GDO'lu altın prinç

Güneşli bir Ağustos sabahında dört yüz protestocu, Filipinlerdeki Bicol bölgesinde bir tarlayı çeviren çitleri indirip genetiği değiştirilmiş çeltiğe zarar verdi.

Güneşli bir Ağustos sabahında dört yüz protestocu, Filipinlerdeki Bicol bölgesinde bir tarlayı çeviren çitleri indirip genetiği değiştirilmiş çeltiğe zarar verdi.

gdoÇeltik mahsul verebilseydi, normalde beyaz olan tanelerinin basbayağı sarı olduğu görülecekti. Sebebi de çeltiğe mısırdan bir gen, bir bakteriden de başka bir genin katılmış olması. Bu iki gen bir araya geldiğinde A vitaminine sahip beta karoten üretiyor. Geliştiricilerin ona Altın Pirinç demesi de tarladaki çeltiğin bu benzersiz özelliği. 8 Ağustos'ta tarlaya zarar veren göstericilerin taşıdıkları endişeler (Altın Pirinç'in insan sağlığı ve çevreyi öngörülemeyen tehlikelere atabileceği, son tahlilde büyük zirai ilaç firmalarının bundan kazanç sağlayacağı), genetiği değiştirilmiş mahsullerin yararlarıyla ilgili tartışmaların devamı olarak görülebilir. Bu endişeleri paylaşan Amerikalılar, laboratuvarlarda DNA'sı değiştirilmiş içeriği olan ürünlerin ambalajlarında "GDO" yazılmasını istiyor. Son yıllarda GDO'lu başka ürünlerin yetiştirilmesiyle ilgili denemeler de aynı kaygılarla saldırılara uğradı. Bu ürünler arasında, Fransa'da ölümcül bir virüsle savaşmak için tasarlanan üzümler, Avustralya'da kan şekerini daha az etkileyecek şekilde tasarlanan buğday, Oregon eyaletinde tarım ilaçlarına dayanıklı şekilde geliştirilen şeker pancarı sayılabilir. Protestonun öncülerinden bir çiftçi, Filipinler'de çıkan Remate gazetesinde, "Halkımızın, özellikle çocuklarımızın bu deneylere alet edilmesini istemiyoruz" diyordu. Oysa Altın Pirinç, bugün yaygın şekilde kullanılan ve tarım ilaçlarına veya böcek saldırılarına dayanıklı olarak tasarlanan, faydasını doğrudan tüketicilerin değil, çiftçilerin gördüğü GDO'lu mahsullerin hepsinden farklı. Altın Pirinç denemeleri şu an dört tarlada daha sürüyor. Filipinler hükümeti pirincin serbestçe yetiştirilmesiyle ilgili bir karar almayı beklerken, teknolojinin yararlarına ilişkin tartışmaya bir boyut daha eklendi. Herhangi bir şirkete ait olmayan Altın Pirinç, Uluslararası Pirinç Araştırma Enstitüsü adında kâr amacı gütmeyen bir kuruluş tarafından geliştirildi. Amaç, hem birçok insanın pirinçle beslendiği Filipinler halkına hem de nüfusun yarısının her gün pirinç yediği dünyanın başka yerlerine yeni bir A vitamini kaynağı sunmak. Bu besin kaynağındaki eksiklik, her yıl çeyrek ila yarım milyon çocukta körlüğe neden oluyor. Asya ve Afrika'da milyonlarca insan bundan etkileniyor ve bağışıklık sistemleri o kadar zayıflıyor ki, normalde kolayca atlatılabilen hastalıklardan her yıl iki milyon kişi ölüyor. Deneme tarlasına zarar verilmesi ve bunun için açıklanan gerekçeler, bilim camiasında infiale neden oldu ve söz konusu teknolojinin sağlığı ve çevreyi tehdit etmesiyle ilgili iddialara karşı bir tepki doğdu. Binlerce bilim insanı akademik camiada dolaşan ve Altın Pirinç'i destekleyen bir dilekçeyi imzalarken birçokları da Greenpeace gibi örgütlere karşı hayal kırıklığını dile getirdi. İtirazların genetik mühendisliğiyle ilgili yersiz korkulara dayandırıldığı aktarılıyor. Yalnızca biyolojik olarak takviye edilmiş pirincin değil, bu teknolojiyi değerlendirmeye yönelik akılcı yöntemlerin de hedef alındığı belirtiliyor. Ve beslenmeye katkı yapabilecek teknolojilerin boşa gidebileceğine dikkat çekiliyor. New York Üniversitesi'nin fen fakültesi dekanı olan genom bilimi ve biyoloji profesörü Michael D. Purugganan, "GDO'lar hakkında birçok yanlış bilgi dolaşıyor ve insanlar bunu doğru sanıyor" diyor. Filipinlerdeki GMA News Online adlı haber platformunda, "Vitamin için pirince kattıkları genler insan yapımı acayip bir malzeme değil, kabak, havuç ve kavunda da bulunan bir maddedir" diye yazıyor. "Batı dünyasında GDO'lu ürünlere yöneltilen eleştirilerin birçoğu, kalkınmakta olan ülkelerde durumun ne kadar vahim olduğunun yeterince anlaşılmamasından kaynaklanıyor." Suudi Arabistan'daki Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi profesörü ve ABD dışişleri bakanı eski bilim danışmanı Nina V. Fedoroff, dilekçenin öncülüğünü yapanlardan biri. Onun sözleriyle, "Bilim insanları için ayağa kalkıp, 'Yalanlara son, korku tellallığına son' demenin vakti çoktan geldi. Burada milyonların hayatını kurtarmak söz konusu." Altın Pirinç'in uyandırdığı şüpheler aslında tam da projenin yüksek amacından kaynaklanıyor. Birçok ülkede GDO'lu mahsullerin tarımı yasak. Hint çevreci Vandana Shiva birkaç yıl önce Altın Pirinç'i, GDO'lu ürünler için kamuoyu desteği alma amacı güden ve yoksul çiftçilerle tüketicilerin aleyhine olmak üzere büyük şirketlere avantaj getiren "gizli bir silah" olarak tanımlamıştı. Yazar Michael Pollan da 2001 tarihli makalesi "Büyük Sarı Aldatmaca"da, bu pirinçle "bir kamu sağlığı sorununu çözmekten çok bir kapı aralamanın" amaçlanmış olabileceğini belirtiyordu. Fakat Altın Pirinç bunu izleyen süreçte revize edildi; artık sağlıklı bir çocuk bir kâse pirinçle günlük A vitamini ihtiyacının yüzde 60'ını karşılayabiliyor. Ayrıca pirincin başka türlerle çaprazlanmasının sınırlı olduğu çünkü bu türün kendi kendini tozlaştırdığı belirtiliyor. Filipinler hükümeti Altın Pirinç'i onaylarsa, yeni tohumları kullanmak isteyen yoksul çiftçiler için bunun maliyeti normal pirinçten daha yüksek olmayacak. Bill ve Melinda Gates Vakfı, Altın Pirinç'in son testlerini destekliyor. Sahraaltı Afrika'ya uyumlu mahsullerin, örneğin, hasadın üçte birini mütemadiyen yok eden virüslere dirençli manyok bitkisinin ya da azotu daha verimli kullanan mısırın geliştirilmesine de destek veriyor. Ayrıca bazı kuruluşlar zirai ilaçlara dirençli bir börülce ve A vitaminli muz üstünde çalışıyor. GDO'lu ürünlere yöneltilen itirazlardan biri, bunların bilinmeyen risklere gebe olabileceği üstüne odaklanıyor. Scientific American dergisinin ağustos sayısına göreyse bu ürünler ancak "kamuoyu desteğiyle" sofralara gelebilir. Öte yandan Greenpeace, GDO'lu ürünlere karşı çıkmayı sürdürüeceğini açıkladı. Örgütün Filipinler kampanyasından Daniel Ocampo, "Hata da yapsak tedbirli olmayı tercih ederiz" diyor. Bazıları içinse en önemli konu, acıların hafifletilmesi. Dilekçeyi imzalayan Meksikalı Javier Delgado'nun yazdığı gibi, "Bu teknoloji hayat kurtarabilir. Yersiz korkularsa hayatlara mal olabilir.'' THE NEW YORK TIMES

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:03 Eylül 2013Yayınlanma Tarihi:04 Eylül 2013

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.