Mesafeler aşka engel olur mu?

Hep bir adım geriden gittiğinizi hissedersiniz. Adım atsanız ona ulaşacak gibi olur ama olduğunuz yerde sayarsınız. Üzülür, ağlar, kavga eder ama yine de ayrılamazsınız… Aşkınızı uzaktan yaşamak zorunda kalanlardansanız, bu yazı sizin için!

Kimi ‘gözden ırak, gönülden ırak’ sözünü tekrar edip duruyor, kimi de ‘aşkı bitiren mesafeler değil, bahanelerdir’ diyor. Siz hangi görüşü savunuyorsunuz bilmiyoruz, ama bize göre iki kişinin bir arada olabilmesi mesafelere bağlı değil. Sevgilinizle uzak şehirlerde yaşamanıza rağmen birbirinizi çok sevmek mi isterdiniz yoksa burnunuzun dibinde olmasına rağmen aklınızın ve ruhunuzun başka yerlerde olmasını mı? Peki ya hiç kavuşamayanlara ne demeli? Bir kimseyi uzaktan sevmek, çekilen acıların en büyüğü olsa gerek... Hemen umutsuzluğa kapılmayın sakın! Gelin, bu işi yoluna koyalım...

AYRI ŞEHİRLERDEYİZ

“Neden seninle bir pencere kenarında oturup konuşamıyoruz?” diye soruyor sevdiği kadına Raif Efendi. Kalbini verdiği kadını yanında istediği her halinden belli. Sabahattin Ali’nin 1943 yılında ilk baskısı yapılan kitabı ‘Kürk Mantolu Madonna’, o zamanlardan bu yana güncelliğini hiç yitirmedi. Çünkü içerisinde büyük bir aşkı barındırıyordu. İçine kapanık bir aşık olan Raif Efendi ile güçlü bir kadın olan Maria Puder, yani Kürk Mantolu Madonna, romanı okuyan herkesi tesiri altına aldı kuşkusuz. Berlin’de bir sanat galerisinde tanışan aşıklar, Raif Efendi’nin Türkiye’ye dönmesiyle ayrılmak zorunda kaldı.

Ondan uzaktayken acıların en büyüğünü çekse de Raif Efendi’nin Maria’ya olan aşkı ömür boyu bitmedi. Onu bir kez daha görebilmek için nelerini vermezdi... Kitabı okumayanlar için sonunu söylemeyelim ama bu ve bunun gibi başka örneklerden anlaşılacağı üzere, mesafeler iki kişinin aşkını öldürmeye yetmiyor. Uzaktayken ilişkinizi bitiren şey aslında tam olarak sizsiniz! Evet sizsiniz! Çünkü düşünceleriniz, kaprisleriniz, anlayışsızlıklarınız ya da kıskançlıklarınız ilişkinin köpek balığı gibi. Ne kadar çoğalırlarsa, duygularınızı o kadar çok yiyip bitiriyorlar. Uzak mesafelerle ilgili belki de en önemli düşünce, ilişkideki heyecanın ölme olasılığı.

Üsküdar Üniversitesi NPİstanbul Nöropsikiyatri Hastanesi’nden Uzm. Psk. Nazende Ceren Öksüz, mesafenin ilişkideki heyecanı öldürdüğü düşüncesini doğru bulmadığını şöyle anlatıyor: “Bir ilişkide neyin heyecan uyandırıcı olduğu yalnızca o ilişki içerisinde belli oluyor. Bazen mesafeler heyecanı taze tutabiliyor. Bir ilişkide heyecanı taze tutmak için, kişilerin birbirlerine sürpriz yapmak gibi değerli kılacak şeyler yapması çok güzel.

Fakat yeterli olmayabilir. Sağlıklı bir ilişkide çiftlerin kendi muhasebelerini yapmaları ve günlük yaşamlarını sağlıklı sürdürebilmeleri için bir alana ihtiyaçları var. Örneğin çiftlerin ortak paylaştıkları şeyler gibi tek başlarına yaptıkları ve zevk aldıkları aktivitelerin de olması gerek. Tartışmalarda ortak dil oluşturmak da ilişkiyi sağlıklı kılacağı gibi heyecanı -ilişki doyumunu- taze tutar.” Eğer sevgilinizi ya da eşinizi çok seviyor, ondan hiçbir zaman ayrılamayacağınızı düşünüyorsanız, aşkınızdan vazgeçmemek adına mesafelere ‘tamam’ dediyseniz, büyük bir sözleşmeye imza atmışsınız demektir. Bundan sonra bu anlaşmayı feshetmek, sadece sizin ve karşınızdakinin ellerinde. İçinizde o gücü bulabilirseniz bu hasrete dayanabilir, ‘yapamıyorum’ derseniz pes edip yollarınızı ayırabilirsiniz. Eğer seçeneğiniz birincisi olursa karşınızdakine umut verdiğinizi hatırlayıp sözünüzün hakkını verin ve sevgilinizi aldatmayın. Merak etmeyin, kalbiniz birbiriniz için çarparsa bu aşk bitmez!


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:05 Ağustos 2014

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.