Aşırı vicdansızlık teflon yapar

Çağımızın yeni psikiyatrik hastalıkları hakkında bilgi aldığımız Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 'teflon adamlar' ve 'Kaliforniya Sendromu'na karşı uyardı. Yeni çağın, bencil, hedonist ve tatminsiz insanları bu sendromlardan musdarip olabilir.

Çağımızın yeni psikiyatrik hastalıkları hakkında bilgi aldığımız Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 'teflon adamlar' ve 'Kaliforniya Sendromu'na karşı uyardı. Yeni çağın, bencil, hedonist ve tatminsiz insanları bu sendromlardan musdarip olabilir.

PROF. DR. NEVZAT TARHAN Akıllı telefonlar, tabletler hayatımızda yokken, teknoloji bu kadar çok ilerlememişken, 'internet bağımlılığı' diye bir hastalığın adını bilmiyorduk. İnternetin yaygın kullanımıyla ortaya çıkan 'siber seks'ten de haberimiz yoktu. Bundan 25 yıl önce 'panik bozukluğun' nasıl bir şey olduğunu bilen var mıydı? Oysa 20 yıl önce panik bozukluk diye bir hastalık literatüre girdi. Yakın bir zamanda 'internet bağımlılığı'nı literatüre alan ABD Psikiyatri Birliği, seks bağımlılığının bir ayağı olan 'siber seks bağımlılığı'nı henüz literatüre sokmasa da Profesör Doktor Nevzat Tarhan'a göre bu bağımlılık önümüzdeki yıllarda psikolojik hastalıklar sınıfında yer alacak. İlginç bilgiler aldığımız Tarhan'a önce hangi psikolojik hastalıkların artacağını sorduk.

İNTİHARLAR ARTACAK

Dünya Sağlık Örgütü'nün açıklamasına göre eğer önlem alınmazsa 2020'li yıllarda depresyon en büyük sağlık sorunu olarak karşımıza çıkacak. Görüşlerine başvurduğumuz Nevzat Tarhan da bunu onaylayarak önümüzdeki yıllarda da genç yaş grubunda intihar sıklığının büyük bir risk olarak karşımıza çıkacağını anlatıyor. Ayrıca İngiltere'de yapılan bir istatistikte 15-25 yaş arasındaki gençlerde görülen intihar vakalarının trafik kazalarından sonra en büyük ölüm sebebi olduğu bilgisini de veriyor. BEDEN TAKINTISI Aile içi ve toplumsal şiddetin çoğalacağını ve adli psikiyatriye yansıyan suçların artacağını söyleyen Tarhan, önümüzdeki yıllarda boşanmaların da çoğalacağını anlatıyor. Depresyon dışında yeme bozukluklarıyla ilgili hastalıklarda da artış olduğunu vurgulayan Tarhan, özellikle Blumia, beden imaj bozukluğu ve yemeye bağlı obezitenin çoğaldığını anlatıyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: 'Özellikle popüler kültürün etkisiyle estetik algılamanın çok yüksek olması, estetik değerlerin yükseltilmesi sonucu insanlarda beden imajıyla ilgili aşırı bir duyarlılık oluştu. Buna bağlı olarak estetik operasyonlara ilginin de arttığı görülüyor. Gençlerin aynanın karşısında daha çok zaman geçirmeleri nedeniyle beden imaj bozukluğuna yakalanan kişi sayısında oran yükseliyor. Obezitenin psikiyatri ayağıyla ilgili çalışmalar bir insanın neden yediğini araştırıyor. Çünkü kişi yeme dürtüsünü kontrol edemiyor ve aşırı derecede yemek yiyor.'

KALİFORNİYA SENDROMU

Peki, yirmi yıl önce hayatımıza giren panik bozukluk gibi literatüre girecek yeni hastalıklar var mı? Doktor Tarhan anlatıyor: 'Popüler kültürde Kaliforniya sendromu diye bir durum var. Bu kişiler hazcı yani hedonist ve egoist oluyor. Gittikçe yalnızlaşıyor ve mutsuz olup depresyona aday oluyorlar. Zevkçiliğin, bencilliğin ön plana çıkmasıyla boşanma da artıyor bu kişiler arasında. İhmalleri çok artıyor çünkü. Kaliforniya sendromu olarak bilinen, yaşam stiliyle ilgili bu hastalıkta da bir artış bekleniyor.

TEFLON SENDROMU

'Diğer taraftan kişilik bozukluğunda da bir artış bekleniyor. Mesela 'teflon adam' diye tanımladığımız bir kişilik tipi var. İngiltere'de bir polis müdürüne 8-9 yaşında iki kız çocuğunun geçici velayeti veriliyor. Fakat bu kişi kendisine verilen kız çocuklarının pornografik görüntülerini internette satıyor. Tespit ediliyor, mahkemeye sevk ediliyor ve yargılanıyor. Ama bu kişi suçluluk ve pişmanlık duymuyor, gayet rahat tavırlar sergiliyor. Beyefendi diye baktığınız bu kişi, durumdan rahatsız olmadığı gibi bunu suç olarak da görmüyor. O yüzden buna 'teflon adam' adı verilmiş yani başkalarına zarar veriyor ama kendi rahatsız olmuyor. Teflon tava da kendisi yanmaz başkalarını yakar ya işte böyle bir kişilik gibi. Narsisistik ve antisosyal özelliklerin birleştiği bu tipteki kişilikler yanımızda beyefendi gibi dolaşan ama acıma, pişmanlık, merhamet ve suçluluk hissi duymayan bir insan tipi. Bu tarz kişilik bozukluğunun gelecekte yaygınlaşması risk oluşturuyor.'

İNTERNET BEYNİ BOZUYOR

Madde kullanımı ve dürtü kontrolüyle ilgili özellikle Ortadoğu'da, körfez ülkelerinde de artış olduğunu söyleyen Nevzat Tarhan, artık internet bağımlılığının Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından tanı kitaplarına girdiğini ve ayrıca internetten kumar oynama alışkanlığının da ayrı bir başlık altında tanımlandığını anlatıyor. İnternet bağımlısı kişi, tıpkı kokain bağımlılığında olduğu gibi davranışsal bağımlılık sergiliyor. Öyle ki kişi madde kullanmadığı halde beyinde kokain kullanımındaki gibi bir kimyasal değişiklik oluyor ve beyinde ödül-ceza sistemi bozuluyor. Tarhan'ın verdiği bilgiye göre internet bağımlılığına yakalan kişiler artık hastanede yatarak tedavi ediliyor.

BİLGİSAYAR SENDROMU

'Aslında bağımlılığın bütün türlerinde artış bekleniyor. Özellikle bilgisayarın aşırı kullanımı çocuk ve gençlerde öğrenme ve davranış bozukluğuna sebep oluyor. Bilgisayarın bu kadar çok kullanılması gelecekte belki bilgisayar kullanımına bağlı otistik bozuklukları ortaya çıkaracak. Bilgisayarla meşgul olan ve bilgisayarcılar arasında sık rastlanan bir özellik vardır sanki otistik gibilerdir. Büyük fotoğrafı göremez sadece sanal duyum içinde olurlar. 'Bilgisayarı aşırı kullanım sendromu' diye bir sendrom çıkma ihtimali var. Şu anda kesin tanımlanmadı ama gelecek için risk taşıyor.'

SEKS BAĞIMLILIĞI

Önümüzdeki yıllarda görülme sıklığının artacağı ifade edilen bir diğer rahatsızlık da seks bağımlılığı. Çoğunluk kabul ediyor ancak henüz literatüre girip girmemesi tartışılıyor. Pornografik ve erotik malzemelerin fazla kullanılmasıyla ortaya çıkan 'siber seks' kavramının seks bağımlılığının sadece bir ayağı olduğunu anlatan Tarhan, 'Bu bir hastalık ve bağımlılık potansiyeli taşıyor. Önümüzdeki yıllarda veriler toplanarak bağımlılıklar sınıfında yer alması güçlü bir ihtimal. Siber seks bağımlısı cinsel dürtülerini kontrol edemiyor hatta durum enseste kadar varıyor. Bu hastalık da yatarak tedavi ediliyor' diyor.

ŞİZOFRENİ ARTMIYOR

Peki, panik bozuklukta artış söz konusu mu? Şizofreni rahatsızlığı azalıyor mu? Şizofreninin artmadığını ancak tedaviyle ilgili iyi gelişmelerin olduğunu söylüyor Tarhan: 'Şizofreni kültürel olaylardan etkilenmeyen bir hastalık. Yüz sene öncesinin toplumundaki şizofreni oranı çok değişmedi. Şizofrenin biyolojik boyutu çok daha fazla olduğu için dolayısıyla dış etkenlerden etkilenmiyor. İstatistiklerde de şizofrenide bir artış gözükmüyor. Ancak tedavi yöntemlerinde olumlu gelişmeler var. Ama panik bozukluk kültürlere göre değişiyor. Çünkü ölüm korkusuna açıklama getiremeyen kültürlerde panik bozukluk çok daha yaygın. Panik bozukluk da ayrı bir hastalık olarak 20 sene önce tanımlandı. Ayrı tedavi protokolü var ve ilaçları ayrıca düzenleniyor. Üstelik panik bozukluğun tedavisi konusunda tıp oldukça başarılı. Psikoterapi ve tedavilerde olumlu gelişmeler var. Son yıllarda ortaya çıkan nöromodülasyon tedavileri, beyne manyetik uyaran verilerek yapılan mikro-akım tedavileri var. Beyne 9 voltluk elektriksel uyarı verilerek kişinin ilacın bile tesir etmediği dirençli hastalığı tedavi ediliyor. Depresyonda da etkili. Bir taraftan artış görülürken bir taraftan tedavisinde de hızlı ilerlemeler var. Manyetik tedavilerin olması psikiyatride evrim niteliğinde etki yaptı. Sibel Ateş Yengin/AKŞAM

Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:07 Ocak 2013

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.