Hava kirliliği sessiz bir katil gibi

Göğüs hastalıkları uzmanları yapılması planlanan 80 termik santralin insan sağlığını ciddi derecede tehdit edeceği uyarısında bulundu.

Göğüs hastalıkları uzmanları yapılması planlanan 80 termik santralin insan sağlığını ciddi derecede tehdit edeceği uyarısında bulundu.

Türk Toraks Derneği Hava Kirliliği Görev Grubu Başkanı Doç. Dr. Haluk Çalışır, termik santrallerin yol açtığı hava kirliliğinin, en az sigara kadar risk yarattığını söyledi. havakirliligiTürk Toraks Derneği, 18’inci Yıllık Kongresi’ndeki Temiz Hava Hakkı Çalıştayı’nda tütünde olduğu gibi hava kirliliğiyle de mücadele etmeye kararlı olduğunu birkez daha duyurdu. Bunun için bir platform oluşturduklarını belirten dernek başkanı Başkanı Prof. Dr. Arzu Yorgancıoğlu, ciddi oranlarda hava kirliliğine yol açacak termik santrallerden dolayı kaygılı olduklarını söyledi. Göğüs hastalıkları uzmanları olarak Türkiye’nin havasının “dumansız olmasını” istediklerini belirten Prof. Dr. Yorgancıoğlu, “Sağlıklı yaşamın ilk adımı temiz hava solumak. Çünkü bu en temel insan hakkı” dedi. Hava kirliliğinin “sessiz bir katil” gibi solunan havayla akciğerlere ulaşıp, vücudu ele geçirdiğini, yavaş yavaş hasta ettiğini, sakat bıraktığını ve öldürdüğünü belirten Prof. Dr. Yorgancıoğlu, “Dünyada her yıl 3.7 Milyon kişi dış ortamda oluşan hava kirliği, 4.3 Milyon kişi de iç ortamlardaki hava kirliliği nedeniyle ölüyor. Türkiye’de yılda 29 bin kişinin hava kirliliğinden, zamanından önce yaşamını yitirdiği hesaplanıyor” dedi.

TÜM ÜLKE DUMAN ALTI OLACAK

Termik santrallerin ürettiği kirleticilerin sağlığa zararının çok iyi bilindiğini hatırlatan Doç. Dr. Haluk Çalışır, “Kirleticiler sadece bulundukları bölgedeki insanlara zarar vermekle kalmıyor. Çok zararlı olan PM 2.5 partikülü yüzlerce kilometre uzağa gidebiliyor. Dolasıyla 80 termik santral, tüm ülkenin duman altı olması anlamına geliyor” dedi. Çevre Bakanlığı’nın havakirliliği ölçüm istasyonlarının sayısının yeterli olmadığını, birkaçı dışında kirleticilerden PM 2.5’u dahi ölçemediğini belirten Doç. Dr. Çalışır, “Bakanlığın çevre kirliliği haritasına bakınca pek sorun yok gibi gözüküyor. Ama bizde sınır değerler, AB ve Dünya Sağlık Örgütü sınır değerlerinden çok farklı. Örneğin Dünya Sağlık Örgütü’ne göre PM 10 olarak tanımlanan kirleticinin 2011 yılı rakamlarına göre ülkemiz havasındaki düzeyi, metreküpte ortalama 58 mikrogram. AB kriterlerine göre bu kirletici için kabul edilebilir üst limit metreküpte 40 mikrogram. Dünya Sağlık Örgütü üst limiti ise daha da düşük, metreküpte 20 mikrogram” dedi.

TEPEDEN TIRNAĞA ZARAR VERİYOR

Hava kirliliğinin, özellikle PM 2.5’un akciğer kanseri, KOAH, astım, akciğerde sertleşme, bronşit, sık solunum yolu enfeksiyonları, çocuklarda akciğer gelişimini bozma, otizme yol açtığını belirten Doç. Dr. Çalışır, “Hava kirliliği görünmez bir katil. Nefesle alınan PM 2.5 akciğerin en derinine kadar ulaşıyor. Oradan damara geçiyor, daha küçük parçalara bölünüyor, dokuyla başka kimyasal reaksiyonlara gidiyor. Kalbe, damarlara gidiyor. Kalp damarlarında var olan plakları yerinden kaldırarak ani kalp krizlerine yol açıyor. Ayrıca kalp yetmezliği, ritm bozukluğu ve bunlara bağlı ölüm, inme, Alzheimer, hamilelik diyabeti, erkeklerde sperm üretimini bozma gibi başka ciddi sonuçları da bulunuyor” uyarısında bulundu.

HER GÜN 20 BİN KİŞİ KİRLİ HAVADAN ÖLÜYOR

Hava kirliliğinin neden olduğu sağlık sorunları nedeniyle dünyada her gün 20 bin kişi ölüyor. Bu 20.000 ölümün yaklaşık yarısı ise trafik kirliliği, kömürlü termik santraller, evsel ısınma, orman yangınları, hafriyat kazıları ve çöl kumları gibi dış ortam hava kirliliğinden kaynaklanıyor. Evlerde ısınma amacıyla kömür, odun, kuru bitki kök ve dalları ve tezek yakılmasının neden olduğu ev içi hava kirliliğine bağlı olarak dünyada her yıl 4.3 milyon kişi hayatını kaybediyor. Kadınlar ve çocuklar ev içi hava kirliliğinden daha çok etkileniyor. Çocukların etkilenmesi anne karnında başlıyor. Türkiye’de evlerin yüzde 57’si sobayla ısınıyor. Elli ilde ise soba kullanım oranı yüzde 70’in üzerinde. Ev içinde sigara içilmesi ve ısınma ya da pişirme amaçlı bitki, odun ya da tezek kullanımı yoksullukla doğrudan ilişkili. Bu nedenle ev içi hava kirliliğinin önlenmesine yönelik politikaların geliştirilmesinde yoksulluğun da masaya yatırılması önemli. HÜRRİYET

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:06 Nisan 2015Yayınlanma Tarihi:08 Nisan 2015

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.