmak kadar iyi dinleyici de olmak gerektiğini belirten Çağlar, “İyi konuşmak için, kısa konuşmayı öğrenmek, geçmişi değil bugünü konuşmak önemlidir. Kadınların kara kaplı bir kitapları vardır. Evlendikleri günden başlayarak yaşanan olumsuzlukları buraya kaydeder ve fırsatını buldukça ortaya dökerler. Erkek ise bunu hatırlamaz bile. Konuşmanın zamanlaması da önemlidir. Eşinizin tuttuğu takımın gece maçı vardır. Siz o saatte şu meseleyi konuşalım derseniz, bu iyi bir iletişim olabilir mi?” diye konuştu.

İyi iletişimin önündeki engelleri de sıralayan Nurçin Çağlar, “Genelleme yapmak önemli bir iletişim engelidir. Eşinize, ‘zaten sen hep bunu yapıyorsun’ demek gibi. Oysa bunun yerine, ‘bu yaptığın bana doğru gelmedi’ demek daha sağlıklı olacaktır. Kendinizi tamamen haklı, eşinizi tamamen haksız konuma sokan söylemlerden kaçının” dedi.

 


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:08 Mart 2010

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.