UYKU SORUNLARI İHMALE GELMEZ!

UĞUR İLYAS CANBOLAT

Uyku sorunları çocukluk yaşlarından yetişkinliğe uzanan bir çizgide her zaman yaşanabilmektedir.

İleri yaş uykusuzlukları da bilinmektedir. Yaşam kalitesini bozan uyku sorunları kişinin iş başarısını düşürdüğü gibi insanı asabileştirebilmekte ve çevresi tarafından kaçınılan insan durumuna sokabilmektedir. Uykunun kaliteli olması yaşamında kaliteli olmasında önemli bir etken. İş ve hayat başarısı isteyen kişiler uyku hijyeni ve kalitesine önem verilmelidir. Uyku sorunları ne zaman başlar, nasıl gelişir, ne gibi fiziksel ve psikolojik sorunlara sebebiyet verir sorusu herkesin aklında artık. Trafik kazalarının sık yaşanıyor olması uykusuzluğa bağlı gelişen dikkat eksikliğinin bir sonucu değil mi? İhmal edilen ama bedeli yüksek olabilen istenmeyen sonuçlar doğurabilen bu konuyu Memory Center Nöropsikiyatri Merkezi konsültasyon liyezon psikiyatrisi uzmanı Prof. Dr. Kemal Arıkan açıkladı.

-Uyku bozukluğu tanısı nasıl konuluyor?

Klinik bulgular ve polisomnografi yoluyla koyulmaktadır.

-Burada EEG'nin yeri nedir?

EEG uyku sürecini analiz etmek için elimizdeki hemen hemen tek olanaktır.

-Peki uyku EEG'si burada farklı veriler mi sunar?

Evet. Her uyku bozukluğu için uykunun bir aşamasında patoloji vardır.

-Uyku laboratuarı uyku bozuklu tedavisinde önemsenmeli midir?

Elbette. Uyku bozukluklarının tanısında uyku laboratuarı kaçınılmaz bir öneme sahiptir.

-Kişinin kendisinin de durumunu görmesi açısından uygulanan testler var mıdır?

Evet. Uyku laboratuarında elde edilen veriler hipnogram adı altında bir çıktı sağlar. Buna bakan kişi kendi uyku düzeni hakkında bilgiye kavuşur. Ve tedaviyle ortaya çıkan değişimi izleyebilir hale gelir.

-Uyku sorunu yaşayan kişinin bu durumu ne zaman uyku bozukluğu noktasına gelir?

Klinik olarak hemen her uyku bozukluğunun özgün semptomları vardır. Bunlar genel olarak; aşırı uyku hali, uykusuzluk ya da patolojik uyku şeklinde tezahür eder. Söz konusu bulgular kişinin yaşamını etkiler hale geldiğinde artık olay bozukluk noktasındadır.

-Liyezon psikiyatrisinde uyku bozukluğunun yeri nedir?

Büyük öneme sahiptir. Zira hemen her psikiyatrik bozukluk bir şekilde uyku kalitesini bozmaktadır. O noktada ayırıcı tanı için nöroloji, göğüs hastalıları ve KBB başta olmak üzere diğer tıp disiplinleri ile psikiyatrinin işbirliğine girmesi gerekir ki orada karşımıza konsültasyon-liyezon psikiyatrisi çıkmaktadır.

-Hocam uyku sorunları tedavisinde pek çok insanın kafası karışık durumda. Uyku bozukluğu yaşayan kişiler göğüs hastalıkları uzmanına mı, nörologa mı, psikiyatri uzmanına mı müracaat etmelidir?

Tüm o branş hekimlerinin işbirliği yapması gerekir. Hastalar ise işe psikiyatriden başlayabilir.

-Terapistinde tedaviye katılmasını gerekli görür müsünüz?

Elbette. Uyku bozukluklarının altında çoğu zaman özgün psikiyatrik bir sendrom vardır. Öyle bir durumda terapistin devreye girmesi psikiyatrik tabloya dair kişide iç görü kazanmaya hatta bazen terapötik etkiye yol açmaktadır.

-Uyku bozukluğunda yaş faktörü var mıdır?

Vardır. Belirli uyku bozuklukları belirli yaşlarda daha sık ortaya çıkmaktadır.

-Yaşlılıkta yaşanan uykusuzluğu da uyku bozukluğu spektrumunda mı değerlendiriyorsunuz?

Eğer kişinin yaşam kalitesini bozuyorsa evet.

-Uyku bozukluğunun tetiklediği hastalıklar nelerdir ?

Birçok psikiyatrik hastalık sayılabilir. Bunlardan en sık karşımıza çıkanı depresyondur.

-Peki hangi bozukluklar daha çok uyku bozukluğuna sebep olmaktadır?

Yukarda da ifade ettiğim gibi hemen tüm psikiyatrik hastalılar uyku bozukluğu ile birlikte gitmektedir. Hatta depresyona özgü hipnogram depresyonun bilinen en ünlü biyolojik işareti olarak kabul edilir.

-Uyku bozukluğunun hayat kalitesini olumsuz etkilediği, çalışma performansını düşürdüğünü söyleyebilir miyiz?


Kesinlikle…

-Hocam uykusuzluk en çok kişinin asabi davranışlarıyla ortaya çıkıyor sanırım günlük hayatta?

Doğrudur. İnsomnianın en önemli klinik bulgularından birisi sinirliliktir. Kişiyi sabırsız ve impülsif yapmaktadır.

-Yaşanan trafik kazalarında uyku sorunlarının yeri önemli olsa gerek değil mi?

ABD'de yapılan araştırmalar gösteriyor ki, örneğin nakolepsi trafik kazalarının en başta gelen sebepleri arasındadır.

-Uyku ve solunum arasındaki ilişki nedir?

Bunun klinik önemi uyku apnesi denilen tablodur. Bazı insanlar uyku sırasında uzun sürelerle nefes alıp verememektedir. Hayati önem taşıyan bu meselenin ivedilikle çözümlenmesi gerekmektedir.

-Kaygılı bir hayatı olan, iş stresini yoğun yaşanların uykuları nasıl etkilenir?

Bu gibi durumlar genelde uyku hijyenini bozmaktadır. Uykuya dalma güçlüğü, geceleri sık uyanma vb uyku bozukluklarına yol açmaktadır. Kişi normal uykuya geçiş için gereken minimum relaksasyonun sağlayamamaktadır. Aklında sürekli olarak işleri ardır.

-Uykusuzluk mu depresyon nedenidir yoksa depresyon mu kişi uykusuz yapar?

İkisi de doğrudur. Depresyon-uyku ilişkisi karşılıklıdır.

-Çok uyumak bir sorun herhalde ama uyuyamamakta aynı şekilde?

Elbette. Hatta, az uyumak dediğimiz insomnia tablosu çok uyumak denilen hipersomniadan daha fazla rastlanan bir uyku bozukluğudur.

-Uykunun kaliteli olması kişiye neler kazandırır?

Uyku kalitesinin iyi olması genel olarak yaşam kalitesini yükseltir. Kişi hayatı daha fazla sever, bağlanır. Performansı yükselir.

-Uyku süresinin standart bir saati var mıdır? Bu kişin ihtiyacına göre mi şekillenir?

Kişiye göre değişmekle beraber ortala 6-8 saat sürmesi gerekir.

-Coğrafyanın uykuya etkisinden bahsedebilir miyiz?

Gün ışığı ritmi uyku ritmini etkiler. Dolayısıyla coğrafya ile uyku düzeni arasında belirli bir ilişki olması beklenir.

-Uyku teröründen bahsedebilir miyiz?

Evet uyku terörü denilen tablo uykunun belirli bir aşamasında ortaya çıkan kabuslarla giden bir uyku bozukluğudur. Kişiyi şaşkına çevirir ve yaşam kalitesini ileri derecede bozar.

-TV ve bilgisayarın uykuya etkisi nedir?

Uyku hijyenini bozabilirler.

-Doğru ve hijyenik bir uyku için neler önerirsiniz?

Belirli bir saatte yatmayı, belirli bir saatte kalkmayı, oda ısısını hafif serin tutmayı, uykuya dalmadan önce 1-2 saat öncesinde herhangi bir çay kahve vb stimulan almamayı öneririm.

-Uykusu kaçan kişiler ne yapmalıdır?

Yatağı sadece uyku için kullanmayı öneririm! Yani uykumuz gelsin diye saatlerce yatakta beklemek yararsızdır. En iyisi kalkıp hafif bir kitap okumak, ya da bir bardak ılık süt içmek sonra tekrar uyumaya çalışmak ilk aklıma gelen öneriler.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:15 Ocak 2009

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.