Tatilde ruhsal durumunuzu etkileyen yiyecekler

Tatilde, tatilden sonra ve doğumdan sonraki ilk birkaç ay kendinizi kötü hissetmeniz, hiç de anormal bir durum değildir. İşte ruhsal durumunuzu etkileyen yiyecekler.

Vücudunuz, doğum yapmanın ardından fiziksel olarak iyileşmeye çalışmaktadır. Bunun yanında hormonal değişiklikler ve ailenize katılan yeni üyenin yani bebeğinizin hayatınıza kattığı değişikliklerle de uğraşmaktasınız. Tüm bunlar sizin tükenmenize neden olup, sıkıntı hissetmenize yol açarlar. Yapılması gereken işler listesinde kendi karnınızı doyurmanız belki de sonlarda yer alır. Ancak sağlıklı yiyecekler yiyerek ve düzgün bir diyetle ruhsal durumunuzu ve enerjinizi düzeltebilirsiniz. Eğer doğum sonu depresyon veya lohusalık hüznü varsa bunu doktorunuza anlatın. Bu tür durumlar ciddi olabilirler ve sağlıklı bir diyet yaparak düzelmesi mümkün olmazlar. Tedavide bazı ilaçların kullanılması gerekebilir. Uykusuzluk, iştahta değişiklik, sürekli ağlama krizleri ve üzüntü duyulması gibi belirtiler ve kendinize veya bebeğinize zarar verme hisleri varsa doktorunuza hemen haber verin.

OMEGA 3 YAĞI

Omega 3, daha çok balıklarda ve biraz da bazı kuru yemiş ve bazı tohumlarda bulunan bir yağdır. Omega 3 yağının etkileriyle ilgili çalışmalar halen devam etmesine karşın erken bulgulara göre balık tüketimi fazla olan topluluklarda depresyon görülme oranı daha azdır. Aynı şekilde yeni anne olmuş kadınlardaki doğum sonu depresyon da daha az oranda görülmektedir. Bu yüzden yeni doğum yapmış kadınlara somon balığı, ceviz ve keten tohumu gibi omega 3 yönünden zengin gıdaların tüketimi tavsiye edilmektedir. Böylece beyin fonksiyonlarının güçleneceği ve depresyonu atlatmaya yardımcı olacağına inanılmaktadır.

Çoğu uzman günlük 1000 mg omega 3 yağının tüketilmesini tavsiye etmektedir. Bu miktarı alabileceğiniz yiyecekler ise şöyledir; 2 çay kaşığı ceviz yağı 2,5 çay kaşığı kanola yağı 1/3 çay kaşığı keten tohumu yağı 50-70 gr somon balığı 40-50 gr ringa balığı 100 gr ton balığı 15 gr ceviz Omega 3 ile zenginleştirilmiş yumurtalar da bir seçenek olabilirler. Ayrıca yiyeceklerden almak zor oluyorsa tablet şeklinde almak da mümkündür. İçerdikleri civa nedeniyle fazla balık tüketmek de doğru olmayabilir. Omega 3 tabletleri genelde balık yağlarından elde edilirler ve emziren anneler açısından güvenilir olarak değerlendirilirler. 2001 yılında yapılan analizlerde bu tabletlerin içinde civa tespit edilememiştir. Fakat diğer balık yağı kapsüllerinden fazla tüketmeniz tavsiye edilmez.

Çünkü içinde fazla miktarda A ve D vitaminlerinden bulunmaktadır. Omega 3 tabletlerinden alacaksanız içinde kaç mg omega 3 yağ asidi bulunduğuna dikkat edin. 300 veya 500 mg olabilirler. Bunlardan günlük 900 veya 1000 mg olacak şekilde iki veya üç adet alabilirsiniz. Bu tabletleri gün içine dağıtırsanız ishal, şişkinlik ve bulantı gibi yan etkileri en aza indirmiş olursunuz.

PROTEİN KONUSUNDA CİMRİLİK ETMEYİN

Özellikle bu dönemde yeterince protein almanız çok önemlidir. Serotonin adı verilen maddeyi üretmek için süt ve süt ürünleri, et, soya ve balık gibi yiyeceklerde bulunan proteinlere beynin ihtiyacı vardır. Serotonin, beyinde yatıştırıcı etkiye sahip bir maddedir. Serotonin üretimi sırasında karbonhidratlar da önemlidirler. Bu yüzden dengeli beslenme her zaman için yapılması gereken bir diyettir. Protein almanız için sabahları kahvaltıda yumurta, öğlenleri hindi veya dana eti, ara öğünlerde yoğurt veya peynir gibi yiyeceklerden tüketebilirsiniz. Proteinin günlük tüketilmesi gereken miktarı emziren anneler için 70 gr, emzirmeyen anneler için ise 45 gr dır. Değişik gıdalardan alabileceğiniz protein miktarları ise şöyledir; 100 gr tavuk, hindi veya kırmızı et: 25 gr protein 100 gr balık eti: 20 gr protein 3 büyük yumurta: 20 gr protein 2,5 bardak süt: 20 gr protein 100 gr peynir: 15 gr protein 2 kase yoğurt: 22 gr protein 6 yemek kaşığı fıstık yağı: 24 gr protein 1,5 kase pişmiş mercimek: 27 gr protein 1,5 kase pişmiş kuru fasulye veya barbunya: 18-22 gr protein

BOL SIVI TÜKETİN

Susuzluk hüzün duygusunu daha da artırabilir. Gerçekten de susuzluğun belirtileri arasında halsizlik  ve sıkıntı bulunmaktadır. Bu yüzden günde 8 bardak su içmeye özen gösterin. Su içmek için susamayı beklemeyin. Çünkü susadığınız zaman zaten hafif susuzluk bulguları başlamıştır bile. Özellikle doğumdan sonraki ilk günlerde emzirme nedeniyle susuzluğunuz biraz daha fazla oluşacaktır. Emzirmeye başlamadan önce büyük boy bir bardak su veya meyve suyunu içmek iyi olur.

ALKOL ALMAYIN

Sizi hemen rahatlatacak bir içecek olsa da alkol almamaya çalışın. Arada bir alınacak, bir kadeh şarabın çok zararı olmasa bile sürekli alınması durumunda uyku düzeninizi  ve ruhsal durumunuzu bozabilir. Ayrıca emzirmenizi de etkileyebilir. Alkolizm ve depresyon genelde beraber bulunurlar. Bu tür probleminiz varsa doktorunuza danışmanızda fayda vardır.

KAFEİN ALIMINIZI SINIRLAYIN

Bir veya iki fincan kahve içerek sabah ayılmanız daha kolay olabilir. Ancak bu kahveler aynı zamanda gece uykularınızı da kaçırabilir. Ayrıca sıkıntılı zamanlarda daha ajite, huzursuz ve hassas olmanıza da neden olacaklardır. Bunun yanında bebeğinizi de emziriyorsanız günlük 300 mg kafeini aşmamanız gereklidir. Bu da 2 veya 3 fincan kahveye denk gelir. Eğer kafein bağımlısı bir kişiyseniz birden bire kafeinden uzaklaşmanız durumunda baş ağrısı, halsizlik ve huzursuzluk hissedebilirsiniz. Bu yüzden fazla miktarda kafein tüketiminiz varsa bunu yavaş yavaş azaltmanızda fayda vardır. Bu arada kafeinsiz içeceklerden tüketmenizde sorun olmaz.

VİTAMİNLERİNİZİ UNUTMAYIN

Her ne kadar vitaminler sağlıklı ve sebze-meyveden zengin bir diyetin yerini tutmasa da bazen sadece yemek yiyerek, ihtiyacınız olan besleyici maddeleri alamayabilirsiniz. Özellikle yeni doğum yaptığınız zaman ilk aylarda oldukça yoğun olursunuz ve yemek yemeye bile vakit bulamayabilirsiniz. Bu yüzden takviye olarak vitamin almanız iyi bir fikir olabilir. Gebeler için üretilmiş olan vitaminlerin içinde genelde demir miktarı biraz daha fazladır. Çünkü gebelik döneminde ve doğumda demir depoları boşalır. Demir seviyesinin düşmesi de sizde halsizlik ve bitkinliğe, kendinizi kötü hissetmenize neden olur. Bunun yanında A, C ve E vitaminleri gibi antioksidan maddeler de beyin fonksiyonlarının iyi çalışması için önemlidirler.

İŞTAH DURUMUNUZU SORGULAYIN

Yeni doğmuş bir bebeğiniz varsa ilk aylarda öğün atlamanız ve yemek yemeyi unutmanız oldukça normaldir. Fakat nadiren acıkıyorsanız ve yemek yemek için kendinizi zorluyorsanız iştahınızda azalma var demektir. İştah kaybı da depresyonun belirtilerinden birisi olabilir. Bunun yanında kötü beslenme de, ruhsal sorunların artmasına neden olacaktır. Vücudunuzun düzenli ve dengeli beslenmeye ihtiyacı vardır. Bu şekilde kan şekeri düzeyiniz düzgün seviyede seyredecektir. Aksi durumda ruhsal açıdan etkilenmeniz mümkündür. Eğer kendinizi sürekli yemek yemeye zorluyorsanız, bunu doktorunuza anlatın.

HÜRRİYET AİLE  


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:31 Temmuz 2012Yayınlanma Tarihi:03 Ağustos 2012

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.