GENÇLİK HEP SİZİNLE KALSIN

Milliyet

Şimdi gençsiniz, güzelsiniz, güçlüsünüz. Peki bu muhteşem üçlüyü uzun yıllar bir arada tutmak istemez misiniz?


Dr. Nadia Volf’un önerileriyle ‘yaşam boyu genç’ ve sağlıklı olabilirsiniz

Kadın vücudu, yirmili yaşların başında gelişimini tamamlıyor. Çinli doktorlar, kadın organizmasının yedi yıllık dönemlerde şekillendiğini savunuyor. Gerçekte de 21’inci yaştan itibaren organlarımız gelişimi tamamlıyor. Bu yaş aynı zamanda toplum içinde yeni bir role bürünmeyi sembolize ediyor. Genellikle bu yaşta ailemizle güçlü bağımızı koparıp, kendi kararlarımızı aldığımız bir döneme  başlarız. Bu iki etken, birçok muhtemel sağlık probleminin ve dengesizliğin anahtarıdır.

‘PASTORİZE SÜT’ İÇMEYİN

20’li yaşlarda en çok rastlanan problemler, sistit, karın ağrısı, mantar ve alerjidir. Bunların hemen hepsinin sebebi, dolayısıyla da tedavisi aynıdır. Çözüm genellikle bağırsak dokusunu güçlendirmektir. Bunun için süt ürünleri tüketimini azaltın. Çünkü besin maddelerinin sanayileşmesi sonucu neredeyse her gıdaya kimyasal maddeler eklenmeye başlandı. Bu maddelerin de sağlık üzerinde ciddi etkileri var. Eskiden süt günlük olarak alınır, yirmi dört saat içinde tüketilirdi.

20’lerde bağışıklık sistemi, hormonal dengesizlikler, sindirim sorunları ve stresle boğuşulur. Sırt ağrıları, östrojen ve progesteron hormonlarının dengesizliğinin omurilik üzerindeki etkisidir.

Vücudun dengesizlik dönemlerinde, endişe ve can sıkıntısının büyük katkısı vardır. Gelecek kaygısı, eğitimin sona ermesi, yeni başlayan kariyer hayatı ya da daha önce üzerinde durulmayan günlük hayatın sıkıntıları da yorgunluğun önemli sebepleri arasında yer almaktadır.

Bu yaşlarda beslenme tarzı çok önemlidir. Ayaküstü beslenmeyi tercih etmeyin. En kısa zamanda patates kızartmasının yerini sebze ve meyvelerle doldurun. Bu besinler antioksidanlar içerir, yaşlanmayı yavaşlatır, en önemlisi kanseri önler.
 
‘İyi yemek’ yapılması gereken ancak gerçekleştirmesi kolay olmayan bir alışkanlıktır.  Aslında basit kuralları vardır. Bunu bir takıntı haline getirmeye gerek yok. İyi bir perhiz programı gereklidir ancak kendinize karşı çok katı olmayın. Acıktığınızda sadece ihtiyacınız olanı yiyin, ne fazlasını ne eksiğini. Aç değilseniz, hafif şeyler yiyin ya da sadece taze bir meyve suyu için. Beslenmenize ve egzersizlerinize özen göstererek, ‘yaşam boyu genç’ kalın.

‘KIZILCIK’ MADENİ

Çok sıvı almak zararlı maddelerin vücuttan atılmasına yardımcı olur. Su içmek çok faydalıdır ancak kızılcık suyunun da sayısız faydaları bulunmaktadır. Amerikalılar, uzun zamandan beri bu küçük taneli meyveyi tüketiyorlar. Kızılcık,  mayhoş tadıyla üriner enfeksiyonları (sistit) önlemek konusunda çok etkilidir. C vitamini deposu olan kızılcık, yüksek miktarda antioksidan içerir.  Ateş düşürücü ve güçlü bir ishal kesicidir. İçeriğinde glikoz az olduğu için diyabet hastaları ve kilo sorunu olanlar tarafından rahatlıkla tüketilir. Uyku sorunu olanlar da kızılcıktan yararlanmalıdır.

 'KARIN NEFESİ’NİN ÖNEMİ

‘Qui gong’ adlı Çin sanatı, soğukkanlı olmak için karın egzersizleri öğretir. Karın nefesi, her şeyin temelidir. Çinliler, biri başımızda biri karnımızda iki beynimizin olduğuna inanır. Bağırsaklarda, merkezi sinir sisteminde bulunan sinirsel hormonlar vardır. Duygusal stres, karın kaslarında kasılmaya yol açar. Bu da dolaşım bozukluğuna ve diyaframın sertleşmesine sebep olur. Nefes alırken, karnınızı bir balon gibi şişirin ve nefes verirken bütün hava boşaldığı için karın neredeyse omuriliğe dokunmalıdır. Bu egzersiz karın iç duvarını ve diyaframı yumuşatır, stresin olumsuz etkilerini bedeninizden uzaklaştırır.

HER ŞEY MÜMKÜN

20’ler organizmanın enerjisinin en yüksek düzeyde olduğu yaşlardır. Ortaya çıkan sorunlara meydan okuma ve hayatını kurma zamanıdır. Yorgunluk, sadece ortaya çıkan enerjinin gerekçesidir. 20’ler, her şeyin mümkün olduğu yaşlardır, hiçbir hedef ulaşılmaz değildir.

GİZLİ GÜÇ ‘GINSENG’

Sibirya ginsengi, organizmanın ani değişimlere uyum sağlamasını kolaylaştırıyor. Bitki, özellikle kadınlarda etkili olan ‘euleutrasid’ molekülü içeriyor. Sadece Sibirya, Çin ve Kore’de yetişen bitkiyi, eczanelerden ve diyet ürünleri satan mağazalarda alabilirsiniz. Sibirya ginseng’i, yorgunluk, zayıflık ya da çalışma ve konsantrasyon kapasitesinin düştüğü zamanlarda, iyileşme sırasında organizmayı güçlendirir. Bağışıklık sistemini uyarır, stres ve yorgunlukla savaşır, hafızayı güçlendirir.

KULLANIM:
* Kaynatılmış olarak: 2 gramdan 4 grama kadar kurutulmuş ginseng kökünü 150 ml suda kaynatın. Günde 1 - 2 fincan içebilirsiniz.
* Kapsül ya da ezilmiş olarak: Günde iki ya da üç doz şeklinde 0.5 - 4 gramlık toz haline getirilmiş kök tüketiniz.

KADINLARIN YAĞI YER FISTIĞI

Yirmili yaşlar genç, güçlü ve sağlıklı  hissedilen- ki öyle- yaşlardır. Kendini birçok deneyimi yaşamaya hazır hissetmek mükemmel bir duygudur. Bu nedenle uzun süre hijyensiz şartlarda bir hayat sürülebilir. Ancak ellerinizde gelecekteki sağlığımızın bulunduğunu unutmayın. Bugün kazanacağınız iyi alışkanlıklar ömrünüzün uzunluğunu belirleyecektir.  Sağlıklı ve mutlu hayat için tütün ve uyuşturucudan kesinlikle  uzak durun, içkiyi ölçülü tüketin.

HER GÜN E VİTAMİNİ

Gençliği ve güzelliği korumak için en etkili silahlardan biri E vitaminidir.  E vitamini her yaştaki kadınlar için çok değerlidir. Yağlarda (zeytinyağı, ayçiçek yağı ya da kozla yağı), yağı çıkarılan meyvelerde (fıstık, badem ve fındık), yağlı balıklarda (ton ve somon) ve karaciğerde bulunur.  Bu besinlerin hepsi, organizmanın bütünü üstünde yaşlanmayı geciktirici etkiler gösterir. Ayrıca E vitamini, yiyeceklerimizde her geçen gün daha fazla bulunan zehirli maddeleri etkisiz hale getirir.

E vitamini antioksidan etkiye sahiptir.  Yaşlanmayı yavaşlatır, hücre lezyonlarına engel olur, damar tıkanıklığını önler, damarları tıkayan kötü huylu kolesterolün oluşumuna engel olur. E vitamini cildi besler, sivilcelerin asıl sebebi olan virüs ve bakteri saldırılarına karşı koruma sağlar. Yumurtalıkları uyarır, kadınsal hormonlar olan östrojen ve progesteron üretimini sağlar. Bütün genital ve üreme sistemi bu vitaminden faydalanır. Yumurtlamayı sağlar yani doğurganlığı arttırır. Rahim duvarının kalitesini arttırır, bu da yumurtanın tutulmasını kolaylaştırır. Hamilelik dışındaki dönemlerde  E vitamini, adet döngüsünü düzenler, adet sancılarını engeller. Çünkü östrojen ve progesteronun dengeli salınımını sağlar. E vitamini olmadan bu hormonlar kolaylıkla oksitlenir. Yapılan araştırmalar, E vitamini alan kadınların daha uzun süre doğurgan olduklarını gösteriyor.

Birçok bilimsel araştırma gösteriyor ki bu vitaminin besinlere ek olarak alınması meme kanserine karşı korumakta, katarakt oluşumunu engellemekte ve kalp-damar sağlığına olumlu etkilerde bulunmaktadır. Ayrıca E vitamini organizmadaki yağ dengesini kurmakta, karaciğerin kolesterolü vücuttan atmasına yardımcı olmaktadır, diyabet gibi kronik hastalıklara bile iyi gelmektedir.

CİĞER, BADEM VE BALIK

E vitamininin asıl kaynağı yerfıstığı yağıdır. Bu sebeple bu yağa ‘kadınların yağı’ adını veriyorum. Çorbaya ya da salataya konulan iki kaşık yağ ihtiyacınızı karşılamaya yeter. Bunun dışında düzenli olarak badem ve yağlı balık tüketin.

Bu vitamin ayrıca karaciğerde bulunur, tercihen dana ya da kaz ciğeri olabilir. Birçok araştırmacıyı şaşırtacak şekilde kaz ciğeri kolesterolü düşürmektedir. Bütün kadınlara kapsül formunda E vitamini kürleri tavsiye ediyorum. (Eczanelerde ya da bio-marketlerde doğal hazırlanmış ürünler bulabilirsiniz.) Organizma bu vitamini bağırsaklar yoluyla attığı için herhangi bir birikim ya hipervitamin sorunu yaratmamaktadır. Günlük 125-200 mg yeterlidir, aralarda bir ay ara verin.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:05 Mayıs 2010

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.