Sıcaklar uykunun kalitesini etkiliyor

Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Levent Öztürk, sıcak bir ortamda uyumaya çalışmanın, uykuya dalmayı ve uykunun ilk bölümünü etkilediğini, uykunun kalitesini bozduğunu söyledi.

Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Levent Öztürk, sıcak bir ortamda uyumaya çalışmanın, uykuya dalmayı ve uykunun ilk bölümünü etkilediğini, uykunun kalitesini bozduğunu söyledi.

Öztürk, ağustos ayının ikinci yarısında çok sıcak günler yaşandığını belirtti. Sıcağın birçok vücut işlevine etkisi olduğunu ifade eden Öztürk, sıcaklar nedeniyle kaliteli bir uyku uyunamadığını vurguladı. Erişkin bir insanın vücut sıcaklığının 37 santigratta korunması gerektiğini aktaran Öztürk, şöyle devam etti: "Yaz kış vücut sıcaklığımız sabittir. Sıcak ortamlarda uyanıkken terleyerek, ince giyerek ve çeşitli önlemlerle vücut sıcaklığımızı sabit tutabilmekteyiz. Uykuda durum biraz faklıdır. Uyku kalitesi hem sıcaktan hem de soğuktan etkilenebiliyor. Bilimsel araştırmalar, 14 ve 24 derece arasındaki ortam sıcaklıklarında uykumuzun pek bozulmadığını gösteriyor ancak ortam sıcaklığı 14 derecenin altına düştüğünde ya da 24 derecenin üzerine çıktığı zaman uykunun kalitesi etkileniyor." Öztürk, uyku kalitesinin ertesi gün yapılan işleri, günlük performansı, uyanıklığı, dikkati, öğrenme gücünü etkilediğini vurguladı.

UYKU SORUNLARINIZI ÇÖZÜN

"UYUYANIN ÜZERİNE KAR YAĞAR" Pror. Dr. Öztürk, vücut sıcaklığının düzenlenmesinin de kaliteli bir uyku açısından önemli olduğunu söyledi. Kişinin vücut sıcaklığının 24 saat içerisinde dalgalanmalar gösterdiğini anlatan Öztürk, şöyle konuştu: "Gece uykuya dalacağımız zaman vücut sıcaklığında bir azalma olması gerekiyor. Deri, sıcaklığını arttırarak iç bölgelerdeki sıcaklığı dışarı atıyor. Böylece iç bölge sıcaklığı düşüyor ve uykuya dalma kolaylaşıyor. Eğer sıcak bir ortamdaysak vücut, sıcaklığını kaybetmeye çalışsa da bunu başaramıyor. Uykuya dalma problemleri ortaya çıkıyor. Sıcak bir ortamda uyumaya çalışmak öncelikle uykuya dalmayı, uykunun ilk bölümünü etkiliyor ve uykunun kalitesini bozuyor." Öztürk, uykunun kendi içerisinde farklı evreleri olduğunu, rüyalarla ilişkili evrede insan vücudunun kendi sıcaklığını düzenleme yeteneklerinde azalma görüldüğünü ifade ederek, "Bunun pratikteki kavramı şu. Uyuyanın üzerine kar yağar. Şöyledir aslında uyku halindeyken oda sıcaklığı neyse vücut da ona göre uyum sağlamaya başlıyor" diye konuştu. Öztürk, erişkinler için oda sıcaklığının 16 ile 19 derece arasında olmasının ideal uyku sıcaklığı olarak kabul edildiğini, 0-1 yaş grubu bebekler için de oda sıcaklığının 20-22 derece tutulması gerektiği söyledi. Sıcak bir ortamda sırtüstü ya da yüzüstü yatmak yerine yan yatmanın uykuya dalmada avantaj sağladığını belirten Öztürk, vücut hava aldığı için yan yatan kişinin uykuya daha çabuk dalabildiğini belirtti. "UYURKEN KLİMA KAPATILMALIDIR" Öztürk, sıcak havalarda 0-1 yaş grubu bebeklerin odasında klima yerine vantilatör kullanılmasının uygun olduğunu, vantilatörlerin odayı soğutmadığını sadece odanın havasını değiştirdiğini söyledi. Odadaki havanın devir daim yapılarak değiştirilmesinin bebeği rahatlattığını aktaran Öztürk, şunları kaydetti: "Klima yerine vantilatör kullanılmasının ani bebek ölümlerini de azalttığı gözlenmiştir. Erişkinlerde de uyku öncesinde klimayla odayı soğutmak ve uyurken klimayı kapatmak gerekiyor. Bu yöntem uykuya dalmayı da kolaylaştıracaktır. Gece boyunca klimayı sürekli çalıştırmak ve odayı sürekli soğutmak yarardan çok zarar getirebilir. Derin uyku sırasında özellikle gecenin ilk evresinde vücudun terleme oranı en yüksektir. Bu terlemeyle soğuğun üzerimize vurması üşütme gibi rahatsızlıklara yol açabilir." A.A