İnternet Bağımlılığı

İnternet bağımlılığı ; insan-makine etkileşimini içeren ve kimyasal olmayan (davranışsal) bağımlılıklar olarak tanımlanır.
  • İnternet bağımlılığı nedir? İnternet bağımlılığı;insan-makine etkileşimini içeren ve kimyasal olmayan (davranışsal) bağımlılıklar olarak tanımlanır.
- Çocukları internete yönlendiren etkenler nelerdir? Etkileşim yani çocuğun internet sistei ile ilişkisi genellikle, sosyal ilişkilerde güçlük, sosyal oratamının fakir olması, oyun becerilerindeki sınırlılık, aile içi etkileşimin az olması gibi bağımlılığa neden olan ya da ses ve renk efektleri, aksiyon, olay sıklığı gibi bağımlılığı pekiştiren özellikleri içermekte ve bu özellikler bağımlılık eğilimini artırabilmektedir. - Sınırlama getirmek ya da cezalandırmak doğru mudur? Bu ne kadar etkili olur, etkili olur mu? Sınırlama getirmek pek tabi doğru olandır. Bu en başından belirlenecek limitlerle sağlanırsa en güzelini yapmış oluruz. Ceza ise rehabilitasyon amacı gütmediği sürece işlevsel değildir. Etkili kullanımı öğretmede model olmak ve amaca yönelik kullanımı desteklemek önemlidir.Burada en önemli nokta karşımızdaki yeni kişinin engellenme düzeyinin zor aşılır olmasıdır. Unutmamalıyız ki artık karşımızda kendi istekleri doğrultusunda davranan birisi var. Bu yüzden katı engellemeler yerine ilgilerine ortak olan ikna eden ebeveynler ya da erişkinler olmakta yarar vardır. Başka bir deyişle “Altın Orta Nokta” kuralından hareketle iç disiplini destekleyici bir tutum sergilemek gerekir.Sanal ortam yerine doğal ortama yönlendirmek, arkadaş ilişkilerinin desteklenmesi,spora yönlendirme yeni haz merkezleri oluşturacağı için faydalı olacaktır. - Çocuklarına kızan ailelerin de internet bağımlısı olduğunu görüyoruz. Onların psikolojisi nedir? Aslında bağımlılığa giden yolda aynı süreçler onlar içinde geçerli. Haz tatminini en kısa yoldan giderme meselesi.Stres karşısında zorlanan kişi rahatlamak için hazza eğilir ve öncelikli arayacağı en yakınında olan ve en hız haz edinebileceği şey olur ki günümüz teknoloji tüketiminde de ilk akla gelen bilgisayardır. - Aileler bu konuda nasıl bilinçlendirilmelidir? Hem kendi kullanımlarına uygunluğu hem de çocuklarının kullanımına uygunluğu adına teknoloji firmalarından ihtiyaçlarına en uygun teknoloji ile ilgili destek alabilirler. İnternet kullanımı ile ilgili de internet hizmetini veren firma temsilcilerinden kendileri için en uygun şartların ve kullanım sınırlarının danışmanlığını alabilirler. Bir de kullandıkları teknolojinin içeriğini muhtemel etkileri ile ilgili olarak yine o teknolojiyi yani bilgisayar ve internet ortamını kullanarak kendileri için en uygun sınırı belirleyebilecekleri bilgiye kolaylıkla ulaşabilirler. - İnternet başında saatlerce kalan, hatta ölen insanlar var. Bu insanlar hangi duygularla hareket ediyor? Genel duygu haz duygusudur. Gerçek hayatta elde etmekte zorlandığı hazzı sanal ortamda kolayca, az sürede ve kaygı yaşamadan telafi edebilirler. Diyebiliriz ki haz duygusunun bir nevi telafisi düşüncesi ile hareket ederler. - Ülkemizde ekonomik krizin etkisiyle artan işsizlerin, internette uzun süre vakit geçirmeleri ne kadar doğru? Tabi ki doğru değil. Eskisinden daha çok oturacağımız kesin ama samimi bir arkadaşın yerini, dertleşmesini, desteğini hiçbir şekilde telafi etme şansı yoktur. - Türkiye'den istatistikler verir misiniz? Bilgisayar yazılımlarının birçoğu yarışma ve agresyon içeriklidir. Bu oyunlarda çocuklar ve gençler sanal karakterlerle ilişki kurarlar ve çoğu zaman da onların yetenekleri ile özdeşim kurabilirler. Günlük hayatlarında yapamayacakları bir sürü şeyi sanal ortamda yapabildiklerini görürler. Bu nedenle içine girdikleri gerçek olmayan dünya ile gerçek dünya arasındaki sınırlılıkları ayırt etmekte zorlanabilirler (Sherry ve Turkle, 1995). Young’un 1996 yılında yaptığı çalışmada öğrencilerin %56’sının çalışma alışkanlıklarının azalmasına bağlı olarak akademik başarılarında düşme yaşadıkları ve geç saatlere kadar bilgisayar başında oturmanın sabah kalkmada zorlanmalara neden olduğu bildirilmiştir. - Bu kişilerde bedensel ve ruhsal başka hangi sağlık problemleri görülür? Günümüz itibariyle yeterli düzeyde araştırma verisi bulunmamakla birlikte uzun süre monitör ya da ekran başında kalmanın obezite’nin destekleyicisi olan çevresel faktörlerden olduğu gün geçtikçe ağırlık kazanan bir görüştür. Yeterli fiziksel hareketlilik olmadığı için kalori yakımı düşük seviyede kalmakta ve kilo alımı artmaktadır. Uzun süre ekran ya da monitör karşısında olmanın bir diğer sonucu da göz sağlığında ki bozulmalardır. Yine uzun süreli oturuşların fiziksel değişimin hızlı ve yoğun olduğu ergenlik döneminde dolaşım ve omurga bozukluklarına neden olduğu düşünülmektedir. Yapılan araştırmaların ortaya koyduğu önemli bir bulgu da bazı bilgisayar oyunlarının epileptik nöbetleri tetiklediğidir. Cinselliğin hormonal yapılanmasıyla yeni tanışmış ya da bu hormonal baskıyı en şiddetli döneminde yaşayan gençlerde cinsellik algıları yanlış gelişebilmektedir. Erken yaşta detaylı cinsellikle tanışan bir genç yanlış eğilimlere yönelebilmektedir. Daha ileri yaşlarda da cinsellik adına doyum eşiğinin de yanlış oluşması ise yine abartılı ya da çok basite indirgenen cinsel eğilimlere yol açmaktadır. Doğru kullanıldığında bilişsel gelişim bakımından son derece faydalı enstrümanlar olan teknolojik araçlar yanlış kullanımla insanın muhakeme gücünü zayıflatan, analitik düşünme yeteneğini azaltan makinelerden öteye geçemez. Beyin enerjisini yorumlama yerine sadece yorumlanmış hazır bilgiyi almaya çoğu zamanda rutin tekrarlanan işler, aynı tip oyunlar nedeniyle de öğrenme ve bilgiyi yorumlama yeteneklerinde düşmeye neden olabilir. Özellikle bilgisayar sözel bilgilenme sürecinden çok görsel bilgilenme sürecine odaklı dizayn edilmiştir. Bu nedenledir ki yapılan araştırmalar ve klinik tecrübeler aşırı bilgisayar kullanımının sözel öğrenme gücünü engellediğini göstermektedir. sosyal fobik ya da en azından kaçıngan kişilik özellikleri taşıyan bir genç rahatlıkla kaygı düzeyi çok da yükselmeden chat ortamında sosyal ilişki kurmaya başlayabilir ve bu ilişkiyi zamanla sanal dünyadan gerçeğe taşıyabilir. Buradaki risk bu ilişkinin gerçek hayata taşınmadığında başlar. Fobik özellikler patolojik bir hal alabilir veya genç kendisini farkında olmadan sosyal izolasyona iter. Sanal ortamların çekiciliği kaygı düzeyinin düşük ve kaçma şansının kolay olmasından kaynaklanır. Kişi normalde söyleyemeyeceği şeyleri sanal ortamda sahte bir güvenle söyleyebilir.

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:18 Kasım 2011Yayınlanma Tarihi:16 Şubat 2010

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.