Alkol nakli nasıl etkiliyor

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlhan Karabıçak, karaciğerin vücudun her türlü gereksinimini karşılamak üzere 24 saat durmaksızın çalışan, oldukça karmaşık yapılı bir fabrika gibi olduğunu söyledi.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlhan Karabıçak, karaciğerin vücudun her türlü gereksinimini karşılamak üzere 24 saat durmaksızın çalışan, oldukça karmaşık yapılı bir fabrika gibi olduğunu söyledi.

ALKOL TÜM VÜCUDU BEYNİ VE KALBİ ETKİLİYOR

Karabıçak, 15-20 yıl gibi uzun süre kesintisiz alkol tüketenlerin karaciğer kontrollerinden geçmesi gerektiğini belirterek, şöyle konuştu: "Bu kişilerde karaciğer hastalığı oluşma riski artıyor. Alkol, mide ve bağırsaklardan emilerek kana karışır. Alkolün parçalandığı yer karaciğerdir ancak karaciğerin birim zamanda zararsız hale getirebileceği alkol miktarı sınırlıdır. Bu sınırın üzerinde alınan alkol tüm vücudu, özellikle de beyni ve kalbi etkiler. Karaciğerin fazla miktarda alkolü zararsız hale getirme işlemi sırasında, diğer fonksiyonları aksar. Karaciğer hücreleri hasar görebilir, yapısal değişikliklere uğrayabilir. Bazı durumlarda karaciğerde hepatit veya siroz gelişebilir. Uzun yıllar belli bir miktarın üzerinde alkol alanlarda kalıcı hasar olasılığı artar. Bu nedenle alkol alanlar büyük risk altındadır."

"İŞLEVİNİ YERİNE GETİREMEYEN KARACİĞERDE SİROZ VEYA KANSERLE KARŞILAŞABİLİYOR"

Karaciğer hücrelerinin yaklaşık dörtte üçünün hasar görmeden kişide herhangi bir şikayetin ortaya çıkmadığını anlatan Karabıçak, karaciğer hastalıklarının tespiti için düzenli sağlık kontrollerinin yapılmasının önem taşıdığına dikkati çekti. İşlevini yerine getiremeyen karaciğerde siroz veya kanserle karşılaşılabildiğine değinen Karabıçak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yorgunluk, halsizlik, iştahsızlık, enfeksiyonlara karşı direnç düşüklüğü, sarılık, adale erimesi, sindirim sisteminde ciddi kanamalar, beyin ve böbrek fonksiyonlarında bozukluklar görülüyor. Olay kalıcı hale gelmeden erken fark edilir ve alkol kesilirse karaciğer hücreleri kendini yenileyebilir. Kalıcı karaciğer hasarının oluşabilmesi için yıllarca, 8-10 yıl devamlı ve belirli bir miktarın üzerinde alkol almak gerekir. Alkol alınacaksa mutlaka ölçülü davranılmalı. Uzun dönemde siroz gelişiyor. O zaman hastaların nakil olması gerekiyor. Tek tedavisi karaciğer naklidir."

NAKİL İÇİN ALKOLÜ TERK ETMEK ŞART

İlaç tedavisi hastalığın genel durumunu iyileştirdiğini, uzun süren siroz hastalığında kanser gelişebildiğini dile getiren Karabıçak, şunları söyledi: "Eğer hasta 10-15 yıl siroz hastası ise kanser gelişme riski daha fazla oluyor. Vücudun en sabırlı organı olarak bilinen ve son ana kadar işlevini sürdüren karaciğerin işlevini yitirmesi durumunda gerekli olan nakli, uzun süreli alkol kullanan kişilere yapmıyoruz. Hastalık teşhisi konulduktan sonra alkol alımı devam ediyorsa ya da daha sonra alkol alma ihtimali olan kişilere nakil yapmıyoruz. Hasta kişi alkolü bıraktıktan 6 ay sonra nakil yapıyoruz. Bu süre içinde hastayı psikiyatriste gönderiyoruz. Hasta alkolü kesin bıraktı denilirse, hekim onay verirse ve kişinin çevresi tekrar alkolü başlatmaya meyilli değilse nakil yapıyoruz."

"HASTANIN YÜZDE 8'İNE YETECEK ORGAN VAR"

Karabıçak, "Naklin çoğunu kadavradan yapıyoruz. Yılda 250 ile 300 arasında kadavradan organ çıkıyor. 2 binin üzerinde hasta organ bekliyor. Hastaların yüzde 8'ine yetecek organ var. Bu nedenle organların çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Kan yoluyla hepatit bulaşmış olabiliyor. Bunda sorun yok ama alkol böyle değil. Kişi alkolü bıraktıktan 5 yıl sonra karaciğer kendini toparlayabiliyor, kendini yeniliyor" dedi. Doç. Dr. İlhan Karabıçak, sağlıklı bir karaciğer için sağlıklı yaşam gerektiğini vurgulayarak, özellikle hazır gıdalardan, kilo almaktan ve yağlı yemeklerden kaçınılması gerektiğini kaydetti. A.A


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:12 Şubat 2014Yayınlanma Tarihi:06 Mart 2014

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.