Çocuk Hastalıkları ve Hipnoz

Tıbbi amaçla mesleklerinde hipnozdan yararlanan doktorlarının yüzde 15'ini çocuk hastalıkları doktorları oluşturmaktadır.

Gerçekten büyüklerde olan standart hastalıkların yanısıra özellikle çocuklara özgü ve çocuklarda daha sık karşılaşılan sorunlar vardır. Bu tür sorunların çözülmesinde hedefe daha çabuk ve daha kolay erişmek konusunda hipnoz doktorların hizmetindedir.

Çocuklara özgü hastalıklardan sözederken yatak ıslatmaları, davranış bozuklukları, eğitim sorunları, konuşma bozuklukları, parmak, dudak ve damak emme gibi konular ön plana çıkmaktadır. Nedeni ne olursa olsun, organik sebeplerden olmamak kaydıyla gece işemelerinin tedavisi birkaç seanslık hipnoz çalışmasıyla sona ermektedir. Burada araştırıcı açısından basit bir soruşturma ile hipnozdan yararlanıp, yararlanamayacağı anlaşılabilir. Gündüzleri idrarının geldiğini farkederek tuvalete koşabilen çocuk, geceleri de gündüz olduğu gibi çişinin geldiğini ve idrar kesesinin olduğunu anlayarak uyunabilir ve tuvalete koşabilir.

Gündüz idrarı tutabilme ve kaçırmama işlemi fizyolojik olarak işeme sisteminin sağlıklı olduğunu gösterir.

Çocuk geceleri pek çok psişik nedene bağlı olarak idrarını bilerek veya bilmeyerek denetleyemez. Bu yatak ıslatma işlemleri çocuğa kadar ailesi ve yakınları için de kabul edilmez bir sorundur. Bu tür sorun nedeniyle çevreden kopma, seyahatlerden kaçma, hatta ileri yaşlarda evlilikten kaçma gibi sorunları beraberinde getirir.

GECE İŞEMESİ HİPNOZ TELKİN KALIBI

Daha çok küçük çocuklara hipnoz altında aşağıdaki hipnoz telkin kalıbı benzerleri uygulanmaktadır. Hasta küçüğe yaklaşımda sevgi ve şefkat duygularıyla dolu ses tonu iletişimi hızlandırmakta, güven duygusu pekişmekte ve sonuç daha çabuk alınmaktadır.

Hipnoza alınan küçük rahatladığı ve telkine hazır olduğu sırada uygulayıcı her telkin kalıbında görüldüğü gibi güven içeren ifadeyle diyaloğa başlar.

"...Şimdi çok rahatladın... bütün bedenin gevşedi... göz kapakların ağırlaştı... bilincin çok açıldı... İstesen de bedenini kıpırdatamaz, göz kapaklarını açamazsın... ama sözlerimi duyacak ve hiç unutmayacaksın... Sen akıllı ve zekisin, sende hiçbir hastalık yok... artık büyüdün ve geliştin... İstediğin için başaracak ve sabahları kuru kalkmanın sevincini yaşayacaksın... Uykuların hafifledi... Öylesine hafifledi ki... sanki tavşan uykusu... sanki tilki uykusu gibi hafif bir uykuda uyuyacaksın...

En ufak bir seste, en ufak bir çıtırtıda uyanacaksın... böylece yaramaz çocukların yatağına kovalarla su dökmesini önleyeceksin... uykuların hafifledi, öylesine hafifledi ki... annen veya baban seslendiğinde hemen uyanacak... tembellik etmeden tuvalete koşacaksın... sonra yatağa dönüp hafif uykuna devam edeceksin... Sende yapısal bir bozukluk ve kusur yok... gerçekten kusur olsaydı... gündüzleri de çişini tutamazdın... Artık uykuların hafifledi... geceleri hafif bir uykuda, tetikte uyuyacaksın. Tembellik etmeden... gündüz olduğu gibi... çişinin geldiğini farkedeceksin... nasıl gündüz çişinin geldiğini... çiş kesenin dolduğunu farkederek doğru tuvalete koşuyorsun... artık geceleri de farkedecek sanki beyninde zil çalmış gibi... sanki biri sana seslenmiş 'uyan uyan' demiş gibi hemen gözlerini açacak doğru tuvalete koşacaksın... böylece sabahları kuru kalkacak... evde, seyahatte, başka evlerde, otellerde kuru kalkacaksın. İstediğin, inandığın ve güvendiğin için başaracak, artık kuru kalkacaksın..."

Telkin kalıplarında olduğu gibi ikinci bölümde, uygulayıcı söyler, hasta, işitilir bir ses tonuyla tekrarlar.

"...uykularım hafifledi... uykularım hafifledi... geceleri tetikte uyuyacak en ufak bir seste, en ufak bir çıtırtıda uyanacağım" birinci bölümdeki telkin kalıbı benzerleri tekrarlatılır.

İşlem bitince uygulayıcı hipnoz konsantrasyonu yoğunlaşan küçüğe başaracaksın imajını içeren telkin kalıplarına devam eder.

"...Uykuların hafifledi... o kadar hafifledi ki geceleri tetikte uyuyacaksın... tavşan uykusu, tilki uykusu gibi hafif bir uykuda uyuyacaksın. Artık uykuların hafifledi... sabahları kuru kalkacaksın..." şeklinde telkinlere devam edilir... sona doğru otohipnoza giden yolda.

"... Akşamları yatarken sağ elini kapatıp üç derin nefes alacaksın, ardından gözlerini kapatıp üç derin nefes daha alıp, kendini benim yanımda, sanki bu koltukta gibi düşünüp... içinden 'uykularım hafifledi, kuru kalkacağım... tetikte uyuyacağım' gibi hatırında kalan telkinleri söyleyip hafif bir uykuya dalacaksın..."

Yıllarca bu sorunun altında ezilmiş, yaşama küsmüş ve psişik sorunlarla dopdolu insanlarla karşılaştık. Bu konudan olmak üzere Çocuk Hastalıkları Doktoru Ayzit Sertel'in Enüresisli Çocuklarda Bilinçli Hipnoz konulu yazısını Bilimsel Hipnoz kitabından alarak aynen sunuyoruz...

ENÜRESİSLİ(Altını Islatan) ÇOCUKLARDA BİLİNÇLİ HİPNOZ

Enüresis sık rastlanan bir sorundur. Bu sorun yalnızca çarşafları değil, birçok ailenin hayatını da mahvetmiştir.

Enüresis miksiyon kontrolü bekleyen bir yaşta, uygunsuz koşullar altında sık sık idrar boşaltmaktır. Tedavide birçok yöntemler denenmiştir. Biz de, Bilinçli Hipnoz yöntemiyle enüresis'li çocukları etkileyemeye çalıştık.

Materyelimizi 1978/82 yılları arasında, 6-17 yaş grubu arası 52 kız, 48 erkek, toplam 100 çocuk oluşturmaktadır. Bu vakaların % 30'u spina bifida'lı,* diğerleri normaldir. Primer enüresis** denekler 40 kız, 46 erkek, toplam 86 vaka.

Sekonder enüresis'li*** denekler; 12 kız, 2 erkek, toplam 14 vaka.

Gece-gündüz enüresis'li 6 deneklerden 5'i erkek primer, 1'i kız sekonder vaka vardır.

Vakaların yarısından çoğunda enüresis'in tırnak yemeyle birlikte bulunduğu dikkati çekmektedir.

Metod: Hipnoz öncesi anemnez ve klinik muayenesi yapılmış çocuklardan, tam idrar, dışkıda parazit yumurtası ve omorga grafisi istenmiştir.Elde ediler bulgulara göre tedavileri yapıldıktan sonra "Bilinçli Hipnoz"' yöntemi uygulanmıştır.

Hazırlayıcı Talimat: Telkin olabilme gücü ancak hocamızın tabiri olan "mayalanma" ile olur. Bunun için önce görmek, istemek, inanmak ve korkmamak esastır. Ayrıca çocuğun doktorunu sevmesi şarttır. Arada sevgi bağı kurmak gerektir.Çocuklara herşeyi anlatmalı ve uyuyan kardeşlerini önceden göstermelidir.

Başlangıçta hekim çocuğu oldukça sık görmektedir.Açıklama yapılmadan telkine girişilmemelidir.Başarılı bir hekim çocuğa ve ebeveynine miksiyon kontrolu ve enüresisin doğal seyrini en basit terimlerle açıklamayla işe başlar. Bu durumun çocuklarda sık görüldüğünü kesin sözlerle ifade eder. (Bu da çoğu kez karşı tarafı rahatlatır). Kendisinin, çocuğun ve ebeveyninin bir ekip halinde işbirliği gösterecekleri bir miksiyon kontrolü kampanyasının ana hatlarını anlatır, prognozu belirtir.Prognozun zaten olumlu olduğunu söyler.

Çocuğa geceleri aşırı sıvı içirilmemesi doğru olur. Geceleri çocuğun uyandırılarak tam uyanık durumda tuvalete götürülmesi şarttır. "Noktürnal Enüresis" için çocuğun mümkün olduğu kadar sakin olması, suçlayıcı olmayan bir tarzda ve daha ziyade yatağını ıslatmadığı gecelerin üzerinde durarak kayıt tutması yararlı olabilir.Çocuğu teşvikten başka hiç bir tedavinin uygulanmadığı bu yöntem bazı çocuklarda mesane kontrolü sağlamakta yararlı olmaktadır.

Uyumak isteyen çocuğa önce, "gözünü etrafta gezdirmeyeceksin, dikkatini bana vereceksin, korkmayacaksın. Şimdi gözlerini gözlerime dik, göz kapakların ağırlaşınca hemen kapa", telkini verilir. Sonra "Evet, şimdi uyuyarsun, daha derin, mışıl mışıl uyu. Sen akıllı, güzel bir çocuksun.Saniyeler geçtikçe uykun derinleşiyor", denir.

Uyku halinde kol hafif tazyikle manüple edilir. Ağırlaştığı görülür.Çocuklara yaklaşımda hipnozitör bir anne tutumundadır.Bu nedenle şefkat ve emniyet hissi oluşturulur.

Bazı çocuklara yumuşak sözlerle yapılan telkinler fayda vermemektedir. Çocuk hipnozitörün prestiji ve otorotisi ile regrese olmaya zorlanır.Bu noktada bu metot baba otoritesiyle ilgilidir. Freud buna "korku yolu ile regresyon(gerileme)", der.Çocuklar otoriter metotdan daha çok yararlanırlar.Fakat onlara da daima kısa ve anlayacakları şekilde açıklamalar yapılmalıdır.

Anlatılan şekilde enüresis'li çocuklar ilk hafta, her gün telkine tabi tutulmuştur. Üç hipnoz seansından sonra "oto hipnoz" verilmiştir. Sonra haftada iki seans, bir seans, onbeş günde bir, ayda bir, üç ayda bir olmak üzere bir sene takip edilmiştir.

Sonuç:

1- Deneklerin tedaviye cevap vermelerinde Spina Bifida'nın varlığının hiç bir rolü olmamıştır.Bu demektir ki Spina Bifidalı hastalar da Spina Bifidasız hastalar kadar tedaviye cevap verebilmiştir.

2- Yüz denekten elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde tedavi yüzdeleri şöyledir.

Tabloda görüldüğü üzere hastaların % 56'sı birinci seanstan sonra şifa bulmaktadır.Hastaların % 97'si maksimum 8 seanstan sonra şifaya ulaşabilmektedir.% 3'ü ise yeterli ölçüde iyileşememiştir.

3- Tedaviye cevap vermede cinsiyet faktörünün bir rolü olmamıştır.

4- "Sekonder Enüresis" vakaları primerlere göre daha çabuk etkilenmiş "birinci seansta"; geri dönme olmamıştır. Sadece 16 yaşındaki bir kız çocuğunda etkilenme üçüncü seansta olmuş ve nadiren geri dönmeler izlenmiştir.

5- 12 yaşından sonraki çocuklarda tam şifaya kavuşmaları erken veya geç de olsa, zaman zaman gidip gelmeleri olduğu, halbuki daha küçük çocukların şifa bulduktan sonra pek geri dönüş yapmadıkları gözlenmiştir.

6- Vakaların yarısından çoğunda enüresis'in tırnak yemeyle birlikte olduğu dikkati çekmiştir.

Prognoz: Hastalığın Seyrini,süresini ve sonuçlarını önceden tahmin etme.


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:22 Ekim 2021Yayınlanma Tarihi:06 Mayıs 2010

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.