Psikiyatri uydurma mı?

'Ruh hastalıkları diye sınıflandırılan rahatsızlıkların büyük bir bölümü uydurmadır' açıklamasına cevap.

49134_729158751_213_n Gazetedeki köşesinde geçtiğimiz hafta, "Gerçekte akıl ve ruh hastalıkları diye sınıflandırılan rahatsızlıkların büyük bir bölümü uydurmadır, yani hastalık değildir." Şeklinde bir yazı kaleme alan yazar Metin Münir, yazısıyla psikiyatri camiasında tartışmalara neden oldu. Münir'in bilimi hiçe sayan bu yazısına ise tepkiler gecikmedi. Yrd. Doç. Dr. Oğuz Tan,  haber7'deki köşesinde Münir'in yazısını değerlendirdi. Haber7.com internet sitesindeki "Ağrı dindirmek Allah sanatıdır" başlıklı yazısında Memory Center Nöropsikiyatri Merkezi Dr. Tan Metin Münir'in yazısının ardından kendisine söz düştüğünü söyleyerek konuyu değerlendir. Tan'ın haber7.com'daki yazısı ise şöyle. AĞRI DİNDİRMEK ALLAH SANATIDIR Geçen hafta Milliyet'te Metin Münir'in Psikiyatrinin Uydurma Hastalıkları başlıklı bir yazısı yayınlandı. Bu yazıda özetle şu iddialar yer alıyordu: 1-  Psikiyatrik hastalıkların çoğu, hekimler ve ilaç firmaları tarafından, daha çok para kazanmak amacıyla uydurulmuştur. 2-  Amerikan Psikiyatri Derneği tarafından yayınlanan ünlü Akıl Bozukluklarının Tanısal ve İstatistikî El Kitabı'nın 1968 baskısında 168 ruhsal bozukluk varken 2000'de bu sayı 365'e çıkmıştır. 3-  Psikiyatrik hastalıkların beyin kimyasının bozukluğundan kaynaklandığı ileri sürülür, ama bu ispatlanamamıştır. 4-  Hastalara bol bol ilaç verildiği halde ilaçların bu hastalıklarda etkili olup olmadığı belli değildir ve yan tesirleri çoktur. Bir psikiyatri uzmanı olarak, bu konuda bana söz düştüğünü, bu iddiaları cevaplamam gerektiğini düşünüyorum. Psikiyatrik hastalıkların en meşhuru olan depresyondan, tıbbın babası Hipokrat'ın 2500 sene evvel yazdığı eserlerde bile bahsedilir. Hipokrat depresyona melankoli adını vermiştir ve dalak tarafından üretilen kara safranın fazlalığından kaynaklandığını öne sürmüştür. Böyle bir salgı olmadığı sonraki yaklaşık 2000 yıl sonra anlaşıldı, ama kadim Yunan'ın bilgin ve filozoflarını önemli kılan, yanılsalar bile, tabiiî hadieseleri yine tabiî sebeplerle izah etmeye çalışmalarıydı. İslâm medeniyetinin parlak dönemlerinde yaşayan İbn-i Sînâ gibi tabipler de depresyonu tanıdılar ve bu hastalığa mâlihülyâ ismini koydular. Osmanlıca yazmalarda da mâlihülyâ ve tedavisiyle ilgili sayfalar vardır. İngiliz doktor depresyon üzerine Robert Burton 1621'de Anatomia of Melancholia adlı bir eser yazdı. 2500 yıl önce yaşayan Hipokrat, 1000 yıl önce yaşayan İbn-i Sînâ ve 400 yıl önce yaşayan Burton da belki para kazanmak için, ilaç firmalarıyla işbirliği içinde, şarlatanlıklar yapmış olabilirler; ama yine de 'Psikiyatristler hastalık uyduruyor' demeden önce biraz durup düşünmek gerekir. Ruhsal bozuklukların sayısının arttığı doğrudur.. Bunun kabaca iki sebebi vardır: 1- Bilimin her alanında olduğu gibi psikiyatride de bilgi giderek artmıştır. Behçet hastalığı eskiden de vardı; ama Hulûsi Behçet bazı cilt ve göz rahatsızlıklarını aynı anda gösteren hastalarda, aslında bunun tek bir hastalıktan kaynaklandığını ortaya koymuş ve bu hastalığa onun adı verilmiştir. Hulûsi Behçet hastalık uydurmamış, varolan hastalığı tanımlamıştır. Eskiden adı konmayan psikiyatrik hastalıklar için de bu durum geçerlidir. 2- Biz hekimlerin gönlünü okşayan Latince bir söz vardır: Sedare dolorem opus divinum. Türkçesi, Ağrı dindirmek Allah sanatıdır.  Eskiden psikiyatristlerin ilgi alanına girmeyen şikâyetlerle başvuran hastalar giderek artmaktadır. Dolayısıyla bu şikâyetlere çözüm bulmak ihtiyacı doğmaktadır. Halk arasında kilitlenme olarak bilinen ve cinsel birleşmeyi imkânsız kılan vajinismus, erkeklerde erken boşalma gibi seksüel problemler buna örnek verilebilir. Psikiyatrik hastalıkların beyin bozukluğu olmadığı iddiasına gelince... Hans Berger adlı Alman psikiyatri ve nöroloji uzmanı, daha 1924'te, insanların kafasına elektrotlar bağlamış ve beyin dalgalarını kaydetmişti. Buna elektroensefalogram (EEG) adını verdi. Kendisi de depresyon yüzünden intihar eden Hans Berger'den sonra MR, fonksiyonel MR, PET ve SPECT gibi ileri inceleme yöntemleriyle beyin didik edildi ve istisnasız bütün psikiyatrik bozuklukların ciddî birer beyin hastalığı olduğu ortaya çıktı. Meselâ depresyonun hipokampus adlı beyin bölgesinin, anksiyete (kaygı) bozukluklarının amigdala adlı parçanın işlevlerindeki bozulmadan kaynaklandığı anlaşıldı. Serotonin, adrenalin, dopamin gibi maddelerin insanın duygu, davranış ve düşüncesini yöneten başlıca hormonlar olduğu ortaya çıktı. Psikiyatride kullanılan ilaçlar konusunu ise sonraki bir yazıda ele alalım. YAZIYA BURADAN DA ULAŞABİLİRSİNİZ..


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:25 Temmuz 2023Yayınlanma Tarihi:20 Eylül 2011

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.