İŞ HAYATI KALPTEN VURUYOR

Hürriyet

8 milyon kadın kardiyovasküler hastalıklar nedeniyle yaşamını yitiriyor. Kadınları en çok etkileyen ise işyeri.


Amerika'da son yapılan istatislikler bunu gösteriyor. Kalp krizi yaşı  giderek düşerken, kadınlarda erkekler kadar kalp hastalıklarının pençesine düşmüş durumda. Sigara kullanımının artışı, yağlı yiyeceklerin fazla tüketilmesi, stresli yaşam gibi faktörlerden dolayıkalp krizi yaşı giderek düşüyor.

Türkiye'de özellikle eğitimli kadınlarda son yıllarda sigara içme alışkanlığının artmasıyla birlikte kalp damar hastalıklarının çok genç yaştaki kadınlarda görüldüğünü söyleyen Göztepe Medical Park Hastane Kompleksi'nden Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof.Dr.İsmet Dindar, Türk kadının Avrupalı hemcinslerine göre daha fazla risk altında olduğun söyledi. Dindar, özellikle son yıllarda kadınların iş hayatının içinde daha fazla yer alması ve sigara kullanımının kadınlar arasında da artması nedeniyle kadınlarda kalp rahatsızlıklarının arttığını ifade etti. Dindar, Avrupa ülkeleri arasında da en genç kalp krizine yakalanan ülkeler arasında ilk sıralarda yer aldığımızı söyleyerek, kalp rahatsızlıkları konusunda yapılabilecek en iyi çalışmanın düzenli olarak kardiyolojik check-up olduğunu belirtti.

"İŞ TEMPOSU, STRES, DEPRESYON KALBİ ZORLUYOR"

Türk kadınlarının Avrupalı kadınlara göre daha fazla risk altında olduğuna dikkat çeken Prof.Dr.İsmet Dindar, "Son yıllarda yapılmış çalışmalar göstermiştirki psikososyal risk faktörleride denen yoğun iş temposu,stres,depresyon,anksiyete dörtlüsü,koroner arter hastalığının öngörücüsü olabilmekte hatta kalp krizlerini tetikleyebilmektedir.Gerek evde gerekse dışarıda sosyal hayatın içinde daha sıklıkla yer alan kadınlar dahi bu risklere maruz kalmaktadır.Türkiye de özellikle eğitimli kadınlarda son yıllarda sigara tüketimi artmıştır. Bu, kadınlarda kalp damar hastalıklarının önümüzdeki dönemde daha sık görüleceğini düşündürmektedir.Günümüzde bile genç yaşta kadınlarda daha fazla kalp krizleri görülmekte ve bu trendin hızla devam edeceği düşünülemektedir. Kadınlarda özellikle menopoz sonrası kalp hastalıkları için risk artmaktadır.Bu nedenle şikayetler mutlaka önemsenmelidir.Yoğun iş temposu,düzensiz ve sağlıksız beslenme,aktivite azlığı obeziteye zemin hazırlamakta bu da kadınları güneden güne daha fazla etkilemektedir. Türkiyede kadınlarda obezite daha fazladır.Metabolik sendromda kan yağları yüksekliği, hipertansiyon, bel çevresi fazlalığı  türk kadınlarında yüzde 50'lere varan oranlarda görülmektedir. Bu nedenle  Avrupalı hemcinslerine göre artmış bi risk ile karşı karşıyadır " diye konuştu.

"AİLE ÖYKÜSÜ KADINLARI DA ETKİLİYOR"


Genetik anlamda kadın ve erkek arasında riskte olarak fark bulunmadığını altını çizen Dr.İsmet Dindar, "Genetik alt yapı bir çok hastalıkta  olduğu gibi kalp hastalıklarının görülmesinde de etkilidir. Değiştirilemeyen bir risk faktörü olan aile öyküsü kesinlikle göz ardı edilmemelidir" dedi.

Prof.Dr.İsmet Dindar, "Aile öyküsü birinci derecede akrabalarda, erkeklerde 55 yaş ,kadınlarda 60 yaş altında kalp hastalığı varlığı olarak tanımlanır. Bu bağlamda kız çocukları risk altındadır.Menopoz öncesi kadınlarda erkeklere göre risk belirgin olarak daha azdır.Bunda kadın hormonu olarak östrojen hormonunun faydalı etkileri rol oynamaktadır.Fakat menopoz sonrası özellikle metobolik sendrom ve diabet nedeniyle ara kadınlar aleyhine hızla kapanmaktadır.İlk kalp krizleri kadınlarda erkeklere göre daha geç yaşlarda olmaktadır.Fakat ölüm riskleri her iki cinste de benzerdir. Fiziksel aktivite ile ortaya çıkan nefes darlığı, çarpıntı, göğüs ağrısı, bayılma, bilinç kaybı gibi durumlarda kardiyolojik muayene gereklidir.Ayrıca sigara içmiş,hipertansiyon,diabet,kolesterol yüksekliği,ailede kalp hastalığı varlığı gibi durumlar bireyler için ekstra risk oluşturduğu için bu tarz çoklu risk faktörleri varlığında rutin inceleme gerkelidir" dedi.

"KADINLARDA DA YAŞ BİR RİSK FAKTÖRÜDÜR"


Kadınlarda olduğu kadar erkeklerde yaşın çok önemli olduğu vurgulayan  Prof.Dr.Dindar,  şöyle devam etti:"Yaş bir risk faktörüdür. Kadınlar için menopoz bir milat kabul edilmeli, menapoz sonrası düzenli muayeneler önerilmelidir.En basit anlamda kardiyak ekokardiyografi ve efor testi (koşu bantı) önerilmektedir. Düzenli fizik aktivite, kilo verilmesi, sigaranın bırakılması, varsa hipertansiyon, diabet, hiperlipidemi gibi hastalıkların tedavisi riskin azaltılması açısından önemlidir. Stresten uzak bir yaşam,sebze ve meyve ağırlıklı beslenme,sigara içilmemesi ve düzenli fizik aktivite kalp hastalıkları açısından koruyucudur.

Fast-food tarzı beslenme,aşırı kaloriye ve kilo alınmasına neden olmakta,ayrıca kolesterol seviyelerinde yükselmeye neden olmaktadır..Bu nedenle kalp hastalıkları için çok zaralıdır.Bu tarz beslenmeden uzak durmak gerekir.Az miktarda sık öğünlerle yapılan beslenme katı ve donmuş yağlardan fakir olmalı bol lif içermelidir.Bu hem kilo alınmasını hemde çabuk acıkmayı azaltır.Gündüz karbonhidrat açısından zengin olan yiyecekler enerji vermesi açısından tercih edilmelidir. Akşam ise bitkisel protein içerikli yiyecekler tercih edilmeli ve yağlar kesinlikle sıvı yağ olmalıdır."


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:13 Nisan 2010

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.