Bilişsel gelişimin kaynağı bağırsak mı?

Bir çocuğun bilişsel gelişimini etkileyen ve potansiyelini açığa çıkarmasını sağlayan birçok etmen olduğu bilim insanları tarafından birçok kez ortaya koyuldu.

Çocuğun genetik altyapısı, ailesinin ilgisi, arkadaş çevresi, beslenmesi, içinde bulunduğu ortamın zihinsel uyaranlara yatkınlığı; bir çırpıda sayabileceğimiz etmenler arasında bulunuyor. Ancak Carlson ve arkadaşlarının (2017) gerçekleştirdiği güncel bir araştırma sayesinde, artık belki de çocuk gelişiminde yepyeni bir sayfa açılıyor. Çünkü bu araştırma şimdiye kadar aklımıza hiç gelmeyen bir adayı daha sahneye çıkarıyor: Bağırsak mikrobiyotası.

BAĞIRSAK MİKROBİYOTASININ ÖNEMİ

Bağırsak mikrobiyotası, insan bağırsağında ikamet eden mikropların (bakteri, arke, virüs ve mantar) tamamına verilen isim. Mikrobiyom ise burayı kendine mesken edinmiş mikropların kolektif genomunu temsil ediyor. Özetle mikrobiyota mikropların kimliği ile ilgiliyken, mikrobiyom mikropların genetiği ile ilgili.

Vücudumuzdaki mikropların bizim hücre sayımızı kat be kat geçen sayıları sebebiyle vücudumuz insan olduğundan daha çok mikrop diyebiliriz. Ancak bu mikroplar vücudun birçok bölgesinde barınmasına rağmen bağırsakta yaşayanlarının önemi bir başka. Bunun altında da birkaç sebep yatıyor.

Öncelikle bağırsaktaki mikropların çeşitliliği ve yoğunluğu diğer bölgelerdeki mikroplara kıyasla daha fazla olduğu için bağırsak mikrobiyal aktivitenin de kalbi olarak kabul ediliyor. Ayrıca bağırsağın nadide ürünü dışkı sayesinde burayı mesken edinmiş mikroplar hakkında bilgi edinmek ve onları incelemek de diğer bölgelere kıyasla çok daha kolay.

Son yıllarda bağırsak mikrobiyotasının yıldızını asıl parlatan ise kendisinin beyin ile arasındaki sıkı ilişkide yatıyor. Beynin/merkezi sinir sisteminin, bağırsağı kontrol etmesi ve onunla rahatlıkla iletişime geçmesi elbette bu meselenin en doğal karşılayacağımız tarafı. Günün sonunda merkezi sinir sisteminin işi bu değil mi? Sağa sola emir yağdırmak. Meselenin, eşyanın doğasına aykırı olan ve büyük yankı uyandıran tarafı ise bağırsakta ikamet eden minik küçük mikropların merkezi sinir sistemine müdahale edebilmesinde saklı. Tevekkeli değil, mikrobiyota bozulmalarının duygudurumu değişikliklerine sebep olması, birçok nörolojik hastalıkta (Alzheimer Hastalığı, Multipl Skleroz, Parkinson Hastalığı) bile karşımıza çıkması.

BAĞIRSAK MİKROBİYOTASININ GELİŞİMİ

Yeni doğmuş bir bebeğin bağırsak mikrobiyotası sterilken, bağırsaktaki yegane kolonileşme doğum esnasında anne kanalı ile elde ediliyor. Normal doğum ile dünyaya gelen bir bebeğin mikrobiyotası, annesinin vajinasındaki mikroplarla benzerlik gösterirken; sezaryenle doğan bir bebeğin mikrobiyotası annesinin cildindeki mikroplarla benzerlik gösteriyor ki bu da çocuğun ileride alerjik problemlerden ve astım hastalığından muzdarip olma riskini artırıyor. Tabii ki doğum sonrası beslenme, kreşe gidip gitmemesi, antibiyotik kullanımı gibi faktörler de çocuğun bağırsak mikrobiyotasının gelişimini etkiliyor.

 Daha önce yapılan araştırmalar tam zamanını ortaya koymasa da 1 ila 3 yaş arasında çocukların bağırsak mikrobiyotasının yetişkinlerinkine benzer bir görünüm elde etmeye başladığını gösteriyor.

BAĞIRSAK MİKROBİYOTASI VE BİLİŞSEL GELİŞİM

Bağırsak kolonileşmesinin en dinamik olduğu yaşlar ne tesadüftür ki çocukların beyin ve bilişsel gelişimleri açısından da oldukça önemli. Hatta farelerle yapılan deneyler, nöronal gelişimde bile bağırsak mikrobiyotasının etkisi olduğunu gösteriyor. Bu veriler ışığında Carlson ve arkadaşları, çocukların bağırsak mikrobiyotası ile bilişsel ve beyin gelişimleri arasındaki ilişkiyi irdeleyen bir araştırma gerçekleştirerek yepyeni bir araştırma alanına ilk adımı atıyorlar.

Araştırmaya katılan 89 çocuğun, 1 ve 2 yaşlarındaki bağırsak mikrobiyotaları, bilişsel gelişimleri ve bölgesel beyin hacimleri inceleniyor. Öncelikle çocuklar 1 yaşında alınan dışkı örneklerine bakılarak 3 gruba ayrılıyorlar. Farklı gruplardaki çocuklar, bilişsel gelişimlerini takip için kullanılan Mullen Scales of Early Learning skorlarında birbirlerinden farklı performans sergiliyorlar. Bacteroides grubundaki çocuklar, diğer gruptaki çocuklardan anlamlı olarak daha hızlı bir bilişsel gelişim gösteriyorlar. Bacteroides, sezaryenle doğan çocuklarda, normal doğumla doğan çocuklara kıyasla daha düşük görülen bir bakteri türü.

BİLİMFİLİ


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:06 Nisan 2019Yayınlanma Tarihi:31 Temmuz 2017

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.