NEUROFEEDBACK NEDİR?

Neurofeedback epilepsi ile başladı. Uyku bozukluğundan, dikkat eksikliğine ve öğrenme güçlüğüne kadar uzandı.

Neurofeedback, biofeedback disiplini çerçevesinde, beyin dalgalarının eğitilmesiyle uğraşır. Biofeedback, genel olarak insan bedenindeki fizyolojik tepkileri (el sıcaklığı, ter bezleri aktivitesi, solunum sürati, kalp atışı sürati, kan basıncı ve beyin dalgaları paternleri) ölçmek için bir takım araçlardan faydalanan bir tedavi tekniğidir. Bu araçlar, vücut sistemleri üzerinde hastaya geribildirim verir ve hasta daha sonra bu sistemleri nasıl değiştirmesi gerektiğini öğrenir.

Neurofeedback, kişinin kendi beyin dalgalarını değiştirmesine yardımcı olan bir öğrenme stratejisidir. Bu tedavi yöntemi, kişiye kendi beyin dalgalarının karakteriyle ilgili bilgi verilirse, o kişinin kendi beyin dalgalarını değiştirmeyi öğrenebileceği ve bu değişikliklerin genelde kalıcı olacağı ilkesine dayanır. Bu görüşten yola çıkarak, Neurofeedback’in bir çeşit “beyin egzersizi” olduğunu söylemek de mümkündür.

Neurofeedback tekniğinin temelinde, hastanın seanslarda zihin oyunları oynaması yatar. Neurofeedback seanslarında, hasta kafasına (saçlı deriye) yerleştirilen elektrotlar vasıtasıyla bilgisayar cihazına bağlıdır. Elektrotlar, beyinden gelen elektrik paternlerini ölçer, ekrana yansıtır. Beyne herhangibir elektrik akımı vermez. Hasta, hangi beyin dalgası aktivitesinin geribildiriminin yapıldığını bilgisayar monitöründen görebilir. Bilgisayar tarafından sağlanan görsel ve işitsel feedback sayesinde hastalar yavaş dalgaları thetayı, deltayı azaltıp hızlı dalgaları betayı, smr dalgasını yükseltmeyi öğrenirler. Bu process operant şartlanma olarak adlandırılır ki hayatımızın içerisinde birçok alanda bu mekanizmayı kullanırız.

Vücudumuz dışarıdan gelen uyarılara göre kendini yenileme, değişen şartlara daha iyi uyum sağlamak için farklılaşma, adapte olma yeteneğine sahiptir. Örneğin kış aylarında vücudumuz kilo tutma eğilimindedir. Bu kilo tutmadaki amaç ilkel insanlar açısından düşünürsek soğuk ve yemek bulma açısından zorlu bir döneme vücudu adapte etmek amacıyladır.Vücudun depoladığı bu kilolar yağ olarak tutulur.Bu yağ tabakası hem soğuğa karşı bir izolasyon aynı zamanda da aç kalınabilecek uzun ve zorlu kış şartlarında vücuda gerekli enerjiyi sağlayacak bir besin deposu görevi üstlenmektedir.Peki ama bu adaptasyon için sıcak seyreden havanın bir günlüğüne soğuması yeterli olabilir mi? Tabii ki hayır. Böyle bir adaptasyon mekanizmasının beyin tarafından anlaşılması için havaların en az 2-3 hafta soğuk seyretmesi gerekir.

Emziren bir anneyi düşünelim. Bebeği olmadığı döneme göre meme ucundan çok daha fazla uyarı beyne ulaşmaktadır.6 ay boyunca her gün defalarca annesinin memesini emen bir bebek beynin adaptasyon mekanizmalarını harekete geçirebilecek sıklıkta bir uyarıyı beyne iletmektedir. Böyle uzun süreli ve belli aralıklarla gelen bir uyarının sonucunda beyin elbette bir adaptasyon, uyum sürecine girecektir. Nitekim yapılan çalışmalar, emziren annelerin, beynin algılama seviyesi olan korteks tabakasında meme bölgesini temsil eden hücrelerin kapladığı alanın emzirmedikleri döneme oranla çok daha genişlemiş olduğunu göstermiştir.

Neurofeedback tedavisi de benzer şekilde beynin adaptasyon yeteneğini kullanmaktadır. Haftada 2-3 kez uygulanarak harekete geçirilen beynin adaptasyon yeteneği normalden farklı çalışan sinir hücrelerini tekrar normal fonksiyonunda çalışmaya adapte etmektedir. Nöronal ve psikiyatrik hastalıkların bir çoğu da aslında beynin sürekli tekrar eden olumsuz uyarılara bir yanıtıdır.
 

 


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:01 Ekim 2010

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.