YOKSA ÇOCUĞUM EŞCİNSEL Mİ?

Anneyizbiz

Oğlunuzun oyuncak bebekle ya da kızınızın arabayla oynadığını fark ettiğinizde paniğe kapılmayın. Mutlaka okuyun.

 


Psikolog Dr. Alan Martin anlatıyor:

Kızlardan oyuncak bebeklerle, çay-fincan setleri ile evcilik oynamaları beklenirken, erkeklerin de arabalar, toplar ve tabancalar ile oynamaları uygun görülür. Oğlunuzun oyuncak bebekle ya da kızınızın arabayla oynadığını fark ettiğinizde paniğe kapılır, çoğu zaman bu tarz davranışların çocuklarınızın gelecekte eşcinsel olmasına neden olabileceğini ya da bunun ilerisi için bir belirti olduğunu düşünürsünüz.

Çocukların çevrelerini güvenli bir şekilde keşfedebilmeleri çok önemlidir. Bağımsız ve zeki yetişkinler olmaları için, çocukların bazı şeyleri kendilerinin keşfetmesine fırsat sunulmalıdır. Çevrelerinde olup bitenleri ve dünyayı öğrenmede kullandıkları en önemli davranışlardan biri oyundur. Gelişimlerinin sonraki dönemlerinde, konuşmaya başlayıp diğer çocuklarla bir araya gelince oyunları daha çok rol yapmaya dönüşür ki bu onların sosyalleşme yönünde ki ilk büyük girişimleridir. Bu tür oyunlarda, çocuklar anne ve baba gibi roller üstlenir ve kendi yarattıkları hayal ürünü senaryolarını canlandırırlar. Bu senaryolar, çocukların birbirleriyle bilgi alışverişinde bulunmalarını ve yetişkinlerin dünyasında gördükleri rolleri keşfetmelerini sağlar.

Aileler çocuklarının hemcinslerine göre farklı davranışlar sergilediğini fark ettiğinde bu davranışlarını değiştirmek için ya da ona doğru yolu göstermek için çok sert olmamalıdır. Çünkü bu yöndeki davranışlar, dünyayı keşfetmekte olan çocukların cesaretini kırabilir ve korkak birer birey olmalarına yol açabilir. Karşı cinsiyete yönelik oyuncaklarla oynayan bir çocuk sert bir tepki ile karşılaştığında, neyi yanlış yaptığını, ailesinin kaygısını ve ailelerinin cinselliğe dair endişelerini anlamazlar. Meraklı olduğu için tepki ile karşılaşan bir çocuk, keşfetmemesi gerektiğini düşünür, çünkü bu davranışın başına daha çok dert açabileceğini deneyimleri ile öğrenmiştir.

Bu durumda çocuk, kimi zaman tamamen içine kapanabilir ya da tam tersi, dikkat çekmek için ailelerin endişe duyduğu ve hoşuna gitmeyen bu davranışları devam ettirebilirler. Bu yüzden çocukları gereksiz tepkilerinizle ve fevri hareketlerinizle yargılamadan önce iyice gözlemleyip onunla konuşmaya çalışın.

Kızlar ve erkekler için toplum tarafından belirlenmiş renkler ve stiller vardır ve bu dünyanın her yerinde aynıdır. Kızlar pembe elbiseler, erkeklerse mavi kıyafetler giymelidir mesela. Çocuklar bunun gibi kural olarak belirlenmiş toplumsal kalıpları etraflarından ve bizlerden öğrenirler, zaman geçtikçe de artık kendileri bilirler ne giyip ne giyemeyeceklerini. Yani kendi tercihlerini çevresel etkenlerle belirlemiş olurlar.

Aynı zamanda aileler şunu unutmamalıdır ki, çocukluk zamanlarında çocukların hemcinsleri ile oynaması ve haddinden fazla samimi olmaları gayet doğaldır. Bu durum yadırganacak ya da endişe duyulması gerekecek bir konu değildir. Bu, onun gelecekteki cinsel tercihinin bir göstergesi değil, gelişim döneminin doğal bir aşamadır. Çocukların bu aşamada karşı cinsiyetin rollerini üstlenmeleri de onun eşcinsel olacağı anlamına gelmez. Bu karşı cinsten hiçbir çocuğun onlarla oynamak istememesinde kaynaklanıyor olabilir.

Genel olarak çocuklar gün içerisinde anne ve babalarıyla daha çok zaman geçirirler. Bilindiği gibi çocuklar çevrelerinden bilgi toplamada oldukça başarılıdırlar. Sanki her yaptığınızı, her söylediğinizi kayıt eder gibi taklit ederler sizi. Çevresine ait bilgileri sosyal ilişkiler haricinde de etrafındaki objeler ve oyuncaklarla pekiştirirler bu kendini tanıma ve anlama sürecinde.

Karşı cinsin davranış özelliklerini gösteren ya da onlar gibi giyinen çocuk, çoğu zaman kardeşinin ya da yaşıtı bir akrabasının davranışını taklit eder, çünkü taklit edilen bu kişi saygı duyulan kişidir. 3 yaş çocukları üzerinde yapılan bir araştırmada kıyafet giyme oyunu oynarken bir erkek çocuğun kız kıyafetlerini giymek için direttiğini gözlemlemişlerdir.

Daha sonraki araştırmalarda, bu çocuğun kız kardeşinin çok iyi bir dansçı olduğu ve dans yarışmasını kazanarak ödül aldığı, bu durumun erkek çocuğu etkilediği ve bundan dolayı da onun gibi davranarak (onun gibi giyinip dans ederek) aynı şekilde kabul görmeyi düşündüğü anlaşılmıştır. Çocuklarımızda böyle durumlarla karşılaştığımızda bu gibi nedenleri de irdelemekte fayda vardır. Bu davranışından çocuğu caydırmak, neden bu kişinin davranışının taklit edilmemesi konusunda onu karmaşaya düşürebilir.

Örneğin bir çocuğun, annesinin makyaj yapması ya da babasının traş olması gibi günaşırı yaptığı faaliyetleri gözlemlemesi tabii ki çocuk için zararlı değildir. Çocuklar gözlemleyerek, taklit ederek ve çoğu zaman sorular sorarak etrafındaki dünyayı öğrenmeye çalışırlar. Taklit ettiği davranışların çocukken değil, anne ve baba olunduğunda sergilendiğini ve çocukların da büyüyünce bu davranışları sergileyebileceğini onlara anlayacakları bir şekilde anlatmalısınız. Eğer bir çocuk ailesine "neden" sorusunu sorarsa aile çocuğa olabildiğince açık şekilde cevap vermelidir. Neden anneler makyaj yapar, neden babalar traş olur? Unutmayın çocuklar hep mantıklı sorular sorarlar. Onlara küçük oldukları için geçiştirerek cevap vermeyin ve akıllarını karıştırmayın.

Bu demek oluyor ki, eğer oğlunuz bebekle ya da kızınız arabalarla oynuyorsa cinsiyetle alakası olmayan başka bir şeylerin etkisi olabilir. Çocuk, davranışın ne anlama geldiğini bilmeden yetişkin davranışını taklit edebilir. Güvenli ve kontrollü bir yolla çevrelerindeki dünyayı daha iyi öğrenmek için roller alıp, bu rolleri oynayabilirler. Ne yaparlarsa yapsınlar çevrelerindeki dünyayı keşfetmek için cesaretlendirilmelidirler.

Eğer çocuğu nedenini açıklamadan bu davranışından caydırmak isterseniz, neden o davranışı gerçekleştirmemeleri gerektiğini anlayamaz. “Neden anneler makyaj yapar, babalar yapmaz?” ya da “Neden erkekler etek giymez?” gibi sorulara hazırlıklı olunmalıdır. Eğer çocuklar yeni şeyleri keşfetmeye cesaretlendirilirse kadın ve erkeğe özgü davranış biçimlerini gözlemlerler ve ailelerinin yardımıyla kendi sınırlarını çizerler.

Özet olarak;

• Çocuklarınızın dünyalarını deneyerek öğrenmesine izin verin. Onları kendi belirlediğiniz normlar doğrultusunda davranmaları için zorlamayın.

• Gerçekten bir şeylerin yolunda gitmediğini ve gereksiz yere panik yapmadığınızı düşünüyorsanız muhakkak bir uzmana başvurun.

• Ona zorluk çıkarmak yerine sevgiyle yaklaşın.

• Sordukları soruları anlayışlı ve sabırlı bir şekilde, onları geçiştirmeden cevaplayın.

• Çocukla ilgili endişelerinizi yakınlarınızla paylaşırken onun bu konuşmaları duymamasına özen gösterin. Profesyonel yardım alırken onun utanacağı, küçük düşeceği şekilde konuşmaktan kaçının.

• Unutmayın aşırı tepki göstermek, azarlamak ya da ceza vermek hiçbir zaman çözüm olmayacaktır. Hatta durumu iyice içinden çıkılmaz hala sokabilirsiniz.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:27 Şubat 2011

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.