Sınıf atlamak ne kadar kolay?

Diğer ülkelere oranla İngiltere’de sınıf ayrımlarına daha mı çok önem veriliyor?

Çayı, keki ve sürekli havadan söz edilmesinin yanı sıra sınıf sistemi de çoğu insanın gözünde İngiltere’nin başlıca özelliklerinden biridir.

İngiliz sosyolog Richard Hoggart bir zamanlar şöyle yazmıştı: “Sınıf farklılıkları ortadan kalkmaz; sadece yeni biçimler alır. Her on yılda bir kendimizi aldatırcasına sınıfları gömdüğümüzü ilan ediyoruz; ama her defasında tabut boş aslında.”

Dış basına bakıldığında katı bir sınıf sisteminden söz edildiğini görürüz, özellikle ABD gibi yetenek, çaba ve hırsla her şeyin mümkün olduğunun öğretildiği yerlere kıyasla.,

Peki bu düşünce ne kadar doğru? İngiliz sınıf sistemi eskiden olduğu kadar güçlü mü hala? Eski sınıf ayrılıkları eskiye mi özgü? Bu soruları kesin bir biçimde yanıtlamak oldukça zor; ama son veriler ilginç açıklamalar içeriyor.

Hoggart’ın da dediği gibi yazarlar 20. yüzyıldan bu yana İngiliz sınıf sisteminin ölüm çanlarının çalındığını söylüyor.

Sınıf sisteminin yapısı değişmiş olsa da bugün toplumda hala sosyal, kültürel ve ekonomik sermaye olarak farklı seviyelere denk düşen belirgin katmanlar var.

'KORUYUCU DUVARLAR'

BBC’nin yaptırdığı ve eğitim, ücret, meslek ve mülkiyet faktörlerini göz önünde bulunduran sınıf anketi toplam yedi farklı sınıf tespit etti: Elitler, yerleşik orta sınıf, teknik orta sınıf, yeni varlıklı işçiler, geleneksel işçi sınıfı, gelişmekte olan hizmet işçileri, güvencesiz çalışanlar. Ankete göre elitler nüfusun yüzde 6’sını teşkil ederken işçi sınıfı ve orta sınıflar geniş bir yelpaze oluşturuyor.

Belki de sorulması gereken asıl soru sınıf farklılıklarının olup olmadığı değil, sınıf atlamanın mümkün olup olmaması. Başka bir deyişle, nasıl bir aileden geldiğimiz gelecekte ne kadar başarılı olacağımızı ne ölçüde belirliyor?

Bu konudaki genel kanı şu: Eğitim ve sosyal refah olanaklarının gelişmesi sınıf atlama ihtimalini artırmış olsa da her şey bu kadar kesin çizgilerle ayrılmış mıdır? İngiliz yönetmen ve prodüktör Michael Apted 1964’te televizyon için bir belgesel çekiyordu. Farklı ailelerden yedi yaşındaki 14 çocuğun yaşamı yedi yılda bir filme çekiliyordu. ‘Seven Up’ adlı ilk programda çocuklar tanıtılmış, Londra’da bir hayvanat bahçesine götürülmüştü.

Çocuklardan bazısı disiplinli bir çalışma sonucunda bulundukları ortamdan daha iyi ortamlara girmişti. Biri başarılı bir fizikçi olup Amerika’ya gitmiş, biri üniversitede kütüphaneci olmuştu. Ama genel olarak bu belgeselde büyük bir başarı hikayesi çıkmamıştı.

Belgeselin son programı ‘56 Up’ New Yorker adlı Amerikan dergisinde şöyle değerlendiriliyordu:

“İngiliz sınıf sisteminin her seviyesinde koruyucu duvarlar var, ama aynı zamanda –en azından Amerikalıların gözünde- içinde bir uyuşukluk da barındırıyor. Apted’in belgeselindeki hiç kimse alkol ya da uyuşturucu bağımlısı olmamıştı, ama her bireyin sonunda ne olacağı belliydi: işçi sınıfından gelme çocuklar biraz gelişme göstermiş, zenginler zengin kalmaya devam etmişti.”

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı OECD’nin 2010’da yayımladığı bir raporda, çeşitli sınıf atlama ölçütleri bakımından İngiltere en geri ülkeler arasında yer alıyordu. Ailenin zenginliği çocuğun yüksek eğitimini ve iyi bir ücret almasını etkileyen en önemli faktörler arasında yer alıyordu.

BBC TÜRKÇE


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:29 Eylül 2018Yayınlanma Tarihi:08 Nisan 2016

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.