Diğergamlık organ bağışlatıyor
Ülkemizde hayatlarını devam ettirmek için 20 bin kişi nakledilecek bir organ beklerken uzmanlar bu süreçte kişilerin ruh sağlığı boyutunun da dikkate alınması gerektiğine vurgu yapıyor.

Ülkemizde hayatlarını devam ettirmek için 20 bin kişi nakledilecek bir organ beklerken uzmanlar bu süreçte kişilerin ruh sağlığı boyutunun da dikkate alınması gerektiğine vurgu yapıyor.


EN YOĞUN YAŞANAN DUYGU KAYGI
“Hastalığın teşhisinden itibaren en yoğun yaşanan duygu anksiyetedir. Anksiyetenin boyutu hastanın tedavi uyumuna hizmet edebileceği gibi zaman zaman uyumu bozucu düzeyde de olabilmektedir. Kişinin kaygısı çok arttığında inkâra başvurabilmekte bu da tedavisini aksatmasına sebep olmaktadır. Umutsuzluk, karamsarlık gibi depresif duygulanımın öne çıkması durumu da tedaviye uyumu bozucu faktörler arasında gösterilmektedir. Bu nedenlerle sürecin her aşamasında psikolojik desteğin sağlanması çok önemlidir.”NAKİLDE İÇ ÇATIŞMALAR VE SUÇLULUK YAŞANABİLİYOR
Donörün kim olduğu konusu da alıcının psikolojisini farklı şekillerde etkilemektedir. Kadavradan organ nakli veya aile üyelerinden yapılan organ nakli farklı düşünce ve duygulanımları ortaya çıkarabilmektedir. Kadavradan nakil durumunda alıcının donörü merak etmesi ve minnet duyguları sıklıkla ortaya çıkmaktadır. Aile üyesinden nakilde ise donörle alıcının ilişki dinamiklerine bağlı olarak minnettarlığın yanı sıra içsel çatışmalar, suçluluk duyguları, zarar vermiş olma kaygısı, borçlu kalma hissi ve sorumluluk duyguları öne çıkabilmektedir.SOSYAL VE PSİKOLOJİK DESTEK ÖNEMLİ
Hayati bir organın kaybı ve organ nakli süreci kişinin ölüm anksiyetesini artırmaktadır. Yaşamın yeniden gözden geçirilişi ve sorgulanışı kişinin kendisini, ilişkilerini ve dünyaya bakışını değerlendirme dönemi olarak düşünülebilir. Kriz olarak değerlendirilebilecek bu durum iyi yönetilebilirse yani kişi psikolojik ve sosyal olarak ihtiyacı olan desteği alabilirse dünyaya bakışında yeni kazanımlara ulaşabilmektedir. Aksi takdirde kişi uyumda zorlandığı, çatışmalarının üstesinden gelemediği ve yeterli desteği alamadığı durumlarda agresyon, hostilite, depresyon ve içeçekilme durumları sergileyebilir. Burada sözkonusu olan organ naklinin kişilik değişimine yol açması değil, yaşanan hastalık ve tedavi süreçlerinde edinilen yaşam deneyimlerinin kişinin psikolojisi üzerindeki etkileridir.DİĞERGAMLIK BAĞIŞLATIYOR
Canlı verici olmak kişinin hem kendi bedeni hem diğerinin hayatı ile ilgili karar vermesini gerektiren bir durum olduğundan kişinin anksiyetesini arttırabilmektedir. Ülkemizde canlı organ bağışının özellikle birinci dereceden aile üyeleri arasında gerçekleştiği görülmektedir. Bu olgunun kültürel, dini, toplumsal pek çok boyutu olmakla birlikte en temelde diğergamlık temelinde ortaya çıkan bireysel bir karardır. Organ bağışı donörün sağlığı açısından herhangi bir risk olmayan durumlarda uygulandığından kişinin kaygısı bilgilendirme sonucu kolaylıkla yatışabilmekte ve bireyler sıklıkla tatmin duygusu bildirmektedirler. Şaban Özdemir (NPGRUP)
Bu yazı 4438 kez okundu
Yayınlanma Tarihi : 08 Kasım 2012 Perşembe, 11:30
Güncelleme Tarihi : 08 Kasım 2012 Perşembe, 11:33