

Kırıkkale Üniversitesi (KÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Gastroenteroloji Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Fulya Gülerman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukluk çağlarında görülen karın ağrısının ebeveynleri endişelendirdiğini belirtti. Küçük bir bebekle büyük bir çocuğun şikayetlerinin ve buna neden olan sebeplerin aynı olmadığına dikkati çeken Gülerman, "Öncelikle karın ağrısıyla gelen ya da karın ağrısı olduğu düşünülen bir çocukta belirtilere bakmamız gerekiyor. Bebek bunu sözlü olarak belirtemeyeceği için vücut hareketlerinden, bacaklarını karnına çekmesi, bu sırada sıkıntılı bir şekilde ağlaması gibi belirtilerle bize karın ağrısı olduğunu düşündürür ama daha büyük bir çocuk yaşına göre şikayetlerini kendisi ifade edebilir" dedi. Çocuklarda yaptıkları muayenede karındaki sertlikten, ellerine gelebilen ufak kitlelerden içeride sert dışkının olduğunu anlayabildiklerini kaydeden Gülerman, çocuklarda karın ağrısının öncelikle cerrahi ya da anatomik sebeplere bağlı olup ameliyatla tedavisinin gerekebildiğini söyledi. Şiddetli gaz durumunun da karın ağrısına sebep olabildiğine dikkati çeken Gülerman, şöyle devam etti: "Bunları ayırt ettikten sonra duruma göre tedavisi yapılır. Özellikle beslenme bozukluklarına ya da yeterli sıvı almamaya bağlı kabızlık daha sık görülür. Psikolojik stres sonrası da çocuğun bir reaksiyonu olarak bağırsağını sıkması ve tutması nedeniyle kabızlık durumu gelişebilir. Kabızlık, özellikle çocukların arkadaşlarıyla, büyükleriyle, öğretmeniyle ilişkisini ve ders başarısını etkiler. Çocuğun bağırsak problemi çözüldüğünde bu ilişkilerin de kendiliğinden zaman içinde düzeldiğini görüyoruz. Dolayısıyla kabızlık ve karın ağrısı çocuğun sosyal yaşamını yakından etkiliyor." Gülerman, kabızlık şikayetinin fiziksel rahatsızlıkların yanı sıra kronikleşmesi halinde ruhsal dengeyi de olumsuz etkilediğini kaydetti. Paylaş