Kürtaj hak mı günah mı
Son günlerin çok tartışılan daha da tartışılacağa benzeyen konusu kürtaj psikiyatri camiasının da dikkatini çekiyor. Kürtaj hak mı günah mı? İşte uzman görüşleri.

Son günlerin çok tartışılan daha da tartışılacağa benzeyen konusu kürtaj psikiyatri camiasının da dikkatini çekiyor. Kürtaj hak mı günah mı? İşte uzman görüşleri.
Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi, NPİstanbul Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Nüket İşiten kürtaj üzerine önemli bir yazı kaleme aldı. “Kürtaj hak mı günah mı” başlıklı yazısında İşiten çocuğu istemeyen anne ve babaların giriştikleri sıra dışı bir o kadar da ilkel yöntemleri anlatıyor… Bana bu konu yönlendirildiğinde aklıma takılan bu oldu, düşünceler kafamın içinde ben okumaya başladım. Evde çalışırken; liseye giden çocuğum hangi konuda yazacağımı öğrenince tepkisi –“ Bu konuya karışmayan bir sen kalmıştın !” oldu. Çocuk psikiyatristi de kürtaja ne karışırsa, artık… Bir kadın neden kürtaj olmak ister, bu bir doğum kontrol yöntemi midir? Ne münasebet! Kürtaj bir tıbbi müdahaledir. Doğum kontrol yöntemleri için halkımız çok yaratıcı! Doğuda hekimlik yaptığım sıralarda; limonu asidik ortam yaratarak ortamdaki spermleri öldürecek diye kullananlardan tutun, kremleri yiyenlerden fitilleri eşine yutturan kadınlara kadar türlü çeşitlisini gördüm. O zaman yaptırılan kulaktan duyma bir takım iğnelerle kanamayı başlatmak isteyenler, hastanede takılan spekulumu takılan alet ( spiral ) zannedip onunla evine gidenler!... Çocuk düşsün diye tavuk tüyü sokmak, kibrit çöplerinden bir demet sokmak, bazı otları kaynatıp içmek, olmadı suyuna girip oturmak... Bunlar bir doktor olarak benim rastladıklarım. Kaldı ki ben kadın doğum uzmanı değilim. Onların dağarcığında ne öyküler vardır kim bilir.
Ben psikiyatri ihtisasları yaptım. Erişkin Psikiyatrisi asistanlığım sırasında hastadan anamnez alırken öncelikle kendilik algısı, hayata omzunda bir yükle mi doğarak gelmiş onu sorgulardık. Sorardık hastalarımıza; planlı ve istenerek mi dünyaya gelmişsiniz? Yoksa aile birliği bozulmasın, çocuk ailenin bağıdır dayatması ile mi doğmuşsunuz. E öyle ise bir de boşanılmışsa, hayata 1-0 yenik mi başladınız? Yani birey kendisini daha doğarken işe yaramaz, başarısız mı algılamış. Kişiliği nasıl kristalleşmiş, billurlaşmış. Yaşamdaki öteki olaylar onu nasıl şekillendire, şekillendire bu günlere gelmiş. Daha olgunun tanısını koymadan hazırlayıcı etkenlere bakarak olgunun dinamiğini kafamızda olgunlaştırmayı öğrendik. Çocuk ihtisası yaparken iş daha da alevlendi. Planlı bebek olmak yetmedi, infant psychiatry ( yeni doğan psikiyatrisi) biriminde doğum – hazırlık sürecine bir de çocuğun anne ile sağlıklı ilişkisinin daha anne karnında iken başladığı, annenin duygu ve düşüncelerinin fetus üzerindeki fizyolojik ve psikolojik gelişime nasıl etkide bulunduğu eklendi. Malum bebekler anne karnında iken duyduğu dillere yatkın doğuyorlar. Anne karnında annenin ona anlattığı masalı doğumdan sonra duyduğunda anne karnındaki gibi rahatlayıp uyuyorlar...vb. Annenin gebelik boyunca duyduğu stres ve gerilim vücudundaki kimyasalları değiştiriyor örneğin adrenalin plasentadan hiç süzülmeden doğrudan bebeğin kanına geçiyor. Bitmedi, anne/ baba çocuğa ne isim, nasıl isim koyuyor, kimler nasıl karışıyor. Ve o çocuk anneye kimi neyi çağrıştırıyor.
KÜRTAJ HAK MI GÜNAH MI
Niye mi bu kadar detay önemli? Önemli çünkü kişilik ona göre şekilleniyor. Sağlıklı ya da sağlıksız!.. Primary Attachment Progress yani Birincil Bağlanma Süreci; anne ve çocuk arasındaki bağlanmanın kalitesi, ne olduğu nasıl olduğu önemli. Bebeğin sağlıklı ayrışma– bireyselleşme süreci önemli. Yaşama nereden, nasıl bakacağını ve diğer insanlarla nasıl ilişki kuracağını belirliyor. Dahası nasıl ana baba olunacağını ve nasıl çocuk yetiştireceğini belirliyor. Temel tıp kitaplarında yazar; bir çocuğun sağlıklı boy atması, kilo artması - gelişimi ve zeka gelişimi çocuğun anne yanında büyümesi ve ilişkinin kalitesine bağlıdır. Çünkü sayısız araştırmalar göstermiştir ki en olumsuz koşullarda bile anne yanında büyüyen çocuğun yurtlarda optimum şartlarda yetişen çocuklardan boyu da, kilosu da zekası da daha üstündür. Bu tür bakım altındaki çocuklar belirli bir standartın üstünde bakım almakta olmalarına rağmen ileride de “uyaran eksikliğine bağlı” zeka gelişiminde sıkıntılar yaşayabilmektedir. Ruhsal gelişimden söz etmiyorum bile! Buradan sağlıklı nesiller sağlıklı topluma geçiş yapabiliriz. Ben burada bırakıp ilerisini okuyanlara bırakıyorum. Gazetede bir başlık gözüme takıldı , “ Bunların derdi money, money! “ İçini okudum kuretaj yapan kadın doğum uzmanının kazanacağı paradan söz ediyor. Çok doğru kürtaj yapan kadın doğum uzmanı / hastanesi işlem bedeli para kazanır. Ama orada burada düşürmeye çalıştığında işlemi tamamlamak daha teferruatlı iştir. Ya ölür mezara gider ya bir şekilde hastaneye getirilir ( nasılsa kendi gelemez artık). Daha fazla para kazanılır, bu arada ölen ölür. Bunlar çok önemli değil bence bir psikiyatrist olarak önemli olan bize çok iş düşecek ve biz çok para kazanacağız! Ne diyeyim bu bir gündem değiştirme mi? Yoksa bir taş atmış kimseler çıkaramamış öyküsü mü? Akıl fikir ve sağduyu baskın gelsin dilerim. Şaban Özdemir(NPGRUP)