Norveç'in 46 yıldır unutamadığı gizemli ölüm
1970 yılının Kasım ayında ıssız Isdalen Vadisi'nde yanmış bir kadın cesedi bulundu. Kadının giysilerindeki etiketler tanınmaması için kesilmiş ve eşyalarının ayırt edilebilir özellikleri yok edilmişti.
Kadının ölümünü araştırmaya başlayan polis, bir dizi kodlu mesaj, kılık değiştirme ve sahte kimliklerle karşılaştı ancak vakayı bir türlü çözemedi.
46 yıl sonra Norveç polisi ve kamu yayın kuruluşu NRK davayı yeniden açmaya karar verdi. Bu Isdalen Vadisi'ndeki kadının ve geride bıraktığı kafa karıştırıcı ipuçlarının öyküsü.
İPUCU BİR: 'ÖLÜM VADİSİ'NDE BİR CESET
1970 yılının 29 Kasım sabahında bir adam ve iki küçük kızı Isdalen Vadisi'nde bir cesetle karşılaştı. Ceset kayaların üstüne serilmiş haldeydi ve kolları yanıklarda sıklıkla rastlanan "boksör" pozisyonundaydı.
Isdalen, yerli halk arasında 'Ölüm Vadisi' olarak biliniyor. Burası Ortaçağ'da insanların intihar ettiği bir yerdi ve 1960'larda da bazı dağcılar siste yürürken burada geçirdikleri kazalarda ölmüştü. Ancak bu kadın tipik bir dağcıya benzemiyordu.
Olay yerine çağrılan ilk polis yetkililerinden biri olan Carl Halvor Aas, BBC'ye yaptığı açıklamada, "Ceset yolun dışındaydı ve yürüyüş için de alışılmışın dışında bir yerdi" diyor.
Aas, "ağır bir yanmış insan eti kokusu" aldığını da hatırlıyor.
Carl Halvor Aas, "Vücut önden tamamen yanmıştı. Yüzünün ve saçının büyük kısmı dahil. Ama vücudun arka tarafında yanık olmaması garipti" diyor.
Aas, kadının, "kendini ateşten geriye doğru atmış gibi" olduğunu ve tanınmaz hale gelecek kadar kötü bir şekilde yandığını da söylüyor.
Carl olay yerine vardığında ölümün üzerinden vakit geçmişti, dolayısıyla cesedin orada ne kadar kaldığına dair bir fikri yoktu.
VE TABİİ KADININ NASIL OLUP DA YANMIŞTI ?
İPUCU İKİ: OBJELER
Polis olay yerinde aralarında kırık bir şemsiye, bir saat, mücevher ve bazı şişelerin de olduğu bir dizi obje buldu.
Olay yeri inceleme ekibinden Tormod Bønes'i derinden etkileyen şey ise objelerin yerleriydi.
Mücevher veya saat, kadının üzerinde değil cesedinin yanındaydı. Tormod Bønes, "Vücudu çevreleyen objelerin yerleştirilmesi garipti. Bir tür ayin gibiydi" diye hatırlıyor.
BBC TÜRKÇE
Paylaş