KADINLARIN KÂBUSU: PANİK ATAK

Bir beyin hastalığı olan panikatak, kadınlarda erkeklere oranla 3 kat daha fazla görülüyor. Beynin kimyasal dengesinin bozulması olarak tanımlanan hastalığın en büyük nedeni ise baş edemediğimiz korkularımız...

 Kendimi kalp krizinden ölecekmiş gibi hissediyorum. Ambulans görsem panik yaşıyorum, günde 2-3 defa acile başvuruyorum. Doktorlar her zaman aynı şeyi söylüyorlar: ‘Hayır ölmüyorsunuz, panik nöbeti geçiriyorsunuz, evinize gidin rahatlarsınız.’ Eğer iyiysem, bana neler oluyor?” İşte sosyal hayatı cehenneme çeviren beyin hastalığının tarifi kısaca bu...

Panik nöbet geçirdikten sonra evinden çıkamayan, çarşıya pazara gidemeyen, evde yalnız kalamayan, hatta hastaneye yakın bir eve taşınan insanların sayısı çok fazla. Kalabalık bir yere gitseler hep kapıya yakın otururlar. Köprüden, tünelden geçmek, hatta arabaya binmek onlar için işkence olur. Banyoda, tuvalette bile kapıyı açık tutarlar. Sürekli ölüm, aklını kaybetme, kalp krizi geçirme, felç olma korkusuyla yaşarlar, bunları düşünmekten işlerini güçlerini ihmâl ederler.

KADINLARDA TEHLİKE 3 KAT FAZLA

Psikiyatr Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kadınların fiziksel özelliklerinden dolayı erkeklere oranla ruhsal duyarlılıklarına dikkat çekiyor: “Depresyonun da panikatağın da kadınlarda görülme oranı 3 misli daha fazla. Çünkü, beynin duyguları düzenleyen alanı kadınlarda daha duyarlı. Bu, biyolojik bir özellik. Kadınlar, korkuya ve hastalıklara karşı daha dirençsiz.”

KORKULAR BEYNİ BOZUYOR

Panik bozukluk bir hastalıktır. Panikatakta, beynin ‘hipotalamus ‘ adı verilen bölgesi işlevini yerine getiremiyor. Bir nevî yanlış uyarı veriyor. Panik duygusundaki hakim olan belirti korku, kaçınma davranışları, kendini kontrol edememedir. Her an kendini tehlikede hisseder. Bireyin kişilik özelliklerinden kaynaklanan korku duygusu, beynin normal salgılarını etkiler ve fiziksel rahatsızlıklar ortaya çıkar. Korku duygusu kontrol altına alınarak, gerekli ilaç tedavisiyle hastalık yok edilebilir.

SOSYAL BOYUT

Panikatakta, hastaların yüzde 83’ünde iş verimi düşüyor. Yüzde 67’si işini kaybediyor, yüzde 50’si evinden, 3 km uzağa arabayla bile gidemez hale geliyor. Alkol tüketimi de dikkat çekici bir artış gösteriyor. Psikiyatri uzmanına başvuran panik vakalarının yüzde 70’i daha önceden en az 10 defa başka hekime başvurmuş oluyor. Hastalara kendilerinde organik, fiziksel bir hastalık olmadığı söyleniyor fakat hastalık devam ediyor. Hasta “Benim hastalığımın tıpta çaresi yok, doktorlar anlayamıyorlar” diyerek daha da fazla telaşlanabiliyor. Panik hastalarının yüzde 64’ü ölüm hakkında çok fazla düşünürler, ölmeyi istermiş hissi taşırlar, intihara başvurma duygusu veya korkusu ortaya çıkabilir.

DOKTOR VE İLAÇ ŞART

Tedavide beyninde bozulan kimyasal dengeyi düzeltici ilâçlar kullanmak gerekir. Bu ilaçların bazıları panik nöbetini o an kesmek içindir. Ancak asıl tedavi edici olan, beyinde farmakolojik iyileşme yapan ilaçlardır. Bu ilaçlar hastanın bireysel ihtiyacına göre belirlenir. Tedavi sadece ilaçtan ibaret değildir. Hastalığın kökenini araştırmak da gerekir. Kişilik analizi yapılır, çocukluk dönemi, bilinçaltı ile ilgili bilgiler elde edilmeye çalışılır. Stres faktörü araştırılır. İnsanlarla iletişim, etkileşim sorunları incelenir. Bireysel psikoterapi ile hasta takibe alınır.

HASTALIĞIN BELİRTİLERİ

  • Nefes daralması, boğulma hissi 
  • Tıkanma hissi 
  • Göz kararması, baş dönmesi, sendeleme, fenalaşma
  • Titreme ve sarsılma 
  • Çarpıntı, nabız hızlanması 
  • Göğüs ağrısı, göğüste fenalık hissi 
  • Kimliğini, kişiliğini kaybediyor hissi 
  • Terleme
  • Bulantı, karında rahatsızlık hissetme
  • Vücutta uyuşma, karıncalanma hissi 
  • Sıcak basmalar, ürpermeler, irkilmeler 
  • Ölüm korkusu
  • Kontrolsüz bir şey yapmaktan, aptallaşmaktan, aklını kaybetmekten korkmak

Atak görünür bir neden yokken, aniden başlar ve genellikle hızlı bir şekilde, 10 dakika veya daha kısa bir sürede en şiddetli noktaya ulaşır. Yaklaşık olarak 15-20 dakika sürer ve sonlanır. Ancak bazen yalnızca 1-2 dakika, bazen de bir saatten daha uzun olabilir.

PANİK ATAK MI DEPRESYON MU?

Panikatak ve depresyon birbirlerine benzer algılanmakla birlikte, belirtileri yönünden farklı iki hastalık. İkisi de beyin hastalığı olan panikatak ve depresyon, beynin farklı bölgelerinde meydana gelen bozulmalardan kaynaklanıyor. Panikatak beynin kontrol merkezini etkilerken, depresyonda mutluluğu, yaşamdan zevk almayı belirleyen alanlar zarar görüyor. Bazı kişilerde hem panikatak, hem de depresyon bir arada görülebilir. Ancak, olumsuz senaryo yazan kişilerde depresyon daha sık görülürken, korku duygusu yoğun olanlarda panikatak riski fazla...

Neslihan SÖZEN / İSTANBUL

//www.bugun.com.tr


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:24 Kasım 2011Yayınlanma Tarihi:01 Ocak 2000

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.