KRONİK STRES ŞİŞMANLATIYOR

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu

Stres problemini yönetmede özellikle dikkatli olması gerekenlerden biri de kilo sorunu olan kişiler. Çünkü bu sorunun stres problemiyle çok yakın bir ilişkisi var. Araştırmalar geçici streslerin iştahı azaltarak ve biraz da metabolizmayı hızlandırarak kilo kaybına yol açtığını, uzun süreli streslerinse kilo aldırdığını gösteriyor. Stres uzun sürdüğünde yiyeceklerle kurduğumuz duygusal ilişki sağlıklı olmaktan çıkabiliyor. Uzamış ve çözülmemiş stresler yeme ataklarına özellikle şekerli, unlu, tuzlu, yağlı besinlere karşı ilginin artmasına sebep oluyor. Kronik stres mahkûmlarının çikolata, pizza, pilav, makarna veya baklava, pasta tutkunu olmaları bundandır.

DUYGUSAL AÇLIK ÇOK YEDİRİYOR

Kısacası duygusal durumumuz yiyecek tüketimimizi derinden etkiliyor. Pek farkına varmıyorsunuz ama çoğu zaman karnınızı değil duygusal açlığınızı doyurmak için yiyorsunuz. Ayrıca besin seçimlerinizi yaparken de duygularınızın etkisi altında kalabiliyorsunuz. Yiyeceklerin görünümü (görme duygusu), kokusu (koku alma duygusu), kıvamı (dokunma duygusu) ve lezzeti (tat duygusu) yeme içme alışkanlıklarınızda etkili olabiliyor. Özetle, yeme davranışlarınızı yönetmenizde duygularınız çok önemli.

Örneğin, aşırı stresli isek bir şeyler yiyip içme ihtiyacı aratabiliyor. Depresyon, panik bozukluk gibi durumlarda da beslenme alışkanlıkları değişiklikler gösterebiliyor. Yalnızlık, öfke, hiddet, umutsuzluk, hüzün halleri de yeme ataklarına sebep olabiliyor. Kısacası "üzülünce de ye, sevinince de ye" gibi bir durum söz konusu.

Bu dönemlerde besin seçimlerinizi yaparken yiyeceklerle kuracağınız "sağlıklı ve seviyeli ilişkiler" daha da önem kazanıyor. Ne yediğinizi bilerek, düşünerek yemeniz gerekiyor.

Yiyeceklerle sağlıklı ve seviyeli bir ilişki kurmak öyle pek kolay başarılabilecek bir şey değil. Ben yine de bazı önerilerin işinize yarayacağını düşünüyorum. İşte onlardan bazıları...

BUNLARA ÖNEM VERİN

- Canınız bir şeyler yiyip içmeyi çektiğinde hemen mutfağa dalıp buzdolabının kapısını zorlamayın. Kendinize gerçekten aç olup olmadığınızı sorun. Eğer cevabınız evet değilse durun.

- Sabah kahvaltısı yapmayı unutmayın. Sabah kahvaltısı yapmayanlarda gün içindeki açlık ataklarına daha sık rastlanıyor.

- Çantanızda gün içinde tüketebileceğiniz düşük kalorili alternatifler bulundurmaya çalışın. Bu orta boy bir elma, birkaç parça ceviz içi, 1-2 adet kuru kayısı ya da 5-6 adet badem veya fındık olabilir.

- Canınız ne zaman acıkırsa acıksın mevcut alternatifler içinde mümkün olduğu kadar doğru ve sağlıklı besin seçiminin hangisi olduğunu düşünmeden bir şey yemeye, kendinizi rastgele besinlerle karşı karşıya bırakmamaya özen gösterin. Hatta imkán varsa yeme içme düzeninizi belirli bir plan içinde yürütmeye çalışın.

- Yemek davetlerinde, lokantalarda, açık büfelerde daha dikkatli olmayı unutmayın.

- Kilonuzu korumada veya kilo vermede başarılı olmak istiyorsanız duygu yönetimini mutlaka öğrenmek zorundasınız. Yiyecek içeceklerinizin yapısını, yağ miktarını, büyüklüğünü sorgulamayı aklınızdan hiçbir zaman çıkarmamalısınız.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:29 Haziran 2009

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.