BEBEĞİNİZ SİZİ DUYUYOR

Formsante

Bebeğinizi henüz kucağınıza alamadınız. Ona dokunamadınız ya da sesini duyamadınız ama o sizi duyuyor. Hem de 4. aydan itibaren.

Çok küçük olmasına rağmen onunla birçok şey paylaşabilirsiniz. Hatta karnınızdayken kurduğunu iletişim doğduktan sonraki dönemi bile şekillendiriyor.

Anne ve çocuk arasındaki bağ dünya üzerindeki en güçlü bağdır. Onun rahminize tutunmasıyla başlar ve hayat boyu bu bağ hiç kopmamak üzere devam eder. Ancak bu bağın kuruluş aşamasının fizyolojik kısmı kadar psikolojik boyutu da unutulmamalıdır. Doğuma kadar bebeğinizin ve sizin yaşadığınız olaylar bebeğinizi hem fiziksel hem de ruhsal olarak etkilemektedir. Sizin yaşadığınız moral bozuklukları, stres gibi durumlar bebeğinizde birçok rahatsızlıkların meydana gelmesine neden olabilir.

Operatör Doktor Özgür Tetikcan Cömert: "Bebeğinizin duyuları sandığınızdan da çabuk işleve başlar. Özellikle işitme duyusu ilk gelişen duyulardandır. Siz acaba bugün mü, yarın mı derken o sizin sesinize çoktan aşina olmuş, sizinle sandığınızdan çok önce tanışmıştır." diyor.

Bebeğinizin sizi duyma serüveni...

Bebeğinizin kulaklarının gelişimi hamileliğinizin 8. haftasından itibaren başlar. Bebeğinizin duyma yeteneğinden sorumlu kulak içi kemikleri ve sinir ileti sistemi ise gelişimini yaklaşık 24. haftada tamamlar.

Buna rağmen bebeğiniz sizin sesinizi, dolaşım ve sindirim gibi sesleri yaklaşık 16. haftadan itibaren duymaya başlar. Üstelik bunları ayırt edebilir. Bundan sonraki aylarda ise gittikçe daha iyi duyar, doğuma yaklaştıkça da sizin duyma seviyenize kadar yükselir. Bu yüzden bebeğinizle iletişim kurmak için doğmasını beklememelisiniz. Daha doğmadan onunla bir şeyler paylaşmaya başlamalısınız. İletişim yollarınızı kurmak için ona dokunmalı, konuşmalı hatta şarkı söylemelisiniz.

Müziğin büyüsü

Bebeğinizin işittiği periyodik sesler, doğduktan sonra onda sıcaklık, güvende olma ve beslenme gibi ona kendisini iyi hissettirecek faaliyetleri hatırlatır. Dolayısıyla bebeğinizin sakinleşmesine neden olacaktır. Bu da demektir ki, eğer siz kendiniz veya başka biri tarafından söylenmiş 5-6 adet melodi veya bir mırıldanmayı ona belirli aralıklarla dinletirseniz bu sesler doğduktan sonra onun çok hızlı bir şekilde sakinleşmesini sağlayacak, istediğiniz anda kurtarıcınız olacaktır.

Yapılan çalışmalar şunu göstermiştir; bebeğiniz size sürpriz yapıp gününden önce geldiğinde hamilelik döneminde dinlettiğiniz bu melodiler bebeğinizin daha hızlı kilo almasına, nefes alıp verme ve vücut sıcaklığı gibi yaşamsal bulguların daha çabuk normale dönmesine yardımcı olacaktır.

Dikkat etmeniz gerekenler

Bebeğiniz karnınızdayken işitme duyusunun zarar görmemesi için bazı şeylere dikkat etmeniz gerekir;

• Bebeğiniz karnınızdayken desibeli yüksek yerlerde bulunmamaya özen gösterin. Çünkü bebeğiniz yüksek seslere çok sık maruz kalırsa onu koruyan onca bariyere rağmen doğduktan sonra işitme sorunu yaşayabilir.

• Sigara içimi ve alkol alımını durdurmanız gerekir. Birçok hastalığa neden olduğu gibi bebeğinizin işitmesinde de sorunlar yaşamasına neden olabileceği yapılan çalışmalarla kanıtlanmıştır.

Yaşadığınız olayların iyi ya da kötü olması bebeğinizin durumunu bir şekilde etkileyecektir. Olumsuzluklar bebeğinizin haftasına göre farklı riskli durumlar yaratacaktır.

Erken gebelik haftalarındaki sorunlar; düşük riski, kanama, ağrı, hatta kayıp olabilir. Daha geç haftalarda ise stres sonucunda erken doğum, kanama ve ne yazık ki kayıp gibi istenmeyen durumlar yaratabilir. Siz anne adayları, her ne kadar bu dönemde çok hassas ve kırılgan olsanız bile bunun kendinizi çok fazla yıpratmasına izin vermemelisiniz. Çok zor olsa da moralinizi yüksek tutmalısınız, çünkü artık siz iki kişinin hayatından sorumlusunuz.

Evet, bebeğiniz sizi duyuyor! Tüm bunların yanı sıra çok sessiz bir ortamda dahi olsanız vücudunuzdaki çeşitli dolaşım ve sindirim sesleri arasında bebeğiniz gayet sesli bir ortamda büyümektedir. Ama tüm bu seslerin yanında sizin sesiniz her zaman her koşulda en sık ve en kolay ayırt edebildiği tek ses olacaktır. Hayatının geri kalanında da olacağı gibi.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:13 Ekim 2009

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.